Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/315 E. 2021/594 K. 02.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/315 Esas
KARAR NO : 2021/594

DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
DAVA TARİHİ : 24/05/2021
KARAR TARİHİ : 02/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … … sok. No:… adresinde faaliyet gösteren … Limited Şirketi isimli iş yerinin yetkilisi/ sahibi olduğunu, bu iş yerinde tarım makinaları imalatı yapmakta olduğunu, iş karşılığı … Limited Şirketinden alacaklı olduğunu, 420.00-TL karşılığı için 3 adet çek aldığını, söz konusu 3 adet çeklerin Keşidecisinin … bulunduğu, lehdar müvekkilin şirketi için verilen vade tarihli … (… şirketine ait 28.05.2021 vade tarihli 130.000,00-TL bedelli, … numaralı çek … Bankasına ait 28.06.2021 tarihli olup 130.000,00- TL bedelli … numaralı ve son olarak 28.07.2021 tarihli olup, 130.000,00- TL bedelli … numaralı çek, 28.07/2021 tarihi olup 130.000,00- TL bedelli … numaralı çekleri müvekkilinin ciroladığını, ancak şirketin kaşesine basmadan önce çantasına koyduğunu, sonra çantasından alarak cebine koyduğunu, hatırladığını, çekleri kullanmak için aradığında ise bir türlü bulamadığını, çeklerin kaybolması sebebi ile kötüniyetli üçüncü kişilerin eline geçmesi ve işleme konulması halinde mağduriyete sebep olacağından öncelikle ilk çekin vade tarihinin 28.05.2021 tarihi olması sebebi ile de çekler ile ilgili ivedilikle “ödeme yasağı” kararı verilmesini ve yapılacak yargılama neticesinde uhdelerindeyken kaybolan çeklerin zayinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-Keşidecisinin … bulunduğu, lehdar müvekkilin şirketi için verilen vade tarihli … (… şirketine ait 28.05.2021 vade tarihli 130.000,00-TL bedelli, … numaralı çek … Bankasına ait 28.06.2021 tarihli olup 130.000,00- TL bedelli … numaralı ve son olarak 28.07.2021 tarihli olup, 130.000,00- TL bedelli … numaralı çek, 28.07/2021 tarihi olup 130.000,00- TL bedelli … numaralı çeklere ait fotokopisi,
2-Keşidecisinin … bulunduğu, lehdar müvekkilin şirketi için verilen vade tarihli … (… şirketine ait 28.05.2021 vade tarihli 130.000,00-TL bedelli, … numaralı çek … Bankasına ait 28.06.2021 tarihli olup 130.000,00- TL bedelli … numaralı ve son olarak 28.07.2021 tarihli olup, 130.000,00- TL bedelli … numaralı çek, 28.07/2021 tarihi olup 130.000,00- TL bedelli … numaralı çeklere ait kayıtlar,
3-Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi tarafından yapılan ilanların yer aldığı gazeteler,
4-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, … Bankası Anonim Şirketi … … …/İzmir Şubesi’ne ait, 28.05.2021 keşide tarihli, … seri numaralı, 130.000,00-TL bedelli çek, … Bankası Anonim Şirketi … … …/İzmir Şubesi’ne ait, 28.06.2021 keşide tarihli 130.000,00-TL … seri numaralı 130.000,00-TL ve … Bankası Anonim Şirketi … … …/İzmir Şubesi’ne ait, 28.07.2021 keşide tarihli … seri numaralı 130.000,00-TL bedelli çeklerin kaybolmak suretiyle zayi olmaları sebebiyle iptalleri talebine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 651. maddesi “Kıymetli evrak zayi olduğu taktirde mahkeme tarafından karar verilebilir. Kıymetli evrakın zayi olduğu veya ziyanı ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir.” hükmünü içermektedir.
Zayi nedeniyle çek iptali davası açılabilmesi için öncelikle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 780. ve 781. maddeleri uyarınca yasal unsurlara haiz bir çekin bulunması esastır. Bu unsurlara haiz olmayan bir belgenin kambiyo senedi vasfı taşımaması nedeniyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca zayi nedeniyle iptali istenilemez.
Türk Ticaret Kanunu’nun 818. maddesinde poliçeye ilişkin hangi hükümlerin çek hakkında da uygulanacağına dair düzenlemeye ver verilmiştir. Bu düzenlemede yapılan atıf uyarınca Türk Ticaret Kanunu’nun poliçenin iptaline dair 757 ilâ 763. maddeleriyle 764. maddesinin birinci fıkrası hükümlerinin çekin iptalinde de uygulanması zorunludur.
Zayi nedeniyle kıymetli evrak iptali, kıymetli evrakta hak ile çek arasındaki sıkı bağlılığın, çekin zayi edilmesi halinde ortaya çıkaracağı haksızlıkları önleme ihtiyacından doğmuştur, yetkili hamil veya lehtar tarafından zayi edilen çekin hak sahipliğini teşhis fonksiyonunu ortadan kaldırarak ve dilekçe sahibinin söz konusu hakka sahip olduğu konusunda bir karine yaratarak bu hakkı çekişmesiz olarak talep etmesini sağlamaya yönelik nizasız kaza yani hasımsız dava konusu bir işlemdir. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilecek iptal kararı ile birlikte borçlu, bono, poliçe veya çeki ibraz edilmeden ödeme imkanına kavuşmaktadır (Özkan Gültekin, Öğretide ve Uygulamada Kıymetli Evrakın Ziya ve İptali, Ankara-2006, s.51).
Kıymetli evrak iptali veya çek iptali davalarında amaç, kıymetli evrakı ibraz mecburiyetinde olan ve çekin zilyetliğini kaybetmesi nedeniyle bu zorunluluğu yerine getiremeyen lehtar veya hamile hakkının mevcudiyetini kanıtlamak bakımından bir imkan sunmak, aynı zamanda lehtar veya hamilin çeki ibraz edememekten dolayı alacak hakkını kullanmaktan mahrum kalmasını önlemektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 757. maddesinde kıymetli evrakın iptali ve önleyici önlemler konusunda düzenleme yapılmıştır. Yapılan düzenleme uyarınca kıymetli evrakı iradesi dışında elinden çıkan kişi muhatabın poliçeyi ödemekten men edilmesi amacıyla ödeme yeri veya hamilin yerleşim yerindeki Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvurabilir. Mahkeme, ödemeyi men eden kararında ayrıca muhataba vadenin gelmesi üzerine poliçe bedelini tevdii etmeye izin verir ve tevdii yerini gösterir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 758. maddesinde yapılan düzenleme uyarınca poliçeyi eline geçiren kişinin bilinmesi durumunda mahkeme dilekçe sahibine iade davası için uygun bir süre vereceği düzenlenmiş, verilen süre içinde dava açılmazsa mahkemenin muhatap hakkındaki ödeme yasağını kaldıracağı belirlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 759. maddesi hükmüne göre de poliçeyi eline geçiren kişinin bilinmemesi halinde poliçenin iptaline karar verilmesi istenebilir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18/04/2012 tarih ve 2012/4860 Esas 2012/6267 Karar sayılı ilamı ile de kıymetli evrakın zayi nedeniyle iptaline ilişkin davalarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu belirlenmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/11-1884 Esas 2015/1059 Karar sayılı ilamında aynen; ”6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun iptali düzenleyen “Önleyici önlemler” başlıklı 757. maddesinde;
(1) İradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten menedilmesini isteyebilir
(2) Mahkeme, ödemeyi meneden kararında muhataba, vadenin gelmesi üzerine poliçe bedelini tevdi etmeye izin verir ve tevdi yerini gösterir.” hükmü düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “İade davası” başlıklı 763. maddesinde ise;
” (1) Elden çıkan poliçe mahkemeye sunulursa, mahkeme, iade davası açması için dilekçe sahibine uygun bir süre verir. Dilekçe sahibi bu süre içinde dava açmazsa, mahkeme, poliçeyi, sunmuş olana geri verir ve muhatap hakkındaki ödeme yasağını kaldırır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “İptal kararı” başlıklı 764. maddesi uyarınca;
”Elden çıkan poliçe, verilen süre içinde mahkemeye sunulmazsa, iptaline karar verilir.
Poliçenin iptaline karar verilmiş olmasına rağmen, dilekçe sahibi kabul edene karşı poliçeden doğan istem hakkını ileri sürebilir.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 651/2 maddesi uyarınca, kıymetli evrakın zayi olduğu veya ziyanın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi senedin iptalini karar verilmesini isteyebilir.” denilmiştir.
Anılan maddeler ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı uyarınca, çekin iptaline ilişkin dava açma hakkı, çeki kaybeden yetkili hamile aittir. Çekin hamili çekin iptal davasını olumlu şekilde sonuçlandırdıktan sonra çek bedelini çekin keşidecisinden talep edebilir.
Dava dilekçesindeki açıklamalar ve dava dilekçesine ekli çek suretleri göz önünde bulundurulduğunda dava konusu çeklerin yetkili hamilinin anlaşılamaması üzerine 02/09/2021 tarihli duruşmada davacı vekilinden, dava konusu edilen çeklerin … Limited Şirketi tarafından davacı … adına mı yoksa davacının sahibi olduğu … Limited Şirketi adına mı ciro edildiği hususunda sorulmuş, davacı vekili dava konusu çeklerin müvekkilinin yetkilisi olduğu … Limited Şirketi adına ciro edildiğini beyan etmiştir.
Davacı vekilinin beyanları ve dava dilekçesi içeriği çerçevesinde dava konusu çeklerin yetkili hamilinin davacının yetkilisi bulunduğu şirket olduğu, davacının dava konusu çekler açısından yetkili hamil sıfatını haiz olmadığı anlaşılmaktadır.
Tarafların, dava ve taraf ehliyetine sahip olmaları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114.1-d. maddesinde belirtilmiş olup dava şartlarındandır.
Yine aynı kanunun 115. maddesinde ise; ”Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” hükmü yer almaktadır.
Tüm dosya kapsamı, davacı tarafından sunulan dava dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, kıymetli evrakın iptaline ilişkin davanın, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 563/2. maddesi uyarınca zayi edildiği anda kıymetli evrak üzerinde hak sahibi olan kişi, bir diğer söyleyişle kıymetli evrakın iptali davasının ancak yetkili hamil tarafından açılabilmesinin olanaklı olduğu, davacının, dava konusu çeklerin keşidecisi ve bu çeklerin ait olduğu çek hesabının sahibi olmadığı, aksine davacının yetkilisi bulunduğu şirketin dava konusu çekler açısından yetkili hamil olduğu, bu çerçevede davacının bu dava açısından aktif husumet ehliyet bulunmadığı ve aktif husumet ehliyetinin sonradan ikmali mümkün olan bir dava şartı olmadığı göz önünde bulundurularak, açılan davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın aktif husumet ehliyeti dava şartı yokluğu sebebiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-e. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 115/2. maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin olarak alındığından, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi uyarınca kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır