Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/369
KARAR NO : 2022/34
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/06/2021
KARAR TARİHİ : 13/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17.08.2018 tarihinde davalı şirketin maliki olduğu … plaka sayılı aracı ile müvekkili idareye ait … plakalı otobüs arasında kaza meydana geldiğini, kaza sonucu 1.365.97-TL zararın tahsili amaçlı davalı hakkında 09.08.2019 tarihinde İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra yolu ile takip başlatıldığını, davalının icra takibine 27.02.2019 tarihinde itiraz ettiğini, davalının itirazı haksız olup yargılama aşamasında gösterilecek deliller ile ortaya çıkacağını, haksız itirazın iptali için mahkemeye başvuru zorunluluğu doğduğu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/…Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası,
3-İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası,
4-İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/…Esas …/… Karar sayılı dosyası,
5-… ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
6-… plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı,
7-Trafik alanında uzman, otomotiv alanında uzman ve bir Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinin 13/12/2021 havale tarihli raporları,
8-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, 17/08/2018 tarihinde gerçekleşen maddi hasarlı trafik kazası sonucunda davacı … ait … plakalı araçta oluşan hasar bedeli ile … plakalı aracın servis dışı kalma bedelinin sürücüsü olay yerini terk eden … plakalı araç malikinden tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … olduğu, borçlunun davalı … olduğu, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 1.365,97-TL asıl alacak, 63,32-TL işlemiş faiz ve 6,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.435,79-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın bir trafik alanında uzman, bir otomotiv alanında uzman ve bir Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 17/08/2018 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtlarında yer alan … plakalı araca ait tramer kaydı, dava dilekçesine ekli bulunan hasar tespit hesap cetveli ile sair deliller göz önünde bulundurularak, 17/08/2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle dava konusu trafik kazasına sebebiyet verdikleri hususu ile trafik kazası sonucunda … plakalı araçta meydana gelen hasar miktarı ve bedeli ile aracın çalışamamasından kaynaklı mahrum kalınan kar bedelinin belirlenerek, davacı kurumun hasar sebebiyle davalıdan alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bir trafik alanında uzman, bir otomotiv alanında uzman ve bir Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiden oluşan bilirkişi heyeti 13/12/2021 havale tarihli raporlarında sonuç olarak, davalı şirkete ait … plaka sayılı aracın sürücüsünün 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 47(d) maddesini ihlalettiğinden dolayı kazanın oluşumunda tamamen hatası ile etken olduğunu, davacı taraf sürücü … kazanın oluşumunda atfedilecek her hangi bir kural ihlali olmadığını, kaza yeri krokisi, araçların çarpışma konumları dikkate alındığında dava konusu … plakalı aracın vaki kaza nedeniyle ön sağ yandan aldığı darbe neticesinde bu kısımda bulunan kaporta ve bağlantı aksamının hasarlandığını, dosyada yer alan kaza sonrası davacı idare tarafından düzenlenen hasara ilişkin hesap cetvelinde yer alan hasarlı parçaların niteliği dikkate alındığında 17.08.2018 tarihli kaza ile uyumlu olduğunu, dava konusu 2013 model … plakalı TEMSA Avenue LF otobüsün ön camının değiştirilmesi ve tamponda meydana gelen hasarın giderilmesi için 31.10.2018 tarih ve … sayılı hasar tespit hesap cetvelinde belirtilen malzeme ve işçilik işlemlerinin uygulanmasının kazanın niteliği dikkate alındığında 17.08.2018 tarihli maddi hasarlı trafik kazası sonrası oluşan hasarla kazanın uyumlu olduğu ve söz konusu malzemelerin kullanılması ile işçilik işlemlerinin yapılması gerektiğini, malzeme bedelleri ile işçilik ücretlerinin makul piyasa fiyatlarına uygun ve yerinde olduğunu, dolayısı ile dava konusu 2013 model … plakalı TEMSA Avenue LF belediye otobüsündeki hasarın giderilme bedelinin malzeme ve işçilik olarak toplam 1.149,30-TL bedelin (KDV dahil) olacağını, mahrum kalınan kar bedeli yönünden 2013 model … plakalı TEMSA Avenue LF belediye otobüsünün 40 dakikalık hizmet görememe süresi nedeniyle mahrum kalınan kar bedelinin 216,67-TL olduğunu, davacının takipte talep edebileceği toplam tutarın 1.149,30-TL asıl alacak, 52,86-TL işlemiş faiz ve 6,50-TL posta gideri (belgelenmek şartıyla) ile 216,67-TL mahrum kalınan kar olmak üzere toplam 1.425,33-TL olduğunu mütalaa etmişlerdir.
Asıl alacak miktarı mahkememizce yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu çerçevesinde belirlenmesi sebebiyle likit olmadığından, icra inkar tazminatı talebi yönünden yasal şartların oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/…Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/…Esas …/… Karar sayılı dosyası, … ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları, … plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı, trafik alanında uzman, otomotiv alanında uzman ve bir Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinin 13/12/2021 havale tarihli raporları ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 17/08/2018 tarihinde gerçekleşen maddi hasarlı trafik kazası sonucunda davacı … ait … plakalı araçta oluşan hasar bedeli ile … plakalı aracın servis dışı kalma bedelinin sürücüsü olay yerini terk eden … plakalı araç malikinden tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 1.365,97-TL asıl alacak, 63,32-TL işlemiş faiz ve 6,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.435,79-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, bilirkişi heyetinin 13/12/2021 havale tarihli raporlarında davalı şirkete ait … plaka sayılı aracın sürücüsünün 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 47(d) maddesini ihlalettiğinden dolayı kazanın oluşumunda tamamen hatası ile etken olduğunu, dava konusu 2013 model … plakalı TEMSA Avenue LF belediye otobüsündeki hasarın giderilme bedelinin malzeme ve işçilik olarak toplam 1.149,30-TL bedelin (KDV dahil) olacağını, mahrum kalınan kar bedeli yönünden 2013 model … plakalı TEMSA Avenue LF belediye otobüsünün 40 dakikalık hizmet görememe süresi nedeniyle mahrum kalınan kar bedelinin 216,67-TL olduğunu, davacının takipte talep edebileceği toplam tutarın 1.149,30-TL asıl alacak, 52,86-TL işlemiş faiz ve 6,50-TL posta gideri (belgelenmek şartıyla) ile 216,67-TL mahrum kalınan kar olmak üzere toplam 1.425,33-TL olduğunu mütalaa ettikleri, dosyadaki mevcut bilgi ve belgeler ile alınan bilirkişi raporu çerçevesinde dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde davalı şirkete ait … plaka sayılı aracın sürücüsünün 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 47(d) maddesini ihlal eden fiilinin tamamen etken olduğu, davacı taraf sürücü …’ın kazanın oluşumunda şahsına atfedilebilecek her hangi bir kural ihlali olmadığı, dava konusu 2013 model … plakalı TEMSA Avenue LF belediye otobüsündeki hasarın giderilme bedelinin malzeme ve işçilik olarak toplam 1.149,30-TL bedelin (KDV dahil) olduğu, 2013 model … plakalı TEMSA Avenue LF belediye otobüsünün 40 dakikalık hizmet görememe süresi nedeniyle mahrum kalınan kar bedelinin 216,67-TL olduğu, her ne kadar bilirkişi heyeti tarafından mahrum kalınan kar bedeli açısından işlemiş faiz hesabı yapılmamış ise de, bahse konu alacak kalemlerinin asıl alacak kalemleri olduğu, mahrum kalınan kar bedeli açısından da temerrütün haksız fiil tarihi itibariyle vuku bulduğu, bu kapsamda mahrum kalınan kar bedeli açısından da işlemiş faiz talep edilebileceği, mahkememizce resen yapılan hesaplama sonucunda icra dosyasında yer alan asıl alacak ve işlemiş faiz bedellerinin usul ve yasa hükümlerine uygun olduğu, davacı şirketin icra takibi tarihi itibariyle davalı şirketten 1.365,97-TL asıl alacak, 63,32-TL işlemiş faiz ve 6,50-TL posta gideri olmak üzere toplamda 1.435,79-TL talep edebileceği, davalı şirketin icra dosyasında yer alan ödeme emrine yönelik olarak süresinde yapmış olduğu itirazının haksız olduğu anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜNE,
1-Davalı … Anonim Şirketinin İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZININ İPTALİNE, İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 1.365,97-TL asıl alacak, 63,32-TL işlemiş avans faizi ve 6,50-TL posta gideri olmak üzere toplamda 1.435,79-TL üzerinden 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %9 oranında avans faizi uygulanmak suretiyle devamına,
2-Alacak miktarı miktarı mahkememizce yapılan yargılama sırasında belirlenmesinden mütevellit likit mahiyette bulunmadığından icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 98,08-TL karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 38,78-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.435,79-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 16,50-TL elektronik tebligat, 64,00-TL tebligat, 0,60-TL posta masrafı, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti, 59,30-TL peşin harç ve 59,30-TL başvurma harcı olmak üzere toplamda 1.699,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı şirketin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/01/2022
Katip …
(E-İMZA)
Hakim …
(E-İMZA)
Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.