Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/546 E. 2021/983 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/767 Esas
KARAR NO : 2021/1019

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/08/2019
KARAR TARİHİ : 12/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 2017 yılında ticari bir ilişkisinin mevcut olduğunu, davalılardan tahta, palet alımlarını gerçekleştirdiğini, aradaki ticari ilişkiden kaynaklı güvenden dolayı davalı firma yetkilisi olan …’ün şirketinin Çanakkale’deki … Müdürlüğünde ihaleye girecek olduğunu, teminat mektubuna ihtiyacı olduğunun belirttiğini, bu sebeple davalı borçlu firma adına müvekkili tarafından 11/08/2017 tarihli, 214.362-TL bedelli teminat mektubunu … Müdürlüğüne verdiğini, her ne kadar 2017 yılı sonu itibarıyla müvekkilinin davalı şirkete 199.965,28-TL borçlu olduğu görünse de söz konusu 214.362-TL’lik tutarın 19.03.2018 tarihinde … Müdürlüğünün hesabına gönderildiğini, müvekkilinin 14.396,72-TL alacaklı konumuna geçtiğini, davalının 19/03/2018 tarihi itibariyle 14.396,72 TL’lik tutarının müvekkiline ödemediğini, davalı borçlu hakkında İzmir ….İcra Müdürlüğünün …/…-Esas sayılı dosyasından icra takibi açıldığını, davalı borçlunun yetki ve borca itiraz ettiğini, yetki itirazının kabul edildiğini ve dosyanın Bergama İcra Müdürlüğüne gönderildiğini, …/… esas sayılı dosyası ile icra takibinin açıldığını, icra takibine davalı borçlu tarafından borcunun olmadığı iddiasıyla itiraz edildiğini, borcun ödenmesi için yapılan tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını, davalı/ borçlu borcunu ödememek ve müvekkilinin alacağına geç kavuşmasını sağlamak maksadıyla, icra takibindeki alacağa haksız, gerekçesiz ve kötü niyetli olarak itiraz ederek müvekkilinin zarara uğratmaya devam ettiğini, davalı/ borçlunun yaptığı haksız itirazın iptali ile birlikte takibe devam edebilmesi için iş bu itirazının iptali davasının açılmasının gerektiğini, açıklanan nedenler ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalması suretiyle haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ederek takibin durmasına sebep olan davalı /borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davacı arasında bir ticari ilişki ve cari hesap olduğunu, ancak davacı şirkete herhangi bir borcunun olmadığını, müvekkil şirket güven ilişkisine dayanarak davacı şirkete çeşitli vasıf ve niteliklerde muhtelif zamanlarda orman ürünlerini sattığını, ancak davacı şirket ile söz konusu emvalin bedelini müvekkile ödeyemediğini, İzmir Orman İşletme Müdürlüğünün emsal olabilecek benzer emval satış şartnamesinde ihalede ödemenin peşin olarak yapılması halindeki bedelin 224,329,17-TL iken, teminat mektubunun ödeme yapılması halinde bu bedelin 249.572,87- TL olarak belirlendiğini, somut olayda her iki taraf arasında ihtilaf konusu oluşturan 14.396,72-TL’ lik fark da bundan kaynaklandığını, şartnamede teminat mektubu ile yapılan alım halinde açıkça mektup faizi denilerek belirtilen 21.392,97-TL ayrı bir kalem bulunduğunu, müvekkiline olan borcuna karşılık, müvekkilinin borcunu üstlenen davacı şirketin bu borcu ötelemesinden kaynaklanan “mektup faizi” den müvekkilinin hukuken sorumlu tutulmasının hukuki ve hakkaniyetli olmadığını, usul ve yasaya aykırı davanın reddi ile takip başlatmak ve dava açmakta haksız ve kötü niyetli olan davacının %20 den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı şirkete yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/…Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanak aslı,
2-Bergama İcra Dairesinin …/… Esas sayılı icra dosyası,
3-Faturalar ve sevk irsaliyeleri,
4-Cari Hesap Dökümü,
5-11/08/2017 tarihli teminat mektubu,
6-19/03/2018 tarihli banka dekontu,
7-Banka Kayıtları,
8-Taraflara ait ticari defter ve kayıtlar
9-Ödemeye ilişkin … Müdürlüğü kayıtları,
10-Sair deliller,
DAVA KONUSU:
Açılan dava, taraflar arasında 2017 yılında yılında bulunan ticari ilişkiden kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalardan ve cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın açıldığı ve görüldüğü Bergama …. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla), Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun 07/07/2021 tarihli ve 608 numaralı Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevrelerinin belirlenmesine ilişkin kararını dayanak göstererek Bergama …. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsiz hale geldiği gerekçesiyle ve 17/09/2021 tarihli gönderme kararı ile dosyanın İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verdiği, dosyanın mahkememize tevzi edildiği görülmektedir.
