Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/479 E. 2021/586 K. 01.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/479 Esas
KARAR NO : 2021/586

DAVA : Kayyımlık (TTK’nun 426 (2) maddesi uyarınca küçüğe kayyım atanması)
DAVA TARİHİ : 10/08/2021
KARAR TARİHİ : 01/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (TTK’nun 426 (2) maddesi uyarınca küçüğe kayyım atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı müvekkilinin eşi …’ın 31/01/2007 tarihinde vefat ettiğini ve murisin yasal mirasçısı olarak müvekkili ile kızı …’ın kaldığını, murisin ortağı olduğu …’nin halen pasif durumda olup İzmir … İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında verilen kararın istinafı sonrasında İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 05/07/2021 tarihli kararıyla usulune uygun vekaletnamenin bulunmaması nedeniyle dosyanın usulden reddedildiğini, şirketin olağan faaliyetine devam etmesinin sağlanması için murisin hissesine ait ortaklar kurulu alınması, tescil ve ilan yapılması ile müvekkilinin çocuğunun evlilik birliği içinde olmasına rağmen tam olarak benimseyememesi, hukuki yararını tam koruyamayacağını düşünmesi ve ilerde yaşanacak ve yaşanması muhtemel menfaat çatışmalarının önlenmesi için davacının kızı …’a kayyım olarak Av. …’nin atanması veya mahkemece belirlenecek bir kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; Türk Medeni Kanunu 426 (2) maddesi uyarınca yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün menfaatinin çatışması nedeniyle muristen kalan şirket hissesi nedeniyle küçüğün şirket iş ve işlemlerinde temsil edilmek üzere kayyım atanması istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu 426 (2) maddesinde bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaatinin çatışması halinde vesayet makamı tarafından ilgilisinin isteği üzerine veya resen temsil kayyımının atanacağı düzenlenmiştir.
Dosyada toplanan deliller, aile nüfus kayıt örneği ve ticaret sicil kayıt örneğinden somut olayda davacının eşi ve çocuğu …’ın ortak murisi olan …’ın … Limited Şirketi’nin %75 oranında ortağı iken 31/01/2007 tarihinde vefat ettiği, babanın ölümünden sonra küçüğün velisinin yalnız annesi davacı olduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 10/05/2018 tarih, 2016/11335 Esas ve 2018/3458 Karar sayılı ilamında ve benzer çok sayıda Yargıtay İlamlarında da belirtildiği üzere davacının müşterek çocuğunun velisi olması halinde ortak muristen kalan şirket hissesine bağlı olarak şirketin iş ve işlemleri ile ilgili davacının ve küçüğün şirketin ortakları olmaları nedeniyle aralarında menfaat çatışmasının bulunduğunun kabul edilmesi gerekmesine göre küçük için TMK’nun 426. Maddesi uyarınca kayyım atanması gerekmekle ve küçüğün gerçek kişi olup, davanın şirkete kayyım atanması nitelikli dava olmadığı TMK’nun 426 (2) maddesi uyarınca küçük için kayyım atanması talepleri yönünden görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine bağlı olarak görevsizlik kararı verilmesinin zorunlu olduğu, görevin dava şartlarından olup HMK nun 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine, dosyanın görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, her ne kadar duruşmada verilen kısa kararda sehven İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolu açık olarak karar verildiği yazılmış ise de dosyadaki tüm belge örnekleri ve dava dilekçesi içeriğinden İstanbul sözcüğünün sehven yazıldığı, İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri’nin istinaf yolu konusunda yetkili olduğu açık olmakla maddi hatanın gerekçeli kararda İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolu açık olmak üzere olarak düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli İZMİR SULH HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
İlişkin olarak, davacının vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/09/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır