Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/595 E. 2022/707 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARA
ESAS NO : 2021/595
KARAR NO : 2022/707

DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2021
KARAR TARİHİ : 21/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili banka ile davalı şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi uyarınca Taksitli Ticari Krediler, Kredi Kartı ve Ticari Artı Para kredileri kullandırıldığını, sözleşmeye davalı … müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla katıldığını, kredi borcunun ödenmemesi sebebiyle 27/05/2021 tarihi itibari ile kredi hesaplarının kat edilerek davalılara kat ihtarnamesinin tebliğe çıkartıldığını, ödeme yapılmaması üzerine ihtiyati haciz kararını aldıktan sonra davaya konu icra takibinin yapıldığını, davalıların borca ve ferilerine itirazları nedeni ile takibin durdurulduğunu, davalı şirketin kredi borçlarının 1.280.000,00-TL’lik bölümünün ipotek ile teminat altına alındığını, bu nedenle ipotek bedelinin mahsubu ile davalı şirket yönünden takibin 250.854,75-TL bakiyenin fer’ileri ile birlikte, davalı … için tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 1.510.696,46-TL’lik alacağın ferileri ile birlikte tahsilini talep ettiklerini, İzmir 10.İcra Dairesinin …/… esas sayılı dosyası ile İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığından, davaya konu takibin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla açıldığını, davalıların borca itirazının haksız olup, sözleşmesinin 6.maddesinde HMK’nun 193.maddesi uyarınca davacının defter kayıt ve belgelerinin yegane geçerli bağlayıcı ve kesin veri olacağının taraflarca kabul edildiğini, davacıya ait defter ve kayıtlarla davaya konu alacağın sabit olduğunu, sözleşmenin 4.maddesinde temerrüt faizi oranının krediye uygulanan akdi faizin iki katı olarak belirlenmiş olup, talep edilen faiz ve faiz oranlarının sözleşmeye uygun olduğunu bildirmiş, davalıların itirazlarının iptali ile takibin, davalı şirket yönünden 250.854,75-TL, davalı … yönünden 1.510.696,46-TL alacak için devamına ve alacağın %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davacılar vekili cevap dilekçesinde; hesap kat ihtarnamelerine süresi içinde itiraz ettiklerini, müvekkil … yönünden hesaplamanın hatalı olması yanında kefaletinin de geçersiz olduğunu, bu yönüyle talep edilen alacağın miktarının taraflar arasında ihtilaf konusu olup, kesinleşmiş likit bir alacağın bulunmadığını, icra dosyasına sundukları itirazların da aynı yönde olması nedeni ile davacının tazminat talebinin reddinin gerektiğini, kefalet sözleşmesinin geçersiz olup, müvekkili …’in sorumluluğunun bulunmadığını, TBK.’nun 586.maddesinde yer alan şartlar sağlanmaksızın davalı … aleyhine icra takibine geçilmesinin hukuka aykırı olduğunu, alacaklının borçluyu takip etmeden müteselsil kefile başvurabilmesi için borçlunun, ifada gecikmesinin ve ihtarın sonuçsuz kalmasının veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olmasının gerektiğini bildirmiş, davanın reddine, davacı tarafın alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin borçlu, davalı …’in müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu, taraflar arasında düzenlenen davaya konu genel kredi sözleşmesi nedeni ile borçlu şirkete kullandırılan kredinin belirlenen tarihte ödemesinin yapılmadığı iddiası ile hesabın kat edilerek ihtarname tebliğ edilmesine rağmen ödenmeyen kredi borcundan kaynaklanan alacağı için davacı bankanın, davalılar hakkında alacağın tahsili amacıyla yaptığı icra takibinde; davalıların borca ve ferilerine yaptıkları itirazlarının iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu icra dosyasında; davacı banka, davalılar hakkında davaya konu kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için ilamsız icra yoluyla takip yapmış, ödeme emrinin davalılara tebliğinden sonra her iki davalı adına birlikte ve yasal süre içinde davalılar vekilleri tarafından sunulan 26/08/2021 tarihli itiraz dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz edilmesi nedeniyle davalılar hakkındaki takip durmuştur.
Dava İİK’nun 67 (1) maddesinde düzenlenen hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Cevap dilekçesinde; davalı …’e ilişkin kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu iddia edilmiş ise de, hangi nedenle geçersiz olduğuna ilişkin somut bir iddiada bulunulmadığı gibi, dosyada toplanan tüm deliller ve bilirkişi raporunda yapılan tespitlerle kefalet sözleşmesinin şekil ve içerik yönünden usul ve yasaya uygun olduğu, TBK’nun 583.maddesinde aranan kefalete ilişkin tüm şekil şartlarının varlığının bulunduğu, gerçek kişi davalının, davalı şirketin ortağı ve yetkilisi olması nedeni ile TBK’nun 584.maddesinde aranan eş rızasının aranmasına ilişkin koşulun somut olayda varlığının gerekmediği birlikte değerlendirildiğinde, davalılar vekilinin aksi yönündeki iddiası haklı görülmemiştir.
Cevap dilekçesinde; TBK’nun 586.maddesi uyarınca alacaklının, borçluyu takip etmeden önce müteselsil kefile başvurabilmesi için borçlunun ifada gecikmesinin ve ihtarın sonuçsuz kalmasının veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olmasının gerektiği iddiasıyla bu koşul yerine getirilmeden davalı gerçek kişiye icra takibinin yapılmasının hukuka aykırı olduğu iddia edilmiş ise de; borçlu şirketin ifada geciktiği ve borcun ödenmesi konusunda çekilen ihtarın sonuçsuz kaldığı, toplanan delillerle belirgin olmakla TBK’nun 586(1)maddesi uyarınca davalı müteselsil kefil yönünden, davacının icra takibi yapmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı dikkate alınarak, davalılar vekilinin aksi yönündeki iddiasında haklılık görülmemiştir.
Toplanan tüm deliller, mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen, gerekçeli, ayrıntılı, hükme ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi rapor ve ek raporu ile; davacı banka ile davalı şirket arasında 26/08/2019 tarihli ve 1.500.000,00-TL limitli genel kredi sözleşmesinin düzenlendiği, davalı gerçek kişinin sözleşmeye müteselsil borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla katıldığı, 22/03/2021 tarihinde her iki davalının da imzaladığı belgelerle kredi ve kefalet limitinin 3.000.000,00-TL’ye yükseltildiği, TBK’nun 583.maddesi yönünden kefalete ilişkin tüm şekil şartlarının yerine getirildiği, davalı gerçek kişinin, davalı şirketin ortağı ve yetkilisi olması nedeniyle TBK’nun 584. maddesinde düzenlenen eşinin rızasının bulunması koşulunun gerekmediği, taraflar arasındaki kredi ve kefalet sözleşmesinin varlığının ve içeriğinin uyuşmazlık konusu olmadığı, kredi sözleşmesinde HMK’nun 193.maddesi uyarınca davacının defter kayıt ve belgelerinin uyuşmazlık halinde münhasıra bağlayıcı ve geçerli delil olarak kabul edildiği, sözleşmenin 2.7.1.maddesinde ise temerrüt halinde banka tarafından fiilen uygulanan aynı nitelikteki krediler için uygulanan en yüksek faiz oranının iki katının temerrüt faizi olarak belirlendiği, davacı tarafın davaya konu kredi sözleşmesinin teminatı olarak davacı şirketin taşınmazına koyduğu ipotek nedeniyle İzmir 10.İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçtiği, bu dosyada dava tarihi itibari ile henüz bir tahsilatın yapılmadığı, buna bağlı olarak dava konusu alacaktan mahsup edilebilecek bir ödeme veya tahsilatın bulunmadığı, sözleşme hükümleri uyarınca ve davanın niteliği gereği dosyada toplanan deliller ve davacı bankaya ait defter kayıt ve belgeler üzerinde yapılan inceleme ile uyuşmazlığın çözümünün yeterli ve gerekli olduğu, davalı şirketin davaya konu …-…-… nolu taksitli ticari kredinin 24. ve sonraki taksitlerini, …-…-… nolu taksitli ticari kredinin 22. taksidinin bir bölümünün 23. taksidi ve sonraki taksitlerini, …-…-… nolu taksitli ticari kredinin, 21. ve sonraki taksitlerini …-…-… nolu taksitli ticari kredinin, 1. taksidinin tahsil edilen küçük bir miktar dışında kalan bölümü ile izleyen sonraki taksitlerinin ödenmemesi nedeni ile davacı banka tarafından hesabın kat edilerek 27/05/2021 tarihli kat ihtarnamesinin düzenlendiği, ihtarnamenin davalılara 31/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede verilen süre içinde ödeme yapılmadığı, davalılar tarafından 02/06/2021 tarihinde kat ihtarnamesine itiraz edilmiş ise de itirazlarında haklılık bulunmadığı, 02/06/2021 tarihinde her iki davalı yönünden temerrütün oluştuğu, davalıların icra takibi öncesinde ve sonrasında ve dava tarihine kadar bir ödemede bulunmadıkları, her ne kadar davalılar vekili, 27/05/2021 tarihinin temerrüt tarihi olarak kabulü ile bu tarihteki faiz oranlarının dikkate alınması gerektiği iddiasında bulunmuş ise de, davalıların her ikisine ihtarnamenin 31/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği, bir günlük ödeme süresi verilmesi nedeni ile her iki davalının 02/06/2021 tarihinde temerrüte düştükleri, davaya konu sözleşmenin 2.7.1 maddesi uyarınca temerrüt tarihindeki faiz oranlarının dikkate alınması gerektiğine ilişkin sözleşme hükmü karşısında davalı vekilinin isteminde bir haklılık bulunmadığı, davacı bankanın oluşan temerrüt nedeni ile davalılar hakkında yaptığı davaya konu icra takibinin, usul ve yasaya uygun olduğu, kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan krediler için davacı tarafça talep edilen akdi faiz ve temerrüt faizi oranlarının davacı banka tarafından uygulanan fiili oranlar ile TCMB’na bildirdiği oranlar karşısında daha az olup, buna göre %69,80 oranında temerrüt faizi talep edebilecek bankanın, %58,80 ve daha düşük oranlarda temerrüt faizi talep etmesine bağlı olarak taleple bağlılık ilkesi gereği bilirkişinin davacı tarafın talep ettiği daha düşük faiz oranları üzerinden yaptığı hesaplamanın usul, yasa, sözleşme ve dosya kapsamına uygun olduğu, bilirkişi raporunda ayrıntıları gösterilen ana para ve ferilerine ilişkin yapılan hesaplamalar miktarınca davalıların davacı bankaya karşı sorumluluklarının bulunup, davalı şirket yönünden ödeme emrinde 1.280.000,00-TL teminat dahilindeki alacağın indirilmesinden sonra davalı şirketin itirazının iptalinin talep edilmesine bağlı olarak davanın kısmen kabulü ile; davalıların davaya konu icra dosyasında borca ve ferilerine ilişkin itirazlarının kısmen iptali ile takibin, ödeme emrinde takip konusu yapılan 1.375.627,36 TL asıl alacaklar toplamı, 46.824,71 TL ihtar öncesi işlemiş akdi faizler toplamı, 7.187,96 TL BSMV’ler toplamı, 165,50 TL ihtiyati haciz gideri ve 910,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 1.486.592,80 TL toplam alacağın, davalı … yönünden tamamı, davalı şirket yönünden ise 206.592,80 TL’lik bölümü ile, işleyecek faiz yönünden; asıl alacağın 133.333,33 TL’lik bölümü için yıllık %37,94, 1.000.000,00 TL’lik bölümü için yıllık %40,80, 18.566,47 TL’lik bölümü için yıllık %27,36, 19.881,41 TL’lik bölümü için yıllık %27,36, 86.522,47 TL’lik bölümü için yıllık %38,88, 117.223,68 TL’lik bölümü için yıllık %58,80 oranında takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek TCMB faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişken oranlarda temerrüt faizi ve faizin %5’i oranındaki gider vergisi üzerinden devamına, davacı tarafın fazlaya ilişkin tüm taleplerinin reddine, alacağın likit olduğu ve davalıların davanın kabul edilen bölümü yönünden icra takibine haksız olarak itiraz ettikleri dikkate alınarak; davalı … yönünden hükmedilen toplam 1.486.592,80-TL, davalı şirket yönünden hükmedilen toplam 206.592,80-TL alacağın %20’si oranındaki 297.318,56-TL icra inkar tazminatının, davalı şirketin 41.318,56-TL’lik bölümünden sorumlu olmak koşulu ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, red edilen alacak bölümü yönünden davacı tarafın kötü niyetle takip yaptığına ilişkin bir delilin toplanmadığı ve davalı tarafın bu yöndeki iddiasını kanıtlamadığı göz önünde tutularak, davalı tarafın kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davalılar hakkındaki davanın KISMEN KABULÜ ve;
Davalıların davaya konu İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyasında borca ve ferilerine ilişkin itirazlarının kısmen iptali ile;
Takibin, ödeme emrinde takip konusu yapılan 1.375.627,36 TL asıl alacaklar toplamı, 46.824,71 TL ihtar öncesi işlemiş akdi faizler toplamı, 7.187,96 TL BSMV’ler toplamı, 165,50 TL ihtiyati haciz gideri ve 910,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 1.486.592,80 TL toplam alacağın, davalı … yönünden tamamı, davalı şirket yönünden ise 206.592,80 TL’lik bölümü ile,
İşleyecek faiz yönünden; asıl alacağın 133.333,33 TL’lik bölümü için yıllık %37,94, 1.000.000,00 TL’lik bölümü için yıllık %40,80, 18.566,47 TL’lik bölümü için yıllık %27,36, 19.881,41 TL’lik bölümü için yıllık %27,36, 86.522,47 TL’lik bölümü için yıllık %38,88, 117.223,68 TL’lik bölümü için yıllık %58,80 oranında takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek TCMB faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişken oranlarda temerrüt faizi ve faizin %5’i oranındaki gider vergisi üzerinden devamına,
2-Davacı tarafın fazlaya ilişkin tüm taleplerinin reddine,
3-İcra inkar tazminatına konu ödeme emrinde talep edilen ve kabulüne karar verilen 1.486.592,80 TL toplam alacağın %20’si oranındaki 297.318,56 TL icra inkar tazminatının 41.318,56 TL’lik bölümünden davalı şirketin sorumlu olması kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 101.549.15-TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 18.488,90-TL harcın indirilmesiyle geriye kalan 83.060,25‬-TL harcın, davalı …’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 18.488,90-TL harcın, 14.112,35-TL’lik bölümünden davalı şirketin sorumlu olması koşulu ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Kabul edilen alacak bölümü için davacı yararına A.A.Ü.T.’nin 13 (1) mad. uyarınca takdir edilen 166.927,42-TL nispi vekalet ücretinin, 31.922,99-TL ‘lik bölümünden davalı şirketin sorumlu olması koşulu ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Reddedilen alacak bölümü için davalılar yararına A.A.Ü.T.’nin 13 (1) mad. uyarınca takdir edilen 11.881,91-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (14) maddesi uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden oluşan yargılama giderinin davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması nedeni ile 19/20’inin karşılığı olan 1.254,00 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 1/20’inin karşığı olan 66,00 TL’sinin davacı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
10-Davanın kısmen kabulüne karar verilmesi nedeniyle davacı tarafça yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 53,00 TL iki adet tebligat gideri, 90,00 TL on iki adet elektronik tebligat gideri, 2,55 TL kep gideri ile 850,00 TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.054,85 TL yargılama giderinden 19/20’inin karşılığı olan 1.002,10 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 1/20’inin karşığı olan 52,75 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/09/2022

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza