Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/311 E. 2021/637 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/311 Esas
KARAR NO : 2021/637

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2021
KARAR TARİHİ : 09/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı/borçlu …’e müvekkili olduğu bankadan 13.11.2013 tarih ve 150.000,00-TL bedelli ve sair Genel Kredi Sözleşmelerine dayanak olarak ticari artı para ve ticari işletme kredi kartı (…) kredileri kullandırıldığını, borçlunun kredi borçlarını zamanında geri ödememesi üzerine borçlu aleyhine Gebze … Noterliğinden 06.01.2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamenin keşide edilerek hesapları katedildiğini, akdi ilişkinin feshedildiğinin bildirildiğini 14.01.2021 tarihinde muhataba bizzat tebliğ edilen ihtarnameye rağmen borçluya tanınan sürede borç ödenmediğini, ihtar sonrası temerrüde düşen borçlu hakkında ödenmeyen borç için banka tarafından alacağın tahsilini teminen İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile borçlu hakkında icra takibinin başlatıldığını, davalı/ borçlu borca haksız olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu, açıklanan nedenler ile fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile davalılar hakkında İ.İ.K 257.maddesi gereğince dava miktarı ile sınırlı olmak üzere ihtiyati haciz kararı verilmesine ve bu işin icrası için İzmir … İcra Müdürlüğünden … sayılı dosyasının yetkili kılınmasına, davalı/borçlunun İzmir … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazlarının iptaline ve takibin devamına itirazlarında haksız oldukları için %20’den icra inkar tazminatına mahum edilmelerine ve yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davaya cevap veren davalı … vekilinin dilekçesinde özetle: davacı yanca müvekkilinden alacaklı olduğu iddiası ile İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası üzerinden icra takibinin başlatıldığını, yapılan takibe taraflarınca itiraz edilmiş olsa da davacı yanca işbu itirazın iptali talepli dava ikame edildiğini, dava dilekçesi ve ekinde bulunan evraklar taraflarına tebliğ edilmediğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla daha önce yapılan ödemelerin mahsup edilmemiş olduğunu müvekkilin bu miktarda bir borcunun bulunmadığını, talep edilen faiz fahiş olduğu gibi davacı yan faiz işlettiğini, ödeme emrinde takibe dayanak belge olarak gösterilen hesap ekstreleri sunulmadığını, yukarıda açıklanan nedenler ile mahkeme aksi kanaatte olması halinde davanın esastan reddine davacının haksız ve kötüniyetli başlattığı ve kanuna aykırı takipten dolayı %20 sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine, yargılama gideri ve avukatlık ücretlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanak fotokopisi,
2-İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası,
3-Gebze … Noterliğinin 06.01.2021 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtarnamenin muhataplara tebliğine ilişkin tebligat evrakları,
4-… Şirketi … TC Kimlik numaralı … tarafından kullanılan krediye ilişkin olarak bulunan Genel Kredi Sözleşmesinin onayı sureti, krediye bağlı hesaba ait hesap özeti ile ekstreler, kredi kapsamında imzalanan kefalet sözleşmesi ve sair belgeler,
5-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, davalı … ile davacı … arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında davalı …’e kullandırılan krediden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalılar tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … olduğu, borçuların davalı … olduğu, davacı vekilinin davalı aleyhine 12.988,22-TL asıl alacak, 19,45-TL ve 35,99 TL BSMV, 153,71-TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 17.472,70-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalıların işlemiş faiz ve sair feri alacak kalemlerine yönelik olarak süresinde yapmış oldukları itirazlar üzerine icra takibinin kısmen durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalının yerleşim yerinin İzmir İli, … ilçesinde olduğu ve işlemi yapan davacı banka şubesinin de … Şubesi olup şubenin İzmir İli, … ilçesinde olduğundan bahisle yetki ilk itirazında bulunduğu görülmektedir.
Yetki itirazının ileri sürülmesi usulü, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 19. maddesinde; “Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir.
Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.
Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir.
Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.” şeklinde belirlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanak fotokopisi, İzmir … İcra Dairesinin … sayılı icra dosyası, Gebze … Noterliğinin 06.01.2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtarnamenin muhataplara tebliğine ilişkin tebligat evrakları, … tarafından …’e kullandırılan krediye ilişkin olarak bulunan Genel Kredi Sözleşmesinin onayı sureti, krediye bağlı hesaba ait hesap özeti ile ekstreler ve sair belgeler, dava konusu uyuşmazlığın davalı … ile davacı … arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında davalı …’e kullandırılan krediden kaynaklanan alacağın davalı asıl borçlu …’ten tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili talebine ilişkin olduğu, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında davacı vekilinin davalılar aleyhine davalı … olduğu, davacı vekilinin davalı aleyhine 12.988,22-TL asıl alacak, 19,45-TL ve 35,99 TL BSMV, 153,71-TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 17.472,70-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalının işlemiş faiz ve sair feri alacak kalemlerine yönelik olarak süresinde yapmış oldukları itirazlar üzerine icra takibinin kısmen durdurulmasına karar verildiği, davalı vekilinin cevap dilekçesinde yetki ilk itirazında bulunduğu, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 50. maddesinde para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanacağının, ayrıca takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesinin de takibe yetkili olduğunun düzenlendiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6. maddesinde genel yetkili mahkemenin davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceğinin belirtildiği, borçlu davalının yerleşim yerinin İzmir İli … ilçesinde olduğu, keza kredi sözleşmesinin imzalandığı davacı banka şubesinin … … Şubesi olduğu, davalı vekilince yapılan yetki ilk itirazının süresinde ve usulüne uygun olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin yetki ilk itirazının haklı ve yerinde olduğu kanaatine varılmakla, mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan dava açısından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6. ve 10. maddesi kapsamında yetkili mahkemenin Karşıyaka Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından, mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20. maddesi gereğince, tarafların yetkisizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep edebileceklerinin, yetkisizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi durumunda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-Tarafların yetkisizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri durumunda dosyanın yetkili KARŞIYAKA NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, davacı vekilinin karşı, davalı vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır