Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/265 E. 2022/1031 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/265 Esas
KARAR NO : 2022/1031
DAVA : Tazminat (TTK’nun 553. Maddesi Uyarınca Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/04/2021
KARAR TARİHİ : 21/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (TTK’nun 553. Maddesi Uyarınca Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, %34, davalıların ise %33’er oranında pay sahibi olarak kurdukları davacı şirketin 2010 yılında kuruluşu sırasında tapuda adına kayıtlı Şanlıurfa İli, Viranşehir İlçesi, … Köyünde yer alan … parsel sayılı taşınmazını 01/10/2011 tarihinde şirket adına tescil ettirdiğini, davalıların karı-koca olup, her ikisinin şirket yetkilisi olarak atandıklarını, davalalırın 11/12/2017 tarihli satış sözleşmesi ile hisselerinin tamamını davacıya devrettiklerini, davalıların talebi üzerine taşınmaz üzerine büyükbaş hayvan çiftliği kurulduğunu, çiftlik içerisinde 84 adet küpeli, 20 adet küpesiz olmak üzere toplamda 104 adet büyükbaş hayvan olduğunun 27/09/2016 tarihinde Viranşehir Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından tespit edildiğini, hibe programlarından yararlanmak suretiyle 235.000,00 TL alındığını, şirketin malvarlığının olmaması sebebiyle kalan kısmın davacıya ait gayrimenkullerin tamamına ipotek tesis etmek suretiyle bankalardan çekilen krediler ve müvekkili tarafından karşılanarak çiftliğin kurulduğunu, yaklaşık 9 ay boyunca çiftliğin çalışan işçilerin maaşının tamamını, hayvan yemlerini, veterinerlik hizmetlerinin bedelini, çiftlikte bulunan makine ve traktörlerin onarım bedellerini ve diğer giderlerin tamamını davacının karşıladığını ve bu süre zarfında yaklaşık olarak 350.000,00 TL ile 400.000,00 TL arasında masraf yaptığını, davalıların masraflara katılmadığını, şirketin vergi borçlarının davalı şirket yetkilileri tarafından ödenmediğini, 02/09/2016 tarihli Kemalpaşa Vergi Dairesi kayıtlarına göre şirketin 18,817,70 TL borcu olduğunun tespit edildiğini şirket geliri olan sütün tamamının, anlaşma yapılan … Süt ve Hayvancılık Entegre İşleme Tesisleri San. Tic.Ltd.Şti tarafından alınıp, süt bedelleri ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının destekleme ödemelerinin de doğrudan davalı şirket hesabına aktarıltığını, davalıların, 25/04/2017 tarihinde şirkete ait olan demirbaşlar, … plaka nolu araç ile çiftlikte bulunan 104 adet büyükbaş hayvanların tamamını, Çanakkale, Bintepe, …’de bulunan işletmeye teslim edilmek üzere şirketi tamamen boşalttıklarını, hayvan satım bedellerinin şirket hesabına yatırılmadığını, hayvanların satışı ile birlikte taahhütnamenin 12.maddesi gereğince mücbir sebepler dışında beş yıl süreyle işletmenin ve hayvanların satılamayacağına ilişkin taahhüdün ihlal edildiğini, bu nedenle verilen hibenin yasal faizi ile birlikte ödenmesi için ödeme emrinin müvekkiline gönderildiğini, davalılar hakkında güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarından dolayı haklarında suç duyurusunda bulunacaklarını, arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını bildirmiş, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı tutularak 10.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkillerinin şirketteki hisselerini 11/12/2017 tarihinde …’e devrettiklerini, devir sözleşmesinde tarafların yükümlülüklerinin açıkça belirtildiğini, davanın dayanağı ve talep konusu alacakların hangi hususlarda olduğunun somut bir şekilde dava dilekçesinde belirtilmediğini, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın iddialarını devir sözleşmesinin resmi senet olması nedeniyle ancak resmi senetle ispatlayabileceğini, başka delillere muvafakatlarının olmadığını, 67’şer payın müvekkillerine, 66 payın ise …’e ait olarak şirketin 08/04/2010 tarihinde kurulduğunu, müvekkili …’un şirketin kuruluşundan itibaren imzaya yetkili ortak olarak atandığını, şirketin kuruluşunda tüm masraf ve muhasebe ücretlerinin müvekkilleri tarafından karşılandığını, büyükbaş hayvan çiftliği ile ilgili tüm projeleri hazırlatılıp, tüm masraflarının karşılanarak resmi kuruluşlar nezdinde takibinin müvekkilleri tarafından yapıldığını, tesisin bulunduğu taşınmazın …’den satın alındığını, taşınmazın temizlenmesi, düzenlemelerinin yapılması, hisseli olması nedeniyle ifrazı için yapılan yasal işlerin takibi, belediyedeki resmi harçların yatırılması, taşınmazın elektrik ve su bağlantıları gibi tüm işlemlerin masraflarının müvekkilleri tarafından karşılanarak yapıldığını, 2012 yılının sonlarında yeniden proje yapılarak müvekkili …’un girişimleri ile yeniden kabulün sağlanıp … Danışmanlık Hayvancılık Tarım Gıda San Tic Ltd Şti ile sözleşme akdedildiğini ve 10/02/2013 tarihi itibariyle sözleşmenin yeniden düzenlenerek tesisin yapımına girişildiğini, tesisin sözleşmede belirlenen işlerin dışında ayrıca ek olarak jenaratör, dikenli tel,su deposu,hidrofor,ofis binasına ek mutfak, bakıcı evine mutfak, sıyırıcı ve branda eklenmek suretiyle toplamda 997.000,00-TL’ye mal olduğunu, bu bedelin karşılanmasını teminen Ziraat Bankası İzmir Kemalpaşa Şubesi’nden, Kuveyttürk Kemalpaşa Şubesi’nden ve Türkiye Ekonomi Bankası Kemalpaşa Şubesi’nden krediler çekildiğini, ortak …’ün geçmişteki mevcut kredilerinde ve çeklerinde sıkıntı yaşanması nedeniyle müvekkillerinin kefillikleri koşuluyla kredilerin alındığını ve tesisin yapımı için kullanıldığını, müvekkili …’a ait … Doğalgaz.. Şirketinin dahi kredilerin kefili olduğunu, bir miktar hibeden yararlanılmasına rağmen tüm harcamaların müvekkilleri tarafından yapıldığını, çekilen kredilerle tesisin yapılıp traktör satın alındığını, kredi ödemelerinin şirket tarafından yapıldığını, şirketin faaliyetinin büyükbaş hayvan işletmesi olması nedeniyle elde ettiği tek gelirin süt geliri olup, … Veterinerlik.. Şirketinden tanesi 6.000,00 TL ‘den 31 adet damızlık gebe düve ve … işletmesinden de tanesi 6.000,00 TL’den 39 adet satın alınan hayvanların doğurması sonucunda son olarak şirket adına küpe kaydı bulunan 126 adet küpeli 20 adet küpesiz büyükbaş hayvan sayısına ulaşıldığını,
… Şirketi ile süt satışı konusunda anlaşma yapılıp, aylık ortalama 36.000,00-TL tutarında süt geliri sağlandığını, bu gelirle çiftliğin ve hayvanların bakımının sağlandığı gibi, mevcut kredi ödemelerinin de düzenli şekilde ödendiğini, ortak …’e şirket yetkilisi olmadığı halde şirkete ait işlerin yürütülmesi hususunda 15/03/2016 tarihli vekaletname verildiğini, ancak …’ün ortaklık ilişkisini yürütmek istemediğini bildirerek müvekkillerinden hisselerini kendisine satmalarını aksi takdirde ortaklık ilişkisini yürütmeyeceğini bildirdiğini veortaklık ilişkisini çıkmaza sokarak yetkilerini kasıtlı olarak kötüye kullandığını, müvekkillerinin çiftliğe giriş çıkışlarını engellediğini, anlaşmalı olan şirkete sütü satmak istemediğini, arbede çıkarması nedeniyle bu konuda tutanak tutulduğunu, müvekkillerinin sütün
