Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/350 E. 2022/151 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/350
KARAR NO : 2022/151

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2021
KARAR TARİHİ : 17/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında geçmişte ticari ilişki kurulmaya çalışıldığını, ancak tarafların taleplerinin karşılıklı sağlanamaması ile ticari ilişkinin kurulamadığını, davalının takibe dayanak olarak bayilik/franchise sözleşmesini gösterdiğini, ortada böyle bir sözleşmenin bulunmadığını, müvekkilinin davalıya borcunun olmadığını, davalının 15.04.2021 tarihinde davacıya vekili aracılığıyla 91.617,00-TL alacağı olduğuna ilişkin yazı gönderdiğini, müvekkilinin Karşıyaka … Noterliğinin 20.04.2021 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile cevap verildiğini, müvekkilinin cebri icra tehdidi altında ödenen 30.000,00-TL’nin ödeme yaptığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, cebri icra ve muhafaza altında ödenen 30.000,00-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile istirdadına ve %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile müvekkilinin İzmir İli, Konak İlçesinde … Cafe açılması yönünde anlaştıklarını, yapılan anlaşma neticesinde … markanın kullanım hakkının davacı şirkete verildiğini, bu kapsamda açılan cafeye bir kısım ürünlerin ve demirbaşların teslim edildiğini, karşılığında fatura kesildiğini, faturaların şirketlerin kayıtlarında yer aldığını, açılan cafeye ait görsellerin dilekçe ekinde dosyaya ibraz edildiğini, akdedilen sözleşme ile tarafların … pasaport şubesi için anlaştıklarını, bu kapsamda davalı tarafından davacıya mutfak ekipmanları, nargile setlerinin temin edilerek franchise olarak davacıya teslim edildiğini, davacının adına tanzim edilen faturalara itiraz etmediğini, malları teslim almak suretiyle ticari faaliyetinde kullandığını, belirterek haksız davanın reddine, takibin durdurulmasına sebebiyet veren davacının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir 8. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası,
2-Karşıyaka … Noterliğinin 20/04/2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtarnamenin muhataba tebliğinin gösterir tebligat evrakı,
3-İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdidne … Vergi Kimlik numaralı … Pazarlama Gıda Otomotiv Emlak İnşaat Lojistik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait özellikle kuruluşundan itibaren şirketi temsil ve ilzama yetkili şahısları gösterir
ticaret sicil kayıtları,
4-Cevap dilekçesi ekinde yer alan fatura suretleri,
5-Taraflar arasında imzalandığı iddia olunan Franchising Sözleşmesi,
6-… Bankası Anonim Şirketi Elbistan Şubesine ait … TC Kimlik numaralı …’a ait … IBAN numaralı hesap aracılığıyla yapılan 10/01/2020 tarihli, … Sıra, … Fiş Sıra numaralı, 85.000,00-TL bedelli ödemeye ilişkin olarak düzenlenen dekontun onaylı sureti,
7-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 21/10/2021 havale tarihli raporu,
8-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 22/11/2021 havale tarihli ek raporu,
9-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, davacı şirketin taraflar arasında herhangi bir sözleşmesel ve ticari ilişki bulunmadığı iddiası çerçevesinde davalı şirket tarafından İzmir 8. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında davacı şirket aleyhine başlatılan icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davacı şirket tarafından cebri icra tehdidi altında ödenen 30.000,00-TL bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ve asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
Menfi tespit ve istirdat davalarına ilişkin hususlar 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 72. maddesinde; ”Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmisinden aşağı olamaz.
Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.
Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki yararın bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır.
Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen, borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması hâlinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür.
Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu hâlde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Pekcanıtez, H./ Atalay, O./ Sungurtekin Özkan, M./ Özekes, M.: İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164).
Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında icra mahkemesinde (m. 68-68a) ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def’ilerini menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 17.03.2010 tarihli ve 2010/19-123 E. 2010/154 K; 07.12.2011 tarihli ve 2011/13-576 E., 2011/747 K. sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
İzmir 8. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davalı … Gıda Otomotiv İnşaat Tekstil Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olduğu, borçlunun davacı … Pazarlama Gıda Otomotiv Emlak İnşaat Lojistik Sanayi Ticaret Limited Şirketi olduğu, davalı alacaklı vekilinin davacı borçlu aleyhine 91.617,00-TL üzerinden icra takibi başlattığı görülmektedir.
Davacı şirkete ait ticaret sicil kayıtları celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219. maddesinde; ”Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir.
Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.” hükmü bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220. maddesinde ise; ”İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir.
Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir.
Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinde de; ”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
16/09/2021 tarihli duruşma tutanağının 8 numaralı ara kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, davacı vekiline ve davalı vekiline bilirkişi incelemesine esas olmak üzere taraflara ait ticari defter kayıt ve belgeleri mahkememize sunmak veya ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş olup, taraf vekilleri taraflara ait ticari defter ve belgelerin bulundukları yerleri verilen kesin süreler içerisinde mahkememize bildirmişlerdir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, taraflara ait ticari defter ve belgeler, İzmir 8. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, taraflara ait ticaret sicil kayıtları, taraflara ait vergi sicil kayıtları, cevap dilekçesi ekinde yer alan fatura suretleri, taraflar arasında imzalandığı iddia olunan Franchising Sözleşmesi ile sair deliller birlikte değerlendirilerek; taraflara ait ticari defter ve belgelerin usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadığı, taraflara ait ticari defter ve belgelerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, bu kapsamda sahipleri lehine delil vasfı taşıyıp taşımadıkları, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasında imzalandığı iddia olunan Franchising Sözleşmesi kapsamında var olan ticari ilişki sürecinde davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen faturalardan kaynaklı olarak davacı şirketin davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği, icra dosyası kapsamında davacı şirket tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise hangi miktarda ödeme yapıldığı hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 08/09/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davacı kayıtlarına göre, davalının 20.12.2019 tarih A seri … sıra nolu 85.000,00-TL bedelli açık faturasının, davacı kayıtlarında; 20.12.2019 tarih 6. Yevmiye maddesinde 21.yevmiye sayfasında … Satıcılar Hesap kodunda (Mutfak Ekipmanları) 85.000,00-TL davalıya borç olarak işli olduğunu, 2020 yılında davacı nezdinde, davalı carisinin; … Satıcılar Cari hesap kodunda tutulduğunu, 2019 yılından devreden 85.000,00-TL borcun 30.03.2020 tarih 26 yevmiye maddesi, 9. yevmiye sayfasında, davalıya borç 85.000,00-TL’nin … Ortaklara Borçlar … Hesabından ödendiği kaydedildiğini, ancak bu ödemeye ilişkin ödeme belgesi ibraz edilmediğini, ayrıca davalı firmanın cari hesabında yer alan davalıya ait diğer faturaların davacı kayıtlarına işlenmediğini, davacı kayıtlarına göre davalıya herhangi bir borç bulunmadığını, davalı kayıtlarına göre, davalı yasal defter kayıtlarından çıkarılan cari hesap ekstresine göre, 2019 yılından devreden 85.000,00-TL alacağının olduğunu ve 2020 yılına devrettiğini, 2020 yılında davacı adına 3 adet fatura düzenlendiğini, davacının bir adet ödemesinin olduğunu, kalan bakiye davalı alacağının 84.414,72-TL olduğunun davalı yasal defter kayıtlarından tespit edildiğini mütalaa etmiştir.
Davacı vekilinin Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 21/10/2021 havale tarihli raporuna karşı beyanlarını içerir dilekçesini ve ekinde yer alan … Bankası Anonim Şirketine ait 10/01/2020 tarihli, … Sıra, … Fiş Sıra numaralı dekont suretini mahkememize sunması üzerine, dosyanın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile taraf vekillerinin beyanları ve … Bankası Anonim Şirketi Elbistan Şubesi nezdinde bulunan … TC Kimlik numaralı …’a ait … IBAN numaralı hesap aracılığıyla yapılan 10/01/2020 tarihli, … Sıra, … Fiş Sıra numaralı, 85.000,00-TL bedelli ödemeye ilişkin olarak düzenlenen dekont göz önünde bulundurularak düzenlenecek ek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 22/11/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, 10.01.2020 tarihli … sıra nolu, … fiş sıra nolu, … Bankası Anonim Şirketi EFT dekontunun incelendiğinde … tarafından, … Bankası Anonim Şirketi Elbistan Şubesi aracılığıyla 85.000,00-TL EFT gönderildiği, EFT’nin … GIDA OTOMOTİV … Şirketi Merkez Şube … iban numarasına gönderildiğini, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi 19.03.2020 tarih … sayfa … sayısında …’ın davacı şirketin, “Her bir hisse değeri 1.000-1L olan, 250 adet hissesinin …’a ait olduğu” yer aldığını, davalı yasal defter kayıtlarına göre 2019 yılından devreden 85.000,00-TL alacağının olduğunu ve 2020 yılına devrettiğini, 2020 yılında davacı adına 3 adet fatura düzenlendiğini, davacının bir adet ödemesinin olduğunu, kalan bakiye davalı alacağının 84.414,72-TL olduğunun tespit edildiğini, davalı firma alacağından, davacı firma ortağının … Bankası Anonim Şirketi aracılığıyla yapmış olduğu 85.000,00-TL ödemenin tenzili halinde 85.000,00-TL – 84.414,72-TL = 585,28-TL bakiye davacı alacağı olacağını mütalaa etmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan ve mahkememizce ilgili banka şubesinden müzekkere yazılmak suretiyle temin edilen dekont suretinden anlaşılacağı üzere, … Bankası Anonim Şirketi Elbistan Şubesi aracılığıyla yapılan 85.000,00-TL tutarındaki ödemenin göndericisinin …, alıcısının ise davalı şirket olduğu görülmekle birlikte, gönderilen bedelin hangi sebeple havale edildiğinin belirtilmediği, havale işleminin davacı şirketin borcundan kaynaklı olup olmadığı anlaşılamamakta olup, belirtilen gerekçeler dahilinde ödeme işleminin davacı şirketin borcuna binaen yapıldığının kabulü mümkün görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir 8. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, Karşıyaka … Noterliğinin 20/04/2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtarnamenin muhataba tebliğinin gösterir tebligat evrakı, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdidne … Vergi Kimlik numaralı … Pazarlama Gıda Otomotiv Emlak İnşaat Lojistik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait özellikle kuruluşundan itibaren şirketi temsil ve ilzama yetkili şahısları gösterir ticaret sicil kayıtları, cevap dilekçesi ekinde yer alan fatura suretleri, taraflar arasında imzalandığı iddia olunan Franchising Sözleşmesi, … Bankası Anonim Şirketi Elbistan Şubesine ait … TC Kimlik numaralı …’a ait … IBAN numaralı hesap aracılığıyla yapılan 10/01/2020 tarihli, … Sıra, … Fiş Sıra numaralı, 85.000,00-TL bedelli ödemeye ilişkin olarak düzenlenen dekontun onaylı sureti, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 21/10/2021 havale tarihli raporu, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 22/11/2021 havale tarihli ek raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın davacı şirketin taraflar arasında herhangi bir sözleşmesel ve ticari ilişki bulunmadığı iddiası çerçevesinde davalı şirket tarafından İzmir 8. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında davacı şirket aleyhine başlatılan icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davacı şirket tarafından cebri icra tehdidi altında ödenen 30.000,00-TL bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ve asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, İzmir 8. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında davalı alacaklı vekilinin davacı borçlu aleyhine 91.617,00-TL üzerinden icra takibi başlattığı, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 22/11/2021 havale tarihli raporunda davalı yasal defter kayıtlarına göre 2019 yılından devreden 85.000,00-TL alacağının olduğunu ve 2020 yılına devrettiğini, 2020 yılında davacı adına 3 adet fatura düzenlendiğini, davacının bir adet ödemesinin olduğunu, kalan bakiye davalı alacağının 84.414,72-TL olduğunun tespit edildiğini, davalı firma alacağından, davacı firma ortağının … Bankası Anonim Şirketi aracılığıyla yapmış olduğu 85.000,00-TL ödemenin tenzili halinde 85.000,00-TL – 84.414,72-TL = 585,28-TL bakiye davacı alacağı olacağını mütalaa ettiği, … Bankası Anonim Şirketi Elbistan Şubesi aracılığıyla yapılan 85.000,00-TL tutarındaki ödemenin göndericisinin …, alıcısının ise davalı şirket olduğu görülmekle birlikte, gönderilen bedelin hangi sebeple havale edildiğinin belirtilmediği, havale işleminin davacı şirketin borcundan kaynaklı olup olmadığı anlaşılamamakta olup, belirtilen gerekçeler dahilinde ödeme işleminin davacı şirketin borcuna binaen yapıldığı kabul edilmemiş olup, davacı tarafça usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının, davanın açılışı sırasında yatırılan 1.564,59-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.483,89-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 12.653,62-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/02/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.