Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/496 E. 2022/295 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/496
KARAR NO : 2022/295

DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/08/2021
KARAR TARİHİ : 30/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 02.03.2020, 16.08.2019, 04.01.2018, 30.09.2015 tarihli genel kredi sözleşmelerinin imzalanıp 16.08.2019 tarihli sözleşmenin eki ve ayrılmaz bir parçası olarak taşıt rehni sözleşmesinin imzalandığını, davalıya sözleşmeler uyarınca kredi kullandırılmasına rağmen borcunu zamanında ödenmemesi sebebi ile davalı asıl kredi borçlusu ve müteselsil kefiller hakkında 25.06.2021 tarihli kat ihtarnamesinin düzenlenerek tebliğ edilmesine rağmen verilen sürede ödeme yapılmaması nedeniyle borçluların temerrüte düştüğünü, muaccel hale gelen kredi alacağının tahsili amacıyla kredi borcunun teminatı olarak verilen rehinli aracın paraya dönüştürülmesini sağlamak üzere davalı hakkında davaya konu icra takibinin yapıldığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu, kredi borcunu ödememesi nedeniyle itirazının mesnetsiz ve gerçeklikten uzak olduğunu, İİK’nun 68(b)maddesi uyarınca davalı ve kefillere tebligatların çıkarılmış olması nedeniyle temerrütün gerçekleştiğini, takip talebinde istenilen faiz ve faiz oranlarının sözleşme ve yasaya uygun olduğunu, 27.07.2021 tarihi itibariyle banka alacağının davaya konu takip alacağından daha fazla olduğunu bildirmiş, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20 oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın esasa ilişkin beyanlarının dürüstlük ve iyiniyet ilkeleri ile bağlaşmamakla birlikte hukuki temelinin de bulunmadığını, hangi ilişki kapsamında hangi tarihlerde vadelerinin geldiğinin açıklanmaması nedeniyle ihtarnamenin yasal unsurları taşımadığını, temerrütün gerçekleşmediği durumda alacağa ilişkin faiz talebinde bulunulmasının iyi niyet ve dürüstlük kuralı ilkelerine açıkca aykırılık teşkil edip, söz konusu işlemin kredi kullanan tarafın üzerinden haksız menfaat teminine sebebiyet verdiğini, temerrüt faiz oranının müvekkillerin mahvına yol açacak boyutta olduğunu, TBK’nun 27.maddesi uyarınca davacıya dilediği faiz oranını belirlemesi hakkının verilmesinin tacirleri bankaların vesayetine sokması ve iktisadi faaliyet hürriyetinin kullanılmasının engellemesi ile salgın göz önünde tutulduğunda müvekkillerinin ekonomik çıkmaza girmesinin kaçınılmaz olup, uygulanan yüksek faiz oranlarının ahlaka aykırı olması hasebiyle batıl olması gerektiğini, müvekkilinden üstün konumda olan banka ile yaptığı sözleşmede taraflar arasındaki dengeyi ağır bir biçimde bozan hükümleri müvekkilinin kabul etmeye zorlanmasının ahlaka aykırı olduğunun aşikar olduğunu, bankaların genel kredi sözleşmelerinde temerrüt faizinin tek taraflı belirleme hakkına sahip olmalarının TBK’nun 25 ve 27.maddesi hükümlerine aykırı olduğunu, bu durumu sözleşme özgürlüğü ile bağdaştığının söylenemeyeceğini bildirmiş, davanın reddine, davacı tarafın alacağın %20sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında düzenlenen davaya konu genel kredi sözleşmeleri nedeniyle hesabın kat edilerek ihtarname tebliğ edilmesine rağmen ödenmeyen kredi borcundan kaynaklanan alacağı için 16/08/2019 tarihli kredi sözleşmesinin eki olarak düzenlenen taşıt rehni sözleşmesi nedeniyle davacı bankanın, davalı hakkında alacağının tahsili amacıyla yaptığı taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibinde; davalının, borca ve ferilerine yaptığı itirazının iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu icra dosyasında; davacı banka, davalı hakkında 28/07/2021 tarihinde takibe dayanak taşıt rehni sözleşmesine dayalı olarak genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmış, ödeme emrinin davalıya tebliğinden sonra davalı vekili tarafından yasal süre içinde sunulan itiraz dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz etmesi nedeniyle davalı hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmiştir.
