Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/440 E. 2022/215 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/440
KARAR NO : 2022/215

DAVA : Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/07/2021
KARAR TARİHİ : 08/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafça İzmir 27.İcra Müdürlüğünün …/… E.sayılı dosyası ile müvekkil aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalı taraf yönetim kurulu kararı ile belirlemiş olduğu aidat miktarının ne kadar olduğunu ödeme emrinde belirtmediği, müvekkilin davalı tarafa aidat borcu bulunmadığı, haliyle söz konusu icra takibine konu yapılan alacağın tamamına ( asıl ve ferileriyle birlikte) itiraz ettiklerini, müvekkilin 02.11.2010 tarihinden sonra, davalı kooperatifte hissesi bulunmadığı, bulunmayan hissesinden dolayı söz konusu icra takibi haksız olarak başlatıldığı, müvekkilin borçlu olmadığının tespiti ile İzmir 27. İcra Müdürlüğünün …/… E.sayısı ile açılan takibin iptaline, kötüniyetle hareket ederek müvekkile onarılmaz zararlar veren davalının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı 2005 yılında 4 adet arsa satın almış ve bu durumu davalı müvekkile bildirdiği, ancak 02.11.2010 tarihinde yapılan satış ile ilgili olarak davalı müvekkili bilgilendirmediği, icra takibinin başlatıldığı tarihte kooperatif üyesi davacı olması sebebiyle icra takibi davacı hakkında başlatıldığı, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, kötü niyetli olarak açılan dava sebebiyle davacının dava değerinin %20’sinden az olmayan tazminata mahkum edilmesine davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 72. maddesinde; ”Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmisinden aşağı olamaz.
Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.
Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Mahkememizin 16/11/2021 tarihli oturumunda davalı vekili, söz konusu borcun davacının eşi mevcut kooperatif üyesi tarafından tamamen ödendiğini, davacının bir borcu kalmadığını, icra dosyasına bildirimde bulunacaklarını beyan etmiştir.
İzmir 27.İcra Müdürlüğü …/… Esas sayılı takip dosyasında borcun kapatılıp kapatılmadığının bildirilmesi istenildiği, verilen cevapta, dosyalarında alacaklı vekilinin haricen tahsil talebi mevcut olup, tahsil harcı yatırılmadığından dosyalarının derdest olduğu, tahsil harcının yatırılması halinde dosyamızın kaydı kapatılacağının bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizin 08/03/2022 tarihli oturumunda davacı vekili, borcun ödendiğini, davaya istirdat davası olarak devam edeceklerini, davalı vekili, istirdat davasının reddini talep ettiklerini, borcun davacı tarafından ödenmediği, kooperatife ait olan ödeme dava açılmadan önce gayrimenkulu satın alan 3.kişi tarafından ödendiği, davacı tarafından ödenmediği, davacının şu an itibariyle kooperatif üyesi olmadığı, kooperatife karşı herhangi bir sorumluluğu olmadığı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı kooperatif 19/04/2017 günlü kararı Madde 6.’ya göre; ‘2017 yılının aylık aidat miktarının mayıs 2017 tarihinden itibaren 10TL olması önerildi öneri oylamaya sunuldu 447 kabul oyu ile oy birliği ile kabul edildi. Aidatlarını zamanında ödemeyenlerden %5 gecikme bedeli alınması oy birliği(447 oy) ile kabul edildi.’ maddesinin imza altına alındığı, davacının İzmir 27.İcra Müdürlüğü’nce yapılan takibe usulsüz tebligattan kaynaklı gecikmiş itiraz şikayet sebeplerinin yerinde olmadığına dair İzmir 2.İcra Hukuk Mahkemesi’nce 16/09/2019 tarihinde karar verildiği, alacaklı vekilince bu karar sonrası takibe devam edildiği, 5 adet hissesi bulunan davacının 01/06/2021 tarihine kadar davalı kooperatif üyeliğinin devam ettiği ve aidatları ödemekle yükümlü olduğu, davacının hisselerinin devri sonrası yeni üye olarak eşi …’in kaydedildiği, davacının eşi ve kızı tarafından aidat ödemelerinin dava açılmadan önce yapıldığının sunulan dekontlardan anlaşıldığı, davaya konu icra dairesi müzekkere cevabında, alacaklı vekilinin haricen tahsil beyanı bulunduğundan yalnızca tahsil harcı ödenmediğinden açık kalarak derdest olduğunun bildirildiği, davacı vekilince 27/01/2022 tarihli celsede bu konuya ilişkin olarak müvekkili ile görüşerek beyanda bulunmak üzere süre verildiği, davacı vekilince herhangi bir beyanda bulunulmadığı, davacı tarafça bu aşamada somut taleplerinin sunulmadığı, dosya borcu davacı dışında başka kişilerce ödendiğinden davacı tarafından istirdat davası olarak devamının mümkün olmadığı, tahsil harcı dışında ödenen dosyada dava konusuz kalmakla bu hususta karar verilmesine yer olmadığına ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar kanununun 22.maddesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu ilam harcının davanın açılışı sırasında yatırılan 244,97-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 164,27-TL harcın talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansının artan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 2.550,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dava konusu uyuşmazlık dava şartı zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı halde davacı tarafından arabuluculuğa başvurulduğu anlaşılmakla, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/03/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)