Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/47 E. 2021/1076 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/47 Esas
KARAR NO : 2021/1076

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/01/2021
KARAR TARİHİ : 25/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı “arasında imzalanan 12.11.2019 tarihli ticari bir ilişkinin olduğunu, kara yolu sevkiyatına ilişkin navlun sözleşmesi kapsamında karşılıklı anlaşma neticesinde belirlenen bekleme ücretine ilişkin müvekkili olduğu şirket tarafından düzenlenmiş olan faturayı davalının ödemediğini, bu nedenle icra takibinin başlatıldığını yapılan icra takibine davalının itiraz ettiğini, 12.11.2019 tarihli Navlun Sözleşmesinin davalı borçluya ait yükün karayolu ile Antalya Atırau Sagiz- Kazakistan’a taşınması için düzenlenmiş sözleşme olduğunu, sözleşmenin 6.maddesinde Aktau’dan Kazakistan’a nakliye yol izin belgelerinin de … işletmesi …’e ait olduğunu, yine aynı maddede sarih bir şekilde “izin belgesi çıkarılması için aracın bekletilmesi durumunda geçen süreler bekleme süresinden sayılacaktır” ibaresinin olduğunu, Aynı sözleşmenin 2. Maddesinde de “ yükleme ve teslimde serbest süre olmadığını, resmi tatil günleri ve hafta sonları bekleme süresinden sayıldığını, günlük bekleme süresinin 350 USD olduğunu, 25.11.2019 tarihli … nolu ve 3.500 USD bedelli faturada da “ 15-25 Kasım arası 10 günlük bekleme ücreti açıklamasının olduğunu, Navlun bedeli olan 17.300 USD bedellinin 25.11.2019 tarihli
… nolu faturanın parçalar halinde kendilerine ödendiğini, ödenmeyen 3.500 USD’lik fatura bedeli için takibe geçildiğini, borçlunun takipteki faturaya 8 günlük süre içinde faturaya itiraz etmediğini beyan ederek takibin devamına takip çıkış tutarı olan 3.500 USD’nin % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya hiç bir borcunun olmadığını, davacının dilekçesine cevaben bir çok ülkeden geçişi kapsayan uluslararası taşıma sözleşmesinin sadece Aktau – Kazakistan arası izin belgelerinin müvekkiline ait olduğunu, yükün Aktua’ya varış tarihinin 25.12.2019 olduğunu davacının alacağa dayanak yaptığı bekleme süresinin 25.11.2019 tarihli ve …-… nolu ve 3.500 USD bedelli faturanın ise 15.11.2019 -25.11.2019 tarihleri arası 10 günlük -bekleme süresi olarak açıklandığını, henüz gelinmeyen Ankara’da olan yükün Aktua’da beklediğinin imkansız olduğunu, müvekkilinin üstüne düşen belgeleri zamanında aldığını davacı yanın teslimde gecikerek müvekkili zarara uğrattığını, davacının 12.11.2019 da yüklediği yükü 21.11.2019 tarihli sözleme gereği 20-25 gün içerisinde teslim etmesi gerekiyorken 52 gün sonra teslim ettiğini, Taşımaya konu yüke yasal zorunluluk ve uygulaması olmamasına rağmen geçici plaka gerektiğini, bu noksanlığın cezayı gerektirdiği söyleminde bulunduğu gibi devamında gümrük çalışanları ile temasa geçerek yükün gümrükten geçmesine engel olmaya çalıştığını, teslimin gecikmesinin bir nedeninin de davacının Tır karnesi yerine CMR ile geçiş yapmaya çalışması ve tır geçiş belgesinde eksiklik sıkıntısı olması olduğunu, davacının da dosyadaki yazışmalarda görüneceği gibi kusurlarını kabul ettiğini, dava konusu faturanın kendilerine tebliğ edilmediğini bu nedenle de itirazın söz konusu olmadığını, icra takibine ise süresinde itiraz edildiğini beyan ederek davanın reddine, dava konusu alacağın % 20’sinden az olmamak Kaydıyla icra inkar tazminatına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası,
3-Taraflar arasında 12/11/2019 tarihli taraflar arasında imzalanan Navlun Sözleşmesi,
4-12/11/2019 yükleme tarihli Antalya- Sagız Kazakistan taşınmasına ilişkin her türlü ihracat ve gümlük belgeleri,
5-25/11/2019 tarihli 17.300 USD bedelli … numaralı fatura sureti,
6-25/11/2019 tarihli … numaralı ve 3.500,00-USD bedelli fatura,
7-Ankara Gümrük Müdürlüğü kayıtları,
8-Taraflara ait ticari defterler ve diğer tüm kayıtlar,
9-Talimat mahkemesine sunulan bilirkişi heyetinin 26/07/2021 havale tarihli raporları,
10-Bilirkişi heyetinin 14/10/2021 havale tarihli bilirkişi raporları,
11-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, taraflar arasında imzalanan 12/11/2019 tarihli Navlun Sözleşmesine ilişkin olarak bulunduğu iddia olunan ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına davalıya ait yükün Antalya’dan Kazakistan’a taşınması sırasında geçen bekleme süresine ilişkin bedele ait olarak 12/11/2019 tarihli Navlun Sözleşmesinin 2. ve 6. maddeleri gereğince düzenlenen 25/11/2019 tarihli… numaralı 3.500,00-USD tutarındaki faturadan kaynaklanan alacağın davalıdan tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklısının davacı … Anonim Şirketi, borçlusunun davalı … olduğu, davacı vekilinin müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine 3.500,00- USD asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığı, davalının süresinde yapmış olduğu borca itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Ankara Gümrük Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … Anonim Şirketi ile … arasında imzalanan 12/11/2019 tarihli Navlun Sözleşmesine kapsamında Antalya-Sagız/Kazakistan güzergahında taşınacak …/… Seri numaralı beyannameye konu emteanın taşıma işlerine ilişkin olarak özellikle emteanın 15/11/2019-25/11/2019 tarihleri arasındaki bekleme süresine ilişkin kayıtlar olmak üzere her türlü ihracat ve gümrük belgelerini kapsayan tüm evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
08/04/2021 tarihli duruşmanın 8 numaralı ara kararında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, davacı vekiline bilirkişi incelemesine esas olmak üzere dava konusu ticari defter kayıt ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş olup, davacı vekili davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri kendisine verilen kesin süre içerisinde mahkememize bildirmiştir.
08/04/2021 tarihli duruşmanın 9 numaralı ara kararında ise duruşmada hazır bulunmayan davalı vekili adına ticari defter ve belgelerini ibraz etmek ya da ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere; “6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca bilirkişi incelemesine esas olmak üzere dava konusu ticari defter ve belgeleri iki haftalık kesin süre içerisinde sunmanız veya bulundukları yeri bildirmeniz, verilen kesin süre içinde ticari defterlerin sunulmaması veya bulunduğu yerin bildirilmemesi durumunda söz konusu ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağınız ihtaren bildirilir.” şerhini içeren tebligat çıkartılmasına karar verilmiş, çıkartılan tebligatın usulüne uygun şekilde tebliği akabinde davalı vekili davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri bildirir dilekçesini kendisine verilen kesin süre içerisinde mahkememize sunmuştur.
Davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi amacıyla Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak dosyanın re’sen belirlenecek bir taşımacılık alanında uzman bilirkişi ile bir Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler, İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, taraflara ait ticaret sicil kayıtları, taraflara ait vergi sicil kayıtları, taraflar arasında imzalanan 12/11/2019 tarihli Navlun Sözleşmesi, 12/11/2019 tarihli Navlun Sözleşmesinin 2. ve 6. maddeleri gereğince düzenlenen 25/11/2019 tarihli… numaralı 3.500,00-USD tutarındaki fatura ile sair deliller birlikte değerlendirilerek; davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadığı, davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasında imzalanan 12/11/2019 tarihli Navlun Sözleşmesine ilişkin olarak bulunduğu iddia olunan ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına davalıya ait yükün Antalya’dan Kazakistan’a taşınması sırasında geçen bekleme süresinin hangi sebepten kaynaklandığı, bekleme süresinin kaynağının kim veya kimleri kusurundan ötürü vuku bulduğu, bekleme süresine ilişkin bedele ait olarak 12/11/2019 tarihli Navlun Sözleşmesinin 2. ve 6. maddeleri gereğince düzenlenen 25/11/2019 tarihli… numaralı 3.500,00-USD tutarındaki faturadan kaynaklı olarak davacı şirketin davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize gönderilmesi istenilmiş, talimat mahkemesi aracılığıyla dosyanın tevdi edildiği bilirkişi heyeti 26/07/2021 havale tarihli raporlarında sonuç olarak; davacı tarafın 16.01.2020 günü davalıya göndermiş olduğu elektronik postada yüklü aracının 15.11.2019 günü Ankara’ya varmış olduğunu ve ihraç gümrükleme işlemelerinin 25.11.2019 günü tamamlanmış olduğunu, davalı tarafından yapılan gümrük işlemlerinin geç tamamlanmasından kaynaklanan 16.11.2019 – 25.11.2019 tarihleri arasında 10 günlük beklemenin oluştuğunu, dosyadaki mevcut evraklar, tarafların iddia ve savunmaları ve taraflar arasındaki yazışmaların birlikte değerlendirilmesi sonucunda davacı tarafın davalı adına 15.11.2019 – 25.11.2019 tarihleri arasındaki 10 gün için bekleme ücreti olarak tanzim etmiş olduğu 3.500,00-USD faturanın davalı tarafından yapılması gereken ihraç gümrükleme işlemlerindeki gecikmeden kaynaklandığından davacının talebinin yerinde olduğunu mütalaa etmişlerdir.
Davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi amacıyla yazılan talimat cevabı ile bilirkişi heyeti raporunun mahkememize gönderilmesi akabinde, bu kez davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi amacıyla dosyanın bir taşımacılık alanında uzman bilirkişi ile bir Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdii ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler, İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, taraflara ait ticaret sicil kayıtları, taraflara ait vergi sicil kayıtları, taraflar arasında imzalanan 12/11/2019 tarihli Navlun Sözleşmesi, 12/11/2019 tarihli Navlun Sözleşmesinin 2. ve 6. maddeleri gereğince düzenlenen 25/11/2019 tarihli… numaralı 3.500,00-USD tutarındaki fatura ile sair deliller birlikte değerlendirilerek; davalıya ait ticari defter ve belgelerin usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadığı, davalıya ait ticari defter ve belgelerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasında imzalanan 12/11/2019 tarihli Navlun Sözleşmesine ilişkin olarak bulunduğu iddia olunan ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına davalıya ait yükün Antalya’dan Kazakistan’a taşınması sırasında geçen bekleme süresinin hangi sebepten kaynaklandığı, bekleme süresinin kaynağının kim veya kimleri kusurundan ötürü vuku bulduğu, bekleme süresine ilişkin bedele ait olarak 12/11/2019 tarihli Navlun Sözleşmesinin 2. ve 6. maddeleri gereğince düzenlenen 25/11/2019 tarihli… numaralı 3.500,00-USD tutarındaki faturadan kaynaklı olarak davacı şirketin davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarının belirlenerek talimat Mahkemesine sunulan bilirkişi raporu da göz önünde bulundurularak düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişi heyeti 14/10/2021 havale tarihli raporlarında sonuç olarak, davalıya ait 2019 yılına ilişkin ticari defter ve belgelerde davacı şirkete ait hiçbir işlemin yer almadığını, ancak davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi neticesinde düzenlenen raporda yer alan veriler çerçevesinde emtianın taşınmasında yaşanan gecikmeden davacı şirketin sorumlu olmadığını mütalaa etmişlerdir.
Alınan bilirkişi raporları, taraflar arasında tanzim olunan sözleşme ile davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen fatura dikkate alındığında, taşıma ilişkisi çerçevesinde 15/11/2019-25/11/2019 tarihleri arasında gerçekleşen bekleme durumundan dolayı sorumluluğun davalıya ait olduğu, bu kapsamda davacı şirketi tarafından 15/11/2019-25/11/2019 tarihleri arasında gerçekleşen bekleme süresine ilişkin olarak davalı adına düzenlenen faturada yer alan bedelin taraflar arasında tanzim olunan sözleşmenin 2. madddesine uygun olduğu, davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalıdan 3.500,00-USD alacağının bulunduğu, davalının icra takibinde yer alan ödeme emrine yönelik itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmış ve bu doğrultuda hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, taraflar arasında 12/11/2019 tarihli taraflar arasında imzalanan Navlun Sözleşmesi, 12/11/2019 yükleme tarihli Antalya- Sagız Kazakistan taşınmasına ilişkin her türlü ihracat ve gümlük belgeleri, 25/11/2019 tarihli 17.300 USD bedelli … numaralı fatura sureti, 25/11/2019 tarihli… numaralı ve 3.500,00-USD bedelli fatura, Ankara Gümrük Müdürlüğü kayıtları, taraflara ait ticari defterler ve diğer tüm kayıtlar, talimat mahkemesine sunulan bilirkişi heyetinin 26/07/2021 havale tarihli raporları, bilirkişi heyetinin 14/10/2021 havale tarihli bilirkişi raporları ile sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu uyuşmazlığın taraflar arasında imzalanan 12/11/2019 tarihli Navlun Sözleşmesine ilişkin olarak bulunduğu iddia olunan ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına davalıya ait yükün Antalya’dan Kazakistan’a taşınması sırasında geçen bekleme süresine ilişkin bedele ait olarak 12/11/2019 tarihli Navlun Sözleşmesinin 2. ve 6. maddeleri gereğince düzenlenen 25/11/2019 tarihli… numaralı 3.500,00-USD tutarındaki faturadan kaynaklanan alacağın davalıdan tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi amacıyla talimat mahkemesi aracılığıyla dosyanın tevdi edildiği bilirkişi heyetinin 26/07/2021 havale tarihli raporlarında davacı tarafın 16.01.2020 günü davalıya göndermiş olduğu elektronik postada yüklü aracının 15.11.2019 günü Ankara’ya varmış olduğunu ve ihraç gümrükleme işlemelerinin 25.11.2019 günü tamamlanmış olduğunu, davalı tarafından yapılan gümrük işlemlerinin geç tamamlanmasından kaynaklanan 16.11.2019 – 25.11.2019 tarihleri arasında 10 günlük beklemenin oluştuğunu, dosyadaki mevcut evraklar, tarafların iddia ve savunmaları ve taraflar arasındaki yazışmaların birlikte değerlendirilmesi sonucunda davacı tarafın davalı adına 15.11.2019 – 25.11.2019 tarihleri arasındaki 10 gün için bekleme ücreti olarak tanzim etmiş olduğu 3.500,00-USD faturanın davalı tarafından yapılması gereken ihraç gümrükleme işlemlerindeki gecikmeden kaynaklandığından davacının talebinin yerinde olduğunu mütalaa ettikleri, davalıya ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi amacıyla dosyanın tevdi edildiği bilirkişi heyetinin ise 14/10/2021 havale tarihli raporlarında davalıya ait 2019 yılına ilişkin ticari defter ve belgelerde davacı şirkete ait hiçbir işlemin yer almadığını, ancak davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi neticesinde düzenlenen raporda yer alan veriler çerçevesinde emtianın taşınmasında yaşanan gecikmeden davacı şirketin sorumlu olmadığını mütalaa ettikleri, alınan bilirkişi raporları, taraflar arasında tanzim olunan sözleşme ile davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen fatura dikkate alındığında, taşıma ilişkisi çerçevesinde 15/11/2019-25/11/2019 tarihleri arasında gerçekleşen bekleme durumundan dolayı sorumluluğun davalıya ait olduğu, bu kapsamda davacı şirketi tarafından 15/11/2019-25/11/2019 tarihleri arasında gerçekleşen bekleme süresine ilişkin olarak davalı adına düzenlenen faturada yer alan bedelin taraflar arasında tanzim olunan sözleşmenin 2. madddesine uygun olduğu, davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalıdan 3.500,00-USD alacağının bulunduğu, davalının icra takibinde yer alan ödeme emrine yönelik itirazının yerinde olmadığı anlaşılmakla, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-Davalı …’ın İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZININ İPTALİNE, İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 3.500,00-USD asıl alacak bedeli üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %9 oranında ve değişen oranlarda yasal uygulanmak suretiyle devamına,
2-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacak miktarı olan 3.500,00-USD’nin takip tarihindeki kur üzerinden karşılığı olan 26.124,70-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı …’dan alınarak davacı … Anonim Şirketine verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 1.784,57-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 311,51-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.473,06-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 33,00-TL elektronik tebligat, 19,00-TL tebligat, 24,38-TL posta masrafı, 1000-TL bilirkişi ücreti, 1000-TL talimat bilirkişi ücreti, 311,51-TL peşin harç ve 59,30-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 2.449,39-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/11/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.