Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/657 E. 2022/514 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7 TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/657 Esas
KARAR NO : 2022/514

DAVA : Maddi Ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan Cismani Zarar Sebepli)
DAVA TARİHİ : 06/11/2019
KARAR TARİHİ : 15/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan Cismani Zarar Sebepli) davasının yargılaması sırasında davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine karar verilip, davalı … hakkındaki davanın tefrik edilerek yukarıdaki esasa kaydından sonra harca esas değeri itibariyle heyete edilmesinden sonra davalı hakkında yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının maliki, işleteni ve sürücüsü olduğu araç ile 07.09.2017 tarihinde İzmir’de gerçekleşen trafik kazasında müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, kaza tespit tutanağında davalının kazadan sonra kaçtığının belirtildiğini, ceza mahkemesi dosyasında alınan bilirkişi raporunda müvekkiline çarpan aracın … plakalı araç olduğunun ve sürücüsünün kaza sonrasında olay yerinden ayrıldığının tespit edildiğini, müvekkilinin kaza öncesinde sigortalı olarak çalışmakta olup kazadan sonra iş göremez durumuna düştüğünü, ağır psikolojik sorunlar yaşadığını, davalının kazada asli ve tam kusurlu olduğunu, aracın ZMMS poliçesi ile davalı … Sigorta.. Şirketi tarafında sigortalandığını, sigorta şirketine 20.02.2018 tarihli ihtarname ile başvuru yaptıklarını, kendilerine ödeme yapılmadığı gibi ödemenin sürüncemede kalmasına yönelik hukuka aykırı taleplerde bulunulduğunu, 29.08.2019 tarihinde sigorta şirketinin talep ettiği tüm evrakları göndermelerine ve müvekkilinin rapor için hastaneye gitmeye hazır olduğunun bildirilmesine rağmen sigorta şirketinin cevap dahi vermediğini, müvekkilinin uzun süre hastanede yatmak zorunda kalıp, çoğu zaman taksiyle hastaneye gidip geldiğini, tedaviyle ilgili tüm masraflarının karşılanması gerektiğini, tedavisi süresince ve bugüne kadar geçen sürede çalışamadığını, bu sebeple muhtemel kazanç kaybının mevcut olduğunu, 2017 yılında Avrasya Üniversitesi Sağlık Yönetimi Bölümünden mezun olduktan sonra ……….. San. A.Ş isimli küresel firmalar kategorisindeki bir firmada işçi olarak çalışmaya başladığını, davaya konu kaza sonrasında işten çıkarıldığını ve bir daha iş bulamadığını, bulmasının mümkün olmadığı gibi işçi olarak çalışmaya devam etmesinin de mümkün bulunmadığını, kaza nedeniyle müvekkilinin omzunda ve vücudunun çeşitli yerlerinde kalıcı ortopedik hasarlar meydana geldiğini, bu nedenle diğer sağlıklı çalışanlara göre daha fazla efor sarf edecek olmasının kaçınılmaz olduğunu, müvekkilinin psikolojik açıdan tamamen çökmüş durumda olup hayallerini gerçekleştirmekten uzak kaldığını, ömrü boyunca hissedeceği manevi çöküntü, acı, elem ve kederin giderilmesinin mümkün olmadığını, sürücü davalının kasten suç işlemesi, sigorta şirketi davalının ise başvuruya rağmen tazmin aşamasında yasal yükümlülüklerini yerine getirmeyerek davanın açılmasına sebebiyet vermeleri nedeniyle davalıların kötü niyetli olduğunu bildirmiş, şimdilik tedavi giderleri, çalışma gücünde meydana gelecek kayıptan dolayı efor kaybı, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar, geçici ve kalıcı maluliyet nedeni ile oluşan zarar nedeniyle 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile 250.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sürücüden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Kazanın, yayaların kesinlikle kullanmaması gereken 4 şeritli ve hız yapılan otobandan, davacının, gece vakti dikkatsiz ve tedbirsizce geçmek istemesi nedeniyle kazanın meydana geldiğini, olayda davacının kusurunun bulunduğunu, kazanın olduğu yerin biraz ilerisinde üst geçitlerin mevcut olup, davacı oraları kullanmasının mümkün olduğunu, müvekkilinin hızının, o yol için gidilmesi gereken hız limitlerini aşmadığını, ilk yardım ve ambulansın müvekkil ve yakınları tarafından aranıp, davacıya müdahale edilmesinin sağlandığını, dava dilekçesinde, davacının kaza nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararlarla ilişkili beyan ve taleplerini kabul etmediklerini, manevi tazminat talebinin fahiş olup, tazminatın sübuta ve hakkaniyete uygun olması ve zenginleşme aracı olarak kullanılmaması gerektiğini, insanların mal varlığının henüz sonucu belli olmayan bir dava neticesinde kısıtlanamayacağını, bu nedenle ihtiyati haciz kararını da kabul etmediklerini bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Davalı sigorta şirketine ait davanın, tefrik edilmesinden sonra yalnız davalı hakkında yargılamanın sürdürüldüğü dava; davaya konu trafik kazasında yaralanması nedeniyle davacının, maddi ve manevi zararından, davalının sorumluluğunun bulunduğu iddiasıyla geçici ve sürekli iş görmezlik ile tedavi ve yol giderlerinden oluşan maddi tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Başlangıçta miktar nedeniyle üye hakim tarafından görülmekte olan davanın, talep artırım dilekçesi ile maddi tazminat isteminin, heyetçe görülmesini gerektirir miktarda artırılması yanında davacı tarafça, 09/09/2021 tarihli dilekçe ile davalı sigorta şirketi yönünden davadan feragat ettiğinin bildirilmesi üzerine davalı … hakkındaki davanın terfik edilerek asıl davada sigorta şirketi yönünden davanın reddine karar verilmesinden sonra tefrik edilen dosyada heyet olarak yargılamaya devam edilmiş, davanın açılışı sırasında sigorta şirketinin de, davalı olması nedeniyle kazaya karışan davalı …’a ait aracın kaza tarihindeki zorunlu mali mesuliyet sigortacısının, davalı şirket olmasına bağlı olarak uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemenin TTK’nun 1401 ve devamı maddelerinde yapılmış olması nedeniyle TTK’nun 4 (1-a) maddesi uyarınca davanın mutlak ticari dava niteliği nedeniyle uyuşmazlığı çözme görevinin mahkememize ait olduğu göz önünde tutularak yargılama sırasında sigorta şirketi hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine karar verilip, tefrik edilen davalı … hakkındaki dava yönünden başlangıçta var olan görevin bu nedenle ortadan kalktığının kabul edilmesinin usul ve yasa hükümlerine uygun olmadığı, davalı yönünden ticari dava niteliği bulunmasa da davanın açıldığı tarihte mahkememizin görevli olup, dava şartlarının dava tarihindeki koşullara göre değerlendirilmesi gerektiği, dava tarihinden sonra ortadan kalkan dava şartının görev açısından dikkate alınmamasının usul ve yasa hükümlerine uygun olduğu dikkate alınarak, yargılama yapılmış ve hüküm kurulmuştur.
Yargılama sırasında, davacı taraf, adli yardım talebinde bulunmuş, davacı tarafın adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Davaya konu trafik kazasının 07/09/2017 tarihinde İzmir ili, Gaziemir ilçesinde hava limanı yakınlarında meydana geldiği, kaza tarihinde trafik tescil kayıt örneğine göre davalının aracın maliki olduğu, kaza tutanağında davalıya ait aracın yayaya çarpıp kaçtığı, yayanın yaralı halde kaza yerinde bulunduğu, sürücüsünün tespit edilemediğinin kaza tespit tutanağı ile tutanak altına alındığı, kazayı …’un üstlendiği, daha sonra …’ın yaptığının anlaşılması üzerine İzmir 23. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında … hakkında suç üstlenme, … hakkında ise taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçlarından kamu davasının açıldığı görülmüştür.
Davalı …, kazaya karışan aracın maliki olması nedeniyle işleten sıfatıyla, Kara Yolları Trafik Kanunu ve Borçlar Kanununda düzenlenen ilgili hükümler uyarınca davacının, maddi ve manevi zararlarının tamamından sorumludur.
Dava ve cevap dilekçelerinde dile getirilen iddia ve savunmalar, taraflarca sunulan delil ve belge örnekleri, hakkında feragat nedeniyle reddine karar verilen sigorta şirketi tarafından düzenlenen poliçe ve hasar dosyası örneği, davacıya ait geçici ve kalıcı maluliyetine ilişkin alınan rapor, davalıya ait kazaya karışan aracın tescil belgesi örneği, kaza tespit tutanağı, davacı ve davalıya ait kişisel ve aile nüfus kayıt tablosu örnekleri, davacıya ait sosyoekonomik duruma ilişkin araştırma tutanağı, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı soruşturma dosyası örneği, İzmir 23. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasına ait belge örnekleri, davaya konu kaza nedeniyle davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı konusuna ilişkin SGK Müdürlüğünün yazısı, davacıya ait SGK hizmet döküm cetveli, aktüerya ve kusur bilirkişisi raporu, davacı tarafça yapılan talep artırım dilekçesi ile uyuşmazlık konularıyla ilgili mevcut yasal düzenlemeler ve yerleşmiş yargı kararları birlikte değerlendirilerek uyuşmazlık çözülmüştür.
Davacının, geçici ve sürekli iş görmezlik halinin oluşup oluşmadığı konusunda kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Bilim Dalı Sağlık Kurulundan alınan raporda; davacının, davaya konu kazayla ilgili yaralanmalarına bağlı olarak, olay tarihindeki yaşına göre %63, rapor tarihindeki yaşına göre %64 olarak bulunduğu, tıbbi iyileşme süresinin 202 gün olarak kabulünün uygun olacağı bildirimiştir.
SGK tarafından gönderilen yazıda, Sosyal Güvenlik Mevzuatı kapsamında davaya konu kazadan kaynaklanan iş göremezlik hallerine bağlı olarak davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı belirtilmiştir.
Davaya konu kaza ile ilgili İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı soruşturma sonucunda İzmir 23. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında, dava dışı sürücü hakkında, davacıyı yaralama suçlamasıyla kamu davası açılmış olup, yargılamanın devam ettiği müzekkere cevabı ile birlikte gönderilen evrak içinde gerek hazırlık soruşturması gerekse mahkemece yapılan yargılama aşamasında kusur konusunda bilirkişi raporu alınmadığı görülmüştür.
Ceza yargılamasının uzun bir süre alabileceği, sonucunun beklenmesi halinde mahkememizdeki davayı sürüncemede bırakabileceği, asliye ceza mahkemesinde yapılan yargılamadaki duruşmadaki savunmasında, sanık …’ın aracı davalı …’ın kullandığını beyan edip, sanık …’dan suçu üstlenmesini istediğini bildirdiği, sanık …’un sanık …’ın kendisinden suçu üstlenmesini istediğini kendisinin de kabul ettiğini savunduğu, tanık olarak dilenen davalı …’ın ise kaza sırasında sanık kardeşi … birlikte olup, yan koltukta oturduğunu bildirdiği, buna göre davaya konu kazanın davalıya ait araçla yapıldığı konusunda bir şüphe bulunmadığı, sürücünün, davalı olmadığı, Asliye Ceza mahkemesi tarafından sürücü hakkında verilecek mahkumiyet veya beraat kararının mahkememizdeki davaya hiç bir etkisinin bulunmadığı, TBK’nun 74.maddesinde hakimin zarar verenin kusurunun olup olmadığı konusunda ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararı ile de bağlı bulunmadığı, aynı şekilde ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararının da hukuk hakimini bağlamayacağı hükmü göz önünde tutulduğunda; asliye ceza mahkemesinin kararının bekletici mesele yapılması gerekmemekle davanın sonucu ve kararın kesinleşmesi beklenmemiş, mahkememizce kusur durumu konusunda bilirkişi raporu alınarak hüküm kurulmuş, kusur bilirkişi aktüerya bilirkişi ile verdiği raporunda; davalıya ait aracı kullanan sürücünün, meskul mahaldeki gündüz vakti, dört şeritli tek yön konumlu trafiğin hızlı ve seri işlediği yola gereken dikkat ve özeni göstermediği, görüş alanını etkin kontrolü altında bulundurmadığı, istikameti yönünde yol dışı emniyet şeridinde yürüyerek gitmekte olan davacıyı zamanında fark etmediği, tehlikeli seyir sergileyip sağ istikametine fazla yanaştığı, bu tavrı nedeniyle yaratmış olduğu tehlikeli ortamda yol bölümünde aracının seyirine özen göstermeyip emniyet şeridini kullanarak davacıya çarpıp iyi niyet göstermeden olay yerinden ayrılması ile KTK’nun 52(b)maddesini ihlal ettiği, buna göre tam kusurlu olup, davacının dikkat ve özenle yaya yolunun olmadığı yerde emniyet şeridi üzerinde yürüyerek gittiği, görüş alanının etkin kontrolü altında olmadığı, herhangi bir trafik ihlalinde bulunmadığı, bu nedenle kusursuz olduğunu bildirdiği, kusurun varlığı ve oranının mahkememizce belirlenip takdir edilmesi gerektiği göz önünde tutularak; soruşturma dosyasında ve ceza mahkemesinde, mahkememizce alınan kusur bilirkişisi raporuna ve görüşüne aykırı bir raporun alınmamış olduğu, kusur bilirkişinin tespit ve değerlendirmelerinin kaza tutanağına hazırlık soruşturması ve ceza dosyası içeriğine ve dosya kapsamına uygun olduğu birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu kazanın oluşumunda davacının kusursuz, davalıya ait aracın sürücüsünün ise tam kusurlu olduğu kabul edilerek yargılama yapılmış ve hüküm kurulmuştur.
Aktüerya uzmanı bilirkişi raporunda; davacının, 15/02/2017 tarihinde Avrasya Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu İş Ve Uğraşı Terapisi bölümünden mezun olduğunu, SGK hizmet döküm cetveline göre elde ettiği bürüt aylık ortalama gelirinin 1771,35 TL olup, asgari ücrete yakın olması nedeniyle hesaplamanın asgari ücret üzerinden ve TRH-2010 yaşam tablosu ve progresif rant yönteminin kullanılması suretiyle yapıldığını, 9.763,50 TL geçici iş göremezlik ve 1.033.554,51 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 1.043.318,01 TL tazminat talep edebileceğini bildirmiştir.

Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, taraflarca sunulan ve bildirimleri üzerine mahkememizce toplanan deliller, mahkememizce alınan usul, yasa ve dosya kapsamına uygun, gerekçeli, ayrıntılı hükme ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi raporu ile; 07/09/2017 tarihinde meydana gelen davaya konu trafik kazasında, davacının, davalıya ait aracın karıştığı trafik kazasında geçici ve kalıcı iş görmezlik hali oluşacak şekilde yaralandığı, kazada davalının maliki ve işleteni olduğu araç sürücüsünün tam kusurlu olup, davacının kusurunun bulunmadığı, aktüerya bilirkişi raporunda usul, yasa ve dosya kapsamı ile Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 18/02/2021 tarih ve …..Esas …….. Karar sayılı ilamı ile benzer çok sayıda ilamlarında hesaplamaya esas kabul edilen TRH-2010 yaşam tablosu ile progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen devredeki gelirlerin her yıl için %10 arttırılıp, %10 iskonto edilmesi suretiyle yapılan hesaplamalara göre; davacının 9.763,50 TL geçici iş göremezlik ve 1.033.554,51 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 1.043.318,01 TL maddi tazminata tazminatına hak