Davanın ticari dava olduğu konusunda uyuşmazlık yoktur.
Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun, 08/07/2021 tarihli ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 07/07/2021 tarihli 608 numaralı kararında, İzmir Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin, İzmir İli mülki idare sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç) olarak belirlenmesine ve kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04/04/2019 tarih, 2017/11-10 Esas ve 2019/401 Karar sayılı ilamında; Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu tarafından Fikri Sınai Haklar Mahkemelerinin yargı alanının belirlenmesinden sonra Asliye Hukuk Mahkemeleri nezdinde görülmekte olan davalarla ilgili olarak yargılamaya devam edilip edilmeyeceği, dosyaların Fikri Sınai Haklar Mahkemelerine devredilip devredilmeyeceği ile ilgili olarak ortaya çıkan uyuşmazlık konusunda yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmadığına, davaların açıldığı ve görülmekte olan Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiğine hükmedilmiştir.
04/04/2019 tarihli ilam, somut olaya da ışık tutacak ve uygulanır niteliktedir. Zira, ilama konu yargı alanlarının belirlenmesine ilişkin karardaki düzenlemenin ayrı bir Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi olan yerlerde bu nitelikteki davalara anılan mahkemelerin, olmayan yerlerde ise hangi Asliye Hukuk Mahkemesinin göreceğine ilişkin bir yargı yeri belirlemesi kararı söz konusu olup, somut olaya konu 07/07/2021 tarihli yargı yeri belirlenmesine ilişkin kararda da mevcut Asliye Ticaret Mahkemeleri dışında 8 ilde daha Asliye Ticaret Mahkemesi kurulmasına karar verilmiş olup, mevcut Asliye Ticaret Mahkemeleri ile birlikte yeni kurulan Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı yerleri bulundukları il, ilçe Asliye Ticaret Mahkemeleri yönünden ise kararda gösterilen Ağır Ceza Mahkemelerinin yargı çevresi olarak belirlenmiştir. Mahkemelerin görevlerinin belirlenmesi ancak kanunla mümkün olup, her iki karar yalnız yargı alanlarının belirlenmesine ilişkin aynı içerikte kararlardır. İlamda, yargı yerleri belirlenmesine ilişkin kararın göreve ilişkin olmadığı, yalnız yargı yeri belirlenmesi kararı niteliğinde olduğu, karardan önceki davaların, açıldığı mahkemede devam etmesine ilişkin direnme kararı veren ilk derece mahkemesinin gerekçesi doğru bulunmuş, kararda açıklanan yasal düzenlemeler ve hukuk ilkelerine atıf yapılarak oluşturulan gerekçe ile direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.
İlamın gerekçesinde; mahkemelerin görevinin kıyas ya da yorum ile genişletilemeyeceği ya da değiştirilemeyeceği, kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görevin genel mahkemelere ait olduğu konusunda 05/12/1977 tarihli, 1977/4 Esas ve 1977/4 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararının bulunduğu, gönderme kararının Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanuni Hakim Güvencesi” başlığını taşıyan 37. maddesine aykırılık teşkil ettiği, uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olayın, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabi olup yasal düzenleme ile yeni kurulan veya bir başka mahkeme görevlendirilmediği sürece olayın meydana geldiği zamandaki mevcut mahkemeler tarafından çözümlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ”Kanunî hâkim güvencesi” başlığını taşıyan 37. maddesi; ”Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir.
Somut olayda davanın, 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilen ve karara dayanak yapılan 07/07/2021 tarihli yargı alanının belirlenmesine ilişkin karardan önce 09/08/2019 tarihinde açıldığı dikkate alındığında gönderme kararının, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanuni Hakim Güvencesi” başlığını taşıyan 37. maddesinde düzenlenen kanuni hakim ilkesine, kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görevin genel mahkemelere ait olduğuna ilişkin 05/12/1977 tarihli, 1977/4 Esas ve 1977/4 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararına, mahkemelerin görevinin kıyas ya da yorum ile genişletilemeyeceği ya da değiştirilemeyeceği ilkesine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun somut olaya uygulanır nitelikteki 04/04/2019 tarih, 2017/11-10 Esas ve 2019/401 Karar sayılı ilamına, ilamın somut olaya uygulanır niteliği olmadığı düşünülse bile ilamda belirtilen yasal düzenlemeler, hukuk ilkeleri ile yargı yeri alanlarının belirlenmesi ile görevli kurumun bu alandaki düzenlemeleri sonucu görülmekte olan davalara ilişkin açık bir yargı yeri belirlenmesi kararı olmaması halinde davaların açıldığı mahkemelerce görülmesine devam edilmesi gerektiğine ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun sair kararlarındaki gerekçelerine, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun, 08/07/2021 tarihli ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 07/07/2021 tarihli 608 numaralı kararına uygun olmadığı gibi; 07/07/2021 tarihli kararda, yukarıda açıklanan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere görülmekte olan davaların, 01/09/2021 tarihinden itibaren görev verilen Asliye Ticaret Mahkemelerine devredileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, bunun yanında kararın 07/07/2021 tarihli olduğu ve 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiş olmasına göre; farklı uygulama tarihi belirlenmiş olması ve yalnız yeni mahkemeler kurulmuş olmasının farklı karar ve uygulama tarihini gerektirir bir neden olmadığı dikkate alınarak, kararı vermeye yetkili makamın görülmekte olan davaların Asliye Ticaret Mahkemelerine devredileceğine ilişkin bir kararının bulunmaması yanında, iradesinin de bu yönde olmadığı anlaşılmakla, gönderme kararı usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
Bergama …. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından karar kesin olmak üzere verilmiş olup, kararın niteliği, gönderme kararıdır. Mahkememizce verilecek kararın niteliği itibariyle görevsizlik kararı olması mümkün olmayıp gönderme kararının, usul ve yasaya aykırı olarak verilmiş olması nedeniyle mahkemesine iadesini amaçlayan kesin nitelikli gönderme kararı olması zorunludur. Bu durumda her iki mahkeme tarafından verilmiş görevsizlik kararları olmamakla birlikte karşılıklı gönderme kararları ortaya çıkmıştır. Davaya hangi mahkemenin devam edeceğine ilişkin uyuşmazlığın çözümü gerekli olup, karşılıklı gönderme kararları nedeniyle bu çözümün ilgili mahkemeler tarafından yerine getirilmesi mümkün değildir. Somut olaydaki gönderme kararlarının mahkemelerin görevi ile ilgili olduğu, göreve ilişkin yargısal kararlarla ilgili uyuşmazlığın ancak bir yargı makamı tarafından çözülebileceği, görevle ilgili uyuşmazlıkların Bölge Adliye Mahkemelerinin görevli Hukuk Daireleri tarafından çözümlendiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, görevli mahkemenin belirlenmesi amacıyla dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Gönderme kararına konu, dava dosyasına ilişlin uyuşmazlığı çözme görevinin davanın açıldığı Bergama …. Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) ait olması sebebiyle, dosyanın Bergama …. Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) GÖNDERİLMESİNE,
2-Mahkememiz esasının, gönderme kararı sebebiyle kapatılmasına,
3-Kararın niteliği itibariyle harç alınmasına yer olmadığına,
4-Mahkememizce verilen kesin mahiyetteki iş bu karşı gönderme kararı kapsamında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 21/1-c. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 22. maddesinin kıyasen gözetilmesi suretiyle, dosyanın görevli mahkemenin belirlenmesi amacıyla İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesine gönderilmesine,
5-Yapılacak yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
6-Gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair, tarafların yokluklarında, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere karar verildi.11/10/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.