Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/633 E. 2021/756 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/633 Esas
KARAR NO : 2021/756

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/08/2020
KARAR TARİHİ : 06/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 10/06/2019 tarihinde seyir halinde iken davalı sigorta şirketinden sigortalı davalı … …’a ait olan ve davalı … … … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın aniden, hızlı, kontrolsüz bir şekilde yola çıkması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, bu kaza ile ilgili Foça C.Başsavcılığı’nın …/… sayılı soruşturmanın halen devam ettiği, davalı … … …’ın olayda tam ve asli kusurlu olduğu olduğu, müvekkilinin kazada hayat fonksiyonlarını ağır derecede etkileyecek nitelikte yaralandığı, davalarının kabulüne, müvekkil davacının geçici ve kalıcı maluliyet ve iş göremezlik, efor ve kazanç kaybı zararı olarak şimdilik 500,00-TL, tedavi ve iyileşme masrafları ile tedavi ve iyileşme için yol masraflarına karşılık şimdilik 500,00-TL, bakıcı gideri olarak şimdilik 500,00-TL olmak üzere toplam 1.500,00-TL maddi tazminatın fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve davacı müvekkile ödenmesine, arabuluculuk giderleri ve arabuluculuk vekalet ücretinin, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil davalı … … …’ın sevk ve idaresindeki … Plakalı araçla eşi … … ile dış çekim yaptırmak için İzmir’den Foça’ya seyir halinde iken kaza meydana geldiği, olay sırasında müvekkilin yaklaşık 80 km hızla seyir halindeyken kavşağı kontrol ederek devam ettiği sırada davacı … … sevk ve idaresinde ki aracın sol arka tekerden, müvekkilin aracı görüş mesafesinde olmasına rağmen, ani ve kontrolsüz bir hızla kavşağa girerek kazaya sebebiyet verdiği, meydana gelen çift taraflı yaralamalı kazada müvekkil İ… … … bir kusuru bulunmadığı, her ne kadar kaza tespit tutunağın da “DUR” ihtarına uymaması nedeni ile asli kusurlu görünse de “DUR” işareti olay sırasında bulunmadığı, olay konusu karayolunda “DUR” işareti olmadığı gibi, hangi yolun tali, hangi yolun ana yol olduğunu gösteren bir levha veya trafik lambası bulunmadığı, geçiş hakkı davalı müvekkile ait olup müvekkilin kusurlu olmadığı, müvekkilin kavşağa girerken kontrollü bir şekilde girdiği ve yavaşlattığı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizin …/… Esas, …/… Karar sayılı yetkisizlik kararının davalılar … … ve … … … vekilinin istinaf etmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ….Hukuk Dairesi’nin 24/09/2021 tarih, …/… Esas, …/… Karar sayılı ilamı ile kaldırılmasına karar verildiği, Mahkememizin …/… Yeni esasına kaydı yapıldığı, davalılar … ve … … yönünden dosya tefrik edilerek Mahkememizin 2021/633 Esas sayılı dosyasına kaydı yapılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanun’un 5. maddesinde de ticari davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları yer almaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 3. maddesi hükmüne göre bu Kanun’da düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar. (ERİŞ Gönen, Gerekçeli- Açıklamalı-İçtihatlı 6335 Sayılı Kanunla Güncellenmiş Yeni TTK Hükümlerine Göre Ticari İşletme ve Şirketler Ticaret Sicili Yönetmeliği ve İlgili Tebliğler, Seçkin Yayınevi, 1. Baskı, Mart 2013, 1. Cilt, Sh, 323).
Ticari davalar ise aynı 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 10/06/2019 tarihinde meydana gelen çift taraflı yaralamalı trafik kazası neticesinde yaralanan davacı ile davalı sigortalı araç sürücüsünün kusur durumları ile davacının vücut bütünlüğünde kalıcı iş göremezlik, yaralanması nedeniyle iyileşme süresinin, geçici iş göremezlik, efor ve kazanç kaybı, tedavi iyileşme masrafları ve iyileşme için harcanan yol masrafları, bakıcı gideri tazminatlarının ve oluşup oluşmadığı, oluşmuşsa ne kadar olduğu ve bu bedellerden ZMMS kapsamında davalılardan tahsil edilip edilemeyeceği hususlarında toplanmaktadır.
Bir davanın veya işin Asliye Ticaret Mahkemesinde görülebilmesi için ; her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan bir uyuşmazlık olması veya uyuşmazlığın 6102 sayılı T.T.K.’da düzenlenen hususlardan doğan bir uyuşmazlık olması veya TTK’nun 4.maddesinde ( b-c-d-e-f ) sayılan dava veya işlerden bulunması yahut özel bir yasal düzenleme ile davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğinin açıkça belirtilmesi şarttır.
Somut olayda; uyuşmazlığın TTK.’nun 4.maddesinde sayılan uyuşmazlıklar arasında yer almadığı, davanın haksız fiile dayalı gerçek kişiler arasında olduğu, bu itibarla davanın; ticari bir dava olmaması nedeniyle davaya bakma görevi mahkememize ait olmayıp, genel hükümlere göre çözülmesi gereken ve genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu, usul ekonomisi nazara alınarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c. maddesi yollamasıyla 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle açılan davanın usulden reddine vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.(Yargıtay19 HD. 2011/15373E. 2012/7260K.)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.06/10/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)