kazandığı, bilirkişi raporunda hesaplanan tazminatlar üzerinden davacı tarafın 09/09/2021 tarihli talep artırım dilekçesi ile taleplerini arttırdığı, dava dilekçesinde tedavi ve yol giderlerine ilişkin maddi tazminatta dava konusu yapılmış ise de, davacı vekilinin bu tazminat talebine ilişkin davayı geri aldıklarını bildirip, davalı vekilinin muvafakatlarının olmadığını bildirmesinden sonra, davacı vekilinin 23/03/2022 tarihli dilekçesiyle tedavi ve yol giderleri hakkında tazminat taleplerinden feragat ettiklerini bildirdiği, davacı vekilinden tazminat kalemlerini ayrıntılı ve somut olarak açıklamasının talep edilmesi üzerine aynı tarihli dilekçede yapılan açıklamalara göre dava dilekçesinde talep edilen tazminat kalemlerinin tamamından, tedavi ve yol masrafları tazminatı ile geçici ve sürekli iş görmezlik tazminatına ilişkin olduğu, sigorta şirketi hakkındaki davadan feragat edilmesi üzerine sigorta şirketine yargılama sırasında ve feragatdan önce ödeme yapılıp yapılmadığı konusunda yazılan müzekkereye verilen cevapta 447.512,48 TL ödeme yapıldığının bildirildiği ve bu miktarı gösterir 01/07/2021 tarihli dekont örneğinin gönderildiği, davalı ile sigorta şirketi, davacının geçici ve sürekli iş görmezlik tazminatından müteselsilen sorumlu olup, birinin yaptığı ödemenin, diğerinin de sorumluluğunu ödeme tutarında ortadan kaldıracağı dikkate alınarak; sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin, dava ve rapor tarihinden sonra yapılmış olması nedeniyle güncellenmesinin gerekmediği göz önünde tutularak ödeme miktarı kadar hükmedilecek maddi tazminattan mahsubunun gerektiği, mahsuptan sonra davacı tarafın toplam 595.778,53 TL geçici ve sürekli iş görmezlik tazminatından oluşan tazminat talep edebileceği, davalı tarafça gerek iş görmezlik gerekse kusur konusunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınması talep edilmiş ise de, iş görmezlik raporunun Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulundan alındığı, bu raporla mübayenet oluşturacak bir başka iş görmezlik raporunun var olmadığı, raporun yetkili yerden alınıp, usul yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu gibi kusur bilirkişisi raporunun da dosyada toplanan tüm delillere, kazanın oluş şekline, kaza tutanağına ve ceza dosyası içeriğine uygun olup, mübayenet oluşturacak bir başka kusur raporunun bulunmadığı, her iki raporun hükme esas alınır nitelikte olup, ayrıca Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasının dosyanın sürüncemede kalmaması, dosya kapsamı ve usul ekonomisi gereği gerek bulunmadığı dikkate alınarak; davanın 595.778,53 TL maddi tazminat talebi yönünden kısmen kabulüne, davacı tarafın sigorta şirketi tarafından ödeme yapılması nedeniyle 447.512,48 TL’lik isteminin reddine, davalının işleten sıfatı nedeniyle temerrütünün kaza tarihinde oluşması nedeniyle hükmedilen maddi tazminat için kaza tarihinden itibaren faiz yürütülebileceği, dava dilekçesinde maddi tazminat yönünden avans faizi talep edilmiş ise de, ticari faize hükmedilmesini gerektirir bir yasal neden bulunmamakla kazaya karışan aracın otomobil niteliğinde bulunduğu dikkate alınarak yasal faiz işletilmesine karar vermek gerekmiştir.

Davacının manevi zararından davalı araç maliki ve işleten sıfatı ile sorumludur. Davacının, davaya konu kaza nedeniyle yaralanması, geçici ve kalıcı iş görmezliğine neden olmuş ve manevi zararının doğmasına yol açmıştır.
Davacı ve davalının sosyoekonomik durumları, davalıya ait araç sürücüsünün kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğu, davacının geçici ve kalıcı maluliyet süreleri, olay nedeniyle yaşadığı acı ve üzüntünün düzeyi ve süresi, davacının kalıcı iş görmezlik hali nedeniyle acı ve üzüntüsünün sürekliliği birlikte değerlendirildiğinde; davacı için 175.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş, tazminatın niteliği ve kaza tarihinden itibaren yasal faiz ile sorumlu tutulması gerektiği göz önünde tutularak; fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmedilen manevi tazminata kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacının maddi tazminat isteminin yargılama sırasında sigorta şirketi tarafından ödeme yapılması nedeniyle kısmen kabulüne karar verilmiş, ve davacı tarafça tazminatın tamamı talep edilmiş ise de, reddedilen bölümün, yargılama sırasında sigorta şirketi tarafından ödenmesine bağlı olarak reddedildiği göz önünde tutularak, reddedilen bölüm yönünden davacı taraf vekalet ücreti ve yargılama giderleri ile sorumlu tutulmamıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davacı tarafın tedavi ve yol giderlerine ilişkin maddi tazminat talebinin, davacı tarafın feragatı nedeniyle REDDİNE,
2-Dava dilekçesinde kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar, geçici ve kalıcı maluliyetten doğan kayıplar olarak talep edilen geçici ve sürekli iş görmezlik tazminatı istemlerinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin davanın KISMEN KABULÜ İLE;
a)1.043.291,01‬TL maddi tazminatın yargılama sırasında sigorta şirketi tarafından yapılan 447.512,48TL’lik ödemenin mahsubundan sonra kalan 595.778,53‬TL maddi tazminatın 07/09/2017 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b)Maddi tazminata ilişkin davanın KISMEN REDDİ İLE;
Yargılama sırasında 01/07/2021 tarihinde sigorta şirketi tarafından yapılan 447.512,48TL ödemeye ilişkin tazminat isteminin REDDİNE;
3-Davacı tarafın manevi tazminat talebine ilişkin davasının KISMEN KABULÜ İLE;
175.000,00 TL manevi tazminatın 07/09/2017 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafın fazlaya ilişkin 75.000,00 TL manevi tazminat isteminin reddine,
4-Davacı tarafça maddi ve manevi tazminat istemi yönünden peşin yatırılan 857,30 TL harç konusunda mahkememizin …….. esas sayılı dosyasında davalı sigorta şirketi hakkında kurulan hükmün 3.maddesinde feragat nedeniyle 39,53 TL harcın davacıdan tahsili ile peşin olarak yatırılan 857,30 TL harçtan mahsubu ile kalan 817,77 TL harcın talep halinde davacı tarafa iadesine karar verildiği göz önünde tutularak;
a)Harçlar Kanunu gereğince maddi tazminat talebi yönünden alınması gereken 40.697,63-TL karar ve ilam harcı ile manevi tazminat talebi yönünden alınması gereken 11.954,25 TL karar ve ilam harcı toplamı olan 52.651,88 TL karar ve ilam harcından; peşin yatırılan 857,30 TL peşin harcın mahsubu yapılmaksızın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
b)857,30 TL peşin harcın 39,53 TL’lik bölümünün davacıdan alınmasına ve kalan 817,77 TL’lik bölümünün davacıya iadesine karar verilmiş olması nedeniyle harcın tamamının hükmün a bendi uyarınca tamamından davalının sorumlu tutulması nedeniyle davacı tarafça yatırılan peşin harcın ayrıca davalıdan tahsili konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Maddi tazminat talebi yönünden;
Davacı yararına AAÜT’nin 13(1)maddesi uyarınca takdir edilen 46.838,93 TL nispi vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Manevi tazminat talebi yönünden;
a)Kabul edilen manevi tazminat için; davacı yararına AAÜT’nin 10 ve 13.maddeleri uyarınca takdir edilen 20.575,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b)Reddedilen manevi tazminat için; davalı yararına AAÜT’nin 10 ve 13.maddeleri uyarınca takdir edilen 10.550,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Arabuluculuk ücretinin tamamının davacı tarafın sigorta şirketi hakkında feragat nedeniyle tefrik edilen dosyasında kurulan hükümde tamamının davacıdan tahsiline karar verilmiş olduğu ve davalı hakkında davanın zorunlu arabuluculuğa tabi bulunmadığı dikkate alınarak; hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-Maddi tazminat talebine ilişkin davanın kabulüne, manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulüne karar verilmesi nedeniyle ve sigorta şirketi hakkında yapılan yargılama giderleri dikkate alınmaksızın;
a)Davacı tarafça yapılan; 54,40-TL başvurma harcı, 99,00-TL on sekiz adet elektronik tebligat gideri, 57,00-TL üç adet tebligat gideri, 166,80-TL müzekkere posta gönderim ücreti, 1,10-TL kep posta masrafından oluşan toplam 378,30-TL yargılama giderinden davaların kabul ve red oranlarına göre 10/11’inin karşılığı olan 343,91-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 1/11’inin karşılığı olan 34,39-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
b)Adli yardım masasından yapılan; 1,500,00-TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.500,00-TL yargılama giderinden davaların kabul ve red oranlarına göre 10/11’inin karşılığı olan 1.363,64-TL yargılama giderinin davalıdan, 1/11’inin karşılığı olan 136,36-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
9-Davacı tarafından peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/06/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza