Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/437 E. 2022/286 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/437
KARAR NO : 2022/286

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 13/07/2021
KARAR TARİHİ : 29/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile birlikte kurdukları ve %50 oranında ortak oldukları … Tatlı Çikolata İmalatı Gıda Ürünleri Limited Şirketinin kuruluş döneminden kaynaklı davalıdan olan alacağını tahsil amacıyla İzmir 5. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını, davalının herhangi bir borcunun bulunmadığını belirtilerek takibe itiraz ettiğini ve itirazın durdurulduğunu, tarafların arkadaş olduklarını, şirket kuruluşunda ve devamında yapılması gereken tüm masrafların %50 oranında karşılanması konusunda anlaşmaya vardıklarını, şirketin kuruluş anından itibaren demirbaşlar, ödenen faturalar, kuruluş harcamaları gibi toplam 81.718,42-TL harcama yapıldığını, bu harcamanın 67.626,30-TL’lik kısmının müvekkilince yapıldığını, 14.092,123-TL’lik kısmının ise davalı tarafından karşılandığını, davalı tarafa hissesinin yarısı olan 40.859,21-TL tamamını ödeyeceği yerde 14.092,123-TL’lik kısmını ödediğini 26.767,00-‘TL kısmını ise ödemediğini, bu hususta hissesine denk gelen tutarı ödemesi için uyarıldığı halde ödeme yapılmadığını, iş yeri kapandıktan sonra demirbaşları muhafaza etmek zorunda kalan müvekkilinin depo için kira ödediğini, davalı tarafın demirbaşlari habersiz olarak alıp götürdüğü iddiası ile güveni kötüye kullandığı iddiası ile savcılığa şikayet ettiğini, savcılıkça kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, davalı tarafın borcu olduğunu bilmesine rağmen sırf zaman kazanmak amacıyla haksız ve kötü niyetle yapılan takibe itiraz ettiğini, arabuluculuk süresinde anlaşma sağlanamadığını belirterek davalının İzmir 5. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasın yaptığı haksız itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı ile arkadaş olduklarını, şirketin %50 oranında iki kişilik ortaklık şeklinde kurduklarını, temelinde dostluk ve güvene dayalı olan ortaklığı araya pandeminin girmesi neticesinde sarsıntı geçirdiğini, bu süreçte kriz yönetiminin başarılı yapılamayışı, davacı tarafın tek taraflı kararlar alarak şirketini ve müvekkilini yarı yolda bırakması neticesinde zarara uğratıldıklarını, temeli dostuğa ve güvene dayalı olarak kurulan ortaklıkta kuruluş aşamasında her iki tarafında yaptığı harcamalar ve satın alınan demirbaşlar olduğunu müvekkilinin annesi tarafından bila bedel verilen mutfak ekipmanlarının gene müvekkilinin kardeşi tarafından bedelsiz gerçekleştirilen şirket logosu ve görsel tasarımın müvekkili tarafından dile getirilmeyen katkılar olduğunu, müvekkilinin ayrıca bireysel olarak katıldığı Workshop gelirlerinin de şirket kazancına dahil edildiğini, pasta ve çikolata alanında hizmet veren işletme kuruluşunun 1. yılının sonunda gereken beklentiyi karşılamadığı kanaati ile davacının müyekkilin fikrini almaksızın tek başına aldığı ortaklığı bitirme kararı ile sona erdiğini, işletmenin tadilatlariın aylarca sürdüğünü, faaliyete geçmesinin henüz birkaç zaman olmuşken davacı tarafından kapatma kararının alınması ile müvekkilinin tüm beklentilerinin altüst olduğunu, müvekkilinin ortaklığı kendisine bildirmeden sonlandırılmasına, önceden anlaşıldığı şekilde birlikte hareket edilmemesine tepki gösterdiğini, kapatma kararını onaylamadığını karşı tarafa bildirdiğini, müvekkilinin davacıya her şeyin denenmesi gerektiğini hemen vazgeçilmemesi gerektiğini ilettiğini, müvaekkilinin tek başına devam edeceğini bildirmesinden sonra davacının tavırlarının değiştiğini, ortaklığın sona erdirilmesi için muhasebeci ile yapılan görüşme esnasında şirket adına yapılan harcamaları fırın dondurucu ve dolap gibi satın alan eşyaların parasını talep ettiğini, zor durumda kalan müvekkilinin alınan tüm eşyaların satışa çıkarılmasını ve satış işleminden sonra tekrar hesap edilmesini istediğini, buna karşın davacının müvekkilini iyice sıkıştırıp psikolojik baskı uygulayarak senet istediğini, bununla da yetinmediğini, müvekkiline hiç haber vermeden dükkan camındaki yazıları dahi sökerek eşyaları dükkandan habersiz olarak adeta kaçırdığını, müvekkilinin bu olayla ilgili şikayetini gerçekleştirdiğini şikayet ile ilgili her ne kadar İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının …/… sayılı soruşturma dosyasıyla kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olsa da ilgili şikayet konusu eylemin davacının kötü niyetli davranarak müvekkilinden habersiz olan eşyaları aldığının kanıtı olduğunu, davacı ile müvekkili arasında borç mutabakatının sağlanmadığını, WhatsApp kayıtlarını müvekkilinin davacı tarafın da psikolojik baskı altına alındığını ve sıkıştırıldığının kanıtı olduğunu, davacı kendi isteği doğrultusunda müvekkilinden kanıt toplama adına yönlendirici mesajlarla zorla delil yaratma çabasına girdiğini, bu hususu kabul etmediklerini, afaki borca istinaden yapılan icra takibine yapılan itirazların haklı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini ve %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-İzmir 5. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası,
3-Tarafların ortağı oldukları … Tatlı Çikolata İmalatı Gıda Ürünleri Limited Şirketine ait ticaret sicil kayıtları,
4-İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının …/… sayılı soruşturma dosyası,
5-… Türk Anonim Şirketi nezdinde davacının hesabının 2019 yılı Şubat, Mart ve Nisan aylarına ait olarak bulunan hesap dökümleri,
6-Tarafların ortağı oldukları … Tatlı Çikolata İmalatı Gıda Ürünleri Limited Şirketine ait ticari defter ve kayıtlar,
7-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 09/03/2022 havale tarihli raporu,
8-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, tarafların birlikte kurdukları ve %50 hisse ile ortak oldukları … Tatlı Çikolata İmalatı Gıda Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin kuruluşu sırasında şirketin kuruluşu ve devamında yapılması gereken masrafların %50 oranında karşılanması kararlaştırılmasına rağmen harcamaların çoğunluğunun davacı tarafından yapıldığı iddiası kapsamında şirketin kuruluşu ve devamı sırasında davacı tarafından %50 oranında payından fazlaca harcanan masrafların davalının %50 oranında sorumluluğu çerçevesinde davalıdan tahsili tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir 5. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı… olduğu, borçlunun davalı … olduğu, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 26.767,00-TL asıl alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma sayılı dosyasında, müşteki … tarafından şüpheli…’e yöneltilen Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda, tarafların aralarındaki uyuşmazlığın hukuki ihtilaf olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219. maddesinde; ”Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir.
Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.” hükmü bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220. maddesinde ise; ”İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir.
Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir.
Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinde de; ”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
09/12/2021 tarihli duruşma tutanağının 4 numaralı ara kararında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, davacı vekiline bilirkişi incelemesine esas olmak üzere … Tatlı Çikolata İmalatı Gıda Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait ticari defter ve belgeleri mahkememize sunmak veya ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş olup, davacı vekili … Tatlı Çikolata İmalatı Gıda Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri verilen kesin süre içerisinde mahkememize bildirmiştir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, … Tatlı Çikolata İmalatı Gıda Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait ticari defter ve belgeler, İzmir 5. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma …/… Karar sayılı dosyası, … Anonim Şirketi nezdinde davacı … T.C nolu…’e ait olarak bulunan 2019 yılı Şubat, Mart ve Nisan aylarına ait hesap dökümleri ve belgeler, … Tatlı Çikolata İmalatı Gıda Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait ticaret sicil kayıtları ile sair deliller birlikte değerlendirilerek; … Tatlı Çikolata İmalatı Gıda Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait ticari defter ve belgelerin usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadığı, … Tatlı Çikolata İmalatı Gıda Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait ticari defter ve belgelerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, … Tatlı Çikolata İmalatı Gıda Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin kim veya kimler tarafından kurulduğu, … Tatlı Çikolata İmalatı Gıda Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketindeki hisse dağılımın nasıl olduğu, … Tatlı Çikolata İmalatı Gıda Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin ana sözleşmesinde şirketin kuruluşu ve devamı sırasında yapılacak masrafların nasıl ve ne şekilde karşılanacağına dair bir hüküm bulunup bulunmadığı, var ise masrafların nasıl ve ne şekilde karşılanacağının kararlaştırıldığı, … Tatlı Çikolata İmalatı Gıda Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin kuruluşu ve devamı sırasında kimin ne kadar masraf harcaması yaptığı, davacının kendi hissesine düşen miktardan fazlaca bir harcama yapıp yapmadığı, neticeten davacının … Tatlı Çikolata İmalatı Gıda Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin kuruluşu ve devamı sırasında yaptığı harcamalar kapsamında davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir 09/03/2022 havale tarihli raporunda sonuç olarak, dava konusu şirket, 50.000,00-TL sermaye tutarında %50 payın …, %50 pay… olarak her bir ortak tarafından taahhüt edilip, taahhüt edilen payların itibari değerlerinin tamamının şirketin tescilinden önce ödendiği, şirketin anasözleşmesinde kuruluş ve işleyişine yönelik yapılacak masrafların ortaklar tarafından nasıl ve ne şekilde karşılanacağına dair bir hükmün bulunmadığı, ticari defterlerde şirketin kuruluş masraflarının 1.626,82-TL tutarında şirket kasasından yapıldığının kayıtlı olduğu, bunun haricinde kuruluş masrafları altında ortaklarca herhangi bir tutarda ödemenin yapıldığının kayıtlı olmadığı, şirketin kuruluşunun gerçekleştiği tarihten itibaren veya önceye dayalı olarak, ortaklar arasında herhangi bir ticari bağ şeklinde ortaklık veya taahhüt edilen alacak borç şeklinde nispi/nakdi olarak bir ticari ilişki bulunmadığı, şahsi olarak alacak borç ilişkisine dayalı olarak sadece, davalı tarafından davacının … hesabına 12.04.2019 tarihinde 180-TL havale yapıldığı, bu tutarın geriye bankadan veya nakden iadesine ilişkin bir tespitin gerçekleşmediği, davacı tarafa ait … kişisel hesabından, şirketin demirbaş alımı için çeşitli satıcılara toplamda 19.492,50-TL EFT ile 7.150,66-TL tutarında hesaplar arası virman açıklamalı toplamda 26.643,16-TL tutarında ödeme yapıldığı, bu ödemelerin … muhasebe hesap kodlu ortaklara borçlar hesabına Alacak kaydedildiği, davacının sermaye ödeme borcu taahhüdünü yerine getirmesi dolayısıyla ortaklara borçlar cari hesabında kayıtlı tutarın şirkete yapılan fazla ödeme olduğu, buna ilişkin ayrıca davacının demirbaş alımı için satıcılara ödeme yaptığı tarihte şirketin kasa hesabında 29.946,70-TL tutarında nakit bulunduğunun muhasebe hesaplarında kayıtlı olduğunu, davacının şahsi bankasından şirketin giderleri ve diğer demirbaş alımları için… ortaklara borçlar hesabı haricinde olmak üzere, ayrıca 27.197,90-TL tutarında satıcılara, havale/eft yapıldığının kayıtlı olduğunu ancak bu ödemelerin ortaklara borçlar hesabında yer alması gerekir iken muhasebe hesaplarında yer almadığı, davalı şirket ortağının şirket kasasına sermaye ödentisi dışında herhangi bir hesaba yönelik ödeme olarak alacak borç hareketi bulunmadığı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip iştetilmediği hususlarında mali yönden sınırlı olarak yapılan incelemede; davacı tarafın şirketin mal alımına ilişkin EFT yoluyla yaptığı ödemeler için taraflar arasında ödemeler sırasında yapılmış bir sözleşme bulunmadığından veya önceye dayalı sözleşme olmadığından, 3095 sayılı kanunun 1. maddesi uyarınca kanuni faiz ve temerrüte ilişkin kanun hükümleri çerçevesinden harekeft ile ana para faiz oranı %9 olduğu, TCMB kısa vadeli avanslara uygulanan faiz oranının istenebileceği, davacı tarafından alacağa ilişkin 26.767,00-TL takip konusu yapıldığı, fakat davacının alacağı ortaklara borçlar cari hesabında 28.643,16-TL tutarın kayıtlı olduğu, bu tutara ilişkin tebliğ tarihi 7 gün sonrası 09.10.2020 tarihi ile dava tarihi 13.07.2021 arasında 1.984-TL tutarında TCMB kısa vadeli avanslara uygulanan %9 yasal faiz oranında alacağı bulunduğu, şirketin sermaye şirketi statüsünde, tüzel kişiliğe haiz olması dolayısıyla davacının taleple bağlı sadece şirketten alacağı bulunduğu, şirketin mal alımları için ödenen tutarın şirket aktiflerinde karşılığının yer alması dolayısıyla ya satış yoluyla veya naklen ya da şirketin tasfiyesi neticesinde alabileceği hususunun mahkemenin takdirlerine bağlı olduğunu mütalaa etmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, İzmir 5. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, tarafların ortağı oldukları … Tatlı Çikolata İmalatı Gıda Ürünleri Limited Şirketine ait ticaret sicil kayıtları, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının …/… sayılı soruşturma dosyası, … Türk Anonim Şirketi nezdinde davacının hesabının 2019 yılı Şubat, Mart ve Nisan aylarına ait olarak bulunan hesap dökümleri, tarafların ortağı oldukları … Tatlı Çikolata İmalatı Gıda Ürünleri Limited Şirketine ait ticari defter ve kayıtlar, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 09/03/2022 havale tarihli raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın tarafların birlikte kurdukları ve %50 hisse ile ortak oldukları … Tatlı Çikolata İmalatı Gıda Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin kuruluşu sırasında şirketin kuruluşu ve devamında yapılması gereken masrafların %50 oranında karşılanması kararlaştırılmasına rağmen harcamaların çoğunluğunun davacı tarafından yapıldığı iddiası kapsamında şirketin kuruluşu ve devamı sırasında davacı tarafından %50 oranında payından fazlaca harcanan masrafların davalının %50 oranında sorumluluğu çerçevesinde davalıdan tahsili tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, İzmir 5. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 26.767,00-TL asıl alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma sayılı dosyasında, müşteki … tarafından şüpheli…’e yöneltilen Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda, tarafların aralarındaki uyuşmazlığın hukuki ihtilaf olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, tarafların … Tatlı Çikolata İmalatı Gıda Ürünleri Limited Şirketinin ortağı oldukları, … Tatlı Çikolata İmalatı Gıda Ürünleri Limited Şirketinin sermayesinin 50.000,00-TL olduğu ve %50 payın …, %50 payın…’e ait olarak her bir ortak tarafından taahhüt edilip, taahhüt edilen payların itibari değerlerinin tamamının şirketin tescilinden önce ödendiği, şirketin anasözleşmesinde kuruluş ve işleyişine yönelik yapılacak masrafların ortaklar tarafından nasıl ve ne şekilde karşılanacağına dair bir hükmün bulunmadığı, davacı tarafından şirketin kuruluşu işlemleri sırasında yapıldığı iddia edilen harcamaların şirkete ait ticari defter ve belgelerde kayıtlı olmadığı, her ne kadar davacının banka kayıtlarında şirketin kuruluşu sırasında satıcılara ve üçüncü kişilere yapılan ödemeler kayıtlı ise de, tarafların ana sözleşmede şirketin kuruluşu sırasında yapılacak harcamalar açısından bir usul ve nisap kararlaştırmadıkları ve buna ilişkin başkaca herhangi bir delilin dosyada sunulmamış olduğu göz önünde bulundurulduğunda davacının yapmış olduğu harcamalar açısından şirket tüzel kişiliğinden alacaklı olabileceği, davacı tarafından yapıldığı şahsi hesabında yer alan ancak şirket kayıtlarında bulunmayan harcamalar açısından davalının sorumluluğunun bulunmadığı, davacının bu bedelleri şirketten talep edebileceği anlaşılmakla, davacı tarafça usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının, davanın açılışı sırasında yatırılan 323,28-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla alınan 242,58-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.29/03/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.