… isimli firmaya verildiğini, ancak … isimli üçüncü kişi adına fatura tanzim ettirildiğini öğrenmeleri Viranşehir Cumhuriyet Savcılığı’na şikayette bulunduklarını, … firmasına haber verilmesi üzerine sadece 2016 yılının 5. ayına ilişkin süt gelirinin şirket hesabına aktarıldığını, ortak …’ün bu kez … Süt Ürünleri isimli işletme ile anlaşmaya giriştiğini, bu durumun fark edilerek firmanın haberdar edilmesi üzerine süt gelirinin 15.628,00 –TL‘ye düştüğünü, … tarafından sütlerin satılmasına rağmen gelirlerinin hiçbir şekilde şirkete yansıtılmadığını, …’ün şirket adına kayıtlı küpeli hayvanları satmak üzere İlçe Tarım Müdürlüğü’ne müracaatından haberdar olunması üzerine satış işlemine engel olunduğunu, küpeli hayvanların küpe düşümü yapılmaksızın … tarafından kötüniyetli şekilde üçüncü kişilere satışının yapıldığının öğrenilmesi üzerine 23/09/2016 tarihinde Viranşehir Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü’ne müracaat edilerek resmi bir sayım yapılması isteminde bulunulduğunu, yapılan sayımda 126 adet kulak küpeli hayvandan sadece 84 adedinin çiftlikte bulunduğunun, bir adet özel cins damızlık boğanın ise bulunmadığının tespit edildiğini, 13/10/2016 tarihli ihtarname keşide edilerek hayvanların akıbeti ile ilgili bilgi verilmesi talep edilmesine rağmen … tarafından cevap verilmediğini, … hakkında iki kez Viranşehir Cumhuriyet Savcılığı’na şikayette bulunulduğunu, çiftliğin tamamında kamera sistemi ve ithal sağımhane sistemi olmasına rağmen, …’ün her iki sistemin de çalışmasını engelleyerek şirket yetkilisinin internetten tespit yapma olanağını ortadan kaldırdığını, 03/05/2010 tarihinde 10 yıllığına arazi kiralanmasına rağmen …’ün araziyi ekip biçerek elde ettiği gelirlerin tamamını kendi adına kullandığını, tarımsal desteklemeleri dahi kendisinin aldığını, şirkete ait olan çiftlikteki arazileri de ekip biçmesine ve gelirlerini kendisi almasına rağmen şirkete hiçbir katkı sağlamadığını, … tarafından haksız ve dayanaksız şekilde İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında ortaklıktan çıkma davasının açıldığını, müvekkilleri tarafından şirketi maddi zarar ve kar kaybına sokan … aleyhinde İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında dava açıldığını, bu davalar devam ederken tarafların bir araya gelerek 20/02/2016 tarihli sözleşme başlıklı belgeyi, aynı tarihli … Tarım Şirketi Hisse Devir Ve Mutabakat Anlaşması isimli belgeyi, ve … Tarım Ltd Şti Firmasının Yetki Devri başlıklı belgeyi birlikte tanzim ederek imza altına aldıklarını, bu belgelerle tarafların hisse devri ile ilgili tüm borç ve alacaklar ile diğer tüm hususlarda anlaşma sağladıklarını, yetki devri sözleşmesi ile artık fiili anlamda çiftliğin tüm yönetim ve idaresinin …’e bırakıldığını, 11/12/2017 tarihli sözleşme ile resmi şekilde hisse payı devri sözleşmesinin gerçekleştirildiğini, mevcut davalardan karşılıklı feragat edildiğini, şirketin müvekkilleri tarafından boşaltılması gibi bir durumun mevzu bahis olmadığını, dava dilekçesinde iddia edilen traktör ve hayvanların bir başka işletmeye gönderildiği ve şirketin içinin boşaltıldığı iddialarının kabul edilmesinin mümkün bulunmadığını, asiretli bir tacir gibi hareket etmesi gereken …’ün gelinen süreçte hisse devrinden önce mevcut ihtilaflar dahi ortada iken ayrıntılı şekilde değerlendirilerek anlaşmaya varıldığı ve resmi devir işleminin gerçekleştirildiği, kendi tasarrufunda bulunan hayvanları dahi bizzat usulsüz şekilde elden çıkarıp, 20/02/2016 tarihi itibariyle tüm yetkilerin dahi kendisine verildiği gerçeği karşısında, mevcut iddialarının hukuki dayanağının bulunmadığı gibi davacı şirketin müvekkillerinden herhangi bir alacağının bulunmadığını bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, TTK’nun 644(1)-a maddesinin yollaması ile TTK’nun 553 ve devamı maddeleri uyarınca; davacı şirketin bir dönem yetkilileri olarak görev yaptığı iddia edilen davalıların, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ederek davacı şirketi zarara uğrattıkları iddiası ile verdikleri zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davacı tarafın, dava dilekçesinde davanın niteliğini, dayandığı hukuki sebebi ve sonuç talebini açık ve anlaşılır bir şekilde dile getirmemesi nedeniyle bu konuda oluşturulan 30/09/2021 tarihli duruşma ara kararı sonrasında davacı vekili tarafından 06/10/2021 tarihinde sunulan açıklama dilekçesinde; davalıların, hibe sözleşmesine aykırı davranarak çiftlik hayvanları ile demirbaşlarını bir başka işletmeye devrederek devir bedelinin şirket hesabına aktarılmaması, hibe sözleşmesindeki taahhüdün yerine getirilmemesi nedeniyle vergi dairesince talep edilen hibe bedeli ve faizleri ile şirket adına çekilen kredi borçlarının davalılar tarafından ödenmemesi nedeni ile uğranılan zararların tazmininin talep edildiği bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından açıklama dilekçesinde gabin iddiasında bulunulmuş ise de bu iddianın dava dilekçesinde dile getirilmemesi nedeni ile iddianın genişletilmesi kapsamında dinlenmesi mümkün bulunmadığı gibi gabin iddiasının ancak dava dışı şirket ortağı … tarafından ileri sürülebilecek olup davacı şirketin ortaklar arasındaki hisse devir sözleşmesine ilişkin olarak gabin iddiasında bulunması mümkün bulunmadığından bu yöndeki iddia uyuşmazlık konusu olarak kabul edilmemiştir.
Dava ve açıklama dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde; davanın, davalıların, hibe sözleşmesine aykırı davranarak çiftlik hayvanları ile demirbaşlarını bir başka işletmeye devrederek devir bedelini şirket hesabına aktarmadıkları, bu eylemleri ile hibe sözleşmesindeki taahhüdün yerine getirilmemesi nedeniyle vergi dairesi tarafından hibe bedeli ve faizlerinin davacı şirketten iadesinin talep edilmesi ile davacı şirket adına çekilen kredi borçlarının davalılar tarafından ödenmemesi nedeni ile davacı şirketin uğradığı zararların tazmini talepli TTK’nun 644(1)-a maddesinin yollaması ile TTK’nun 553 ve devamı maddelerinde düzenlenen şirket yöneticisinin sorumluluğuna dayalı tazminat istemli dava olduğu belirlenmiştir.
Şirket adına yöneticilerin sorumluluğuna ilişkin tazminat davasının açılabilmesi için TTK’nun 621(1/g)maddesi uyarınca genel kurul kararı alınması zorunlu olup, bu nitelikteki kararın varlığı, özel dava şartı niteliğindedir. Davalı tarafça, davanın açılması ile birlikte kanunda aranan genel kurul kararı dosyaya ibraz edilmemiştir. Ancak HMK’nun 115(2)maddesi uyarınca bu konudaki dava şartı tamamlanabilir dava şartı olmakla davacı tarafa ibrazı konusunda süre verilmiş, davacı tarafça, süreye ve ara kararına uyularak davalılar hakkında dava açılması konusunda alınan 03/03/2021 tarihli genel kurul kararı dosyaya sunulmuş, böylece bu konudaki özel dava şartı eksikliğinin yerine getirilmesi nedeniyle davacı şirket yönünden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmemiştir.
Dosyada toplanan tüm deliller ve Ticaret Sicil Kayıt örnekleri ile; Şanlıurfa Ticaret Sicil Müdürlüğünün Viranşehir -… no ile sicile kayıtlı davacı şirketin, 17/05/2010 tarihinde İzmir Merkez … no ile sicile tescil edildiği, şirketin kuruluşu sırasındaki ortaklarının 67’şer payla davalı … ve dava dışı ortak …, 66 payla davalı … olduğu, şirket ana sözleşmesi ile ilk üç yıl için davalı ortak …’un şirketi münferiden temsile yetkili olarak atandığı, ardından 08/03/2013 tarihli kararla yeniden üç yıl için şirket müdürü seçilmesinden sonra 22/02/2016 tarihli genel kurul kararı ile aksi karar alınıncaya kadar münferiden yetkili şirket yetkilisi seçildiği, ortaklar arasında düzenlenen hisse devir sözleşmeleri ile davalıların, davacı şirketteki tüm paylarını 11/12/2017 tarihinde ortak …’e devrederek ayrıldıkları, 18/12/2017 tarihinde yayınlanan ticaret sicil gazetesi ile 12/12/2017 tarihli genel kurul kararı ile şirketin tek ortaklı şirket haline gelip aksi karar alınıncaya kadar şirketi münferiden …’ün temsile yetkili olduğunun ilan edildiği görülmüştür.
TTK’nun 644(1)-a maddesinde şirket kurucularının, yönetim kurulu üyelerinin, yönetici ve tasfiye memurlarının sorumluluğunu düzenleyen 553.maddesinin limited şirketlere de uygulanacağı, TTK’nun 553(1)maddesinde; kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yönetici ve tasfiye memurlarının, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurları ile ilan ettikleri taktirde hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklarına verdikleri zarardan sorumlu oldukları 560.maddede ise sorumlu olanlara karşı tazminat isteme hakkının davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki ve her halde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren 5 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı, ancak fiilin cezayı gerektirip TCK’ya göre daha uzun zamanaşımına tabi bulunması halinde ceza zamanaşımının uygulanacağı düzenlenmiştir.
TTK’nun 553.maddesinde düzenlenen sorumluluk davası; maddede belirtildiği üzere yalnız şirket kurucuları, yönetim kurulu üyeleri, yönetici ve tasfiye memurları hakkında açılabilir nitelikte davadır. Şirket ortağı olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayan davalı …’nin şirket yetkilisi sıfatıyla hiç görev yapmadığı dikkate alındığında adı geçen davalı hakkında sorumluluk davasının açılmasının mümkün bulunmadığı ve pasif husumet yokluğu halinin varlığının bulunduğu bellidir. Davalı … yönünden ise yöneticilik yaptığı dönem ise şirketin kuruluş tarihinden itibaren şirket müdürlüğünün sona erdiğine ilişkin alınan genel kurul karar tarihi olan 12/12/2017 tarihi olması nedeniyle ancak bu dönem için aldığı kararlar ile yaptığı işlem ve eylemler yönünden sorumluluğu söz konusu olacaktır.
11/12/2017 tarihinde davalı … …’in tüm hisselerini devrederek ortaklığının sona ermesinden sonra 12/12/2017 tarihinde alınan genel kurul kararı ile şirket temsilciliğinin sona erdiği, dava dışı ortak …’ün tek ortak olup, bu tarihten itibaren şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğu sicil kayıtları ile bellidir. Şirketin kurucu ortağı olan ve kuruluşla birlikte ortaklığı dava tarihi itibariyle devam eden …’ün hisse devrinden sonra şirketin tek ortağı ve 12/12/2017 tarihinden itibaren münferiden yetkilisi olup, şirketin defter ve kayıtlarını incelemeden devreden davalı ortakların payını devraldığı veya şirketin devralınmasından hemen sonra şirketin mali durumunun geçmişte yapılan işlem ve alınan kararların bilançolarının ve diğer mali verilerin incelenmediğini kabul etmek TTK’da tanımlanan basiretli tacir kavramına uymamaktadır. Bunun yanında dosyada toplanan tüm deliller, özellikle hayvan çiftliğinin dava dışı ortağın ikamet ettiği Viranşehir’de bulunup, taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğu, hisse devir sözleşmesinden önce şirket yetkilisi davalı …’nin dava dışı ortak … adına düzenlediği vekaletname ile cevap dilekçesine ekli sunulan altıncı sıradaki dava dışı ortak …’ün süt vermeyi reddettiğine süt alan şirketin personeli ile tartışma ve kavga sürecine girileceğine dair yazı birlikte değerlendirildiğinde; çiftliğin zilyetliğinin dava dışı ortakta olup, çiftliğe ait hayvan ve demirbaşların çiftlik dışına çıkarılmasından haberi olmamasının mümkün bulunmadığı gibi şirket adına çekilen kredilerin ödenmemesinden haberdar olmamasının mümkün bulunmaması karşısında öğrenme tarihinin şirket hisselerini devir aldığı ve yönetici olarak atandığı tarihten sonraki bir tarih olmasının mümkün bulunmadığı anlaşılmakla davacının şirket olması yanında 11/12/2017 tarihinde yapılan hisse devirlerinden sonra tek ortaklı şirket olduğu ve tek ortağın şirketi münferiden yetkili olduğu birlikte değerlendirildiğinde; gerek davacı şirketin defter ve kayıtlarını bünyesinde barındırması, gerekse dava dışı ortak …’ün tek ortak ve yetkili olmasına bağlı olarak şirkete ait bütün defter ve kayıtları elinde bulundurması nedeniyle şirket yetkilisi olarak atandığı tarih olan 12/12/2017 tarihi itibariyle davaya konu şirket zararını sorumluyu öğrenebileceği ve öğrenmesi gerektiği göz önünde tutulduğunda davalı tarafça yasal süre içinde cevap dilekçesi ile birlikte zaman aşımı definin dile getirilmiş olması nedeni ile dava tarihi itibariyle iki yıllık zamanaşımı süresinin sona erdiği, davalıların zarara yol açtığı iddia edilen işlem ve eylemlerinin TCK’nda tanımlanan suçlar kapsamında bulunmadığı gibi dava tarihinden önce ve sonrasında davalılar hakkında atılı eylemleri nedeni ile bir ceza soruşturması yapılmadığı dikkate alınarak her ne kadar davalı Abdulkadir Gökçe’nin şirketin kuruluşundan hisselerini devrettiği tarihe kadar hiç şirket yöneticiliği yapmamış olmasına bağlı olarak davalı …’ye husumet yöneltilmesi mümkün bulunmasa da husumet yokluğunun davanın esası ile ilgili olup HMK’nun 320(2) maddesinde dava şartları ve ilk itirazlardan sonra hak düşürücü süre ve zaman aşımı konusunda karar verilmesi gerektiğinin düzenlenmesi karşısında davalı … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle değil her iki davalı yönünden öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın TTK’nun 560.maddesi uyarınca ZAMAN AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 170,93 TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 90,23 TL harcın isteği halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı taraf yararına AAÜT’nin 13(1) maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (14) maddesi uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinden oluşan yargılama giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/12/2022

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza