Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/396 E. 2021/984 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/396
KARAR NO : 2021/984

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 28/06/2021
KARAR TARİHİ : 09/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket adına kayıtlı … plakalı aracın 22.02.2021 tarihinde … idaresinde iken Urla ilçesinde araç çekmek için taşlı bir yola girdiğini ve aracının altını sert bir cisme vurduğunu, aracın yağ kaçırmaya başladığında davalı sigorta şirketine başvurarak aracı çektirdiğini, söz konusu aracın davalı sigorta şirketine kasko sigorta poliçesi ile sigortalandığını ve poliçe kapsamında oluşan hasarın giderilmesi gerektiğini, araçta oluşan hasarın belirlenmesi amacı ile sigorta eksperi …’ dan rapor alındığını ve 20.390,26 TL hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, söz konusu hasarın giderilmesi için davalı sigorta şirketine yapılan başvuruya herhangi bir cevap alınamadığını, yasal işlem başlatılabilmesi için arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlamadığından son verildiğini belirterek, davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100,00-TL hasar bedelinin davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davayı belirsiz alacak davası olarak açmakta hukuki yararının bulunmadığını, müvekkili şirket nezdinde …-…-…-… poliçe numarası ile 08/06/2020-08/06/2021 tarihleri arasında Genişletilmiş Kasko poliçesi kapsamında sigortalandığını, müvekkilinin gerçek zararı tam anlamıyla tespit edemediğini, yeterli inceleme yapılmadığını, poliçede belirlenen muafiyetlerin bilirkişi raporunda dikkate alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Başvuru …/…Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-Dava konusu araca ait trafik tescil kayıtları,
3-Davalı … Anonim Şirketi nezdinde davacı … Limited Şirketine ait … plakalı araca ilişkin olarak düzenlenen …-…-…-… numaralı Kasko Sigortası poliçesi, dava konusu 22/02/2021 tarihli trafik kazasına ilişkin olarak davacı avacı … Limited Şirketi tarafından şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakları, yapılan başvuru sonucunda açılan hasar dosyası,
4-Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde dava konusu … plakalı araca ilişkin olarak bulunan tramer kayıtları,
5-Otomotiv alanında uzman bilirkişinin 12/10/2021 havale tarihli raporu,
6-Davacı vekilinin 14/10/2021 havale tarihli dilekçesi,
7-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, 22/02/2021 tarihinde gerçekleşen maddi hasarlı trafik kazası sonucunda davacı … Limited Şirketine ait … plakalı araçta oluşan hasar bedelinin belirlenerek, belirlenecek hasar bedeli tazminatının kasko poliçesi çerçevesinde davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları ; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları A.I maddesinde kasko sigorta poliçesinin konusu düzenlenmiştir. Buna göre kasko sigortasının konusu ”Bu sigorta ile sigortacı, sigortalının poliçede belirtilen ve karayolunda kullanma izni olan motorlu ve motorsuz kara araçlarından, römork veya karavanlardan iş makinelerinden, lastik tekerlekli traktörler, diğer zirai tarım makinelerinden doğan menfaatin aşağıda belirtilen risklerin gerçekleşmesi sonucunda doğrudan uğrayacağı maddi zararları teminat altına alır.” şeklinde açıklanmıştır.
Kasko Sigortası Genel Şartlarında teminat altında kabul edilen riskler:
”a)Aracın karayolunda veya demiryolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz araçlarla çarpışması,
b)Gerek hareket gerek durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar,
c)Üçüncü kişilerin kötü niyet veya muziplikle yaptıkları hareketler, ile fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin yol açacağı zararlar,
d)Aracın yanması,
e)Aracın veya araç parçalarının çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi” olarak düzenlenmiştir. Bunun yanında Genel Şartlarda teminat dışında kalan zararlar arasında düzenlenmeyen rizikolar için de ek kloz ile teminat sağlanabilir.
Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.3.3.4 tazminatın ödenmesine ilişkin maddesinde; sigortacının hasar ihbarı üzerine talep ettiği belgelerin kendisine eksiksiz olarak verilmesi ve zararın eksper vasıtasıyla tespiti kararlaştırılmış ise eksper raporunun tesliminden itibaren en geç 10 iş günü içinde genel ve özel şartlar kapsamında gerekli incelemeleri tamamlamak ve ödemeye engel bir durumun bulunmaması halinde tazminat miktarını tespit edip sigortalıya ödemek zorunda olduğu, tazminatın ödeme borcunun herhalde hasarın ihbarından itibaren 45 gün sonra muaccel olacağı açıklanmıştır.
Aracın pert olmasından kaynaklı olarak karşı açılan tazminat davalarında öncelikle sigortalı aracın riziko tarihi itibariyle gerçek değeri tespit ettirilerek, tamirinin ekonomik olup olmadığı, hurdaya ayrılmasının gerekip gerekmediğinin belirlenmesi ile tamir ekonomik değilse, aracın halen kimin uhdesinde bulunduğunun belirlenmesi, aracın davacı sigortalıda bulunması halinde, aracın kaza tarihindeki ikinci el piyasa rayiç değerinden sovtaj bedelinin mahsubu ile gerçek zarar miktarının belirlenmesi, aracın davalı sigorta şirketinde kalmış olması halinde ise ikinci el piyasa değerinden sovtaj bedelinin mahsup edilmeden zararın belirlenmesi gerekmektedir.
Poliçe düzenleme ve vade tarihinde yürürlükte bulunan 01.04.2013 tarihli Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartlarının “3.3. Sigorta Bedeli, Tazminatın Hesabı ve Ödenmesi” başlığı altında düzenlenen 3.3.2.2. bendinde “Onarım masraflarının sigortalı aracın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşması ve aynı zamanda eksper raporu ile aracın onarım kabul etmez bir hale geldiğinin tespit edilmesi durumunda, araç tam hasara uğramış sayılır. Aracın tam hasara uğraması halinde, aracın hasar anındaki rayiç değeri ödenir. Bu durumda, aracın Karayolları Trafik Yönetmeliğinin ilgili maddesi hükümleri doğrultusunda hurdaya ayrıldığına dair hurda tescil belgesi sigorta şirketine ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatı ödenmez. Değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği takdirde sigortacının malı olur. Aynı şekilde kısmi onarımlarda parçaların sigorta şirketi tarafından tedarik edilmesi halinde hasarlı parçalar talep ettiği takdirde sigortacının malı olur.
Onarım masrafları sigortalı aracın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşsın veya aşmasın, ağır hasarlı aracın onarımının mümkün olduğunun eksper raporu doğrultusunda tespit edilmiş olması durumunda, aracın Karayolları Trafik Yönetmeliğinin ilgili maddesi hükümleri doğrultusunda trafikten çekildiğine dair “trafikten çekilmiştir” kaşeli tescil belgesi sigorta şirketine ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatı ödenmez.
Sigortalının ve sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişilerin aracın hasarlı haliyle sahibine terk edilmesine onay vermesi halinde aracın riziko tarihindeki rayiç değeri ile hasarlı hali arasındaki tutar sigortalıya tazminat olarak ödenebilir. Bu durumda ilgisine göre yukarıdaki paragraflarda düzenlenen usul çerçevesinde işlem yapılır. Sigortalının onayı ile aracı hasarlı haliyle sigortalıya terk ederek tazminatı ödemek isteyen sigortacı, tespit edip sigortalıya bildirdiği sovtaj bedelini bildirimden itibaren 1 aylık süreyle sınırlı olarak garanti etmiş sayılır. ” düzenlemesi yer almıştır.
Sigorta Sözleşmeleri Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmeliğin 5. maddesinde, bilgilendirmenin yazılı yapılmasının esas olduğu, sigortacının asgari bilgelendirme yapıldığının yükümlü bulunduğu düzenlenmiştir.
Dava konusu araca ait trafik tescil ve ruhsat bilgileri İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdürlüğünden celp edilerek dosya muhteviyatına kazandırılmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Dava konusu trafik kazasının tek taraflı olarak gerçekleşmiş bulunması ve davaya konu taleplerin dava konusu aracın İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası poliçesini tanzim eden davalı sigorta şirketine yöneltmiş olması dikkate alınarak trafik kazasının meydana gelmesi açısından kusur oranı belirlemesi yapılmasına gerek görülmemiş, dava konusu araçta oluşan hasar miktarı ve bedelinin belirlenmesi amacıyla dosyanın otomotiv alanında uzman bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 22/02/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtlarında yer alan … plakalı araca ait tramer kaydı ile sair deliller göz önünde bulundurularak, 22/02/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sonucunda … plakalı araçta meydana gelen hasar ile tamirat işlem ve evraklarının uyumlu olup olmadığı ile hasar miktarı ve bedelinin belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, otomotiv alanında uzman bilirkişi 12/10/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, 22/02/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sonucunda … plakalı araçta meydana gelen hasar ile tamirat işlem ve evraklarının uyumlu olduğunu, ancak hurda tenzili yapılması gerektiğini, davacı tarafa ait … plakalı … kamyonet marka aracın toplam hasarının 18.974,26-TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Davacı vekili 14/10/2021 havale tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde 100,00-TL olarak belirttikleri hasar bedeli tazminatı taleplerini 18.874,26-TL arttırarak toplamda 18.974,26-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tazminini talep ettiklerini beyan ettiği ve ıslah edilen bedel üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırmış olduğu görülmektedir.
Her ne kadar davalı vekilince otomotiv alanında uzman bilirkişi 12/10/2021 havale tarihli raporuna karşı itiraz dilekçesi sunulmuş ise de, davalı vekilinin otomotiv alanında uzman bilirkişinin 12/10/2021 havale tarihli raporuna karşı itirazlarının, raporun dava konusu araçta oluşan hasar sebebiyle zarar gören parça bedellerinin piyasa araştırması sonucunda ve hurda tenzilleri yapılmak suretiyle belirlendiği, bu kapsamda raporun taraflar, mahkememiz ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından denetlenebilir olduğu anlaşılmakla reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dava konusu araçta oluşan hasar kapsamında düzenlenen ekspertiz raporu ile otomotiv alanında uzman bilirkişi 12/10/2021 havale tarihli raporunda yapılan hasarlı parça tespitleri ve hasarlı parçaların rayiç değerlerine yönelik bedel belirlemelerinin aynı doğrultuda yapıldığı, hasar ile tamirat iş ve işlemlerinin uyumlu olduğu dikkate alındığında dava konusu trafik kazası sebebiyle dava konusu araçta oluşan hasar çerçevesinde talep edilebilecek hasar bedelinin 18.974,26-TL olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak taraflar arasında tanzim olunan İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi hükümlerinde sigorta şirketi ile anlaşmalı olmayan marka yetkili servislere gidilmesi durumunda hasar bedeli üzerinden %25 oranında tenzili muafiyet uygulanacağının kararlaştırıldığı, dava konusu trafik kazası neticesinde hasar gören aracın davalı sigorta şirketinin anlaşması olan yetkili servisler haricinde kalan bir yetkili servise götürüldüğü, tamirat işlemlerinin davalı sigorta şirketinin anlaşması bulunmayan yetkili serviste yaptırıldığı göz önünde bulundurularak, belirlenen ve açıklanan gerekçeler dahilinde mahkememizin kabulünde olan 18.974,26-TL hasar bedeli tazminatı üzerinden %25 oranında tenzili muafiyet uygulanması gerektiği düşüncesiyle, davacı şirketin dava konusu araçta oluşan hasar sebebiyle davalı sigorta şirketinden İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi kapsamında (18.974,26-4.743,56-TL) 14.230,70-TL maddi tazminat talep edebileceği sonucuna ulaşılmış ve bu doğrultuda hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Dava açılmadan önce davacı tarafça dava konusu araçta oluşan hasar bedelinin tazmini amacıyla 01/04/2021 tarihinde elektronik posta yoluyla davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, yapılan başvuruda hasar bedelinin 15 gün içerisinde ödenmesinin talep edildiği, ancak başvuru neticesinde sigorta şirketin tarafından tanzim ettirilen ekspertiz raporunun 14/04/2021 tarihinden davalı sigorta şirketine teslim edildiği, bu çerçevede davalı sigorta şirketinin temerrütünün ekspertiz raporunun teslimi tarihi olan 14/04/2021 tarihi akabinde 10 iş gününün sona erdiği 29/04/2021 tarihinde vuku bulduğu değerlendirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Başvuru …/…Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, dava konusu araca ait trafik tescil kayıtları, davalı … Anonim Şirketi nezdinde davacı … Limited Şirketine ait … plakalı araca ilişkin olarak düzenlenen …-…-…-… numaralı Kasko Sigortası poliçesi, dava konusu 22/02/2021 tarihli trafik kazasına ilişkin olarak davacı avacı … Limited Şirketi tarafından şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakları, yapılan başvuru sonucunda açılan hasar dosyası, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde dava konusu … plakalı araca ilişkin olarak bulunan tramer kayıtları, otomotiv alanında uzman bilirkişinin 12/10/2021 havale tarihli raporu, davacı vekilinin 14/10/2021 havale tarihli dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 22/02/2021 tarihinde gerçekleşen maddi hasarlı trafik kazası sonucunda davacı … Limited Şirketine ait … plakalı araçta oluşan hasar bedelinin belirlenerek, belirlenecek hasar bedeli tazminatının kasko poliçesi çerçevesinde davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, otomotiv alanında uzman bilirkişinin 12/10/2021 havale tarihli raporunda 22/02/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sonucunda … plakalı araçta meydana gelen hasar ile tamirat işlem ve evraklarının uyumlu olduğunu, ancak hurda tenzili yapılması gerektiğini, davacı tarafa ait … plakalı … kamyonet marka aracın toplam hasarının 18.974,26-TL olduğunu mütalaa ettiği, davacı vekilinin 14/10/2021 havale tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde 100,00-TL olarak belirttikleri hasar bedeli tazminatı taleplerini 18.874,26-TL arttırarak toplamda 18.974,26-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tazminini talep ettiklerini beyan ettiği ve ıslah edilen bedel üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırmış olduğu, ekspertiz raporu ile otomotiv alanında uzman bilirkişi 12/10/2021 havale tarihli raporunda yapılan hasarlı parça tespitleri ve hasarlı parçaların rayiç değerlerine yönelik bedel belirlemelerinin aynı doğrultuda yapıldığı, hasar ile tamirat iş ve işlemlerinin uyumlu olduğu dikkate alındığında dava konusu trafik kazası sebebiyle dava konusu araçta oluşan hasar çerçevesinde talep edilebilecek hasar bedelinin 18.974,26-TL olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak taraflar arasında tanzim olunan İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi hükümlerinde sigorta şirketi ile anlaşmalı olmayan marka yetkili servislere gidilmesi durumunda hasar bedeli üzerinden %25 oranında tenzili muafiyet uygulanacağının kararlaştırıldığı, dava konusu trafik kazası neticesinde hasar gören aracın davalı sigorta şirketinin anlaşması olan yetkili servisler haricinde kalan bir yetkili servise götürüldüğü, tamirat işlemlerinin davalı sigorta şirketinin anlaşması bulunmayan yetkili serviste yaptırıldığı göz önünde bulundurularak, belirlenen ve açıklanan gerekçeler dahilinde mahkememizin kabulünde olan 18.974,26-TL hasar bedeli tazminatı üzerinden %25 oranında tenzili muafiyet uygulanması gerektiği düşüncesiyle, davacı şirketin dava konusu araçta oluşan hasar sebebiyle davalı sigorta şirketinden İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi kapsamında (18.974,26-4.743,56-TL) 14.230,70-TL maddi tazminat talep edebileceği, dava açılmadan önce davacı tarafça dava konusu araçta oluşan hasar bedelinin tazmini amacıyla 01/04/2021 tarihinde elektronik posta yoluyla davalı sigorta şirketine başvuru neticesinde sigorta şirketin tarafından tanzim ettirilen ekspertiz raporunun 14/04/2021 tarihinden davalı sigorta şirketine teslim edildiği, bu çerçevede davalı sigorta şirketinin temerrütünün ekspertiz raporunun teslimi tarihi olan 14/04/2021 tarihi akabinde 10 iş gününün sona erdiği 29/04/2021 tarihinde vuku bulduğu anlaşılmakla, açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Maddi tazminat bedelinin KISMEN KABULÜNE, 14.230,70-TL maddi tazminatın 100,00-TL’sinin ekspertiz raporunun sigorta şirketine ibrazı akabinde 10 iş gününün sona erdiği 29/04/2021 tarihinden itibaren, 14.130,70-TL’sinin ise ıslah tarihi olan 14/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Anonim Şirketinden alınarak davacı … Limited Şirketine verilmesine, 4.743,56-TL’ye yönelik fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 972,10-TL karar ve ilam harcından, 59,30-TL peşin harç ile 322,33-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 590,47-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 44,00-TL elektronik tebligat, 1,20-TL posta masrafı, 600,00-TL bilirkişi ücreti, 59,30-TL peşin harç, 59,30-TL başvurma harcı ve 322,33-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.086,13-TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınarak 814,60-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/11/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.