Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/484 E. 2022/210 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/484
KARAR NO : 2022/210

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/08/2021
KARAR TARİHİ : 08/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’a ait …. plakalı 2011 model kamyonet ile 18.06.2020 günü saat 21:40 sıralarında ……. caddesinin kesiştiği dörtlü kavşakta, davalı … .. idaresinde bulunan ve davalı sigorta şirketine….. sayılı trafik poliçesiyle sigortalı ….. plakalı aracın çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, söz konusu kazanın oluşumunda …… plakalı araç sürücüsü asli, müvekkiline ait…… plakalı araç sürücüsü tali kusurlu olduğunu, her iki araçta da ağır maddi hasar meydana geldiğini, kaza sonucu müvekkilinin aracında oluşan hasarın tespiti ve değer kaybının belirlenmesi için İzmir 13. Sulh Hukuk Mahkemesinin …….D.İş dosyası açıldığını, müvekkilinin aracında 01.10.2020 tarihli bilirkişi raporuyla 54.600,00-TL hasar tespit edildiğini, tespit edilen bu hasar miktarının ödenmesi için davalı sigorta şirketine 24.12.2020 tarihinde yapılan başvuru üzerine….. nolu hasar dosyası açılmasına rağmen hiçbir ödeme yapılmadığını belirterek araçta meydana gelen hasar bedeli ve değer kaybının tahsili için iş bu davayı açmak zarureti hasıl olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkiline ait ….. plakalı aracında oluşan hasar ve değer kaybı bedeli için 10.000,00-TL ve tespit gideri için yapılan 952,40-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen olay tarihi itibarıyla işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı Türkiye Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu davanın, dava değeri belirlenebilir olduğundan belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün olmadığını, nitekim dava dilekçesi ekinde sunulan İzmir 13. Sulh Hukuk Mahkemesinin ….D. İş sayılı tespit dosyasında araç hasarının 54.600-TL olduğu belirtildiğini, davanın bu miktar üzerinden açılması gerektiğini, bu nedenle davanın usulden reddini talep ettiklerini, davacı tarafın kusur durumunu ispat etmesi gerektiğini, nitekim davacının maliki olduğu ……. plakalı araç sürücüsü …….’in alkol ölçümünde 0.30 promil alkollü tespit edildiğini, söz konusu kazanın alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediğinin de incelenmesi gerektiğini, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınmasını talep ettiklerini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, davacı tarafın değer kaybı talebi Yargıtay yerleşik içtihatları doğrultusunda poliçe teminatı kapsamı dışında olduğu, ayrıca delil tespiti masrafının da bu kapsamda olmadığı, davacı tarafından talep edilen miktar fahiş olup Yargıtay içtihatlarında görüleceği üzere teminat kapsamında olmadığından bu talebin ve davanın reddi gerektiğini, ayrıca aracın onarımının ekonomik olup olmadığının da tespiti gerektiğini, aracın daha önceden bir hasarının bulunup bulunmadığını kayıtlarının incelenmesini ve buna göre bir değerlendirme yapılmasını, tramer kayıtlarının celbini ve önceki kaza ve hasarlarının tespitini talep ettiklerini, faizin yasal faiz olması gerektiğini belirterek açıklanan nedenlerle davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun ……Dosya ………. Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-Türkiye Sigorta Anonim Şirketi nezdinde …..plakalı araca ait olarak düzenlenen …….numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi,
3-Hasar dosyası,
4-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri,
5-18/06/2020 tarihli trafik kazası tespit tutanağı,
6-…… ve …… plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
7-……. plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı,
8-İzmir 13. Sulh Hukuk Mahkemesinin…. D. İş Esas sayılı dosyası,
9-Bilirkişi heyetinin 13/12/2021 havale tarihli raporu,
10-Davacı vekilinin 11/02/2022 havale tarihli dava değeri artırım dilekçesi,
11-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, 18/06/2020 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacıya ait …… plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan hasar bedeli ile değer kaybı bedelinin belirlenmesi ve belirlenecek hasar bedeli ile değer kaybı bedeli ve tespit dosyası masrafının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
Türkiye Noterler Birliği Başkanlığına müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Türkiye Sigorta Anonim Şirketi nezdinde …. plakalı araca ait olarak düzenlenen 89374800 numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin incelenmesinde, poliçenin 27/07/2019 ile 27/07/2020 tarihleri arasında geçerli olduğu, poliçe teminatının maddi hasar yönünden araç başına 39.000,00-TL olduğu görülmektedir.
Tensip tutanağının 17 numaralı ara kararında dava dilekçesinin netice-i talep kısmında davacıya ait araçta oluşan hasar ve değer kaybı bedelleri için 10.000,00-TL’nin davalılardan tahsilinin talep edildiği, ancak hangi tazminat kalemi açısından ne kadar tazminat bedeli talep edildiğinin ayrı ayrı ve açık bir şekilde belirtilmediği anlaşılmakla, davacı vekiline netice-i talep kısmına konu ettiği hasar bedeli ve değer kaybı bedeli taleplerine yönelik olarak hangi miktarda tazminat bedeli talep edildiğini açıklamak üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesi uyarınca iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş, netice-i talep kısmına konu edilen hasar bedeli ve değer kaybı bedeli taleplerine yönelik olarak hangi miktarda tazminat bedeli talep edildiğinin verilen kesin süre içerisinde davacı vekilince açıklanmaması durumunda hasar bedeli talebi açısından 5.000,00-TL, değer kaybı bedeli talebi açısından 5.000,00-TL talep edildiği kabul olunarak yargılamaya devam olunacağı ihtar edilmiş olup, davacı vekilinin dava dilekçesinin netice-i talep kısmında talep edilen 10.000,00-TL’nin 9.000,00-TL’sinin hasar bedeline, 1.000,00-TL’sinin değer kaybı bedeline yönelik olduğuna ilişkin beyan etmesi üzerine dava dilekçesinin netice-i talep kısmında talep edilen 10.000,00-TL’nin 9.000,00-TL’sinin hasar bedeline, 1.000,00-TL’sinin değer kaybı bedeline yönelik olduğu kabul olunarak yargılamaya devam olunmasına karar verilmiştir.
Her ne kadar davalı …… Anonim Şirketi vekilince iş bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında davacı tarafın hukuki yararının bulunmadığı iddiası ile davanın dava şartı yokluğunda usulden reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, yerleşik Yargıtay İçtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları göz önünde bulundurulduğunda davaya konu trafik kazasının gerçekleşmesinde kazaya karışan araçların kusur oranlarının ve davacıya ait araçta oluşan hasar ve değer kaybı miktarlarının hesaplanmasının teknik bilirkişilerce yapılabileceği, tarafın teknik bilirkişiler vasıtasıyla belirlenebilecek hususları kendi başına belirleyerek dava açmasının kendisinden beklenemeyeceği, bu nedenle davanın belirsiz alacak davası olarak açılabileceği göz önünde bulundurularak, davalı Türkiye Sigorta Anonim Şirketi vekilinin hukuki yarar yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi talebinin reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın bir trafik alanında uzman bir otomotiv alanında uzman bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 18/06/2020 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, davalı sigorta şirketi nezdinde …… plakalı araca ait olarak düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası,…..plakalı araca ait tramer kaydı ve sair deliller göz önünde bulundurularak, ……plakalı araç sürücüsü ile …… plakalı araç sürücülerinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle dava konusu olan ve 30/12/2020 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumuna sebebiyet verdikleri hususu ile trafik kazası sonucunda …… plakalı araçta oluşan hasarın mahiyeti ile hasar miktarının ne kadar olduğu, …… plakalı araçta oluşan hasar neticesinde meydana gelen değer kaybı bedelinin yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda aracın dava konusu kazadan önceki hasarsız ikinci el bedeli ile kazadan sonraki hasarlı ikinci el bedeli arasındaki fark esas alınmak suretiyle belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, trafik alanında uzman ve otomotiv alanında uzman bilirkişi heyeti 13/12/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davalı …. adına kayıtlı …… plakalı 2015 model Renault marka hususi otomobil sürücüsü davalı … …’un kazanın oluşumunda 2918 sayılı yasanın diğer sürücü kusurlarından 47/C ve 57/A ile sürücü asli kusurlarından 84/H kurallarını ihlal ettiğini, davacı … adına kayıtlı ……. plakalı 2011 model Ford Transit Connect marka kapalı kasa kamyonet sürücüsü …’in kazanın oluşumunda 2918 sayılı yasanın diğer sürücü kusurlarından 52/A ve 57/A kurallarını ihlal ettiğini, dava konusu 18.06.2020 tarihli maddi hasarlı trafik kazasına ait tespit tutanağında yer alan kazaya ait krokideki araçların kaza sonrası konumları, kaza sonrasına ait dava konusu araca ilişkin fotoğraflar incelendiğinde dava konusu kazaya karışan ….. plakalı 2011 model Ford Transit Connect One 1.8 TDCI kamyonette hasarlı olduğu anlaşılan parçaların vaki kaza ile uyumlu olduğunu, dava konusu …. plakalı araçta meydana gelen hasarın giderim bedelinin 37.100,00-TL (KDV dahil) olduğunu, yapılan piyasa araştırmasına göre dava konusu kamyonetin kaza tarihi öncesi 2.el piyasa rayiç değerinin yaklaşık 55.000,00-TL olduğu bilgisinin alındığını, hasarın giderilmesi için gereken onarım bedelinin 37.100,00-TL (KDV dahil) olduğu göz önüne alındığında dava konusu aracın onarımının ekonomik olmayacağını, dava konusu aracın sovtaj bedelinin yapılan piyasa araştırmasına göre 13.000,00-TL olduğunu, onarım bedeli göz önüne alındığında aracın pert total olarak değerlendirilmesi gerektiğini, bu çerçevede vaki kaza öncesi dava konusu aracın 2.el piyasa değerinin 55.000,00-TL olduğu ve sovtaj bedelinin 13.000,00-TL olduğu göz önüne alındığında 32.000,00-TL hasara ilişkin zarar olduğunu, dava konusu … plakalı kamyonet 18.06.2020 tarihli kaza nedeniyle total pert olarak değerlendirildiğinden ayrıca bir değer kaybı zararına uğramadığını mütalaa etmişlerdir.
Davacı vekilinin 11/02/2022 havale tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde hasar bedeli yönünden 9.000,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 24.000,00-TL’ye artırdıklarını beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı görülmüştür.
Mahkem……..plakalı araç sürücüsü … …’un %75 oranında asli, …. plakalı araç sürücüsü …’in %25 oranında tali kusuru neticesinde meydana geldiği kabul olunarak yargılamaya devam olunmuştur.
Davalılar …. ve … …’un … plakalı aracın sürücüsü ve maliki oldukları dikkate alındığında, temerrüt olgusunun davalılar Halime … ve … … yönünden haksız fiil tarihi olan 18/06/2020 tarihi itibariyle vuku bulduğu izahtan varestedir.
Dava açılmadan önce davacı tarafça davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, başvuru evrakının 19/08/2020 tarihi itibariyle davalı sigorta şirketine tebliğ edildiği, bu kapsamda davalı sigorta şirketinin rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 01/09/2020 tarihinde temerrüte düştüğü değerlendirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …… Dosya ….. Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, Türkiye Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen. numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri, 18/06/2020 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, … ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları, … plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı, İzmir 13. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş Esas sayılı dosyası, bilirkişi heyetinin 13/12/2021 havale tarihli raporu, davacı vekilinin 11/02/2022 havale tarihli dava değeri artırım dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 18/06/2020 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan hasar bedeli ile değer kaybı bedelinin belirlenmesi ve belirlenecek hasar bedeli ile değer kaybı bedeli ve tespit dosyası masrafının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, Türkiye Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen 89374800 numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin 27/07/2019 ile 27/07/2020 tarihleri arasında geçerli olduğu, poliçe teminatının maddi hasar yönünden araç başına 39.000,00-TL olduğu, mahkememizin kabulünde olduğu üzere dava konusu trafik kazasının … plakalı araç sürücüsü … …’un %75 oranında asli, … plakalı araç sürücüsü …’in %25 oranında tali kusuru neticesinde meydana geldiği, trafik kazası neticesinde davacıya ait … plakalı araçta hasar meydana geldiği, İzmir 13. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş Esas sayılı dosyası kapsamında yapılan delil tespiti neticesinde davacıya ait araçta oluşan hasarın onarım bedelinin 54.600,00-TL olduğunun tespit edildiği, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde ise hasarın onarım bedelinin KDV dahil olmak üzere 37.100,00-TL olarak hesaplandığı, her ne kadar iki rapor arasında hasarın onarım bedeli arasında çelişki bulunmakta ise de tespit dosyasında düzenlenen bilirkişi raporunda dava konusu aracın rayiç değerinin 55.000,00-TL olması karşısında hasarın onarım bedelinin 54.600,00-TL olduğunun belirlenmesi dikkate alınmaksızın araç açısından pert total işlemi uygulanması gerektiğinin gözden kaçırıldığı, mahkememizce alınan bilirkişi heyeti raporunda da aracın kaza tarihi itibariyle rayiç değerinin 55.000,00-TL olarak belirlendiği, her iki raporun bu açıdan birbirini doğruladığı, tespit dosyasında düzenlenen bilirkişi raporunda belirlenen 5.000,00-TL sovtaj bedeline bilirkişi heyetinin raporlarında belirlenen 13.000,00-TL sovtaj değerinin yapılan piyasa araştırmasına göre belirlenmesi ve hasar dosyasında bulunan ekspertiz raporunda da belirtildiği üzere aracın pert hali için alınan teklifin 13.000,00-TL olması sebebiyle itibar edilmemiş, bilirkişi heyetince belirlenen sovtaj bedelinin esas alınması gerektiği kanaatiyle araçta oluşan mevcut hasarın aracın kaza tarihi itibariyle hasarsız halinin ikinci el değeri 55.000,00-TL ile sovtaj değeri arasındaki 13.000,00-TL arasındaki fark olan 42.000,00-TL olduğu, araç açısından pert total işlemi uygulanması neticesinde yerleşik Yargıtay içtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları gereğince araçta değer kaybı oluşmayacağı sonucuna ulaşılmış olup, davacı vekilinin 11/02/2022 havale tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde hasar bedeli yönünden 9.000,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 24.000,00-TL’ye artırdıklarını beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı, davalılar Halime … ve … …’un … plakalı aracın sürücüsü ve maliki oldukları dikkate alındığında, temerrüt olgusunun davalılar Halime … ve … … yönünden haksız fiil tarihi olan 18/06/2020 tarihi itibariyle vuku bulduğu, dava açılmadan önce davacı tarafça davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, başvuru evrakının 19/08/2020 tarihi itibariyle davalı sigorta şirketine tebliğ edildiği, bu kapsamda davalı sigorta şirketinin rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 01/09/2020 tarihinde temerrüte düştüğü göz önünde bulundurularak, davacı vekilinin talebi ile bağlı kalınarak açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Hasar bedeli tazminatının KABULÜNE, 24.000,00-TL maddi tazminatın davalılar Halime … ve … … yönünden haksız fiil tarihi olan 18/06/2020 tarihinden, davalı Türkiye Sigorta Anonim Şirketi yönünden ise poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla ve rizikonun sigorta şirketine ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 01/09/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tazmini ile davacı …’a verilmesine,
2-Değer kaybı tazminatı talebinin REDDİNE,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 1.639,44-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 187,04-TL harç ile 240,00-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 1.212,40-TL karar ve ilam harcınnın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 16,50-TL elektronik tebligat, 127,00-TL tebligat, 1,80-TL (KEP) posta masrafı, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti, 952,40-TL İzmir 13. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş Esas sayılı dosyasın yapılan tespit masrafı, 187,04-TL peşin harç, 59,30-TL başvurma harcı ve 240,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.784,04-TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınarak 2.72,68-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı Türkiye Sigorta Anonim Şirketinin kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Türkiye Sigorta Anonim Şirketine verilmesine,
7-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
8-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı Türkiye Sigorta Anonim Şirketi vekilinin yüzlerine karşı, davalılar Halime … ve … …’un yokluklarında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.08/03/2022

Katip ….
e-imza
¸

Hakim …
e-imza