Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/509 E. 2022/225 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/509
KARAR NO : 2022/225

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 25/08/2021
KARAR TARİHİ : 10/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ün maliki olduğu, sürücü…’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile 12.04.2021 tarihinde müvekkili idaresindeki … plakalı aracına çarptığını, kazada müvekkilinin aracında hasar meydana geldiğini, … plakalı araç sürücüsünün kazada %100 oranında kusurlu olduğunu, aracın davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesini tanzim eden sigorta şirketi olduğunu, müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybından poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, davalı sigorta şirketine 30.06.2021 tarihinde başvuru yapıldığını, ödeme yapılmadığını, müvekkilinin aracının tamiri için serviste uzun süre kaldığını, müvekkilinin aracını kullanmaktan mahrum kalması nedeni ile ikame araç bedelini davalı araç sahibinin karşılaması gerektiğini, belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik bakiye değer kaybı zararına mahsuben 50,00-TL ve 10,00-TL ikame araç bedeli olmak üzere toplam 60,00-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde … plakalı araç … poliçe numarasıyla ZMMS trafik sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sigortalı sürücünün kusuru oranında poliçe limiti oranında kusurlu olduğunu, araçtaki değer kaybının Genel Şartlara göre hesaplanması gerektiğini, ikame araç bedelinin poliçe kapsamında olmadığını, yasal faiz talep edilebileceğini belirterek haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ile… vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin diğer araçlar arasında kaza meydana geldikten sonra kazaya karıştığını, meydana gelen kazada müvekkilinin kusurlu olamayacağından trafik kaza tutanağına itiraz ettiklerini, müvekkili araç sürücüsünün davacının aracına hafif şekilde çarptığını, bu durum kaza sonrası alınan ifadelerinden de doğrulacağını, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-Davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde davalı …’e ait … plakalı araca ve ilişkin olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, dava konusu 12/04/2021 tarihli trafik kazasına ilişkin olarak davacı davacı … tarafından şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakları, yapılan başvuru sonucunda açılan hasar dosyası,
3-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri,
4-12/04/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı,
5-… ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
6-… plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı,
7-Bilirkişi heyetinin 07/02/2022 havale tarihli raporları,
8-Davacı vekilinin 18/02/2022 havale tarihli ıslah dilekçesi,
9-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, 12/04/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedeli ile ikame araç bedelinin belirlenmesi ve belirlenecek değer kaybı bedeli ile ikame araç bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili, ikame araç bedelinin ise davalılar… ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde davalı …’e ait … plakalı araca ve ilişkin olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin incelenmesinde, poliçenin 04/12/2020 ile 04/12/2021 tarihleri arasında geçerli olduğu, teminat bedelinin maddi tazminat açısından araç başına 41.000,00-TL olduğu görülmektedir.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili tarafından davanın belirsiz alacak davası olarak açılması açısından davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, yerleşik Yargıtay İçtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları göz önünde bulundurulduğunda davaya konu trafik kazasının gerçekleşmesinde kazaya karışan araçların kusur oranlarının ve davacıya ait araçta oluşan hasar ve değer kaybı miktarlarının hesaplanmasının teknik bilirkişilerce yapılabileceği, tarafın teknik bilirkişiler vasıtasıyla belirlenebilecek hususları kendi başına belirleyerek dava açmasının kendisinden beklenemeyeceği, bu nedenle davanın belirsiz alacak davası olarak açılabileceği göz önünde bulundurularak, davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin hukuki yarar yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi talebinin reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Yine her ne kadar davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin yetki ilk itirazında bulunulmuş ise de, davaya konu uyuşmazlığın 12/04/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedeli ile ikame araç bedelinin belirlenmesi ve belirlenecek değer kaybı bedeli ile ikame araç bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili, ikame araç bedelinin ise davalılar… ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 16. maddesinde haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğunun düzenlendiği, bu kapsamda yapılan inceleme sonucunda dava konusu 12/04/2021 tarihli trafik kazasının İzmir İli, Gaziemir ilçesinde meydana geldiği, bununla beraber zarar gören sıfatını haiz davacının yerleşim yerinin İzmir İli, Buca İlçesinde bulunduğu, ayrıca davalı … Sigorta Anonim Şirketinin Ege Bölge Müdürlüğünün İzmir ilinde olduğu göz önünde bulundurulduğunda, mahkememizin iş bu davaya bakmaya yetkili olduğu anlaşılmakla, davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin yetki ilk itirazının reddine karar verilmiştir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın bir trafik alanında uzman bir otomotiv alanında uzman bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 12/04/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, davalı sigorta şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası, … plakalı araca ait tramer kaydı ve sair deliller göz önünde bulundurularak, … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücülerinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle dava konusu olan ve 12/04/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumuna sebebiyet verdikleri hususu ile trafik kazası sonucunda … plakalı aracın makul tamirat süresinin ne kadar olacağının, aracın tamiratı süresince edinilecek ikame araç bedelinin ne kadar olduğunun, … plakalı araçta oluşan değer kaybı bedelinin yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda aracın dava konusu kazadan önceki hasarsız ikinci el bedeli ile kazadan sonraki hasarlı ikinci el bedeli arasındaki fark esas alınmak suretiyle belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişi heyeti 07/02/2022 havale tarihli raporlarında sonuç olarak, davalı … Sigorta Anonim Şirketinin 14.12.2020-2021 tarih aralığında … poliçe numarasıyla ZMMS trafik sigortalı olan davalı …’ün maliki olduğu ve sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile dikkatsiz ve tedbirsiz olarak araç kullandığından 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/1-b ve 56/1-c maddelerini ihlal ettiğini, … plaka sayılı araç sürücüsü …, … plaka sayılı araç sürücüsü … ve … plaka sayılı araç sürücüsü …’nın kazayı engellemek için alabileceği herhangi bir tedbir olmaması ve kazaya etken bir davranışı tespit edilemediğinden dolayı atfı kabil herhangi bir kusurlarının bulunmadığını, … plaka sayılı aracın 2. el satışı esnasında araçta 15.000,00-TL değer kaybı meydana gelebileceğini ve … plaka sayılı araç için 1.400,00-TL ikame araç talebi oluşabileceğini mütalaa etmişlerdir.
Davacı vekilinin 18/02/2022 havale tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde değer kaybı yönünden 50,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 15.000,00-TL, ikame araç bedeli yönünden belirttikleri dava değerini 1.400,00-TL olarak ıslah ettiklerini, değer kaybı tazminatı açısından davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun 2.179,56-TL olduğunu ve sigorta şirketinin bu bedel üzerinden sorumlu olduğunun kabulünü talep ettiklerini beyan ettiği ve ıslah edilen bedel üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı görülmüştür.
Davalılar… ve … vekilinin bilirkişi heyetinin 07/02/2022 havale tarihli raporlarına karşı itirazlarının, mahkememizce … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücülerinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle dava konusu olan ve 12/04/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumuna sebebiyet verdikleri hususunda belirleme yapmak üzere bilirkişi heyetine görevlendirme yapıldığı, bilirkişilerin bahse konu tespitte bulunmalarının mahkememiz ara kararı doğrultusunda yerinde olduğu, değer kaybı yönünden ise serbest piyasa araştırması yapılarak ve İzmir İlinde bulunan yetkili servislere danışılarak ve de bu araştırmalara raporda somut olarak yer verilmek suretiyle değer kaybının belirlendiği, bilirkişi heyetinin raporlarının usul ve yasa hükümleri ile mahkememiz ara kararına uygun olarak, taraflar, mahkememiz ve Bölge Adliye Mahkemesinin denetimine elverişli şekilde düzenlendiği anlaşılmakla reddine karar verilmiştir.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin bilirkişi heyetinin 07/02/2022 havale tarihli raporlarına karşı itirazlarının, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağı ve bilirkişi heyetinin 07/02/2022 havale tarihli raporları doğrultusunda … plakalı araç sürücüsünün tek başına kusuru neticesinde meydana geldiği tespitinin yerinde olduğu anlaşılmakla reddine, teminat limitine yönelik beyanın ise esasa hakkında verilecek hüküm ile birlikte değerlendirilmesine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı …’ün … plakalı aracın maliki, davalı …’in ise aynı aracın sürücüsü olduğu dikkate alındığında, davalılar … ve
… yönünden temerrüt olgusunun haksız fiil tarihi itibariyle vuku bulduğu izahtan varestedir.
Dava açılmadan davacı tarafça önce davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, başvuru evrakının davalı sigorta şirketine 30/06/2021 tarihi itibariyle tebliğ edildiği, bu kapsamda davalı sigorta şirketinin rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 13/07/2021 tarihinde temerrüte düştüğü kanaatine varılmıştır.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2. maddesinde; ”Bu Tarifede yazılı avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır. Avukat tarafından takip edilen dava veya işle ilgili olarak düzenlenen dilekçe ve yapılan diğer işlemler ayrı ücreti gerektirmez. Hükümlerin tavzihine ilişkin istemlerin ret veya kabulü halinde de avukatlık ücretine hükmedilemez.
Buna karşılık, icra takipleriyle, Yargıtay, Danıştay ve Sayıştayda temyizen ve bölge idare ve bölge adliye mahkemelerinde istinaf başvurusu üzerine görülen işlerin duruşmaları ayrı ücreti gerektirir.” hükmüne yer verilmiş olup, avukatlık ücretinin kapsadığı işlere yer verilmiştir.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 16. maddesinde ise ‘Arabuluculuk, Uzlaşma Ve Her Türlü Sulh Anlaşmasında Ücret’ hususunda; ”1136 sayılı Kanunun 35/A maddesinde uzlaşma sağlama, arabuluculuk, uzlaştırma ve her türlü sulh anlaşmalarından doğacak avukatlık ücreti uyuşmazlıklarında bu Tarifede yer alan hükümler uyarınca hesaplanacak miktarlar, akdi avukatlık ücretinin asgari değerlerini oluşturur.
(2) Ancak, arabuluculuğun dava şartı olması halinde, arabuluculuk aşamasında avukat aracılığı ile takip edilen işlerde aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanır. Şu kadar ki miktarı 7.200,00 TL’ye kadar olan arabuluculuk faaliyetlerinde avukatlık ücreti, 1.080,00 TL. maktu ücrettir. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
b) Konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre öngörülen maktu ücrettir.
c) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukat, 1.080,00 TL. maktu ücrete hak kazanır. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
ç) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek bu Tarifeye göre belirlenir.” hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen kanun ve tarife hükümleri kapsamında, avukatlık ücretinin kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığı olduğunun, arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukatın 1.080,00-TL maktu ücrete hak kazanacağının, ancak bu ücretin asıl alacağı geçemeyeceğinin, arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücretin (c) bendine göre ödediği maktu ücretin mahsup edilmesi ile bu tarifeye göre belirleneceğinin düzenlendiği, avukatın müvekkili olan tarafın yargılama sonucunda vekili olan avukata ödeyeceği vekalet ücretinin, anlaşmazlık ile sonuçlanan arabuluculuk faaliyeti kapsamında ödemesi gereken vekalet ücreti miktarının mahsup edilmesi neticesinde hesaplanacak bakiye bedelden ibaret olduğu dikkate alındığında, yapılan yargılama neticesinde ödenecek vekalet ücreti açısından avukatın müvekkili olan tarafa anlaşmazlık ile sonuçlanan arabuluculuk faaliyeti vekalet ücretinin ek bir külfet olarak yüklenmediği, müvekkili tarafından ödenecek sonuç vekalet ücreti içerisinde arabuluculuk faaliyeti vekalet ücretinin de yer aldığı, belirtilen sebepler dahilinde arabuluculuk faaliyeti vekalet ücretinin, yargılama sonucunda hüküm altına alınan vekalet ücretinden hariç tutulduğuna dair herhangi bir düzenlemenin yer almadığı, aksine arabuluculuk vekalet ücretinin, avukatın yargılama sonucunda hak edeceği vekalet ücreti içerisinde yer alacağının düzenlendiği, ilgili kanun ve mevzuat hükümleri kapsamında avukatın müvekkiline yüklenmeyen arabuluculuk vekalet ücretinin karşı taraftan tahsilinin talep edilmesinin hakkaniyete uygun düşmeyeceği gibi iyi niyet kurallarına da aykırılık teşkil edeceği ve hukuk düzeni tarafından korunmasının mümkün olmadığı göz önünde bulundurularak, davacı vekilinin talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde davalı …’e ait … plakalı araca ve ilişkin olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, dava konusu 12/04/2021 tarihli trafik kazasına ilişkin olarak davacı davacı … tarafından şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakları, yapılan başvuru sonucunda açılan hasar dosyası, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri, 12/04/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, … ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları, … plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı, bilirkişi heyetinin 07/02/2022 havale tarihli raporları, davacı vekilinin 18/02/2022 havale tarihli ıslah dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 12/04/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedeli ile ikame araç bedelinin belirlenmesi ve belirlenecek değer kaybı bedeli ile ikame araç bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili, ikame araç bedelinin ise davalılar… ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, davacıya ait … plakalı araç ile davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan … plakalı aracın çarpışmaları neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kaza neticesinde davacıya ait aracın hasar gördüğü, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü…’in %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde davalı …’e ait … plakalı araca ve ilişkin olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin 04/12/2020 ile 04/12/2021 tarihleri arasında geçerli olduğu, teminat bedelinin maddi tazminat açısından araç başına 41.000,00-TL olduğu, kaza neticesinde davacıya ait … plakalı araçta oluşan hasar sebebiyle araçta oluşan değer kaybının yerleşik Yargıtay içtiharları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları uyarınca aracın kazadan önceki hasarsız halinin ikinci el değeri 210.000,00-TL ile kazadan sonraki hasarlı halinin ikinci el değeri 195.000,00-TL arasındaki fark olan 15.000,00-TL olduğu, araçta oluşan hasarın makul tamir süresinin 7 gün olduğu ve aracın muadilinin kaza tarihi itibariyle günlük 200,00-TL bedelle edinilebileceği, bu kapsamda ikame araç bedelinin de (200,00-TL*7) 1.400,00-TL olduğu, davacı vekilinin 18/02/2022 havale tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde değer kaybı yönünden 50,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 15.000,00-TL, ikame araç bedeli yönünden belirttikleri dava değerini 1.400,00-TL olarak ıslah ettiklerini, değer kaybı tazminatı açısından davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun 2.179,56-TL olduğunu ve sigorta şirketinin bu bedel üzerinden sorumlu olduğunun kabulünü talep ettiklerini beyan ettiği ve ıslah edilen bedel üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı, davalılar … ve … yönünden temerrüt olgusunun haksız fiil tarihi itibariyle vuku bulduğu, davalı sigorta şirketinin rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 13/07/2021 tarihinde temerrüte düştüğü, belirtilen gerekçeler dahilinde davacı tarafın iddialarını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı anlaşılmakla, ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-Değer kaybı bedeli tazminatı talebinin KABULÜNE, 15.000,00-TL maddi tazminatın davalılar… ve … yönünden haksız fiil tarihi olan 12/04/2021 tarihinden, davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden ise poliçe limiti kapsamında maddi tazminatın 2.179,56-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla rizikonun sigorta şirketine ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 13/07/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ya verilmesine,
2-İkame araç bedeli talebinin KABULÜNE, 1.400,00-TL maddi tazminatın haksız fiil tarihi olan 12/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar… ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ya verilmesine,
3-Davacı vekilinin arabuluculuk taraf vekalet ücreti talebinin REDDİNE,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 1.120,28-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 59,30-TL harç ve 279,00-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 781,98-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … Sigorta Anonim Şirketinin 103,93-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 57,00-TL elektronik tebligat, 76,00-TL tebligat, 2,40-TL (KEP) posta masrafı, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti, 59,30-TL peşin harç, 59,30-TL başvurma harcı ve 279,00-TL olmak üzere toplamda 1.733,00-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … Sigorta Anonim Şirketinin 230,32-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … Sigorta Anonim Şirketinin 2.179,56-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine,
7-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … Sigorta Anonim Şirketinin 180,74-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile Hazineye irat kaydına,
8-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekillerinin yokluklarında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/03/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.