Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/613 E. 2022/309 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/613
KARAR NO : 2022/309

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2021
KARAR TARİHİ :07/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanandava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda,
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ve davalı arasında 2018 yılından beri süre gelen ticari ilişki kapsamında davalıya sağladığı mal ve hizmete ilişkin olarak muhtelif tarihli faturalar düzenlendiğini, davalı süresi içinde işbu faturalara itiraz etmediğini, davalı/borçlu davacıya bir borcu olmadığını ileri sürerek sırf zaman kazanmak amacıyla kötü niyetli olarak başlatılan icra takibine itiraz ederek takibin durdurulmasını sağlamış ise de tarafların ticari defterler, belgeleri ve hesapları incelendiğinde davacıya olan borç miktarı kesinlik kazanacağını, davacının daha fazla mağduriyet yaşamaması adına davalının öncelikle yetki itirazının akabinde de İzmir 28. İcra Müdürlüğü …/… Esas sayılı dosyasındaki borca itirazının iptali ile yaşatmış olduğu mağduriyet ve davacının likit olan alacağını geç tahsil edecek olması sebebiyle haksız ve kötü niyetli hareketi için de %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini ileri sürerek davanın kabulü ile davalının haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptaline, davalının itirazı nedeniyle durdurulmuş olan İzmir 28. İcra Müdürlüğü …/… Esas sayılı takibin talep edilen bedel üzerinden devamına, davalı borçlunun asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, Arabuluculuk sürecinin olumsuz sonuçlanmış olması nedeniyle AAÜT 16/2-c gereğince müvekkil lehine arabuluculuk anlaşamama vekalet ücretine hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı tarafça, yetki itirazında (icra dairesinin) bulunulmuş, davanın reddi savunulmuştur.
DELİLLER
İzmir 28. İcra Dairesi’nin …/… sayılı icra dosyası, Akhisar İcra Müdürlüğünün …/… sayılı icra takip dosyası ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Davacı vekili, müvekkili şirket ve davalı arasında 2018 yılından beri süre gelen ticari ilişki kapsamında davalıya sağladığı mal ve hizmete ilişkin olarak muhtelif tarihli faturalar düzenlendiğini, davalı süresi içinde işbu faturalara itiraz etmediğini, alacağın tahsiline matuf olarak İzmir 28. İcra Müdürlüğünün …/… E.sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine davalı tarafça itiraz edildiğini iddia ederek davanın kabulü ile davalının haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptaline, davalının itirazı nedeniyle durdurulmuş olan İzmir 28. İcra Müdürlüğü …/… Esas sayılı takibin talep edilen bedel üzerinden devamına, davalı borçlunun asıl alacağın yüzde yirmisinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, Arabuluculuk sürecinin olumsuz sonuçlanmış olması nedeniyle AAÜT 16/2-c gereğince müvekkil lehine arabuluculuk anlaşamama vekalet ücretine hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Dava, 2004 sayılı İİK 67.maddesine göre açılan ve sözleşmeye dayalı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı ödetilmesi istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından, taraflar arasında ticari girişimden doğan ilişki bulunduğu, davacı tarafça bu ilişki kapsamında davalı tarafça bir ödeme yapılmaması üzerine davalı aleyhine İzmir 28. İcra Müdürlüğü …/… Esas sayılı dosya üzerinden ilamsız takibe geçildiği, davalı tarafça yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, davacı tarafça eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.. şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 5.maddesinde; “Mahkemelerin yetkisi, diğer kanunlarda yer alan yetkiye ilişkin hükümler saklı kalmak üzere, bu Kanundaki hükümlere tabidir.” hükmü,6.maddesinde ise; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir” hükmü düzenlenmiştir.
İİK’nun 50/1 maddesinde “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadarki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
İİK’nun 50. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken HMK’nun yetkiye ilişkin hükümleri uyarınca, bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra daireleri ve mahkemeleri ile bonoda öngörülen ödeme yeri icra daireleri ve mahkemeleri yetkilidir. TTK m.777/3 maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, düzenleme yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden bononun düzenleme yerindeki icra dairesi ve mahkemeleri yetkilidir.
HMK’nun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir.
Yetki itirazının ileri sürülmesi hususu ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 19.maddesinde; “.. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.” şeklinde belirlenmiştir.
Davalı vekili 11/02/2022 havale tarihli yetki itirazını bildiren cevap dilekçesinde; yetki itirazında bulunarak, yetkili mahkemenin müvekkilinin yerleşim yeri mahkemesi olan Manisa Asliye Ticaret mahkemeleri olduğunu, dosyanın yetkili yer mahkemesi olan Manisa Asliye Ticaret mahkemelerine gönderilmesini belirterek yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiştir. Yetki itirazının süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, Arabuluculuk Son Tutanağı, İzmir 28. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası itiraz dilekçesi ve sair deliller ile birlikte değerlendirildiğinde, itiraza uğrayan takibin fatura alacağına dayanmasına karşın davalı tarafça temel ilişkinin tümden ret ve inkar edildiği, süresinde ve usulüne uygun yetki itirazında bulunulduğu, davalı şirketin dava açıldığı tarihteki yerleşim yerinin Manisa olduğu anlaşıldığından HMK 114-115 maddeleri gereğince yetki yönünden dava şartının mevcut olmadığı kanaatine varılmış ve mahkememizin yetkisizliğine yetkili mahkemenin Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davada mahkememizin yetkili olmadığı, yetkili Mahkemenin Manisa Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla HMK.nun 116. maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- HMK.nun 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde istemde bulunulduğu takdirde dava dosyasının yetkili Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-Karar kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmiş ise kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesine,
4-Gönderme başvuru dilekçesinin süreler geçtikten sonra verildiği tespit edildiğinde dava dosyasının ele alınarak davanın açılmamış sayılması yönünde karar verilmesine,
5-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin HMK’ nin 331/2. mad. gereğince yetkili mahkemece nazara alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/04/2022

Katip…
E-İmza

Hakim …
E-İmza