Dava, hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 02.03.2020, 16.08.2019, 04.01.2018, 30.09.2015 tarihli genel kredi sözleşmeleri ile 16.08.2019 tarihli sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olarak düzenlenen taşıt rehni sözleşmesinin varlığı ve içeriği konusunda uyuşmazlık yoktur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; ihtarnameden önce temerrütün oluşmaması nedeniyle asıl alacağa faiz talebinde bulunulmasının iyi niyet ve dürüstlük kuralı ilkelerine açıkça aykırılık teşkil ettiği, TBK’nun 25 ve 27.maddelerine dayanarak temerrüt faiz oranının davacı banka tarafından tek taraflı olarak belirlenmesinin dürüstlük kurallarına ve genel işlem koşullarına aykırı olduğu iddiasında bulunmuş ise de, dayanılan kanun hükümlerinin kesin hükümsüzlük yaptırımına ilişkin olması nedeniyle, açıkça dile getirilmemiş olsa da ilgili maddelere dayanılmış olması nedeniyle sözleşmenin kesin hükümsüzlük yaptırımına tabi olduğunu ve genel işlem koşulları ile dürüstlük kurallarına aykırı olduğuna ilişkin iddia, yasal düzenlemeler, yerleşmiş yargı kararları ve davalının tarafın tacir olup, sözleşme serbestisi ilkesi ile birlikte değerlendirildiğinde haklı görülmemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacağın hangi ilişki kapsamında hangi tarihlerde vadelerinin geldiği hususunun belirtilmemesi nedeniyle ihtarnamenin yasal unsurları taşımadığı iddiasında bulunmuş ise de, kredi sözleşmesinin tarafının davalı olup, sözleşme ve sözleşmeyle ilgili tüm gelişmelerin bilinebilir olması yanında gerektiğinde ayrıntılı bilgilere dahi her zaman ulaşmasının mümkün bulunduğu ve ihtarnamenin usulüne uygun olarak düzenlendiği dikkate alınarak aksi yöndeki iddiada haklılık görülmemiştir.
Toplanan tüm deliller ve mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen, gerekçeli ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi raporu ile taraflar arasında davaya konu 30/09/2015, 04/01/2018, 16/08/2019 ve 02/03/2020 tarihli genel kredi sözleşmelerinin düzenlendiği, 16/08/2019 tarihli genel kredi sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası olarak davaya ve icra takibine konu 04/11/2019 tarihli taşıt rehni sözleşmesinin düzenlenerek rehne konu ve davalı şirket adına kayıtlı … plaka sayılı aracın trafik sicil kaydına rehin sözleşmesinin işlendiği, rehinli alacak limitinin 550.000,00 TL ile sınırlandığı, davalı şirket tarafından genel kredi sözleşmeleri çerçevesinde kullanılan kredilerle ilgili olarak 01/05/2021 ve 02/05/2021 tarihlerinde yapılandırma sözleşmelerinin yapıldığı, buna rağmen kullandırılan farklı hesaplardaki kredi borçlarının ödenmemesi üzerine 25/06/2021 tarihinde tüm hesapların kat edilerek kat ihtarnamesi 26/06/2021 tarihinde davalıya tebliğ edilememiş ise de, sözleşme hükmü gereği tebliğ edilmiş sayılmasına göre ve verilen süre içinde davalı tarafça ödeme yapılmamış olmasına bağlı olarak 29/06/2021 tarihinde davalının temerrütünün oluştuğu, kat ihtarnamesine davalı tarafça itiraz edilmediği, rehin sözleşmesi içeriğine göre sözleşmenin süresiz yapıldığı gibi belli bir kredi için değil, davalı şirketin davacı bankadan kullanacağı asaleten ve kefaleten doğacak tüm borçlarının teminatı olarak sözleşmenin düzenlediği, icra takip tarihi itibariyle davacı tarafın kredi sözleşmeleri nedeniyle davalı taraftan talep edebileceği alacağının, 2.237.616,04 TL asıl alacak, 42.179,06 TL işlemiş temerrüt faizi, 2.108,95 TL faizin %5 gider vergisi olmak üzere toplam 2.281.904,05 TL olup, alacak miktarının rehinle temin edilen alacak miktarından çok daha fazla olduğu, buna göre davacı tarafın rehin limiti ile sınırlı olarak yaptığı icra takibinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, talep ettiği işleyecek faiz oranının sözleşme hükümlerine uygun olup, takip talebinde ve ödeme emrinde değişen oranlara göre talepte bulunulmadığından işleyecek faizin yalnız artan oranlarda değil TCMB faiz oranları genelgesi doğrultusunda değişken oranlarda talep edilebileceği göz önünde tutularak davanın kabulü ile, takibin 550.000,00 TL asıl alacak ile işleyecek faiz yönünden yıllık %23,40 oranında ve TCMB faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişken oranlarda temerrüt faizi ve faizin %5’i oranındaki gider vergisi üzerinden devamına, davanın kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle kötü niyet tazminatına hükmedilmesi mümkün olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığı dikkate alınarak ve alacağın likit olup, itirazın haksız olması nedeniyle davalı tarafın, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ve davalının davaya konu İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyasında borca ve ferilerine ilişkin itirazının iptali ile takibin, 550.000,00 TL asıl alacak ile işleyecek faiz yönünden yıllık %23,40 oranında ve TCMB faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişken oranlarda temerrüt faizi ve faizin %5’i oranındaki gider vergisi üzerinden devamına,
2- 550.000,00 TL alacağın %20’si oranındaki 110.000,00 TL icra inkar tazminatının, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 37.570,50-TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 6.642,63 TL harcın indirilmesiyle geriye kalan 30.927,87 -TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı yararına AAÜT’nin 13 (1) maddesi uyarınca takdir edilen 44.550,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 6.642,63 TL peşin harç, 44,00 TL sekiz adet elektronik tebligat gideri, 1,95 TL üç adet kep ücreti, 850,00 TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 7.597,88 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (14) maddesi uyarınca taraflardan tahsili gereken yargılama gideri niteliğindeki 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne davalı vekilinin yokluğunda, HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/03/2022

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza