Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/402 E. 2022/248 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/402
KARAR NO : 2022/248

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 29/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin ticari faaliyeti taşıma işleri organizatörlüğü olduğu, ticari faaliyeti kapsamında çeşitli taşıma konularında çözüm ortakları bulunmakta ve davalı şirket ile ticari anlaşma yapılmış ve ticari ilişki kurulduğu, yapılan ticari faaliyet sonucunda, davalı şirketin 2021 yılı içerisindeki fatura borçlarını ödemede gecikmesinin üzerine, 08/04/2021 tarihinde İzmir 6. İcra dairesinin …/… esas sayılı dosyası ile davalı borçlu hakkında takibe geçildiği, kötü niyetli davalı tarafından takip tarihinden sonra takibe konu asıl alacağa istinaden müvekkile parça parça ödemeler yapıldığı ancak aynı zamanda da takip ferilerinden kurtulmaya matuf takibe itiraz edildiği, davalı anılı icra takibinin başlatılmasına sebebiyet verdiği kaldı ki bu husus takip tarihinden sonra 3 ödeme şeklinde gerçekleştirilen harici ödeme ile de davalı tarafından borç ikrar edildiği, davalı-borçlunun takipten sonra davadan önce ödemeleri gerçekleştirmiş olup, davalının davaya dayanak icra takip ferilerinden de sorumlu olduğu sabit olduğu, davalarının kabulü ile İzmir 6. İcra dairesinin …/… esas sayılı dosyasının takip çıkışı olan 11.030,45 USD üzerinden takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarınca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile devamına, takibin ve işbu davanın açılmasına sebebiyet veren, kötüniyetle takibe itiraz eden davalı-borçlu hakkında asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketle davacı şirket arasında taşımacılıktan kaynaklı cari hesap ve fatura ilişkisi mevcut olup ödenmediği iddia edilen fatura alacakları için İzmir 6.İcra Müdürlüğünün …/… E sayılı dosyasıyla aleyhimize icra takibi başlatıldığı, müvekkil şirkete ödeme emri 26.04.2021 tarihinde tebliğ edildiği ancak ödeme emri tebliğ edilmeden önce takip konusu 11.592 USD. (Amerikan Doları) aşağıda ki tarihlerde alacaklı şirkete ödendiği, 13.04.2021 tarihli 7.000.USD (Amerikan Doları) ödeme (Ek.1 Banka ödeme dekontu) 15.04.2021 tarihli 4.500.USD (Amerikan Doları) ödeme (Ek.1 Banka ödeme dekontu) ayrıca takip konusu olmamakla birlikte cari hesaptan kaynaklı bakiye 2.387.USD (Amerikan Doları) 01.06.2021 tarihinde ödenmiş olmakla (Ek.1 Banka ödeme dekontu) davacı tarafa müvekkil şirketin hiçbir borcu bulunmadığı, Davalı şirket ödeme emri tebliğ edilmeden önce ve aleyhinde yapılan icra takibini öğrenmeden önce tüm borcunu alacaklı şirkete ödediği, davanın reddine, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Uyuşmazlığın, taraflar arasında taşıma işleri organizatörlüğü ticari faaliyetine ilişkin olarak davalının 2021 yılı fatura borçlarını ödemediği iddiasıyla İzmir 6.İcra Müdürlüğünün …/… Takip sayılı dosyasında yapılan ödemelerin takipten önce mi sonra mı olduğunun belirlenmesi ile takibin ferileri, yargılama giderleri ve vekalet ücreti bakımından hangi tarafın sorumlu olacağı hususlarında toplandığı görülmüştür.
Tüm deliller toplanmış, İzmir 6.İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı takip dosyası UYAP üzerinden getirtilerek incelenmiş, borçlu vekilinin 28/04/2021 tarihli dilekçesi ile takibe, borcun tamamına ve tüm fer’ilerine itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Dava, İİK 67. madde gereğince açılan itirazın iptali davası olup, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Mahkememizin 09/11/2021 tarihli oturumunda davacı vekili, davalının takipten sonra ödemeleri yaptığını, ferileri ödenmediğini, icra takibinin açılmasına sebebiyet verdiğinden davalarının kabulüne karar verilmesini talep ettiğini 15/03/2022 tarihli oturumunda da tekrarlamıştır.
Aynı oturumda davalı vekili, cevap dilekçelerini tekrar ettiklerini, takipten sonra ödeme emri tebliğ edilmeden önce dosya borcu ödendiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu edilen icra takibine konu borcun icra takibine itiraz edilmesine rağmen davacı tarafından icra takibi tarihi ve itirazdan sonra ancak dava açılmadan önce ödenmesine rağmen, icra takibinde talep konusu edilen bedele ilişkin icra giderleri ve vekalet ücretinin ödenmediği görülmektedir.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamış iken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre, gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır. Bunun gibi takibe konu borcun kısmen ödendiği durumlarda da ödenmeyen borç tutarına yönelik itirazın iptali davasında, itirazdan sonra ödenmiş olan miktar bakımından itirazın iptalinin istenilmesinde hukuki yararın mevcut olmayacağı kuşkusuzdur (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.10.2004 gün, 2004/9-508 E., 2004/562 K, 30.03.2005 gün, 2005/19-200 E., 2005/210 K; 08.06.2005 gün, 2005/19-270 E., 2005/365 K, 18.04.2007 gün, 2007/19-159 E., 2007/220 K., 04.07.2007 gün ve 2007/13-453 E.,2007/453 K.; 09.02.2011 gün ve 2011/13-29 E., 2011/56 K sayılı kararları).
İtirazın iptali davasında alacak, icra takip tarihi itibariyle belirlenir. Ancak dava tarihine kadar bir ödeme yapılmış ise, yapılan ödeme düşüldükten sonra kalan alacak yönünden itirazın iptali davası açılmalıdır. Takipten sonra davadan önce yapılan ödeme yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı yoktur. Dava tarihinden sonra yapılan ödemeler ise icra müdürlüğünce dikkate alınır.
Davacı vekili dava dilekçesinde icra takibinden ve itirazdan sonra ancak dava açılmadan önce yapılan ödemeleri mahsup etmeden dava açmıştır, dava konusu ettiği diğer talepleri ise asıl alacağa bağlı feri nitelikteki taleplerdir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323. maddesi kapsamındaki yargılama giderlerinden olan vekalet ücreti ve icra masrafları, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326. maddesine göre, asıl dava konusundaki tarafların, haklılık durumuna göre belirlenir ve hükmedilir. Asıl alacak bakımından haklılık durumu belirlenmeden, buna bağlı olan fer’i talepler hakkında karar verilemez. İtirazın iptali davasında, asıl alacağın varlığının tespiti ve buna göre itirazın iptalinin talep edilmesi gerekir. Aksi bir düşünce itirazın iptali davasının ruhuna uygun düşmez.
Davalı borçlunun icra takibi tarihinden ve icra takibine karşı yapmış olduğu itirazdan sonra herhangi bir itirazi kayıt koymaksızın icra takibine konu asıl alacak bedelini ödemesi borcun kabulü anlamına gelmekle birlikte, borçlunun kabul ederek ödediği borcun tahsili amacıyla hakkında icra takibi başlatılmasına sebebiyet verdiği göz önünde bulundurulduğunda, icra dosyasına ilişkin vekalet ücreti ve icra giderlerinden sorumlu olduğu açıktır.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 30/09/2019 tarih ve 2018/2427 Esas 2019/4563 Karar sayılı ilamında aynen; ”…Davalı borçlu, asıl alacağı davadan önce tamamen ödediği için itirazın iptali davasında aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru değildir. Ayrıca, davalı-borçlu sadece asıl alacak, asıl alacağa takip tarihinden ödeme tarihine kadar tahakkuk edecek faiz, vekalet ücreti, icra masrafı ve bu bağlamda tahsil harcı ile borçludur. Davacı alacaklı takip talebinde, asıl alacağa takip tarihinden itibaren tahakkuk edecek faiz istemişse de, açtığı itirazın iptali davasında faiz talebinde bulunmamıştır. Mahkemece herhangi bir rakam zikredilmeksizin, davalının itirazının davacının talebiyle sınırlı olarak, vekalet ücreti, icra masrafı ve tahsil harcı yönünden iptaliyle takibin devamına karar vermekle yetinilmeli, müddeabih söz konusu olmadığından maktu vekalet ücreti ve maktu karar harcıyla sorumlu tutmalıdır. Mahkemece bu hususlar gözönüne alınmadan hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir…” ibarelerine yer verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı vekili cevap dilekçesi ekinde sunduğu 11.592 USD. (Amerikan Doları)nın alacaklı şirkete ödendiğini belirterek 13.04.2021 tarihli 7.000.USD ödeme dekontu, 15.04.2021 tarihli 4.500.USD ödeme dekontu ile ayrıca takip konusu olmamakla birlikte cari hesaptan kaynaklı bakiye 2.387.USD 01.06.2021 tarihinde ödendiğini buna ilişkin dekontların dosyaya sunulduğu, İzmir 6.İcra Müdürlüğü’nün …/… takip sayılı dosyasında takip tarihinin 08/04/2021 olduğu, asıl alacak bedelinin hiçbir itirazi kayıt konulmaksızın ödenmesinin borcun kabulü anlamına geldiği, ödenmiş asıl alacak mahsup edilmeden açılan davada bu yönden hukuki yarar dava şartı bulunmadığından reddine, ödenmeyen asıl alacağın ferileri yönünden ise itirazın iptali ile takibin devamına, ayrıca asıl alacak ödenmiş olduğundan talep edilemeyecek olan icra inkar tazminatı talebinin reddine ve davalı tarafça icra edilip zarara uğrandığını gösterir bir delil dosya arasında yer almadığından davalı lehine kötü niyet tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Açılan davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE,
Davanın İzmir 6. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin itirazının asıl alacak yönünden hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, asıl alacağın ferileri yönünden itirazın iptali ile takibin devamına,
Davacı vekilinin icra inkar tazminat talebi ile davalı vekilinin kötü niyet tazminat talebinin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın peşin harç olarak alınan 1.065,64-TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 984,94-TL harcın isteği halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf olunan 4 adet tebligat gideri 49,00-TL’nin davanın kısmen kabulü nazara alınarak 24,50-TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
6-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinden 660,00-TL’sinden davacının, 660,00-TL’sinden davalının sorumlu tutulmak kaydı ile davacı ve davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/03/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)