Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/673 E. 2021/832 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/673 Esas
KARAR NO : 2021/832

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 31/10/2016
KARAR TARİHİ : 15/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/10/2015 günü meydana gelen trafik kazasında davalıların babası olan müteveffa …’in hayatını kaybettiği, kazanın meydana gelmesinde davalı …’ın sürücü belgesinin bulunmadığı, davalı …’in yağmurlu havada silecekleri çalışmayan aracı çektiği, üstelik çeken ve çekilen araçlara ilişkin kurallara aykırı davrandığı, davalı …’in kazaya karışan … plakalı aracın maliki olduğu, KTK madde 85 gereği meydana gelen zarardan işleten olarak sorumlu olduğu, kazaya karışan … plakalı araca davalı sigorta şirketi tarafından 24/08/2015 tarihli ve … nolu poliçe ile zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırıldığı, bu nedenle davalı sigorta şirketinin de poliçede yer alan teminatlar doğrultusunda tazminat taleplerinden sorumlu bulunduğu, müvekkillerinin meydana gelen kaza nedeniyle müteveffanın hayatını kaybetmesinden dolayı maddi ve manevi zararlarının büyük olduğu, bu nedenle davalı …’e ait … plakalı araç ile davalı …’a ait … plakalı araç ile davalılara ait olup mahkemece UYAP sisteminden tespit edilebilecek olan başkaca araçların ihtiyati haciz yerine geçmek üzere taşınırların üçüncü şahıslara devrini engellemek için ihtiyati tedbir konulmasını, 10.000 TL maddi tazminat ve 55.000-TL manevi tazminat bedelinin davalılardan alınarak davacılara ayrı ayrı ödenmesini, kaza tarihi olan 11/10/2015 tarihinden itibaren zararların hepsine faiz işletilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalılara müştereken ve müteselsilen yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğu, müteveffanın alkollü olup olmadığı, kask takıp takmadığı, kaza ile ölüm arasında illiyet bağının var olup olmadığının tespiti, alkollü kasksız olması halinde müterafik kusurun tenzili için otopsi raporunun celp edilmesi gerektği, müteveffanın kusur oranın tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesi gerektiği, talep edilen tazminat miktarının mahsup edilmesi gerektiği, faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiği bu nedenlerle davanın esastan reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurlu olduğu ve tüm kusurun davalılarda olduğu iddiasının kabul edilemeyeceği, müvekkilin araç çekmesi ile müteveffanın ölümü arasında illiyet bağının bulunmadığı, mahkemece yapılacak olan bilirkişi incelemesinde bu hususun ortaya çıkacağı, kazanın müvekkilin kullandığı araçtan kaynaklanmadığı, kazanın oluşumunda kusuru bulunmayan müvekkilinin manevi tazminattan sorumlu tutulamayacağı, destekten yoksun kalma tazminatı açısından müteveffanın destekliği için sosyal ekonomik durum araştırması ve öğrenci olan davalı ile ilgili olarak öğrenim durumunun sorulmasını, sigorta şirketi tarafından davacılara herhangi bir ödemenin yapılıp yapılmadığının araştırılmasını, davanın reddine, yargılama ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen ölümlü trafik kazası sonucu müvekkilinin taksirle ölüme sebebiyetten ceza aldığı, müteveffanın yağmurlu havada hızlı gittiği, yolda kendi şeridinin sağ tarafından gitmesi gerekirken diğer şeride yakın olan tarafından seyretmesi kazanın oluşmasında asıl etkili olduğu, ayrıca müteveffanın olay sırasında kask kullandığı, yağmurlu havada kaskın görüş açısını etkileyeceğinin bariz olduğu, müteveffanın motosiklet ehliyeti olmadığı, bunun yanında ellerinde poşet bulunmasından dolayı direksiyon hakimiyetini etkileyeceği, olay mahallinde keşif yapılmadan sadece kaza tespit tutanağına göre değerlendirme yapıldığı, sadece bu tutanağa istinaden müvekkilin şeride tecavüz iddiası ile asli kusurlu olduğu konusunda rapor alındığı, bu nedenlerden dolayı karşı tarafın açtığı davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-11/10/2015 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı,
2-… plakalı aracın trafik tescil kaydı,
3-… plakalı aracın trafik tescil kaydı,
4-… plakalı motorsikletin trafik tescil kaydı,
5-Adli Tıp Kayıtları,
6-Sigorta poliçesi ve hasar dosyası,
7-Bergama … Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası,
8-Mirasçılık belgesi,
9-Tanık beyanları,
10-İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 08/11/2019 tarihli raporu,
11-Aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisinin 21/02/2020 tarihli raporu,
12-Aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisinin 19/02/2021 tarihli raporu,
13-Davacılar vekilinin 20/04/2021 havale tarihli bedel arttırım dilekçesi,
14-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, 11/10/2015 tarihinde meydana gelen ölümlü ve yaralamalı trafik kazası neticesinde davacı murisi …’nun vefatı nedeniyle davacıların muris … ‘nun desteğinden mahrum kalıp kalmadıkları, murisin vefatı nedeniyle desteğinden yoksun kalan davacılar için destekten yoksun kalma tazminat bedelinin belirlenmesi ve belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatı bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, manevi tazminat bedellerinin ise davalılar …,… ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın açıldığı ve görüldüğü Bergama … Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla), Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun 07/07/2021 tarihli ve 608 numaralı Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevrelerinin belirlenmesine ilişkin kararını dayanak göstererek Bergama … Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsiz hale geldiği gerekçesiyle ve 04/10/2021 tarihli gönderme kararı ile dosyanın İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verdiği, dosyanın mahkememize tevzi edildiği görülmektedir.
Davanın ticari dava olduğu konusunda uyuşmazlık yoktur.
Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun, 08/07/2021 tarihli ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 07/07/2021 tarihli 608 numaralı kararında, İzmir Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin, İzmir İli mülki idare sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç) olarak belirlenmesine ve kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04/04/2019 tarih, 2017/11-10 Esas ve 2019/401 Karar sayılı ilamında; Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu tarafından Fikri Sınai Haklar Mahkemelerinin yargı alanının belirlenmesinden sonra Asliye Hukuk Mahkemeleri nezdinde görülmekte olan davalarla ilgili olarak yargılamaya devam edilip edilmeyeceği, dosyaların Fikri Sınai Haklar Mahkemelerine devredilip devredilmeyeceği ile ilgili olarak ortaya çıkan uyuşmazlık konusunda yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmadığına, davaların açıldığı ve görülmekte olan Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiğine hükmedilmiştir.
04/04/2019 tarihli ilam, somut olaya da ışık tutacak ve uygulanır niteliktedir. Zira, ilama konu yargı alanlarının belirlenmesine ilişkin karardaki düzenlemenin ayrı bir Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi olan yerlerde bu nitelikteki davalara anılan mahkemelerin, olmayan yerlerde ise hangi Asliye Hukuk Mahkemesinin göreceğine ilişkin bir yargı yeri belirlemesi kararı söz konusu olup, somut olaya konu 07/07/2021 tarihli yargı yeri belirlenmesine ilişkin kararda da mevcut Asliye Ticaret Mahkemeleri dışında 8 ilde daha Asliye Ticaret Mahkemesi kurulmasına karar verilmiş olup, mevcut Asliye Ticaret Mahkemeleri ile birlikte yeni kurulan Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı yerleri bulundukları il, ilçe Asliye Ticaret Mahkemeleri yönünden ise kararda gösterilen Ağır Ceza Mahkemelerinin yargı çevresi olarak belirlenmiştir. Mahkemelerin görevlerinin belirlenmesi ancak kanunla mümkün olup, her iki karar yalnız yargı alanlarının belirlenmesine ilişkin aynı içerikte kararlardır. İlamda, yargı yerleri belirlenmesine ilişkin kararın göreve ilişkin olmadığı, yalnız yargı yeri belirlenmesi kararı niteliğinde olduğu, karardan önceki davaların, açıldığı mahkemede devam etmesine ilişkin direnme kararı veren ilk derece mahkemesinin gerekçesi doğru bulunmuş, kararda açıklanan yasal düzenlemeler ve hukuk ilkelerine atıf yapılarak oluşturulan gerekçe ile direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.
İlamın gerekçesinde; mahkemelerin görevinin kıyas ya da yorum ile genişletilemeyeceği ya da değiştirilemeyeceği, kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görevin genel mahkemelere ait olduğu konusunda 05/12/1977 tarihli, 1977/4 Esas ve 1977/4 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararının bulunduğu, gönderme kararının Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanuni Hakim Güvencesi” başlığını taşıyan 37. maddesine aykırılık teşkil ettiği, uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olayın, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabi olup yasal düzenleme ile yeni kurulan veya bir başka mahkeme görevlendirilmediği sürece olayın meydana geldiği zamandaki mevcut mahkemeler tarafından çözümlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ”Kanunî hâkim güvencesi” başlığını taşıyan 37. maddesi; ”Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir.
Somut olayda davanın, 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilen ve karara dayanak yapılan 07/07/2021 tarihli yargı alanının belirlenmesine ilişkin karardan önce 23/12/2020 tarihinde açıldığı dikkate alındığında gönderme kararının, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanuni Hakim Güvencesi” başlığını taşıyan 37. maddesinde düzenlenen kanuni hakim ilkesine, kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görevin genel mahkemelere ait olduğuna ilişkin 05/12/1977 tarihli, 1977/4 Esas ve 1977/4 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararına, mahkemelerin görevinin kıyas ya da yorum ile genişletilemeyeceği ya da değiştirilemeyeceği ilkesine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun somut olaya uygulanır nitelikteki 04/04/2019 tarih, 2017/11-10 Esas ve 2019/401 Karar sayılı ilamına, ilamın somut olaya uygulanır niteliği olmadığı düşünülse bile ilamda belirtilen yasal düzenlemeler, hukuk ilkeleri ile yargı yeri alanlarının belirlenmesi ile görevli kurumun bu alandaki düzenlemeleri sonucu görülmekte olan davalara ilişkin açık bir yargı yeri belirlenmesi kararı olmaması halinde davaların açıldığı mahkemelerce görülmesine devam edilmesi gerektiğine ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun sair kararlarındaki gerekçelerine, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun, 08/07/2021 tarihli ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 07/07/2021 tarihli 608 numaralı kararına uygun olmadığı gibi; 07/07/2021 tarihli kararda, yukarıda açıklanan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere görülmekte olan davaların, 01/09/2021 tarihinden itibaren görev verilen Asliye Ticaret Mahkemelerine devredileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, bunun yanında kararın 07/07/2021 tarihli olduğu ve 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiş olmasına göre; farklı uygulama tarihi belirlenmiş olması ve yalnız yeni mahkemeler kurulmuş olmasının farklı karar ve uygulama tarihini gerektirir bir neden olmadığı dikkate alınarak, kararı vermeye yetkili makamın görülmekte olan davaların Asliye Ticaret Mahkemelerine devredileceğine ilişkin bir kararının bulunmaması yanında, iradesinin de bu yönde olmadığı anlaşılmakla, gönderme kararı usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
Bergama … Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından karar kesin olmak üzere verilmiş olup, kararın niteliği, gönderme kararıdır. Mahkememizce verilecek kararın niteliği itibariyle görevsizlik kararı olması mümkün olmayıp gönderme kararının, usul ve yasaya aykırı olarak verilmiş olması nedeniyle mahkemesine iadesini amaçlayan kesin nitelikli gönderme kararı olması zorunludur. Bu durumda her iki mahkeme tarafından verilmiş görevsizlik kararları olmamakla birlikte karşılıklı gönderme kararları ortaya çıkmıştır. Davaya hangi mahkemenin devam edeceğine ilişkin uyuşmazlığın çözümü gerekli olup, karşılıklı gönderme kararları nedeniyle bu çözümün ilgili mahkemeler tarafından yerine getirilmesi mümkün değildir. Somut olaydaki gönderme kararlarının mahkemelerin görevi ile ilgili olduğu, göreve ilişkin yargısal kararlarla ilgili uyuşmazlığın ancak bir yargı makamı tarafından çözülebileceği, görevle ilgili uyuşmazlıkların Bölge Adliye Mahkemelerinin görevli Hukuk Daireleri tarafından çözümlendiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, görevli mahkemenin belirlenmesi amacıyla dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Gönderme kararına konu, dava dosyasına ilişlin uyuşmazlığı çözme görevinin davanın açıldığı Bergama … Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) ait olması sebebiyle, dosyanın Bergama … Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) GÖNDERİLMESİNE,
2-Mahkememiz esasının, gönderme kararı sebebiyle kapatılmasına,
3-Kararın niteliği itibariyle harç alınmasına yer olmadığına,
4-Mahkememizce verilen kesin mahiyetteki iş bu karşı gönderme kararı kapsamında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 21/1-c. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 22. maddesinin kıyasen gözetilmesi suretiyle, dosyanın görevli mahkemenin belirlenmesi amacıyla İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
5-Yapılacak yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
6-Gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair, tarafların yokluklarında, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere karar verildi. 15/10/221

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.