Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/656 E. 2022/211 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/656
KARAR NO : 2022/211

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2021
KARAR TARİHİ : 08/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı aracı ile 24.03.2021 tarihinde seyir halinde iken önündeki … plakalı araç sürücüsü … geri vitesle gelerek müvekkilinin aracına çarptığını, kaza da müvekkilinin aracında hasar oluştuğunu, … plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesini tanzim eden sigorta şirketi olduğunu, meydana gelen değer kaybında poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, davalı sigorta şirketine 25.06.2021 tarihinde başvuru yapıldığını, 25/08/2021 tarihinde 8.000,00-TL yatırıldığını, müvekkilinin aracının hasarının daha fazla olduğunu ve zararız karşılamadığını, müvekkilinin aracının tamiri için serviste uzun süre kaldığını ve aracını kullanmaktan mahrum kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile bakiye değer kaybı zararına mahsuben 50,00-TL’ hasar bedelinin araç sürücüsü ve malikinden kaza tarihinden itibaren davalı sigorta şirketinde ise temerrütte tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile 50,00-TL ikame araç bedelinin sürücü ve araç malikinden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı ……….Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; belirsiz alacak davasının menfaat yokluğu nedeni ile reddi gerektiğini, dosyanın yetkili mahkeme İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılması gerektiğini, ……… plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde sigortalı aracı olduğunu, Sigorta Tahkim Komisyonuna yapılan ……..E…………. sayılı başvuru doğrultusunda davalı şirket değer kaybı için 8.000.00-TL ödeme yaptığını, ödeme poliçe limitinde değerlendirilmesi üzerine düşen edimi ifa eden müvekkili şirketin sorumluluğunun kalmadığını, kusur oranlarının tespiti gerektiğini, araç mahrumiyet bedelinin teminat dışında kalan hallerden olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ………. ve … davaya cevap vermemişlerdir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun ……… Dosya ……..Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-… Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen …….. numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi,
3-Hasar dosyası,
4-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri,
5-24/03/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı,
6-… ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
7-… plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı,
8-Bilirkişi heyetinin 07/01/2022 havale tarihli raporu,
9-Davacı vekilinin 09/02/2022 havale tarihli bedel artırım dilekçesi,
10-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, 24/03/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …..’ye ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedeli ve ikame araç bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenecek değer kaybı bedelinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, ikame araç bedelinin ise davalılar …….. ve …’den müştereken ve müteselsilen tazmini ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
Türkiye Noterler Birliği Başkanlığına müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin görev itirazının, dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususların ticari dava olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/1.maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3.maddesi gereği Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin işbölümü olmaktan çıkıp görev ilişkisi haline geldiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kuralların kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerektiği, Sigorta Hukukunun 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401. ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortasının ise 1483. ve devamı maddelerinde düzenlendiği, dava konusu ilişkinin Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle davanın ticari dava olduğu ve Asliye Ticaret Mahkemesi görev alanı içinde bulunmakta olduğu anlaşılmakla reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Yine davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili tarafından davanın belirsiz alacak davası olarak açılması açısından davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmış ise de, yerleşik Yargıtay İçtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları göz önünde bulundurulduğunda davaya konu trafik kazasının gerçekleşmesinde kazaya karışan araçların kusur oranlarının ve davacıya ait araçta oluşan hasar ve değer kaybı miktarlarının hesaplanmasının teknik bilirkişilerce yapılabileceği, tarafın teknik bilirkişiler vasıtasıyla belirlenebilecek hususları kendi başına belirleyerek dava açmasının kendisinden beklenemeyeceği, bu nedenle davanın belirsiz alacak davası olarak açılabileceği göz önünde bulundurularak, davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin hukuki yarar yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın bir trafik alanında uzman bir otomotiv alanında uzman bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 24/03/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, davalı sigorta şirketi nezdinde …… plakalı araca ait olarak düzenlenen ….. numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası, ……. plakalı araca ait tramer kaydı ve sair deliller göz önünde bulundurularak, … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücülerinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle dava konusu olan ve 24/03/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumuna sebebiyet verdikleri hususu ile trafik kazası sonucunda … plakalı aracın makul tamirat süresinin ne kadar olacağının, aracın tamiratı süresince edinilecek ikame araç bedelinin ne kadar olduğunun, … plakalı araçta oluşan değer kaybı bedelinin yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda aracın dava konusu kazadan önceki hasarsız ikinci el bedeli ile kazadan sonraki hasarlı ikinci el bedeli arasındaki fark esas alınmak suretiyle belirlenerek, dava açılmadan önce davacı tarafın başvurusu üzerine davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme miktarları da dikkate alınarak düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişi heyeti 07/01/2022 havale tarihli raporlarında sonuç olarak, davalı … Sigorta Anonim Şirketinin 02.02.2021-2022 tarih aralığında …. poliçe numarasıyla ZMMS trafik sigortalı olan davalı …’in maliki olup ve diğer davalı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile meydana gelen kazanın oluşumunda 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 67(b) maddesi “Yönetmelikte belirtilen şartlar dışında geriye dönmek veya geriye gitmek yasaktır. İzin verilen hallerde bu manevraları yapacak sürücüler, karayolunu kullananlar için tehlike veya en engel yaratmamak zorundadır.” kuralını ihlal ettiğinden dolayı kazanın oluşumuna tamamen hatası ile etken olduğunu, davacı araç sürücü …………’nin kazanın oluşumunda atfedilecek herhangi bir hatası ve kural ihlali görülmediğini, ……….. plaka sayılı araç için sigorta şirketinin yapmış olduğu ödeme ile değer kaybı talebinin karşılanmış olduğunu, … plaka sayılı araç için 1.400,00-TL ikame araç bedeli oluşabileceğini mütalaa etmişlerdir.
Davacı vekili 09/02/2022 havale tarihli bedel artırım dilekçesi ile dava dilekçesinde ikame araç bedeli yönünden 50,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 1.400,00-TL’ye artırdıklarını beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı görülmüştür.
Davalılar … ve …’in … plakalı aracın sürücüsü ve maliki oldukları dikkate alındığında, temerrüt olgusunun davalılar … ve … yönünden haksız fiil tarihi olan 24/03/2021 tarihi itibariyle vuku bulduğu izahtan varestedir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun ………. Dosya ……..Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen …….. numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri, 24/03/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, … ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları, … plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı, bilirkişi heyetinin 07/01/2022 havale tarihli raporu, davacı vekilinin 09/02/2022 havale tarihli bedel artırım dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 24/03/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’ye ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedeli ve ikame araç bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenecek değer kaybı bedelinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, ikame araç bedelinin ise davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tazmini ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, davalı …’e ait … plakalı araca ait olarak düzenlenen …………. numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin 02/02/2021 ile 02/02/2022 tarihleri arasında geçerli olduğu, poliçe teminatının araç başına maddi hasar yönünden 43.000,00-TL olduğu, davaya konu kazanın 24/03/2021 tarihinde gerçekleştiği dikkate alındığında hasar ve değer kaybı bedellerinin teminat limiti dahilinde olduğu, dava açılmadan önce davacı tarafça davalı sigorta şirketine yapılan başvuru neticesinde davalı sigorta şirketi tarafından davacı tarafa 8.000,00-TL ödeme yapıldığı, dava konusu trafik kazası neticesinde davacıya ait 35 DJT 21 plakalı araçta oluşan değer kaybının aracın kazadan önceki hasarsız hali ile kazadan sonraki hasarlı halinin ikinci el değerleri çerçevesinde 8.000,00-TL olarak belirlendiği, ödeme miktarının araçta oluşan değer kaybı bedelini karşılar mahiyette olduğu, dava konusu araçta oluşan hasarın makul onarım süresinin 7 gün olduğu ve davacının hasar gören aracına emsal bir aracı kaza tarihi itibariyle günlük 200,00-TL bedel ile temin edebileceği, bu kapsamda davacının ikame araç bedeli kalemine yönelik zararının (200,00-TL*7) 1.400,00-TL olduğu, ikame araç bedelinin dolaylı zararlardan olup sigorta poliçesi teminatı dahilinde bulunmadığı, bu sebeple ikame araç bedelinin davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda bulunmadığı, davacı vekili 09/02/2022 havale tarihli bedel artırım dilekçesi ile dava dilekçesinde ikame araç bedeli yönünden 50,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 1.400,00-TL’ye artırdıklarını beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı, davalılar … ve …’in … plakalı aracın sürücüsü ve maliki oldukları dikkate alındığında, temerrüt olgusunun davalılar … ve … yönünden haksız fiil tarihi olan 24/03/2021 tarihi itibariyle vuku bulduğu, ikame araç bedelinden sadece davalılar … ile …’in sorumluluklarının bulunduğu ve dava dilekçesinin de ikame araç bedeli yönünden davalılar … ve …’e yöneltilmiş olduğu anlaşılmakla, açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Değer kaybı tazminatı talebinin REDDİNE,
2-İkame araç bedeli talebinin KABULÜNE, 1.400,00-TL maddi tazminatın haksız fiil tarihi olan 24/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den tahsili ile davacı …’ye verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40-TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.400,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı … Sigorta Anonim Şirketinin kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 50,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta Anonim Şirketi verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 39,50-TL elektronik tebligat, 109,00-TL tebligat, 2,40-TL (KEP) posta masrafı, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti, 80,70-TL peşin harç ve 59,30-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1,409,90-TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınarak 1.361,28-TL’sinin davalılar …. ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasına,
7-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalılar ………… ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
8-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı …..’in yüzlerine karşı, davalı … ile davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin yokluklarında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.08/03/2022

Katip ….
e-imza
¸

Hakim ….
e-imza
¸