Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/411 E. 2021/889 K. 22.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/411 Esas
KARAR NO : 2021/889

DAVA : Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli)
DAVA TARİHİ : 05/07/2021
KARAR TARİHİ : 22/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli) dava dosyasına ilişkin düzenlenen tensip tutanağı uyarınca dilekçeler teatisinin tamamlanması ve müzekkere cevaplarının toplanmasından sonra dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin davalı şirketin ortağı ve yöneticileri konumunda olduğunu, anonim şirketin amacının, kar elde edip bu karı pay sahipleri arasında paylaştırmak olduğunu, şirket tarafından sağlanan karın sadece bir başarı göstergesi olmadığını, aynı zamanda şirket faaliyetlerinin sürekliliği için zorunluluk olduğunu,
….Şirketi’nin genel kurulu tarafından bu tarihe kadar “kar payı dağıtımı” yönünde herhangi bir genel kurul kararı alınmadığını, kar dağıtımı konusunda münhasır yetkili olanın genel kurul olup kar dağıtımı yapılması teklifinde bulunma yetkisinin yönetim kurulunda olduğunu, TTK’nun 410.maddesinde yönetim kurulunun genel kurulu çağırma konusundaki yetkisinin açıkça düzenlendiğini, hissedarlara kar payı dağıtımı meselesinin gündeme alınması için yönetim kurulu tarafından gerekli görevlerin yerine getirilmediğini, bu durumun yönetim kurulu üyelerinin hukuki sorumluluğunu doğuracak nitelikte pay sahipleri açısından telafisi imkansız zararlara sebebiyet verdiği gibi bu konudaki görevin halen yerine getirilmemesinin doğmuş zararı artırmakta olduğunu, bu duruma göre TTK’nun 412. madde gereğince müvekkillerinin hissedarlara kar payı dağıtımı konusunda genel kurula teklifte bulunmak, genel kurulu kar payı dağıtılması gündemiyle toplantıya çağırmak konusunda görevlerini yerine getirmek üzere 10.05.2021 tarihli ihtarname ile yönetim kuruluna başvuru yaptıklarını, yönetim kurulunun başvuruyu yanıtsız bıraktığını, buna göre TTK’nun 412.madde hükmü gereği mahkemenin azınlığın başvurusu üzerine genel kurulun olağanüstü toplantıya davet edilmesine karar vermesi gerektiğini, müvekkilleri hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından
… numaralı dosyasında soruşturma başlatılmış olup müvekkilinin ortağı ve yöneticisi olduğu şirketlere İzmir …Sulh Ceza Hâkimliği’nin … D.İş. sayılı 29/09/2016 tarihli karar ile kayyım atanmasına karar verildiğini, bu tarihten itibaren şirket yönetiminin müvekkilleri namına … tarafından görevlendirilen heyet tarafından gerçekleştirildiğini, müvekkili hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmamakla birlikte yapılan yargılama sonucunda masumiyetinin tespiti ile malvarlığının kendisine iade edileceğine inancının tam olduğunu, dolayısı ile malvarlığının/şirketlerinin kendilerine teslim edildiği anki durum ve koşullarla iadesinin sağlanmasının gerektiğini, … tarafından atanan kayyım heyetinin yalnızca şirketin olağan yönetim iş ve işlemlerini yapmakla yükümlü olup aslen şirketi aldığı anki ticari durum ve itibarı ile korumak yükümlülüğünde olduğunu, 6758 sayılı Kanun’un uygulanmasına ilişkin tebliğin 4.maddesi ile aynı Kanun’un 6′(1)maddesinde şirketin basiretli bir tacir gibi yönetilmesi gerektiğinin düzenlendiğini ve şirketin iktisadi faaliyetlerini sürdürmesi, üretim ve istihdama katkı sağlamasının esas olduğunun belirtildiğini, kayyımlarca basiretli tacir sorumluluğuna uygun davranılmayarak gerek kamu, gerek müvekkilinin şahsi gerekse ortağı olduğu şirketlerin zarara uğradığını, kayyımın idare kayyımı olup davalı şirket üzerinde … tarafından devir alınan şirketlerden biri olmadığı nedeniyle şirket hakkında esaslı kararlar almayacağının ortada olduğunu, şirkete 29/09/2016 tarihinde kayyım atandığını, …’nin tek amacının, şirketin içini boşaltmak ve zararları bulunan müvekkilinin tüm malvarlığı olan şirketi ele geçirmek olup, şirket mallarına ilişkin usulsüz tasarrufları mevcut olduğunu, bu nedenle genel kurulu toplantıya çağırma izninin verilmesinin gerektiğini, … tarafından atanan kayyım heyetinin yalnızca şirketin olağan yönetim iş ve işlemlerini yapmakla yükümlü olup aslen şirketi aldığı anki ticari durum ve itibarı ile korumak yükümlülüğünde olduğu göz önünde bulundurularak şirketin menfaatleri doğrultusunda genel kurul toplanması kararı verilmesini talep ettiklerini bildirmiş, davanın …’na ihbar edilmesine,… Şirketi’nin geçici yönetim kurulu tarafından genel kurula çağrı yapılması ve TTK’nun 412.maddesi uyarınca kendilerine genel kurul toplanması konusunda yetki verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde; 15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ/PDY Silahtı Terör Örgütü tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi ile ilgili İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sor.sayılı dosyasından başlatılan soruşturma sebebiyle, Cumhuriyet Başsavcılığının talebi ile; İzmir … Sulh Ceza Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasından verilen kararla, CMK.m.133 ve 674 sayılı KHK m.19 hükümleri gereğince … (…) ‘nin kayyım olarak atanmasına karar verildiğini, …’nin kayyımlık görevinin … Fon Kurulu tarafından atanan kayyımlar eliyle yürütüldüğünü, davalı şirketin halen …’nin kayyımlığı altında yönetildiğini, 674 sayılı KHK.’nin 19.maddesinde CMK’nun 133. maddesi uyarınca kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde görev yapan kayyımların yetkilerinin, hakim veya mahkeme tarafından … devredileceğinin, devirle birlikte kayyımların görevlerinin sona ereceğinin, 9.fıkrasında … kayyımlık görevini yürüttüğü şirketlerin genel kurul yetkilerinin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olunmaksızın ve … ilişkili olduğu Bakan tarafından kullanılabileceğinin, 10.fıkrasında … ilişkili olduğu Bakanın, bu madde kapsamındaki yetkilerini kısmen veya tamamen … Başkanına veya Fon Kuruluna devredebileceğinin düzenlendiğini, davalı şirket için genel kurul yapılmasına ilişkin hususlarda 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanmasına olanak bulunmadığını, genel kurul yetkisinin, 674 sayılı KHK’nun 19(10) maddesi hükmü gereğince, ilgili Bakan tarafından … Fon Kurulu’na devir edildiği için genel kurul yetkilerinin yasal düzenleme gereğince Fon Kurulu tarafından yerine getirildiğini, davalı şirketin kayyım atanan paylarının %50 ve üzeri olduğundan, Kanun Hükmünde Kararnameler gereğince, yönetim görevinin … bulunduğunu, 674 sayılı KHK’nun 19(9).maddesi hükmü gereğince genel kurul yetkilerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na tabi olmaksızın, … Fon Kurulu tarafından kullanılmakta olduğunu bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Feri Müdahil … vekili dilekçesinde; davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı şirkete, …’nin 5411 sayılı Yasa ve darbe girişimi sonrası çıkartılan ve yasalaşan KHK’larla verilen görev ve yetki ile kayyım olarak atandığını, 6758 sayılı Kanunun (674 sayılı KHK) 19’uncu maddesinin birinci, ikinci, üçüncü, dokuzuncu ve onuncu fıkralarında; terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle CMK’nun133’üncü maddesi uyarınca kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde görev yapan kayyımların yetkilerinin, hakim veya mahkeme tarafından … devredileceğini ve devirle birlikte kayyımların görevleri sona ereceğini, …’nin kayyım olarak atanacağının, birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki şirketlerin soruşturma ve kovuşturma sonuna kadar, … gözetiminde, … ilişkili olduğu Bakanın atadığı yöneticiler tarafından ticari teamüllere uygun olarak ve basiretli tüccar gibi yönetileceğinin, … kayyımlık görevini yürüttüğü Şirketlerin genel kurullarının yetkilerinin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olunmaksızın … ilişkili olduğu Bakan tarafından kullanılabileceğinin, … ilişkili olduğu Bakanın, bu madde kapsamındaki yetkilerini kısmen veya tamamen … Başkanına veya Fon Kuruluna devredebileceğinin düzenlendiğini, 7082 sayılı Kanunun (675 sayılı KHK) 9.maddesinde ise FETÖ/PDY terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan gerçek ve tüzel kişilerin yüzde elliden daha az ortaklık payı olduğu şirketlerde, bu payların yönetimi ve temsili amacıyla 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca yetkili hakim veya mahkeme tarafından …’nun kayyım olarak atanacağının, 6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun 19 uncu maddesi uyarınca, kayyımlık görevinin … devredilen veya … kayyım olarak atandığı şirketlerde veya mal varlığı değerlerinde gerektiğinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olunmaksızın genel kurul yetkilerini kullanabilme yetkisi Fon Kuruluna … devredildiğinin düzenlendiğini, müvekkilinin yasal düzenlemeler ile kendisine verilen görev ve yetkileri bu düzenlemeler çerçevesinde ifa ettiğini, İzmir … Sulh Ceza Hakimliği’nin 29.09.2016 tarihli ve … D.İş sayılı kararıyla; davalı … …Şirketine müvekkilinin kayyım olarak atanmasına karar verildiğini, Fon Kurulunun ve Başbakan Yardımcılığı Makamının değişik kararları ile anılan şirketlerin Yönetim/Müdürler Kurulları oluşturularak üyeliklerine atamalar yapıldığını, 674 sayılı KHK’nın 19. maddesi hükmü gereği kayyımlık görevini yürüttüğü şirketlerin genel kurullarına ait yetkilerin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın …’nun ilişkili olduğu Bakan tarafından kullanılabileceğini, …’nin ilişkili olduğu Bakanın bu madde kapsamındaki yetkilerini kısmen veya tamamen … Başkanına veya Fon Kuruluna devredebileceğini, genel kurul yetkisinin 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 19(10) maddesi hükmü gereğince ilgili Bakan tarafından …’ye devir edildiği için genel kurul yetkilerinin yasal düzenleme gereğince Fon Kurulu tarafından yerine getirilmekte olduğunu, dolayısıyla davalı şirket için genel kurul yapılmasına ilişkin hususlarda 6102 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına olanak bulunmamakta olup davanın reddinin gerektiğini, davacı vekilinin müvekkili hakkındaki usulsüz işlemlerle şirketin zarara uğratıldığı, şirketin içini boşaltmak ve şirketi ele geçirmek amacında olduğu hususundaki iddialarının gerçek dışı olduğunu, Mahkemeyi yanıltma ve davasını ispatlamak amacı taşımakta olduğunu, şirketlerin atanan yönetim kurulları tarafından ticari teamüllere uygun basiretli bir tacir olarak yönetildiğini, … ve görevlendirilen kayyım temsilcilerinin (yönetim kurulu üyeleri) yasalarla kendilerine yüklenen görevleri en iyi şekilde yerine getirebilmek için kayyımlığı yürüttüğü kişilerin, şirketlerin haklarını korumak ve ekonomiye kazandırmak için üstün gayret sarfetmekte ve bu yönde işlemler tesis etmekte olduklarını bildirmiş, fer’i müdahillik talebinin kabulüne ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, T.T.K.’nun 411(1) maddesinin yollaması ile 412 (1) maddesi hükmü çerçevesinde davalı limited şirketin genel kurulunun toplantıya çağrılması istemine ilişkindir.
Limited şirketlere ilişkin hükümlerin düzenlendiği TTK’nun genel kurulun toplanması başlıklı 617(1). maddesinde; genel kurulun müdürler tarafından toplantıya çağrılacağı, olağan genel kurul toplantısının her yıl hesap döneminin sona ermesinden itibaren üç ay içinde yapılacağı, maddenin üçüncü fıkrasında toplantıya çağrı konusunda anonim şirketlere ilişkin hükümlerin kıyas yolu ile uygulanacağı, TTK’nun 617(3) maddesinin yollaması ile limited şirketler hakkında da uygulanması gereken TTK’nun 411(1) maddesinde; pay oranları gösterilen pay sahiplerinin yönetim kurulundan yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek genel kurulu toplantıya çağırmasını isteyebilecekleri, 412. maddenin birinci fıkrasında ise pay sahiplerinin çağrı veya gündeme madde koymasına ilişkin istemlerinin yönetim kurulu tarafından reddedildiği veya isteme yedi iş günü içinde olumlu cevap verilmediği takdirde aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine genel kurulun toplantıya çağrılmasına mahkemece karar verilebileceği düzenlenmiştir.
TTK’nun 412 (1) maddesinde; zorunlu olmadıkça mahkemenin dosya üzerinde inceleme yaparak karar verebileceği belirtilmiştir. Dava dilekçesi davalı şirkete ve feri müdahile tebliğ edilerek savunma hakkı tanınmış, müzekkereler yazılarak cevapları alınmış, tarafların iddia, savunma ve delillerini dosyaya sunmuş olmaları ve toplanacak başkaca bir delilin bulunmaması nedeniyle dosyada toplanan bilgi ve belgelerin karar vermek için yeterli olduğu dikkate alınarak duruşma açmayı gerektirir bir zorunluluk hali görülmemekle dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilmiştir.
Ticari sicil kayıt örneği ile davalı …….Şirketi limited şirketi olup dava tarihi itibariyle ortakları; davacılar ile dava dışı ortaklar …, …, …’dur. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma nolu dosyasında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak suçu kapsamında yürütülen soruşturma nedeniyle İzmir … Sulh Ceza Hakimliği’nin … Değişik İş sayılı ve 29/06/2016 tarihli kararı ile davacıların ortağı olduğu ve aralarında dava konusu edilen şirketlerin de bulunduğu birçok şirkete CMK’nun 133 (1) maddesi uyarınca …’nin yönetim kayyımı olarak atanmasına karar verildiği, Sulh Ceza Hakimliği’nin kayyım atama kararı üzerine … tarafından adı geçen şirketlere yönetim kurulu oluşturularak üyeliklerine atamalar yapılmak suretiyle kayyım atama kararının yerine getirildiği, şirketlerin atamalardan sonra kayyım heyeti tarafından yönetildiği, dava dışı ortaklar … ile … dışındaki diğer şirket ortakları davacılar …, … ve … hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma nolu dosyasında yapılan soruşturma sonunda adı geçen ortakların silahlı terör örgütü üyesi olmak suçlaması ile haklarında iddianame ile İzmir … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve mal varlıklarının müsaderesinin talep edildiği, ortak … hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …/… soruşturma nolu dosyasında yapılan soruşturmanın tefrikle …/… soruşturma nolu dosyasında devam ettiği, bu dosyanın …/… soruşturma nolu dosya ile birleştirildiği ve halen soruşturmanın derdest olduğu, ortak … hakkında aynı suçlama ile açılan dava ile ilgili olarak İzmir … Ağır Ceza Mahkemesi’nin …/… esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine ilişkin verilen kararla birlikte yönetim kayyımının denetim kayyımı olarak görevinin devamına karar verilmesinden sonra oluşturulan ek kararlarla adı geçen ortağın payı yönünden Sulh Ceza Hakimliği’nce atanan yönetim kayyımının denetim kayyımı olarak kararın kesinleşmesine kadar görevinin devamına karar verildiği dosyaya gelen belgelerle anlaşılmıştır.
675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin dokuzuncu maddesinde “FETÖ/PDY terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan gerçek ve tüzel kişilerin yüzde elliden daha az ortaklık payı olduğu şirketlerde, bu payların yönetimi ve temsili amacıyla 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca yetkili hakim veya mahkeme tarafından … kayyım olarak atanır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosyada toplanan belge örnekleri ve özellikle Sulh Ceza Hakimliği kararları ile her ne kadar dava dışı …’nun mahkumiyetine karar verilen dosyada karar ve ek karar ile yönetim kayyımı olarak atanan …’nin adı geçen davacının payı ile sınırlı olarak denetim kayyımı olarak devamına karar verilmiş ise de, dava dışı ortakların payı yönünden İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma nolu dosyasında Sulh Ceza Hakimliği’nin kararı ile yönetim kayyımı atanmasına karar verildiği ve bu kararın halen geçerliliğini koruduğu, kararın değiştirilmediği ve kaldırılmadığı, bu nedenle adı geçen şirketler yönünden kayyım olarak atanan …’nin yönetim kayyımlığı sıfatıyla görevinin sürdürülmekte olduğu bellidir.
6758 sayılı Kanunun 19. maddesinin dokuzuncu fıkrasında; “… kayyımlık görevini yürüttüğü şirketlerin genel kurullarının yetkileri, 6102 sayılı Türk Ticaret kanunu hükümlerine tabi olunmaksızın ve … ilişkili olduğu Bakan tarafından kullanılabilir.” ve onuncu fıkrasında; “…’nun ilişkili olduğu Bakan, bu madde kapsamındaki yetkilerini kısmen veya tamamen … Başkanı’na veya Fon Kuruluna devredebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Dosyada toplanan belge örnekleri ve davalı şirket vekilinin cevap dilekçesi ile yukarıda açıklanan yasal düzenleme gereği genel kurul yetkileri verilen ilgili Bakanın bu konudaki yetkisini aynı zamanda kayyım olan Fon Kuruluna devrettiği, yasal düzenlemenin içeriğine göre genel kurul toplanmasının ön görülmediği, ilgili Bakan veya yetkisini devrettiği … tarafından toplantı yapılmaksızın genel kurul kararlarının alınmasının mümkün olduğu anlaşılmaktadır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 617(3) maddesinin yollaması ile aynı kanunun 410, 411 ve 412. maddelerinde limited şirket ortaklarının genel kurul toplantısı yapılmasını talep etme konusundaki hak ve yetkileri düzenlenmiştir. Davacı taraf, TTK’daki ilgili ve anılan maddelere dayanarak …’nin davalı şirkete zarar verdiği, şirket mallarına ilişkin usulsüz tasarruflarda bulunduğu, TTK’nun 412. maddesindeki şartların gerçekleştiği iddiası ile şirketin menfaatleri doğrultusunda genel kurul toplantısı yapılmasını talep etmiştir.
Davalı şirketin, Sulh Ceza Hakimliği’nin kararı ile CMK’nun 133. maddesi uyarınca atama tarihinden bu yana kayyım … tarafından yönetildiği, 5758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 19. maddesinin 9.fıkrası uyarınca genel kurul yetkisinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu Hükümlerine tabi olunmaksızın …’nin ilişkili olduğu Bakan’a ait olduğu, aynı maddenin 10. fıkrası uyarınca genel kurul yetkisinin ilgili Bakan tarafından …’ye devredildiği, açıklanan yasal hükümler çerçevesinde davalı şirketin … tarafından kayyım sıfatıyla yönetildiği sürece Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca genel kurul toplantısının yapılmasının mümkün bulunmadığı gibi bunun doğal sonucu olarak şirket ortaklarının TTK’da düzenlenen çağrı hak ve yetkilerini kullanabilmelerinin mümkün olmadığı, bu dönem içinde genel kurula ilişkin tüm yetkilerin ilgili Bakan ve ilgili Bakanın devrettiği … tarafından toplantı yapılmaksızın kullanılabileceği, buna göre davacı şirket ortağının TTK’da düzenlenen genel kurula ilişkin hükümlere dayanarak genel kurul toplantısı yapılması konusunda çağrı hak ve yetkisinin bulunmadığı dikkate alınarak davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın, aktif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harcın peşin alınması nedeniyle başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı şirket yararına A.A.Ü.T’nin 7(2) maddesi uyarınca takdir edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı ….Şirketine verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcama yapılmadığı ve davalı tarafın başkaca harcama yapmadığı göz önünde tutularak bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Davacı ve davalı tarafça yatırılan gider avansından artacak yargılama giderinin HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 412 (1/son cümlesi) uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/10/2021

Başkan …
(e-imzalıdır)

Üye …
(e-imzalıdır)

Üye 193686
¸

Katip 222043
¸