Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/332 E. 2022/747 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/332
KARAR NO : 2022/747

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 28/05/2021
KARAR TARİHİ : 29/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ;… tarihinde; …’a ait fakat …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyir halinde iken …’a ait fakat … ‘nın sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, sigorta şirketleri arasındaki mutabakata göre … plakalı araç sürücüsü … kazanın meydana gelmesinde % 100 kusurlu olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından, sigortaladığı aracın %100 kusurlu olduğunun kabul edildiğini ve yapılan ödemenin de bu kusur oranı üzerinden yapıldığını, taraflar arasındaki uyuşmazlığın eksik hasar ödemesi ile ilgili olup kusur ile ilgili olarak taraflar arasında ihtilaf bulunmadığını, … a ait … plakalı aracın hasar onarımının … Oto Servisi tarafından yapıldığını, kaza sonrası hasar gören araç için davalı sigorta şirketinde … …/… numaralı hasar dosyası açıldığını, araç onarıldıktan sonra davalı sigorta şirketi tarafından 22.056,45-TL ödeme yapıldığını, alınan ekspertiz raporundan da anlaşılacağı üzere araçta meydana gelen hasarın onarımı için yedek parça ve işçilik ücreti olarak 59.000,00-TL (KDV dahil) belirlendiğini ancak kısmi ödeme yapıldığını, … plakalı araçta oluşan hasar onarım bedelinin tespiti için de 350,00 TL ekspertiz rapor ücreti ve 295,00 TL çekici ücreti ödendiğini,… plakalı araçta kaza nedeni değer kaybı oluştuğunu, davalı sigorta şirketinin oluşan bu değer kaybından da sorumlu olduğunu, bakiye hasar onarım bedeli, değer kaybı, çekici ücreti ve ekspertiz rapor ücretlerinin davalı sigorta şirketinden 30/03/2021 tarihinde talep edildiğini fakat davalı sigorta şirketi tarafından yazılı bir cevap verilmediğini, davalı sigorta şirketine yapılan başvurudan sonra da dava şartı kapsamında arabulucuya başvuru yapıldığını fakat arabuluculuk sürecinin anlaşmazlık (anlaşmama) ile sonuçlandığını, netice itibari ile kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın sürücüsü davalı …, ruhsat sahibi davalı … ve … plakalı aracı … poliçe numarası ile karayolları zorunlu mali mesuliyet sigortası düzenleyen davalı … Sigorta Anonim Şirketi (sigorta poliçe limitleri kapsamında) … plakalı araç ile ilgili olarak bakiye hasar bedelinden, araçta oluşan değer kaybından, çekici ücretinden ve ekspertiz rapor ücretinden sorumlu olduklarını ifade ederek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile … plakalı araç ile ilgili olarak: dava tarihi itibarı ile bakiye hasar onarım ücreti (yedek parça ve işçilik ücreti ) olarak 50,00-TL, araçta oluşan değer kaybı için 50,00-TL, çekici ücreti için 50,00-TL olmak üzere alacak kalemleri ile ilgili olarak fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile bakiye hasar onarım ücreti, değer kaybı bedeli ve çekici ücreti için sigorta şirketine başvuru tarihi olan 30/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 150,00-TL’nin taraflarına ödenmesine, arabuluculuk sürecinde müvekkilin vekil ile temsil edilmesinden dolayı A.A.Ü.T.’nin 16. maddesi kapsamında vekalet ücreti, yargılama gideri, 350,00-TL ekspertiz rapor ücreti ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Vekili Davaya Cevap Dilekçesinde Özetle; Uyuşmazlığa konu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde …-…-… numaralı, 22.07.2020-2021 vadeli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Malı Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, … plakalı araçta meydana gelen maddi hasar ve değer kaybı bedeli talebi için açılan huzurdaki davanın reddini gerektiğini, yapılan inceleme ve kontrollerde başvuruya konu aracın hasar bedeli tespit edildiğini ve başvurana 23.01.2021 tarihinde 22.056,45 TL maddi hasar ödemesi yapıldığını, hasar bedeli ödenmiş olduğundan müvekkil şirketin sorumluluğu kalmadığını bu nedenle işbu davanın reddinin gerektiğini, davacı yan tarafından talep edilen maddi hasar tutarının fahiş olduğunu, davacı yan tarafından tek yanlı hazırlanan eksper raporunun kabulünün mümkün olmadığını, Kazada hasarlanan parçalar tek tek değerlendirilerek kazayla illiyetlerinin irdelenmesi gerektiğini, kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydı ile söz konusu raporun karara esas teşkil edecek yeterlilikte ve objektiflikte olmadığını,bu sebeple yeni bir bilirkişi ataması ile değerlendirme yapılmasını talep ettiklerini, her ne kadar başvuran taraf yapılan onarımın orijinal olmayan parçalar kullanılarak yapıldığını iddia etmekte ise de Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “B.2.Tazminat ve Giderlerin Ödenmesi”” başlıklı maddesinin 2.1 fıkrasının ikinci paragrafında “Hasar halinde, hasar gören parça, onarımı mümkün değilse veya eşdeğer parça veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça ile değişimine imkan yok ise orijinali ile değiştirilir maddesine istinaden hasar durumunda, hasar gören parça, önce onarılmaya çalışılır şayet onarımı mümkün değilse eşdeğer parça ile değiştirilir veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça ile değişim sağlanır. Şayet bu da yapılamıyor ise ancak hasarlı parça orijinali ile değiştirileceği ifadesinin bulunduğunu, kaza tarihine göre model yılından itibaren 3 yılı geçmeyen motorlu araçlarda ise hasar gören parçanın onarımı mümkün değilse öncelikle orijinal parça ile değiştirileceğini, orijinal parçanın bulunmaması durumunda eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parçaların kullanılabileceğini, talep sahibi davacının aracının model yılı (2011) göz önüne alındığında eşdeğer parça kullanılmasını engelleyen herhangi bir durum bulunmadığını, dava konusu aracın kaza tarihinde 10 yaşında olduğunu, tazminat olarak alınan paraların (gerçek mahiyeti mal veya hizmet bedeli veya bu bedelin eklentisi olmamak kaydıyla) KDV’nin konusuna girmediğini bununla birlikte başvuran tarafından talep edilen KDV tutarına itiraz ettiklerini, fatura sunulmaksızın KDV tutarının talep edilmesi ve KDV tutarına hükmedilmesinin mümkün olmadığını, değer kaybı talebine ilişkin yapılan inceleme ve kontrollerde, dava konusu aracın daha önceden ağır hasar kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, hasar kayıtlı araçlarda değer kaybı oluşmayacağından değer kaybı talebinin reddinin gerektiğini ifade ederek davanın reddini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Sigorta şirketine başvuru dilekçesi, gönderi ve teslim evrakları, Arabuluculuk anlaşamama tutanağı aslı, kaza tespit tutanağı, Ekspertiz raporu, Bilirkişi incelemesi, Poliçe sureti (sigorta şirketinden celp edilecek), Faturalar, Hasar dosyası, Ehliyet ve ruhsat suretleri, Hasar fotoğrafları, Tanık anlatımları, Sair deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE,
Taraflar arasındaki ihtilaf, … tarihinde meydana gelen çift taraflı maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta meydana gelen bakiye hasar bedeli ve değer kaybının belirlenmesi ile bunların ZMMS kapsamında davalı sigorta şirketinden tahsil edilip edilemeyeceği hususlarında toplanmaktadır.
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
Türkiye Noterler Birliği Başkanlığına müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce dosya rapor aldırılmak üzere mahkememizce görevlendirilen Sigorta Hesap ve hasar bilirkişisine tevdi edilmiş ve 15/12/2021 havale tarihli bilirkişi raporu aldırılmıştır. Bilirkişi raporunda; … plakalı araç sürücüsü …’ ın … sokak, … kavşağına yaklaşırken kavşağı kontrol etmesi ve kavşakta ilk geçiş hakkı olan araçlara ilk geçiş hakkını vermek üzere aracının hızını azaltması gerekirken kavşağa girdiği ve kavşakta sağından gelmekte olan ve kavşak ortak alanına girmiş olan … plakalı araca sağ ön çamurluğundan çarpması neticesinde dava konu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, kazada … plakalı araç sürücüsü …’ ın 2918 Sayılı KTK nun 52/A, 57/A, 57/B-5 ve 57/C- maddelerini ihlal etmesi nedeni ile kazada ana etken olduğunun, Kaza sırasında … Bulvarı üzerinde Buca istikametine seyir halinde olan … plakalı aracın … sok kavşağından geçerken kavşak ortak alanı içinde iken sol tarafından gelen … plakalı aracın sol ön çamurluktan … plakalı araca çarparak maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, kaza da … plakalı aracı kullanan sürücü …’ nin kazaya etken herhangi bir hata, ihlal ve davranışının olmadığının, davacı tarafın dava konusu kaza ile değer kaybı talebinin, dava konusu aracın 05.07.2016 tarihli kazada dava konusu … plakalı aracın motor kaputu, ön panjur, sol far, motor kaput menteşeleri, ön tampon, ön tampon takviyesinin değiştiğini, 31.08.2012 tarihli kazada sol ön çamurluğunun değiştiğinin belirlendiği dava konusu kazada aracın ön kısmında değişim ve onarım işlemleri yapılan tüm parçaların, dava konusu kazanın meydana geldiği 23.01.2021 tarihinden önce hasar nedeni ile değiştirildiği tespit edilmiş olup belirtilen koşullarda … plakalı araç için 23.01.2021 tarihinde meydana gelen hasar ve hasar sonrası onarım nedeni ile teknik olarak değer kaybı ödemesi yapılmaması gerektiğini, faturalı 350,00 TL Ekspertiz bedelinin yargılama gideri sayılıp sayılmayacağı veya gerçek zarar olup olmadığı hukuki bir konu olup değerlendirmesi ve takdiri Sayın Mahkemenize ait olduğu, kdv dahil 295,00 TL çekici ücretinin davalılardan tahsili gerektiği, davanın kabulü halinde , davacının 30.792,93 TL bakiye hasar onarım bedeli olan maddi zararını (davalı sigorta şirketinden, poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere,18.943,55 TL olarak ) 13.04.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili cihetine gidebileceği sonuç ve kanaatine varıldığını tespit etmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itirazının, bilirkişi raporundaki dava konusu kazada aracın ön kısmında değişim ve onarım işlemleri yapılan tüm parçaların, dava konusu kazanın meydana geldiği 23.01.2021 tarihinden önce hasar nedeni ile değiştirildiği tespit edilmiş olup belirtilen koşullarda … plakalı araç için 23.01.2021 tarihinde meydana gelen hasar ve hasar sonrası onarım nedeni ile teknik olarak değer kaybı ödemesi yapılmaması gerektiği tespitinin Yargıtay içtihatlarına uygun olduğu yine rapordaki diğer tespitlerin denetime ve hükme esas almaya elverişli olduğu anlaşılmakla reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili 16/12/2021 havale tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 31.137,93-TL olarak ıslah ettiklerini beyan ettiği ve ıslah edilen bedel üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı görülmüştür.
Somut olayda davacıya ait aracın kazanın meydana geldiği kavşağın ortak alanı içinde iken sol tarafından gelen … plakalı aracın sol ön çamurluktan … plakalı araca çarparak maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, … plakalı araç sürücüsünün %100 oranında asli ve tam kusuru neticesinde meydana geldiği, kaza neticesinde davacıya ait … plakalı aracın hasar gördüğü, davacı vekilinin davacıya ait araçta oluşan hasarın onarım bedelinin, değer kaybının ve çekici ücretinin tazmini amacıyla iş bu davayı ikame ettiği,
Davacı tarafın dava konusu kaza ile değer kaybı talebinin, bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere dava konusu aracın 05.07.2016 tarihli kazada dava konusu … plakalı aracın motor kaputu, ön panjur, sol far, motor kaput menteşeleri, ön tampon, ön tampon takviyesinin değiştiği, 31.08.2012 tarihli kazada sol ön çamurluğunun değiştiğinin belirlendiği dava konusu kazada aracın ön kısmında değişim ve onarım işlemleri yapılan tüm parçaların, dava konusu kazanın meydana geldiği 23.01.2021 tarihinden önce hasar nedeni ile değiştirildiği bu nedenle davacının değer kaybı tazminatını davalılardan talep edemeyeceği kanaatine varılarak reddine karar verilmiştir.
Bakiye hasar tazminatı talebinin ise kaza neticesinde davacıya ait … plakalı aracın hasar gördüğü, davacı vekilinin davacıya ait araçta oluşan hasarın onarım bedelinin tazmini amacıyla iş bu davayı ikame ettiği, davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde davalı …’a ait … plakalı araca ilişkin olarak düzenlenen … poliçe numaralı karayolları zorunlu mali mesuliyet sigortasını incelenmesinde, poliçenin 22/07/2020 ile 22/07/2021 tarihleri arasında geçerli olduğu, sigorta teminatının maddi hasar yönünden araç başına 41.000,00-TL olduğu, davacıya ait dava konusu araçta oluşan hasarın onarım bedelinin KDV dahil 52.849,38 TL olarak tespit edilmiş olup davalı sigorta şirketinin sorumluluğu kaza başına maddi hasar olarak 41.000,00 TL ile sınırlı olduğu ve 02.03.2021 tarihinde sigorta şirketi tarafından 22.056,45 TL ödeme yapıldığı göz önüne alındığında kalan bakiyenin 30.792,93 TL olduğu, çekici ücretinin 295,00 TL olduğu, kalan bakiye hasar bedelinin ve çekici ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen talep edebileceği ancak bu rakamın (41.000,00-22.056,45=18.943,55 TL ) 18.943,55 TL’sinden sigorta şirketinin teminat limitleri dahilinde müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu , davacı tarafın iddialarını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı anlaşılmakla bakiye hasar tazminatı talebinin ve çekici ücretine ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde A.A.Ü.T. uyarınca arabuluculuk vekalet ücretinin de yargılama giderlerine katılmasını beyan etmiştir.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 16. maddesinde ise ‘Arabuluculuk, Uzlaşma Ve Her Türlü Sulh Anlaşmasında Ücret’ hususunda; ”1136 sayılı Kanunun 35/A maddesinde uzlaşma sağlama, arabuluculuk, uzlaştırma ve her türlü sulh anlaşmalarından doğacak avukatlık ücreti uyuşmazlıklarında bu Tarifede yer alan hükümler uyarınca hesaplanacak miktarlar, akdi avukatlık ücretinin asgari değerlerini oluşturur.
(2) Ancak, arabuluculuğun dava şartı olması halinde, arabuluculuk aşamasında avukat aracılığı ile takip edilen işlerde aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanır. Şu kadar ki miktarı 7.200,00 TL’ye kadar olan arabuluculuk faaliyetlerinde avukatlık ücreti, 1.080,00 TL. maktu ücrettir. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
b) Konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre öngörülen maktu ücrettir.
c) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukat, 1.080,00 TL. maktu ücrete hak kazanır. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
ç) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek bu Tarifeye göre belirlenir.” hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen kanun ve tarife hükümleri kapsamında, avukatlık ücretinin kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığı olduğunun, arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukatın 1.080,00-TL maktu ücrete hak kazanacağının, ancak bu ücretin asıl alacağı geçemeyeceğinin, arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücretin (c) bendine göre ödediği maktu ücretin mahsup edilmesi ile bu tarifeye göre belirleneceğinin düzenlendiği, avukatın müvekkili olan tarafın yargılama sonucunda vekili olan avukata ödeyeceği vekalet ücretinin, anlaşmazlık ile sonuçlanan arabuluculuk faaliyeti kapsamında ödemesi gereken vekalet ücreti miktarının mahsup edilmesi neticesinde hesaplanacak bakiye bedelden ibaret olduğu dikkate alındığında, yapılan yargılama neticesinde ödenecek vekalet ücreti açısından avukatın müvekkili olan tarafa anlaşmazlık ile sonuçlanan arabuluculuk faaliyeti vekalet ücretinin ek bir külfet olarak yüklenmediği, müvekkili tarafından ödenecek sonuç vekalet ücreti içerisinde arabuluculuk faaliyeti vekalet ücretinin de yer aldığı, belirtilen sebepler dahilinde arabuluculuk faaliyeti vekalet ücretinin, yargılama sonucunda hüküm altına alınan vekalet ücretinden hariç tutulduğuna dair herhangi bir düzenlemenin yer almadığı, aksine arabuluculuk vekalet ücretinin, avukatın yargılama sonucunda hak edeceği vekalet ücreti içerisinde yer alacağının düzenlendiği, ilgili kanun ve mevzuat hükümleri kapsamında avukatın müvekkiline yüklenmeyen arabuluculuk vekalet ücretinin karşı taraftan tahsilinin talep edilmesinin hakkaniyete uygun düşmeyeceği gibi iyi niyet kurallarına da aykırılık teşkil edeceği ve hukuk düzeni tarafından korunmasının mümkün olmadığı göz önünde bulundurularak, davacı vekilinin talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Hükmün tashihi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 304. maddesinde; ”Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.
Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Yukarıdaki madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların mahkemece re’sen veya tarafların talepleri üzerinde düzeltilebileceği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamında değerlendirildiğinde; bakiye hasar tazminatı, çekici ücreti ve değer kaybı tazminatı talepli olarak açılan davada Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde davacının bakiye hasar tazminatı ile çekici ücreti talebinin kabulüne fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş fakat 29/09/2022 tarihli duruşmada sehven ” Davanın KABULÜ İLE,
Davacının 30.792,93 TL bakiye hasar onarım bedeli olan maddi zararının ve 295 TL çekici ücretinin,
Davalı sigorta şirketinden, poliçe teminat limitleri ile (18.943,55 TL ile) sınırlı olmak üzere 13.04.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ; Diğer davalılardan kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE gerekmiştir.”
Şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu durumun basit, açık ve anlaşılabilir maddi bir hatadan kaynaklandığı, bahsi geçen durumun hükmün infazında tereddüt oluşturabileceği göz önünde bulundurularak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 304. maddesi hükmü kapsamında bahsi geçen maddi hatanın düzeltilmesi doğrultusunda mahkememizin 29/09/2022 tarihli 2021/332 Esas 2022/747 Karar sayılı hükmünde yer alan “Davanın kabulü ile” ibaresinin “Davanın kısmen kabulü ile” olarak tashihine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
Davanın KABULÜ İLE,
Davacının 30.792,93 TL bakiye hasar onarım bedeli olan maddi zararının ve 295 TL çekici ücretinin,
Davalı sigorta şirketinden, poliçe teminat limitleri ile (18.943,55 TL ile) sınırlı olmak üzere 13.04.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ; Diğer davalılardan kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 2.124,54-TL karar ve ilam harcından, 59,30-TL peşin harç ile 530-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.535,24 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
-Davacı tarafından yapılan 27,50-TL elektronik tebligat, 57,00-TL tebligat, 288,00-TL posta masrafı, 1.500-TL bilirkişi ücreti, 59,30-TL peşin harç, 59,30-TL başvurma harcı ve 530-TL ıslah harcı olmak üzere toplamda 2.521,10 -TL yargılama giderinin kısmen kabul kısmen red oranına göre 2517,05 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 50,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta Anonim Şirketine verilmesine,
-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin 2,11 TL’sinin davacıdan, 1317,88 TLnin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.29/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

TASHİH ŞERHİ

Her ne kadar mahkememizce 29/09/2022 tarihli 2021/332 Esas 2022/747 Karar sayılı hükmünde “Davanın kabulü ile” şeklinde ibareye yer verilmiş ise de, davanın kısmen kabul edilmiş olup fazlaya ilişkin taleplerin reddedilmesine rağmen sehven yazıldığı anlaşılmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 304. maddesi gereğince 29/09/2022 tarihli 2021/332 Esas 2022/747 Karar sayılı hükmününde yer alan “Davanın kabulü ile” ibaresinin “Davanın kısmen kabulü ile” olarak tashihine karar verilmiştir.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır