Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/616 E. 2021/913 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/616 Esas
KARAR NO : 2021/913

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/10/2020
KARAR TARİHİ : 27/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili görevsiz mahkemeye verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkil …Limited Şirketi ile davalı … Limited Şirketi, şifahen üç adet büyük, bir adet küçük olmak üzere toplam dört adet dükkanın tasarım ve dizaynının yapılması ve gerekli malların teslimi konusunda anlaşmışlardır. Davalı … Limited Şirketi üç adet büyük dükkan için 89.999,90 TL’lik fatura düzenlediği ve müvekkile yolladığı, geriye kalan bir dükkan için 20.000,00 TL istendiği, müvekkilinin, 28.12.2018 tarihinde davalıya EFT işlemi ile 60.000,00 (ek-2) 22.02.2019 tarihinde ise 50.000,00 TL (ek-3) yolladığı, davalı şirketin sadece ellerinde hazır olarak tuttukları ve özensiz şekilde hazırlanan ön taslakları müvekkilimize ilettiği, davalı şirket şifahen anlaştıkları hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmediği ve kendilerine sehven yollanan paraları müvekkilinin tüm uyarılara rağmen iade etmediği, davalı tarafın davacı müvekkile hiçbir mal veya hizmet sağlamadığı, davalıya ödenen 60.000,00 TL’nin 28/12/2018’de işlemeye başlayan yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL’nin 22/02/2019’da işlemeye başlayan yasal faizi ile birlikte davacı müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dosya mahkememize İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 04/03/2021 tarih, …/… E- …/… K. Sayılı görevsizlik kararının davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesi’nin 07/09/2021 tarih, …/… Esas, …/… Karar no’lu kararı ile istinaf başvurusunun reddine ve dosya mahkememize gönderilmiş olmakla mahkememizin esasına kaydedilmiştir.
Uyuşmazlık konusu; hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası istemine ilişkindir. Dosya mahkememize geldikten sonra yapılan incelemede dava tarihinin 03/10/2020 olduğu ve davanın ticari dava olması itibari ile zorunlu arabulucuğa tabi bulunduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A. maddesinde; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü düzenlenmiş, arabulucuya başvuru dava şartı olarak nitelendirilmiştir.
6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 3/1.maddesinde ise; ”Taraflar, arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda serbesttirler. (Ek cümle:6/12/2018-7155/22 md.) Şu kadar ki dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin 18/A maddesi hükmü saklıdır.” hükmüne yer verilmiş, bu madde kapsamında dava şartı olan arabuluculuğa ilişkin hükümleri düzenleyen aynı Kanun’un 18/A. maddesine atıf yapılmıştır.
6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesinde de; ”Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklindeki hükümler ile arabulucuğa başvurma dava şartının içeriği düzenlenmiştir.
Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan haller, dava (yargılama) şartlarıdır. Davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi için varlığı gerekli hallere, olumlu dava şartları (görev, hukuki yarar gibi); yokluğu gerekli hallere ise olumsuz dava şartları denilmektedir (kesin hüküm gibi). Dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi (davanın esasına girebilmesi) için gerekli olan da denir.
Dava şartlarından biri olmadan açılan dava da açılmış (var) sayılır, yani derdesttir. Ancak mahkeme, dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince, davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hakim tarafından kendiliğinden (re’sen) gözetilir; taraflar bir dava şartının noksan olduğu davanın görülmesine (esastan karara bağlanmasına) muvafakat etseler bile, hakim davayı usulden reddetmekle yükümlüdür.
Esasa ilişkin nihai karar ile taraflar arasındaki uyuşmazlık (esastan) sona erer ve hüküm kesinleşince (kesin hüküm ortaya çıkınca), artık o uyuşmazlık (dava konusu) hakkında, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak yeni bir dava açılamaz; açılırsa, kesin hükümden dolayı reddedilir (HMK m.303) (Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, Cilt:3, s.3005).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/2. maddesinde; ”Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmüne yer verilmiş olup, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A. maddesinde düzenlenen arabulucuya başvuru dava şartı bu madde kapsamına girmektedir.
Yine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. maddesinde ise; ”Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, dava dilekçesi içeriğinden arabulucuya başvurulduğuna dair bir açıklamada bulunulmadığı, Uyap sisteminden yapılan incelemede ayrıntılı dosya bilgilerinin içeriğinde de arabuluculuk başvurusuna dair bir kaydın mevcut olmadığı, mahkememizin 04/10/2021 tarihli tensip tutanağında verilen ara kararı ile, Arabuluculuk son tutanağı aslı ya da arabulucu tarafından onaylı bir örneğinin bir haftalık kesin süre içerisinde mahkememize sunulması, sunulmadığı taktirde dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verileceği ihtarının davacı vekiline 10/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği, bir haftalık kesin süre içerisinde arabuluculuk son tutanağının sunulmadığı, davacı vekilince herhangi bir beyanda bulunulmadığı, neticede davacı vekilinin davada bir miktar para alacağı talep ettiği, görevsiz mahkemede dava ikame edilmeden zorunlu arabuluculuk dava şartına başvurulmadan doğrudan dava açıldığı dikkate alındığında bunun sonradan tamamlanabilecek dava şartlarından olmadığı, dava şartlarının bulunup bulunmadığının yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetileceği, dava şartı noksanlığını belirleyen hakimin davayı usulden reddetmekle yükümlü olduğu 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A. maddesi ile 6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 3/1. ve 18/A. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
1-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A. maddesi ve 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23. maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulucuk Kanunu’na eklenen 18/A-2. maddesi uyarınca arabuluculuğa başvurulmadan dava açılması nedeniyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A. ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2. maddeleri atfıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 22.maddesi gereğince alınması gereken 59,30-TL harcın, davanın açılışı sırasında yatırılan 1.878,53-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.819,23-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf olunan 2 tebligat gideri 11,00-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının artan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili taraflara iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvuru ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.27/10/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)