Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/531 E. 2022/461 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/531
KARAR NO : 2022/461

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2021
KARAR TARİHİ : 02/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkil şirketleri tarafından davalıya … sözleşme hesap nolu aboneliği çerçevesinden elektrik tedariki sağlandığını, davalı tarafça ödenmeyen elektrik faturalarının tahsil amacıyla Merkezi Takip Sistemi …/… E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve davalının itirazı ile takibin durduğunu, davalı hakkında takip tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 1.043,51 TL asıl alacak, 6,59-TL gecikme faizi, 17,53-TL geçmiş dönem faizi ve KDV olmak üzere toplamda 1.068,82 TL üzerinden icra takibi başlattıklarını, takibe konu faturaların ayrıntılarının sözleşme hesap no:…, fatura no:…, fatura tutarı:1061,04 TL, fatura tarihi:07.05.2020, fatura vade tarihi:8.05.2020 şeklinde olduğunu, davalı borçlu tarafından 14.09.2021 tarihinde ödeme emrine itiraz edildiğini, davalının … Mahallesi … Sokak No …-…/… Çeşme/İzmir adresindeki ticarethanesi için perakende satış sözleşmesi düzenlendiğini, bahse konu sözleşme gereği davalı tarafa elektrik enerjisi sağlandığını, bu tüketim sonucu elektrik kullanım bedeli olarak fatura tahakkuk ettirildiğini, fatura bedelinin davalı tarafça ödenmemiş olması nedeniyle fatura bedeli takibe davalı tarafça borca itiraz edildiğini davalının ticarethane abone grubu üzerinden aboneliğinden kaynaklanan elektrik tüketim bedeline ilişkin fatura borcunun mevcut olduğunu, bu borçlara ilişkin iddialarının ispatı için fatura ve cari dökümünün celbini talep ettiklerini, davalı tarafça yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekilinin davaya karşı cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-Merkezi Takip Sisteminin …/… numaralı dosyası,
3-Davacı … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi nezdinde davalı … Otelcilik Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait … sayılı sözleşme numarasına kayıtlı abonelik sözleşmesi, sözleşmeye binaen düzenlenen faturalar, cari döküm kayıtları ve ilgili tüm kayıt ve belgeler,
4-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 24/03/2022 tarihli raporu ile 15/05/2022 tarihli ek raporu,
5-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, taraflar arasında imzalanan Perakende Satış Sözleşmesi kapsamında, davacı şirket tarafından … sözleşme hesap numaralı elektrik aboneliği çerçevesinde davalı şirkete ait ‘… Mahallesi, … Sokak, No=…-…/…, Çeşme/İzmir’ adresindeki ticarethaneye sağlanan elektrik tedariki karşılığında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen 07/05/2020 tarihli ve … numaralı fatura bedelinin tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi talebine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
Merkezi Takip Sisteminin …/… numaralı dosyasının incelenmesinde, alacaklısının … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi olduğu, borçlusunun davalı … Otelcilik Turizm İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi olduğu, davacı vekilinin davalı şirket aleyhine 1.043,51-TL asıl alacak 6,59-TL işlemiş faiz,1,19-TL KDV ve 17,53-KY gecikmiş faiz bedeli olmak üzere toplamda 1.068,82-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Davalı … Otelcilik Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yetkilisi tarafından icra dosyasına yapılan yetki itirazının, … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketine müzekkere yazılarak davalı … Otelcilik Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait … sayılı sözleşme numarasına kayıtlı abonelik sözleşmesinin 17.8. Maddesinde ”Anlaşmazlıkların çözümünde HMK ile belirlenecek yetkili mahkemelerin yanında İzmir ve Manisa Mahkeme ve İcra Daireleri de yetkilidir.” ibaresinin bulunduğu, bu kapsamda tarafların her iki tarafı tacir olan ve bu sebeple geçerli olup her iki tarafı bağlayan yetki sözleşmesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile belirlenecek yetkili mahkemelerin yanında İzmir ve Manisa Mahkeme ve İcra Dairelerini de yetkili kıldıkları, davalı şirket yetkilisinin ise icra takibinde yer alan ödeme emrine itirazında Çeşme İcra Dairesinin yetkili olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduğu, davalı şirket yetkilisi tarafından yapılan yetki itirazının yerinde olmadığı, yetki sözleşmesi dikkate alındığında icra takibinin yetkili icra dairesine başlatıldığı anlaşılmakla reddine karar verilmiştir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın mahkememizce re’sen seçilecek bir elektrik mühendisi bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, Merkezi Takip Sisteminin …/… Esas sayılı dosyası, davacı şirket nezdinde davalı şirkete ait … sözleşme hesap numaralı elektrik aboneliğine ilişkin kayıtlar, taraflar arasında imzalanan Perakende Satış Sözleşmesi, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen 07/05/2020 tarihli ve … numaralı fatura ile sair deliller birlikte değerlendirilerek, taraflar arasında imzalanan Perakende Satış Sözleşmesi kapsamında, davacı şirket tarafından … sözleşme hesap numaralı elektrik aboneliği çerçevesinde davalı şirkete ait ‘… Mahallesi, … Sokak, No=…-…/…, Çeşme/İzmir’ adresindeki ticarethaneye sağlanan elektrik tedariki karşılığında davalı şirket adına düzenlenen 07/05/2020 tarihli ve … numaralı faturada yer alan tüketim verilerinin ve bu veriler karşılığında yer alan elektrik kullanım bedeli ile sair bedellerin ilgili mevzuata uygun olup olmadığı, davacı şirketin 07/05/2020 tarihli ve … numaralı faturadan kaynaklı olarak davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişinin 24/03/2022 tarihli raporunda sonuç olarak, yapılan değerlendirmelerde tüketicinin tesisatının dökümü istenmiş olmasına rağmen şikayete konu faturanın incelenebilmesi açısından tesisatı dökümünün gönderilmemiş olduğununu anlaşıldığını, tarafınca yapılan girişimlerde de şikayete konu tesisata ilişkin döküm elde edilemediğini, bu bakımdan eldeki bulgulara göre davacı tarafın tahakkuk ettirdiği faturada bir uygunluk görülemediğini mütalaa etmiştir.
Bilirkişi tarafından talep edilen bilgi ve belgelerin temin edilmesi akabinde dosyanın 25/03/2022 havale tarihli raporu tanzim eden elektrik mühendisi bilirkişine tevdi ile davacı vekili tarafından dosyaya sunulan davacı … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi ile davalı … Otelcilik Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi arasında imzalanan davalı … Otelcilik Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait … sayılı sözleşme numarasına kayıtlı abonelik sözleşmesi, sözleşmeye binaen düzenlenen faturalar, cari döküm kayıtları ve sair deliller de dikkate alınarak taraflar arasında imzalanan Perakende Satış Sözleşmesi kapsamında, davacı şirket tarafından … sözleşme hesap numaralı elektrik aboneliği çerçevesinde davalı şirkete ait ‘… Mahallesi, … Sokak, No=…-…/…, Çeşme/İzmir’ adresindeki ticarethaneye sağlanan elektrik tedariki karşılığında davalı şirket adına düzenlenen 07/05/2020 tarihli ve … numaralı faturada yer alan tüketim verilerinin ve bu veriler karşılığında yer alan elektrik kullanım bedeli ile sair bedellerin ilgili mevzuata uygun olup olmadığı, davacı şirketin 07/05/2020 tarihli ve … numaralı faturadan kaynaklı olarak davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarının belirlenerek düzenlenecek ek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, elektrik mühendisi bilirkişinin 15/05/2022 havale tarihli ek raporunda sonuç olarak, yapılan değerlendirmeler sonucunda, tüketicinin tesisatına ilişkin sayaç değişiminin meydana geldiğini, anormal bir kullanım durumu veya güç artışı olmadığını, tahakkuk edilen faturadaki ortalama tüketimin, geçmiş yıl tüketim değerlerinin ve tesisattaki kurulu gücün çok üzerinde seyrettiğinin tespit edildiğini, elektik kullanım bedelleri ile sair bedellerin mevzuata uygun olmayıp, hatalı olduğunu, davalı … Otelcilik Turizm İnşaat şirketinin davacı … Elektrik Perakende A.Ş.’den 529,07-TL tutarında alacağının bulunduğunu mütalaa etmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, İzmir 28. İcra Dairesinin …/… Merkezi Takip Sistemi numaralı dosyası, davacı … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi nezdinde davalı … Otelcilik Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait … sayılı sözleşme numarasına kayıtlı abonelik sözleşmesi, sözleşmeye binaen düzenlenen faturalar, cari döküm kayıtları ve ilgili tüm kayıt ve belgeler, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 24/03/2022 tarihli raporu ile 15/05/2022 tarihli ek raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasında imzalanan Perakende Satış Sözleşmesi kapsamında, davacı şirket tarafından … sözleşme hesap numaralı elektrik aboneliği çerçevesinde davalı şirkete ait ‘… Mahallesi, … Sokak, No=…-…/…, Çeşme/İzmir’ adresindeki ticarethaneye sağlanan elektrik tedariki karşılığında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen 07/05/2020 tarihli ve … numaralı fatura bedelinin tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, Merkezi Takip Sisteminin …/… numaralı dosyasının incelenmesinde, alacaklısının … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi olduğu, borçlusunun davalı … Otelcilik Turizm İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi olduğu, davacı vekilinin davalı şirket aleyhine 1.043,51-TL asıl alacak 6,59-TL işlemiş faiz, 1,19-TL KDV ve 17,53-KY gecikmiş faiz bedeli olmak üzere toplamda 1.068,82-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, elektrik mühendisi bilirkişinin 15/05/2022 havale tarihli ek raporunda tüketicinin tesisatına ilişkin sayaç değişiminin meydana geldiğini, anormal bir kullanım durumu veya güç artışı
olmadığını, tahakkuk edilen faturadaki ortalama tüketimin, geçmiş yıl tüketim değerlerinin ve tesisattaki kurulu gücün çok üzerinde seyrettiğinin tespit edildiğini, elektik kullanım bedelleri ile sair bedellerin mevzuata uygun olmayıp, hatalı olduğunu, davalı … Otelcilik Turizm İnşaat şirketinin davacı … Elektrik Perakende A.Ş.’den 529,07-TL tutarında alacağının bulunduğunu mütalaa ettiği, her ne kadar bilirkişi tarafından davalı şirketin davacı şirketten 529,07-TL tutarında alacaklı olduğu mütalaa edilmiş ise de bilirkişiye verilen görevin davalının davacıdan alacağının belirlenmesi olmadığı dikkate alındığında bu belirlemenin yargılamaya esas alınmasının mümkün olmadığı, davacı vekili tarafından sunulan 06/04/2022 havale tarihli dilekçe ekinde yer alan cari hesap dökümünde 07/05/2020 tarihli ve … numaralı fatura bedelinin dava açılmadan önce ödendiğinin görüldüğü, bu kapsamda davacı şirketin dava konusu faturadan dolayı davalı şirketten alacağının bulunmadığı, davalı şirketin icra takibinde yer alan ödeme emrindeki borca yönelik itirazının haklı olduğu anlaşılmakla, açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında yatırılan 59,30-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 21,40–TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.068,82-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.