Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/664 E. 2022/257 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/664
KARAR NO : 2022/257

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2021
KARAR TARİHİ : 17/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15.07.2021 tarihinde davalıya trafik poliçesiyle sigortalı … plakalı araç müvekkiline ait … plakalı araca %100 asli tam kusurlu çarpması sonucu … plakalı araçta hasar ekspertiz raporundan da görüleceği üzere KDV dahil 11.503.19-TL hasar meydana geldiğini, … plakalı aracı sigortalayan davalı … Sigorta Anonim Şirketine yapılan hasar ihbarı üzerine … nolu poliçe kapsamında … nolu hasar dosyası açıldığını, ancak hasar bedeli konusunda davalı sigorta şirketi ile müvekkilinin uzlaşamadıklarını, davalı ile aracın onarım bedeli konusunda anlaşamayan müvekkili tarafından sigorta eksperi … atandığını, hasar raporu oluşturulduğunu, sigorta şirketinin aracın onarımı için oldukça düşük fiyat belirlediğini ve 6.499,68-TL ödeme yaptığını, yapılan bu ödemenin müvekkilinin zararını karşılamadığını, sigorta şirketinin hasar bedelini eksik belirlediğini ve sigorta şirketinin sorumluluğunun KDV dahil olarak gerçek zararı karşılamak olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacının aracında oluşan şimdilik 500,00-TL (KDV dahil) hasar bedelin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiz birlikte davalıdan tahsiline ve 323,91-TL hasar eksper raporu ücretinin yargılama giderlerine dahil edilmesine karar verilmesini arz ve talep
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın belirsiz ve kısmi taleplerde bulunmasını kabul etmediklerini, iş bu davanın hukuki yarar eksikliği sebebiyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, kazaya sebebiyet verdiği öne süren … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketine trafik poliçesiyle sigortalandığı hususunun doğru olduğunu, davacıya ait araçta oluşan hasarla ilgili hasar dosyası kapsamında aracın onarım bedeli 6.499,68-TL + 751,00-TL olarak belirlendiğini ve bu rakamın müvekkili şirket tarafından dava açılmadan evvel ödenerek müvekkili sigorta şirketinin mevcut poliçe kapsamında üzerine düşen tüm sorumluluk ve yükümlülüğü yerine getirdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/…Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-Davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde dava dışı … T.C. kimlik numaralı …’ye ait … plakalı araca ilişkin olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, dava konusu 15/07/2021 tarihli trafik kazasına ilişkin olarak davacı … TC Kimlik numaralı … tarafından şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakları, yapılan başvuru sonucunda açılan … numaralı hasar dosyası,
3-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri,
4-15/07/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı,
5-… ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
6-… plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı,
7-Bilirkişi heyetinin 02/02/2022 havale tarihli raporları,
8-Davacı vekilinin 10/03/2022 havale tarihli bedel arttırım dilekçesi,
9-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, 15/07/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’a ait … plakalı araçta meydana gelen hasar ve hasar nedeniyle oluşan hasar miktarı bedelinin belirlenerek, belirlenecek hasar bedelinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tazmini ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
Türkiye Noterler Birliği Başkanlığına müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde dava dışı … T.C. kimlik numaralı …’ye ait … plakalı araca ilişkin olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin incelenmesinde, poliçenin 08/05/2021 ile 08/05/2022 tarihleri arasında geçerli olduğu, poliçe teminatının araç başına maddi hasar kalemi açısından 43.000,00-TL olduğu görülmektedir.
Dosyanın bir trafik alanında uzman bir otomotiv alanında uzman bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 15/07/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, davalı sigorta şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, … numaralı hasar dosyası, … plakalı araca ait tramer kaydı, ekspertiz raporu, fotoğraflar, davalı sigorta şirketi tarafından davacı tarafa yapılan ödemeye ilişkin dekont sureti ve sair deliller göz önünde bulundurularak, … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücülerinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle dava konusu olan ve 15/07/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumuna sebebiyet verdikleri hususu ile trafik kazası sonucunda … plakalı araçta meydana gelen hasar miktarının belirlenerek, dava açılmadan önce davalı sigorta şirketi tarafından davacı tarafa yapılan ödeme miktarının belirlenecek hasar bedeli tazminatı bedelinden mahsubu neticesinde davacının talep edebileceği hasar bedeli tazminatının hesaplanması suretiyle düzenlenecek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişi heyeti 02/02/2022 havale tarihli raporlarında sonuç olarak, davalı … Sigorta Anonim Şirketine sigortalanmış olan dava dışı … İnşaat Taahhüt Sanayi Şirketinin maliki olduğu sürücü …’nün sevk ve idaresindeki … plakalı dorsenin bağlı olduğu … plaka sayılı araç ile meydana gelen kazada 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun diğer sürücü kusurlarından 57/a “Kavşağa yaklaşan sürücüler, kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olmak, geçiş hakkı olan araçların önce geçmesine imkan vermek zorundadırlar.) ve yönetmeliğin 109/B-8 (Trafik zabıtası veya trafik işaret levhası veya ışıklı işaret cihazları bulunmayan kavşaklarda, dönüş yapan sürücüler, doğru geçmekte olan araçlara geçiş hakkını vermek zorundadırlar” ile sürücü asli kusurlarından 84/h “Kavşaklarda geçiş önceliğine uymama” kurallarını ihlal ettiğini, … plakalı araç sürücüsü …’un kazaya katkı sağlayacak kurallara aykırı olumsuz etken davranış faktörü görülmediğini, ayrıca bu durum karşısında alabileceği herhangi bir önlem de bulunmadığını, meydana gelen trafik kazasında … plaka sayılı araçta değişmesi gereken yedek parça toplamının KDV hariç 6.648,47-TL ve işçilik bedelinin KDV hariç 2.425,00-TL olmak üzere araçtaki toplam hasar bedelinin KDV hariç 9.073,47-TL olabileceğini, araçtaki hasar bedeli KDV hariç 9.073,47-TL, KDV dahil 10.706,69-TL olabileceğini, sigorta şirketinin 01.09.2021 tarihinde davacının hesabına 6.499,68 TL ve davacı vekiline de 751,00-TL ödeme yapması sebebiyle toplamda 7.250,68-TL ödenmesi dikkate alındığında … araç için sigorta şirketinin eksik ödenen hasar bedeline ek olarak KDV hariç 1.822,79-TL veya KDV dahil 3.456,01-TL daha ilave hasar ödemesi yapması gerektiğini mütalaa etmiştir.
Davacı vekilinin 10/03/2022 havale tarihli bedel arttırım dilekçesinde, dava dilekçesinde hasar bedeli yönünden 500,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 4.207,01-TL’ye arttırdıklarını beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırmış olduğu görülmüştür.
Davalı sigorta şirketi tarafından sunulan hasar dosyasının üst yazısında da belirtildiği ve davalı tarafın kabulünde olduğu üzere sigorta şirketi tarafından dava açılmadan önce davalı vekiline yapılan 751,00-TL tutarındaki ödemenin araçta oluşan değer kaybı bedeline yönelik olarak yapıldığı izahtan vareste olup, dava dilekçesinde bakiye hasar bedeli talep edildiği dikkate alındığında değer kaybı bedeli açısından yapılan ödemenin hasar bedeli toplamında mahsup edilmesi mümkün olmamakla birlikte, bu hususta ek rapor alınmasına gerek görülmemiş, mahkememizce yerleşik Yargıtay içtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları gözetilerek KDV dahil olmak üzere hesaplanan 10.706,69-TL hasar bedelinden davalı sigorta şirketi tarafından dava açılmadan önce hasar bedeline yönelik olarak davacıya ödenen 6.499,68-TL’nin mahsubu neticesinde davacı tarafın bakiye hasar bedeli alacağının 4.207,01-TL olduğu kanaatine varılmış ve bu doğrultuda hüküm kurulmuştur.
Dava açılmadan önce davacı tarafça davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, başvuru evrakının 16/09/2021 tarihi itibariyle davalı sigorta şirketine tebliğ edildiği, davalı sigorta şirketinin rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 29/09/2021 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/…Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde dava dışı … T.C. kimlik numaralı …’ye ait … plakalı araca ilişkin olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, dava konusu 15/07/2021 tarihli trafik kazasına ilişkin olarak davacı … TC Kimlik numaralı … tarafından şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakları, yapılan başvuru sonucunda açılan … numaralı hasar dosyası, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri, 15/07/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, … ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları, … plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı, bilirkişi heyetinin 02/02/2022 havale tarihli raporları, davacı vekilinin 10/03/2022 havale tarihli bedel arttırım dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 15/07/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’a ait … plakalı araçta meydana gelen hasar ve hasar nedeniyle oluşan hasar miktarı bedelinin belirlenerek, belirlenecek hasar bedelinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tazmini ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, 15/07/2021 tarihinde davalı sigorta şirketinin sigortalısına ait aracın sürücüsünün %100 oranında asli ve tam kusuru sebebiyle dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, kaza neticesinde davacıya ait … plakalı aracın hasar gördüğü, oluşan hasarın onarım bedelinin KDV dahil olmak üzere 10.706,69 TL olduğu, yerleşik Yargıtay içtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları gözetilerek KDV dahil olmak üzere hesaplanan 10.706,69-TL hasar bedelinden davalı sigorta şirketi tarafından dava açılmadan önce hasar bedeline yönelik olarak davacıya ödenen 6.499,68-TL’nin mahsubu neticesinde davacı tarafın bakiye hasar bedeli alacağının 4.207,01-TL olduğu, davacı vekilinin 10/03/2022 havale tarihli bedel arttırım dilekçesinde, dava dilekçesinde hasar bedeli yönünden 500,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 4.207,01-TL’ye arttırdıklarını beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırmış olduğu, dava açılmadan önce davacı tarafça davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, başvuru evrakının 16/09/2021 tarihi itibariyle davalı sigorta şirketine tebliğ edildiği, davalı sigorta şirketinin rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 29/09/2021 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü, davacı tarafın iddialarını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-Hasar bedeli talebinin KABULÜNE, 4.207,01-TL maddi tazminatın poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla ve rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 29/09/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta Anonim Şirketinden tahsili ile davacı …’a verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 287,38-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 59,30-TL harç ve 65,00-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 163,08-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 27,50-TL elektronik tebligat, 19,00-TL tebligat, 3,00-TL (KEP) posta masrafı, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti, 59,30-TL peşin harç, 59,30-TL başvurma harcı, 65,00-TL tamamlama harcı ve 323,91-TL hasar eksper raporu ücreti olmak üzere toplamda 1.757,01-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 4.207,01-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/03/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.