Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/327 E. 2021/602 K. 02.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/327 Esas
KARAR NO : 2021/602

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2019
KARAR TARİHİ : 02/09/2021

Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı görevsizlik kararı ile Mahkememizin yukarıda yazılı esasında görülen davanın yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili görevsiz mahkemeye verdiği dava dilekçesinde; Müvekkilinin işletme akaryakıt taşıma işi ile ilgilendiğini, işletmeye ait tankerler ile çeşitli bölgelerden alınan akaryakıtın …ne dağıtıldığını, davalı ile müvekkiline ait işletme arasında bu işlem için bir anlaşmaya varıldığını ve çeşitli tarihlerde şirkete müvekkiline ait işletme tarafından akaryakıt götürüldüğünü ancak taşıma ücretinin müvekkiline ödenmediğini, bunun üzerine davalı tarafa borcun ödenmemesi üzerine davalı hakkında Seferihisar İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla cari hesaba dayalı olarak 1.750, 00 TL asıl alacak ve 289.11 TL işlemiş faiz toplamı 2.039,11 TL nin tahsili amacıyla genel haciz yoluyla takip yapıldığını, davalının 27.09.2019 tarihinde borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, bu nedenle işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, bu nedenlerle davalarının kabulü ile davalı borçlunun Seferihisar İcra Müdürlüğünün … esas numaralı dosyasına vaki itirazın iptaline, davalının % 20 den az olmamak kaydıyla icra tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili görevsiz mahkemeye verdiği cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacının iş ilişkisi ayrı ayrı bir kaç kere olmak üzere taşıma yapılmasına ilişkin olduğunu, bu işlere ilişkin ödemelerde müvekkili şirket tarafından taşımanın gerçekleştiği an itibari ile davacı yana ödendiğini, bu durumun gerek müvekkili şirket kayıtları ile gerekse de davacının ticari kayıtları ile sabit olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dosya mahkememize Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 04/03/2021 tarih, … Esas, … Karar sayılı görevsizlik kararı ile gelmiştir.
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptaline ilişkindir.
Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan haller, dava (yargılama) şartlarıdır. Davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi için varlığı gerekli hallere, olumlu dava şartları (görev, hukuki yarar gibi); yokluğu gerekli hallere ise olumsuz dava şartları denilmektedir (kesin hüküm gibi). Dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi (davanın esasına girebilmesi) için gerekli olan da denir.
Dava şartlarından biri olmadan açılan dava da açılmış (var) sayılır, yani derdesttir. Ancak mahkeme, dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince, davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hakim tarafından kendiliğinden (re’sen) gözetilir; taraflar bir dava şartının noksan olduğu davanın görülmesine (esastan karara bağlanmasına) muvafakat etseler bile, hakim davayı usulden reddetmekle yükümlüdür.
Esasa ilişkin nihai karar ile taraflar arasındaki uyuşmazlık (esastan) sona erer ve hüküm kesinleşince (kesin hüküm ortaya çıkınca), artık o uyuşmazlık (dava konusu) hakkında, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak yeni bir dava açılamaz; açılırsa, kesin hükümden dolayı reddedilir (HMK m.303) (Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, Cilt:3, s.3005).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/2. maddesinde; ”Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmüne yer verilmiş olup, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A. maddesinde düzenlenen arabulucuya başvuru dava şartı bu madde kapsamına girmektedir.
6102 s. TTK.nın 5/A maddesine göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6235 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk kanununun üçüncü maddesinin birinci fıkrasında davacının arabuluculuk faaliyeti sonucunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağı aslını veya onaylanmış örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, eklenmemesi halinde verilecek bir haftalık kesin süre içerisinde sunulması gerektiği, aksi taktirde dava dilekçesi tebliğ edilmeksizin ve arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verileceği düzenlenmiştir.
Yine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. maddesinde ise; ”Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir…” hükmü yer almaktadır.
Zorunlu arabuluculuk yoluna dava açılmadan önce başvurulması gerektiği, arabuluculuk dava şartının sonradan tamamlanabilecek dava şartlarından olmadığı ortadadır.
Tüm dosya kapsamı ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, davanın ticari dava niteliğinde olduğu, yerleşik Yargıtay içtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları kapsamında davanın arabuluculuk dava şartına tabi olduğu, dava şartlarının bulunup bulunmadığı mahkemece re’sen gözetileceği, dava şartı noksanlığını belirleyen hakimin davayı usulden reddetmekle yükümlü olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A. maddesi ile 6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 3/1. ve 18/A. maddeleri gereğince dava tarihi itibariyle zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulması dava şartı olmasına rağmen davacı tarafça arabuluculuk başvurusu yapılmaksızın görevsiz mahkemede doğrudan dava açılmış olduğu, her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde arabuluculuk başvurusu yapıldığını belirtmiş ise de dava dilekçesinde arabuluculuk dosya numarasının bildirilmediği, Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi kanalıyla bağlı Arabuluculuk Bürosunca da son tutanağın bulunmadığının bildirildiği, dava dilekçesinin ekinde de arabuluculuk son tutanağının bulunmadığı, dosyaya sunulmadığı, arabuluculuk dava şartının sonradan tamamlanabilecek dava şartlarından olmadığı göz önünde bulundurulduğunda, açılan davanın 18/A-2 ve HMK’nın 114 (2 ) ve 115 (2) maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
1-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A. maddesi ve 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23. maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulucuk Kanunu’na eklenen 18/A-2. maddesi uyarınca arabuluculuğa başvurulmadan dava açılması nedeniyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A. ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2. maddeleri atfıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı şirket kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 2.039,11-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı şirkete verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansının artan kısmının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvuru ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır