Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/602 E. 2021/795 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/602
KARAR NO : 2021/795

DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali)
DAVA TARİHİ : 27/09/2021
KARAR TARİHİ : 12/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Türkiye Garanti Bankası Anonim Şirketi … … Şubesine ait, keşidecisi … … … … Anonim Şirketi olan, 10/09/2021 tarihli, … seri numaralı, 50.000,00-TL bedelli çekin kaybolduğunu ve tüm aramalara rağmen zayi olduğunu belirterek Türkiye Garanti Bankası Anonim Şirketi … Ticari Şubesine ait, keşidecisi … … … … Anonim Şirketi olan, 10/09/2021 tarihli, … seri numaralı, 50.000,00-TL bedelli çekin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 12/10/2021 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini bildirdiği görülmüştür.
DELİLLER :
1-Türkiye Garanti Bankası Anonim Şirketi … Ticari Şubesine ait, keşidecisi … … … … Anonim Şirketi olan, 10/09/2021 tarihli, … seri numaralı, 50.000,00-TL bedelli çek sureti,
2-Türkiye Garanti Bankası Anonim Şirketi … Ticari Şubesine ait, keşidecisi … … … … Anonim Şirketi olan, 10/09/2021 tarihli,… seri numaralı, 50.000,00-TL bedelli çeke ilişkin kayıtları,
3-Vekaletnamesinde davadan feragat etmeye ilişkin olarak özel yetkisi bulunan davacı vekilinin 12/10/2021 havale tarihli feragat dilekçesi,
4-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, Türkiye Garanti Bankası Anonim Şirketi … Ticari Şubesine ait, keşidecisi … … … … Anonim Şirketi olan, 10/09/2021 tarihli, … seri numaralı, 50.000,00-TL bedelli çekin zayi olması nedeniyle iptali talebine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 651. maddesi “Kıymetli evrak zayi olduğu taktirde mahkeme tarafından karar verilebilir. Kıymetli evrakın zayi olduğu veya ziyanı ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir.” hükmünü içermektedir.
Zayi nedeniyle çek iptali davası açılabilmesi için öncelikle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 780. ve 781. maddeleri uyarınca yasal unsurlara haiz bir çekin bulunması esastır. Bu unsurlara haiz olmayan bir belgenin kambiyo senedi vasfı taşımaması nedeniyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca zayi nedeniyle iptali istenilemez.
Türk Ticaret Kanunu’nun 818. maddesinde poliçeye ilişkin hangi hükümlerin çek hakkında da uygulanacağına dair düzenlemeye ver verilmiştir. Bu düzenlemede yapılan atıf uyarınca Türk Ticaret Kanunu’nun poliçenin iptaline dair 757 ilâ 763. maddeleriyle 764. maddesinin birinci fıkrası hükümlerinin çekin iptalinde de uygulanması zorunludur.
Zayi nedeniyle kıymetli evrak iptali, kıymetli evrakta hak ile çek arasındaki sıkı bağlılığın, çekin zayi edilmesi halinde ortaya çıkaracağı haksızlıkları önleme ihtiyacından doğmuştur, yetkili hamil veya lehtar tarafından zayi edilen çekin hak sahipliğini teşhis fonksiyonunu ortadan kaldırarak ve dilekçe sahibinin söz konusu hakka sahip olduğu konusunda bir karine yaratarak bu hakkı çekişmesiz olarak talep etmesini sağlamaya yönelik nizasız kaza yani hasımsız dava konusu bir işlemdir. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilecek iptal kararı ile birlikte borçlu, bono, poliçe veya çeki ibraz edilmeden ödeme imkanına kavuşmaktadır (Özkan Gültekin, Öğretide ve Uygulamada Kıymetli Evrakın Ziya ve İptali, Ankara-2006, s.51).
Kıymetli evrak iptali veya çek iptali davalarında amaç, kıymetli evrakı ibraz mecburiyetinde olan ve çekin zilyetliğini kaybetmesi nedeniyle bu zorunluluğu yerine getiremeyen lehtar veya hamile hakkının mevcudiyetini kanıtlamak bakımından bir imkan sunmak, aynı zamanda lehtar veya hamilin çeki ibraz edememekten dolayı alacak hakkını kullanmaktan mahrum kalmasını önlemektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 757. maddesinde kıymetli evrakın iptali ve önleyici önlemler konusunda düzenleme yapılmıştır. Yapılan düzenleme uyarınca kıymetli evrakı iradesi dışında elinden çıkan kişi muhatabın poliçeyi ödemekten men edilmesi amacıyla ödeme yeri veya hamilin yerleşim yerindeki Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvurabilir. Mahkeme, ödemeyi men eden kararında ayrıca muhataba vadenin gelmesi üzerine poliçe bedelini tevdii etmeye izin verir ve tevdii yerini gösterir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 758. maddesinde yapılan düzenleme uyarınca poliçeyi eline geçiren kişinin bilinmesi durumunda mahkeme dilekçe sahibine iade davası için uygun bir süre vereceği düzenlenmiş, verilen süre içinde dava açılmazsa mahkemenin muhatap hakkındaki ödeme yasağını kaldıracağı belirlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 759. maddesi hükmüne göre de poliçeyi eline geçiren kişinin bilinmemesi halinde poliçenin iptaline karar verilmesi istenebilir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18/04/2012 tarih ve 2012/4860 Esas 2012/6267 Karar sayılı ilamı ile de kıymetli evrakın zayi nedeniyle iptaline ilişkin davalarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu belirlenmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/11-1884 Esas 2015/1059 Karar sayılı ilamında aynen; ”6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun iptali düzenleyen “Önleyici önlemler” başlıklı 757. maddesinde;
(1) İradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten menedilmesini isteyebilir
(2) Mahkeme, ödemeyi meneden kararında muhataba, vadenin gelmesi üzerine poliçe bedelini tevdi etmeye izin verir ve tevdi yerini gösterir.” hükmü düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “İade davası” başlıklı 763. maddesinde ise;
” (1) Elden çıkan poliçe mahkemeye sunulursa, mahkeme, iade davası açması için dilekçe sahibine uygun bir süre verir. Dilekçe sahibi bu süre içinde dava açmazsa, mahkeme, poliçeyi, sunmuş olana geri verir ve muhatap hakkındaki ödeme yasağını kaldırır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “İptal kararı” başlıklı 764. maddesi uyarınca;
”Elden çıkan poliçe, verilen süre içinde mahkemeye sunulmazsa, iptaline karar verilir.
Poliçenin iptaline karar verilmiş olmasına rağmen, dilekçe sahibi kabul edene karşı poliçeden doğan istem hakkını ileri sürebilir.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 651/2 maddesi uyarınca, kıymetli evrakın zayi olduğu veya ziyanın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi senedin iptalini karar verilmesini isteyebilir.” denilmiştir.
Anılan maddeler ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı uyarınca, çekin iptaline ilişkin dava açma hakkı, çeki kaybeden yetkili hamile aittir. Çekin hamili çekin iptal davasını olumlu şekilde sonuçlandırdıktan sonra çek bedelini çekin keşidecisinden talep edebilir.
Vekaletnamesinde davadan ve kanun yollarından feragat etmeye yönelik olarak özel yetkisi bulunan davacı vekili 12/10/2021 havale tarihli dilekçesinde, dava konusu çekin bulunması sebebiyle davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Feragat, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307. maddesinde; ”Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Feragat, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.
Feragat beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Feragat, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir.
Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 22. maddesinde, davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır, hükmü yer almaktadır.
Tüm dosya kapsamı, davacı tarafın iddia ve savunmaları, davacı vekilinin 12/10/2021 havale tarihli feragat dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacı vekili ön inceleme duruşması yapıldıktan sonra tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalardan olan iş bu davadan feragat ettiklerini beyan ettiği anlaşılmakla, davacı vekilinin talebi doğrultusunda açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 22. maddesi gereğince alınması gereken 39,53-TL karar ve ilam harcının, davanın açılışı sırasında yatırılan 59,30-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 19,77-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.12/10/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.