Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/435 E. 2022/262 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/435
KARAR NO : 2022/262

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2021
KARAR TARİHİ : 17/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının mülkiyeti kendisine ait … plakalı aracı ile 01.08.2020 tarihinde seyir halinde giderken … plakalı araç çarptığını, … plakalı aracın çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası gerçekleştiğini, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü … asli kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiğini, davalı sigorta şirketi kazada kusurlu olan … plakalı aracın ZMMS poliçesini tanzim eden şirket olup davacıya ait olan araçta meydana gelen değer kaybından poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, davacının aracından oluşan hasar nedeniyle araçta oluşan değer kaybının ödenmesi için davalı …’ın maliki olduğu … plakalı aracın ZMMS yapan … Sigorta Anonim Şirketine 04.02.2021 tarihinde başvurulmuş sigorta şirketi değer kaybı olarak davacı adına değer kaybı ödemesi yapmadığını, davacıya ait aracın hasarlanması sebebiyle aracın tamiri için araç tamir servisinde uzun süre tamirde kalmış olup davacı aracını kullanmaktan mahrum kalması nedeniyle ikame araç bedelinin davalılar … ve …’dan faiziyle beraber … … plakalı aracın ruhsat sahibi olması sebebi ile sorumlu olduğunu, davalarının HMK 107 maddesine göre belirsiz alacak davası olarak açılmış olup yapılan yargılama ve alınacak bilirkişi raporlarına göre tazminat alacağımız belirli hale geldiğinde dava değerini arttıracaklarını belirterek dava konusu kazadaki kusur durumuna göre isabet eden talep edilebilir tazminat tutarının yargılama sırasında toplanan delillerle (özellikle bilirkişi incelemesi ile) aydınlanacağı dikkate alınarak HMK m. 107 kapsamı dikkate alınarak fazlaya ilişkin talep ve davaya ilişkin saklı kalmak kaydıyla şimdilik; davacıya ait araçta oluşan bakiye değer kaybı zararına mahsuben 50-TL’nin davalılar … ve …’dan kaza tarihinden itibaren , Davalı Sigorta şirketinden temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, 50-TL ikame araç bedelinin kaza tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, işbu dava nedeniyle sarf edilen yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından 13/08/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; 01/08/2020 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı araç, … Sigorta A.Ş nezdinde … numaralı 15.11.2019-2020 vadeli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi (Trafik Poliçesi) ile sigortalı bulunduğunu, kaza tarihi itibariyle teminat limiti araç başına 41.000 TL olduğunu, davalı şirketin sorumluluğu sigortalısının sorumluluğu ve nihayetinde poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu,
ayrıca davacı tarafın aracında meydana gelen hasar talebi ile ilgili davalı sigorta şirketine başvurusu üzerine açılan hasar dosyasından yapılan değerlendirme neticesinde davacı tarafa, dava öncesi ve yasal süre içinde 4.159,50-TL hasar bedeli ödemesi gerçekleştirildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Poliçe ve hasar dosyası, kaza tespit tutanağı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili, müvekkiline ait … plakalı aracı ile 01/08/2020 tarihinde seyir halinde iken sürücü davalı … maliki davalı …’a ait aracın çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazada davalı sigorta şirketi tarafından trafik sigortası ile sigortalanan … plakalı aracın asli ve tam kusurlu olarak bulunduğu, müvekkilinin aracında değer kaybı oluştuğunu belirterek 50,00 TL değer kaybı tazminatı ve 50,00 TL ikame araç bedeli olmak üzere toplam 100,00 TL’nin kaza tarihinden işleyecek avsans faizi ile birlikt birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş yargılama safahatında hasar bedeline ilişkin talebini 6.730,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi tarafından … numaralı 15.11.2019-2020 vadeli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi (Trafik Poliçesi) ile sigortalı bulunduğunu, davacı tarafın aracında meydana gelen hasar talebi ile ilgili müvekkili sigorta şirketine başvurusu üzerine açılan hasar dosyasından yapılan değerlendirme neticesinde davacı tarafa, dava öncesi ve yasal süre içinde 4.159,50-TL hasar bedeli ödemesi gerçekleştirildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç değer kaybı ve hasar bedeli talebine ilişkindir.
Mahkememizce dosya Hasar Kusur ve Sigorta Hesap Uzmanı bilirkişilere tevdi edilerek rapor aldırılmıştır. 17/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda; 01.08.2020 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile sürücü … idaresindeki … plakalı araçların karıştıkları maddi hasarlı trafik kazası sebebiyle; Davalı Sigorta A.Ş.’ ne ZMMS Trafik sigortalı Maliki davalı … olan … plakalı Mercedes-Benz marka kamyon sürücüsü davalı … … plaka sayılı araç ile orta ayırıcı refüj ile 2 şerit gidiş- 2 şerit geliş olarak bölünmüş Torbalı Şehir girişinde sol şeritten seyri esnasında dikkatsiz ve kontrolsüz olarak sağ şeride geçmek istediği esnada aracının sağ ön kısımları ile sağ şeritte kurallara uygun olarak seyretmekte olan davacı sürücü sevk ve idaresindeki ait … plakalı Ford marka otomobilin sol arka kısımlarına çarpmasıneticesinde meydana gelen trafik kazasının oluşumunda birinci derecede etken hatalı davranış sergilemiş olduğu, Orta ayırıcı refüj ile 2 şerit gidiş- 2 şerit geliş olarak bölünmüş Torbalı Şehir girişinde sağ şerit üzerinde kurallara uygun olarak kendi şeridinde seyir halinde olan … plakalı aracın maliki ve sürücüsü Davacı …’ ın meydana gelen trafik kazasının oluşumunda oluşa etken hatalı davranışının bulunmadığı, meydana gelen trafik kazasında oluşa etken üçüncü kişi ya da kurum bulunmadığı, Davacıya ait … plakalı araçta davaya konu trafik kazası sonucunda sol arka çamurluk, sol arka kapı, sağ arka tampon ve tampon demiri kısımlarında meydana gelen hasarların İşbu Dava Konusu Kaza İle İlintili Olduğu, Davacıya ait … plakalı araçta bahse konu trafik kazası sebebiyle yukarıda belirtilen Serbest Piyasa Şartlarına göre; Aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş 2.el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2. El rayiç değeri arasındaki fark nedeniyle 5.330,00 TL (Beşbinüçyüzotuzlira) Değer Kaybı meydana gelmiş olacağı, bu zararın davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 17.02.2021 tarihinden , diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili cihetine gidilebileceği, Dava konusu aracın onarımı için makul onarım süresi 10 İş Günü olarak kabul edilmiş ve benzer özelliklere sahip bir aracın kaza tarihi itibariyle günlük kiralama bedelinin 140,00 TL/gün hesabı ile İkame araç giderinin 1.400,00 TL (Bindörtyüzlira) hesap edilmiş olduğubu zararın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsili cihetine gidilebileceği sonucuna varıldığı tespitlerine yer verilmiştir. Oluşa, dosya içeriğine ve bilimsel verilere uygun bulunan rapor mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınabilir kabul edilmiştir.
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
Yukarıda değinilen somut olay ve yasal düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde, meydana gelen trafik kazasında davacıya ait … plaka sayılı araçta trafik kazası nedeniyle 5.330,00 TL değer kaybı oluştuğu, bu zararın kazaya karışan aracın sigortacısı, maliki ve araç sürücüsü davalılar tarafından tazmininin gerektiği, yine meydana gelen trafik kazasında davacıya ait … plaka sayılı araçta trafik kazası nedeniyle oluşan 1.400,00 TL ikame araç bedeli alacağının, kazaya karışan … plaka sayılı aracın sürücüsü davalı … ve aracın maliki davalı … tarafından tazmininin gerektiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla davanın kabulüne karar vermek gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır.
Mezkur nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile,
5.330,00 TL değer kaybından kaynaklı maddi tazminat alacağının;
Davalı sigorta şirketi yönünden 17/02/2021 temerrüt tarihinden, diğer davalılar yönünden ise 01/08/2020 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
1400 TL ikame araç bedeli alacağının kaza tarihi 01/08/2020 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 5.100 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (14) maddesi uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden oluşan yargılama giderinin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Harçlar yasası gereğince alınması gereken 459,72 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL ve ıslah üzerine alınan 113,23 TL harç olmak üzere 172,53 TL harcın mahsubu ile 287,19 TL eksik harcın davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı tarafından yapılan 232,00 TL tebligat, 11,00 TL elektronik tebligat, 21,00 TL posta masrafı, 0,60 TL KEP masrafı, 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 113,23 TL ıslah harcı, 1.500 TL bilirkişi ücreti, olmak üzere toplamda 1.996,43 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalılar … ve …’ın yüzlerine karşı diğer davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır