Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/305 E. 2022/739 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/305
KARAR NO : 2022/739

DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2021
KARAR TARİHİ : 28/09/2022

Mahkememizde görülmekte olanİtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacı ile dava dışı borçlu …. Şirketi arasında kredi genel sözleşmeleri imzalanarak borçlu şirkete KGF kredisi kullandırıldığını, davalının sözleşmelerde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğunu, alacağın muaccel hale gelmesi nedeniyle kat ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtiyati haciz kararı alınmasından sonra davaya konu icra dosyasında ilamsız icra takibi yaptıklarını, davalının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazı nedeniyle takibin durduğunu, zorunlu arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığı, davalının kat ihtarına itirazda bulunmaması nedeniyle ihtarın kesinleştiğini, talep edilen faiz oranlarının sözleşmeye uygun olduğunu, sözleşmenin 12.maddesinde uygulanacak faizin belirlenip davalının kat ihtarnamesine itiraz etmemesi nedeniyle davaya konu faiz alacağı yönünden de taleplerinin kesinleştiğini bildirmiş, itirazın iptali ile takibin devamına, itiraza konu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; sözleşmedeki yazıların banka çalışanları tarafından doldurulup müvekkiline ait olmaması ve TBK’nun 584.maddesi uyarınca eşinin rızasının alınmaması nedeniyle geçerli bir kefalet sözleşmesinin bulunmadığını, davaya konu kredi nedeniyle davacı lehine ipotek tesis edilip İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasında ipoteğe dayılı olarak takip yapıldığını, İİK’nun 45. maddesi uyarınca ipotekli taşınmazın paraya çevrilmeden ve ipotek bedelinin davaya konu alacağın üzerinde bir miktarda olduğu sabitken davacının, davaya konu ilamsız takip yapmasının hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle itirazlarının haklı olup davanın reddinin gerektiğini, hesap kat ihtarnamesinin müvekkiline tebliğ edilmediği gibi usule uygun şekilde tebliğ edilmediğini, buna bağlı olarak muacceliyet ve temerrüt olgularının oluşmadığını ve alacaklının takip yapma ve faiz talep etme hakkının doğmadığını, haklı olarak itiraz etmeleri nedeniyle davacı tarafın icra inkar tazminatı talep edemeyeceğini, icra takibinin haksız ve kötü niyetli olarak yapılmış olması nedeniyle davacı aleyhine tazminata hükmedilmesi gerektiğini bildirmiş, TBK’nun 590(2) maddesi hükmü uyarınca takibin, ipotekli taşınmazın paraya çevrilinceye kadar durdurulmasına ve davanın reddine, davacının alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, dava dışı … Şirketinin borçlu, davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu, davacı, davalı ve dava dışı şirket arasında düzenlenen davaya konu … tarihli genel kredi sözleşmesi uyarınca, sözleşmede kararlaştırılan ödeme takvimine uygun olarak ödemelerin yapılmaması gerekçesi ile davacı tarafça, hesabın kat edilerek kat ihtarnamesinde verilen süre içinde ödenmeyen kredi borcundan kaynaklanan alacağının tahsili için davacı bankanın, davalı hakkında yaptığı icra takibinde; davalının borca ve ferilerine itirazının iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… sayılı icra dosyasında; davacı banka, davalı hakkında, … tarihinde, davaya konu kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için ilamsız icra yoluyla takip yapmış, davalıya ödeme emrinin tebliğinden sonra yasal süre içinde davalı vekili tarafından sunulan … tarihli itiraz dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz edilmiş, bu nedenle davalı hakkındaki takip durmuştur.
Dava, İİK’nun 67(1) maddesinde düzenlenen hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Davalı vekili, İİK’nun 45.maddesine aykırı olarak ipotekli taşınmazın paraya çevrilmeden müvekkili hakkında ilamsız icra takibi yapılmasının hukuka aykırı olduğu iddiasında bulunmuş ise de; davalının, kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olduğu, kendi kefaletinden kaynaklı sorumluluğunun bulunduğu, dava dışı borçlu şirkete sözleşme ve yasa hükümleri gereği kat ihtarnamesinin tebliğ edilmiş olmasına rağmen asıl borçlunun ifada geciktiği ve ödeme yapmamasına bağlı olarak ihtarın sonuçsuz kaldığı, buna göre TBK’nun 586(1) maddesi son cümlesindeki koşulun yerine getirildiği, ve aynı maddenin ilk cümlesi uyarınca davalının müteselsil kefil sıfatına bağlı olarak hakkında takip yapılmasının mümkün bulunduğu dikkate alınarak; davalı vekilinin aksi yöndeki iddiaları haklı görülmediği gibi somut olayda TBK’nun 590.maddesinin uygulama yerinin bulunmaması, davalı tarafça talebin ayni güvence sunularak yapılmaması nedeniyle icra takibinin durdurulması yönünde bir ara kararı oluşturulmamıştır.
Davalı vekili, 584.maddesi uyarınca eş rızasının alınmamış olması nedeniyle davalının kefaletinin geçersiz olduğunu iddia etmiş ise de; TBK’nun 584/son maddesi hükmü uyarınca dava dışı asıl borçlu şirketin münferiden yetkilisi olan davacının kefaletinde eş rızasının alınmasının gerekmediği dikkate alınarak aksi yöndeki davalı iddiasında haklılık görülmemiştir.
Davalı vekili, kat ihtarnamesinin müvekkiline tebliğ edilmemiş olması nedeniyle muacceliyet ve temerrütün oluşmadığını iddia etmiş ise de; asıl borçlu dava dışı şirkete kat ihtarnamesinin tebliğ edildiği, asıl borçlu şirket tarafından kullanılan kredilerin geri ödemesinin sözleşmede kararlaştırılan zamanda yapılmamasına bağlı olarak muacceliyetin oluştuğu, asıl borçlu şirket hakkında kat ihtarnamesinde verilen süre sonunda temerrüt oluşmasına rağmen davalıya kat ihtarnamesinin tebliğ edilememesi nedeniyle davalı yönünden temerrütün icra takip tarihi itibariyle oluştuğu göz önünde tutularak davalı vekilinin aksi yöndeki iddiası haklı görülmemiştir.
İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… sayılı icra dosyasında, davacı tarafça, … tarihinde borçlu dava dışı … Şirketi hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yaptığı görülmüştür.
Toplanan tüm deliller, davaya konu icra dosyası içeriği, tarafların iddia ve savunmaları, dava konusu alacakla ilgili yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip dosyası örneği ve mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen, gerekçeli ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi rapor ve ek raporu ile; taraflar ile dava dışı asıl borçlu …. Şirketi arasında varlığı ve içeriği uyuşmazlık konusu bulunmayan davaya konu … tarihli genel kredi ve kefalet sözleşmelerinin düzenlendiği, davalının sözleşmede müteselsil borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla taraf olduğu, sözleşmenin düzenlendiği tarihte davalının asıl borçlu şirketin münferiden yetkilisi olması nedeniyle TBK’nun 584(son) maddesi hükmü uyarınca eşinin rızasının alınmasının gerekmediği, TBK’nun 583.maddesinde aranan kefalete ilişkin şekil şartlarında bir eksiklik bulunmadığı, cevap dilekçesinde sözleşmedeki yazıların banka görevlileri tarafından doldurulduğuna ilişkin soyut bir beyanda bulunulmasına rağmen kefalet sözleşmesinde aranan ve davalı tarafından el yazısı ile yazılması gereken hangi kayıtların inkar edildiğine dair somut bir iddianın dile getirilmemiş olması nedeniyle soyut iddianın dikkate alınmasının mümkün bulunmadığı, asıl borçlu şirketin kullandığı kredileri ödeme takvimine uygun şekilde süresinde ödememesi nedeniyle davacı bankanın yapılandırma talebinde bulunduğu, talebin kabul edilerek … tarihinde yıllık %18 akdi faiz oranı ile yapılandırma yapıldığı, buna rağmen kredi taksitlerinin ödenmemesi nedeniyle davacı tarafından hesabın … tarihinde kat edildiği ve muacceliyetin oluştuğu, usul ve yasaya uygun düzenlenen kat ihtarnamesi ile ödeme talep edilmesine ve davalıya ihtarname tebliğ edilememesine rağmen dava dışı borçlu şirkete kat ihtarnamesinin tebliğ edilmesine karşın kredi borcunun verilen süre içinde ödenmediği, dava dışı şirkete kat ihtarnamesinin … tarihinde tebliğ edilmesi nedeniyle … tarihi itibariyle temerrütün oluştuğu, davalı yönünden ise kat ihtarnamesinin tebliğ edilememesine bağlı olarak temerrütün icra takip tarihi itibariyle oluştuğu, buna bağlı olarak davalının takip tarihine kadar temerrüt faizi ile sorumlu tutulmasının mümkün bulunmadığı, kat ihtarnamesine davalı tarafından itiraz edilmediği, davalı ve dava dışı borçlu şirket tarafından dava tarihine kadar bir ödeme yapılmadığı gibi aynı kredi alacağı ile ilgili yapılan ipoteğe dayalı ilamlı takipte de taşınmazın henüz paraya çevrilmediği ve bir tahsilatın yapılmadığı, kredi sözleşmesinin 13. maddesinde temerrüt halinde davacı banka tarafından uygulanan en yüksek faiz oranının %50 fazlası oranında temerrüt faizi uygulanacağına ilişkin hükmün geçerli ve tarafları bağlayıcı olduğu, sözleşmenin 16.maddesinde anlaşmazlıklarda banka defter ve kayıtlarının kesin delil olacağının kabul ve taahhüt edildiği, her ne kadar bu hüküm dava dışı borçlu şirketin defterlerinin incelenmesine engel teşkil eder bir hüküm niteliğinde bulunmasa da tarafların bu konuda bir istemlerinin bulunmaması dava dışı şirketin defterlerinin incelenmesine gerek bulunmadığı dosyada toplanan ve taraflarca sunulan deliller ile bankaya ait defter ve kayıtların dikkate alınarak uyuşmazlığın çözümünün mümkün bulunduğu göz önünde tutulduğunda dava dışı şirketin defter ve kayıtlarının incelenmesine gerek bulunmadığı, bilirkişi kök raporunda, davalıyı işlemiş temerrüt faizinden sorumlu tutarak hesaplama yapılmış ise de ek raporda işlemiş temerrüt faizinden davalının sorumlu tutulmadan davaya konu alacağın hesaplandığı, taraflar arasındaki sözleşmede ve başkaca bir yazılı belgede temerrüt faiz oranının somut olarak belirlenmemiş olması nedeniyle davacı banka tarafından TCMB’ye bildirilen faiz oranlarının aşılmaması kaydıyla diğer müşterilerine uyguladığı temerrüt faiz oranının dava konusu uyuşmazlıkta da esas alınması gerektiği, bunun yanında davaya konu alacak yapılandırılmış ise de yapılandırmanın ihlali nedeniyle yapılandırmada her iki tarafa da avantaj veya dezavantaj sağlayan hükümlerin uygulanmaksızın genel kredi sözleşmesinde kararlaştırılan hükümlerin, faiz türü ve faiz oranlarının uygulanması gerektiği, buna göre bilirkişi tarafından sunulan rapor ve ek raporlarda ayrıntılı şekilde açıklandığı ve hesaplandığı üzere davacının, takip tarihi itibariyle; 3.495.753,38TL asıl alacak, 61.175,68TL akdi faiz, 3.058,78TL %5 BSMV, 911,04TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 3.560.898,88TL alacak ile işleyecek faiz yönünden yıllık %22,10 oranında ve TCMB faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişken oranlarda temerrüt faizi ve faizin %5’i oranındaki gider vergisi talebinde bulunmaya hakkının olduğu, davacının, işlemiş faiz ve BSMV’yi talep edebileceği miktardan daha az miktarda takip konusu yaptığı buna karşın asıl alacağı 18.426,67‬TL’lik bölümünü fazladan talep ettiği dikkate alınarak taleple bağlılık ilkesi gereği davanın kısmen kabulüne ve davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 3.495.753,38TL asıl alacak, 49.331,79TL işlemiş %22,1 temerrüt faizi, 2.466,59TL %5 BSMV toplamı, 911,04TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 3.548.462,80TL alacak ile işleyecek faiz yönünden yıllık %22,10 oranında ve TCMB faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişken oranlarda temerrüt faizi ve faizin %5’i oranındaki gider vergisi üzerinden devamına, fazlaya ilişkin 18.426,67‬TL asıl alacak isteminin reddine, alacağın likit olduğu ve davalının kabul edilen alacak miktarına haksız olarak itiraz ettiği dikkate alınarak; davalının hükmedilen toplam alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, reddedilen alacak yönünden davacının kötü niyetle hareket ettiğine dair dosyada bir delil toplanmamakla ve davalı tarafın, bu yöndeki iddiasını kanıtlayamaması nedeni ile kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının, davaya konu İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyasında borca ve ferilerine ilişkin itirazının kısmen iptali ile takibin;
3.495.753,38TL asıl alacak, 49.331,79TL işlemiş %22,1 temerrüt faizi, 2.466,59TL %5 BSMV toplamı, 911,04TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 3.548.462,80TL alacak ile işleyecek faiz yönünden yıllık %22,10 oranında ve TCMB faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişken oranlarda temerrüt faizi ve faizin %5’i oranındaki gider vergisi üzerinden devamına,
2-Davanın KISMEN REDDİ ile; davacı tarafın fazlaya ilişkin 18.426,67‬TL asıl alacak isteminin reddine,
3-3.548.462,80 TL alacağın %20’si oranındaki 709.692,56‬TL icra inkar tazminatının, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL başvurma harcı ile 242.395,49-TL karar ve ilam harcının, davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
6-Davanın kabul edilen bölümü için davacı yararına A.A.Ü.T.’nin 13 (1) mad. uyarınca takdir edilen 257.453,88-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davanın reddedilen bölümü için davalı yararına A.A.Ü.T.’nin 13 (1) mad. uyarınca takdir edilen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (14) maddesi uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinden oluşan yargılama giderinin davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması nedeni ile 99/100’ünün karşılığı olan 1.306,8‬0-TL’ sinin davalıdan, 1/100’ünün karşığı olan 13,20-TL ‘sinin davacı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
9-Davanın kısmen kabulüne karar verilmesi nedeniyle davacı tarafça yapılan 19,00-TL bir adet tebligat gideri, 68,00-TL on iki adet elektronik tebligat gideri, 36,00-TL üç adet müzekkere ve posta gideri, 2,55-TL kep reddiyatı ile 850,00-TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 975,55‬-TL yargılama giderinden 99/100’ünün karşılığı olan 965,79-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 1/100’ünün karşılığı olan 9,76-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davacı tarafından peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2022

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza