Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/255 E. 2022/16 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/255
KARAR NO : 2022/16

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/04/2021
KARAR TARİHİ : 11/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında mal alım satımından kaynaklanan ticari ilişki bulunduğunu, müvekkil şirketin tüm edimleri yerine getirdiğini, davalı şirketin İcra takibinde bedelleri talep edilen faturalara ilişkin ödeme edimini yerine getirmediğini, alacağın tahsili için Kemalpaşa İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı tarafından yapılan itiraz neticesinde takibin durdurulduğunu belirterek haksız itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı şirkete dava dilekçesi ve tensip tutanağının usulüne uygun tebliğine rağmen, davalı şirketin dava dilekçesine cevap vermediği ve duruşmaları da takip etmediği anlaşılmıştır.
DELİLLER :
1-Kemalpaşa Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Tutanağı aslı,
2-Kemalpaşa İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası,
3-Taraflara ait ticaret sicil kayıtları,
4-Taraflara ait vergi sicil kayıtları ile BA/BS formları,
5-Davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler,
6-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi Fahrettin Çelik tarafından tanzim edilen 15/12/2021 tarihli bilirkişi raporu,
7-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, taraflar arasındaki demir çatı ve sac malzemeleri alım satımına ilişkin ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirkete satılan mallar karşılığında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalardan ve cari hesap ekstresinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
Kemalpaşa İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olduğu, borçlunun davalı … İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi olduğu, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 5.381,98-TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
02/11/2021 tarihli duruşmanın 5 numaralı ara kararında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, davacı vekiline bilirkişi incelemesine esas olmak üzere ticari defter ve belgeleri mahkememize sunmak veya ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş olup, davacı vekili davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri verilen kesin süre içerisinde mahkememize bildirmiştir.
02/11/2021 tarihli duruşmanın 6 numaralı ara kararında ise duruşmada hazır bulunmayan … İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi adına ticari defter ve belgelerini ibraz etmek ya da ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere; “6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca bilirkişi incelemesine esas olmak üzere dava konusu ticari defter ve belgeleri iki haftalık kesin süre içerisinde sunmanız veya bulundukları yeri bildirmeniz, verilen kesin süre içinde ticari defterlerin sunulmaması veya bulunduğu yerin bildirilmemesi durumunda söz konusu ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağınız ihtaren bildirilir.” şerhini içeren tebligat çıkartılmasına, masrafın davacı tarafça yatırılan gider avansından karşılanmasına, çıkartılacak tebligatın muhataba usulüne uygun şekilde tebliğ edilmemesi ya da bila tebliğ iade edilmesi durumunda … İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi adına ticari defter ve belgelerini ibraz etmek ya da ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca; “6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca bilirkişi incelemesine esas olmak üzere dava konusu ticari defter ve belgeleri iki haftalık kesin süre içerisinde sunmanız veya bulundukları yeri bildirmeniz, verilen kesin süre içinde ticari defterlerin sunulmaması veya bulunduğu yerin bildirilmemesi durumunda söz konusu ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağınız ihtaren bildirilir.” şerhini içeren tebligat çıkartılmasına karar verilmiş olup, çıkartılan tebligatın usulüne uygun şekilde tebliğine rağmen davalı şirket kendisine ait ticari defter ve belgeleri verilen kesin süre içerisinde mahkememize sunmadığı gibi, ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri verilen kesin süre içerisinde mahkememize bildirmemiştir.
Usulüne uygun şekilde yapılan tebligata rağmen davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin verilen kesin süre içerisinde mahkememize sunulmaması ve ticari defter ve belgelerin bulundukları yerin de yine verilen kesin süre içerisinde mahkememize bildirilmemesi üzerine, davalı şirkete ait ticari defter ve belgelere delil olarak dayanılmasından vazgeçilmiş sayılmasına karar verilere yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi amacıyla dosyanın mahkememizce re’sen belirlenecek Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, taraflara ait ticari defter ve belgeler, taraflara ait ticaret sicil kayıtları, taraflara ait vergi sicil kayıtları, taraflara ait olacak şekilde 2020 yılına ilişkin olarak düzenlenen BA/BS formları, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar, cari hesap ekstresi, Kemalpaşa İcra Dairesinin …/… Esas sayılı takip dosyası ile sair deliller birlikte değerlendirilerek; taraflara ait ticari defter ve belgelerin usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadığı, taraflara ait ticari defter ve belgelerin açılış kapanış onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, ticari defter ve belgelerin sahipleri lehine delil vasfı taşıyıp taşımadıkları, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, var ise taraflar arasında hangi hukuki sebepten kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasındaki demir çatı ve sac malzemeleri alım satımına ilişkin ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirkete satılan mallar karşılığında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalardan ve cari hesap ekstresinden kaynaklı olarak davacı şirketin davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, var ise alacak miktarı, icra takibinde yer alan asıl alacak bedeli ile işlemiş faiz bedellerinin usulüne uygun olup olmadığı hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 15/12/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, taraflar arasında cari hesap çalışması yapıldığını, cari hesap sözleşmesi akdedilmediğini, davacı tarafından davalıya ihtar çekilmemediğini, davalının temerrüte düşürülmediğini, temerrütün takiple birlikte oluştuğunu, 2019 yılından devreden davacı alacağı bulunmadığını, 02.10.2020 tarihinde başlayan ticari ilişkinin 18.11.2020 tarihinde sona erdiğini, davacı tarafından 3 adet TL bedelli, bir adet USD faturası olmak üzere 4 adet fatura tanzim edildiğini, USD olarak düzenlenen faturadan davacının alacak talebi bulunmadığını, TL olarak düzenlenen faturaların 3 adet olduğunu, toplam tutarlarının 39.234,56-TL olduğunu, davalı tarafından bu faturalar karşılığında 33.852,59-TL ödeme yapıldığını, kalan davacı bakiye alacağının 5.381,97-TL olduğunu, bir sonraki yıla devrettiğini, davacı tarafından TL olarak tanzim edilen 3 adet faturanın, davalı tarafından 2020 yılına ait BA forumları ile beyan edildiğini, davacı tarafından tanzim edilen USD faturasının BA forumları ile beyan edilmediğini, davacı kayıtlarına göre; takip tarihi itibariyle davacı alacak bakiyesinin 5.381,97-TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Davalı şirketin verilen kesin süre içerisinde kendisine ait ticari defter ve belgeleri ibraz etmemesi, ticari defter ve belgelerini mahkememize sunmaması karşısında sahibi lehine delil niteliğini haiz davacı şirket ticari defter ve belgeleri kapsamında, davacı şirketin davalı şirketten 5.381,97-TL alacağının bulunduğu, bu durumun fatura içerikleri ve BA/BS formları ile de sabit olduğu anlaşılmakla, davalı şirket tarafından Kemalpaşa İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında yer alan ödeme emrine yönelik olarak yapılan itirazın haksız olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, Kemalpaşa Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Tutanağı aslı, Kemalpaşa İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, taraflara ait ticaret sicil kayıtları, taraflara ait vergi sicil kayıtları ile BA/BS formları, davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi … … tarafından tanzim edilen 15/12/2021 tarihli bilirkişi raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasındaki demir çatı ve sac malzemeleri alım satımına ilişkin ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirkete satılan mallar karşılığında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalardan ve cari hesap ekstresinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili taleplerine ilişkin olduğu, Kemalpaşa İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 5.381,98-TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 15/12/2021 havale tarihli raporunda taraflar arasında cari hesap çalışması yapıldığını, cari hesap sözleşmesi akdedilmediğini, davacı tarafından davalıya ihtar çekilmemediğini, davalının temerrüte düşürülmediğini, temerrütün takiple birlikte oluştuğunu, 2019 yılından devreden davacı alacağı bulunmadığını, 02.10.2020 tarihinde başlayan ticari ilişkinin 18.11.2020 tarihinde sona erdiğini, davacı tarafından 3 adet TL bedelli, bir adet USD faturası olmak üzere 4 adet fatura tanzim edildiğini, USD olarak düzenlenen faturadan davacının alacak talebi bulunmadığını, TL olarak düzenlenen faturaların 3 adet olduğunu, toplam tutarlarının 39.234,56-TL olduğunu, davalı tarafından bu faturalar karşılığında 33.852,59-TL ödeme yapıldığını, kalan davacı bakiye alacağının 5.381,97-TL olduğunu, bir sonraki yıla devrettiğini, davacı tarafından TL olarak tanzim edilen 3 adet faturanın, davalı tarafından 2020 yılına ait BA forumları ile beyan edildiğini, davacı tarafından tanzim edilen USD faturasının BA forumları ile beyan edilmediğini, davacı kayıtlarına göre; takip tarihi itibariyle davacı alacak bakiyesinin 5.381,97-TL olduğunu mütalaa ettiği, davalı şirketin verilen kesin süre içerisinde kendisine ait ticari defter ve belgeleri ibraz etmemesi, ticari defter ve belgelerini mahkememize sunmaması karşısında sahibi lehine delil niteliğini haiz davacı şirket ticari defter ve belgeleri kapsamında, davacı şirketin davalı şirketten 5.381,97-TL alacağının bulunduğu, bu durumun fatura içerikleri ve BA/BS formları ile de sabit olduğu anlaşılmakla, davalı şirket tarafından Kemalpaşa İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında yer alan ödeme emrine yönelik olarak yapılan itirazın 5.381,97-TL yönünden haksız olduğu anlaşılmakla, açılan davanın kısman kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Davalı … İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin Kemalpaşa İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZININ 5.381,97-TL asıl alacak bedeli yönünden İPTALİNE, Kemalpaşa İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 5.381,97-TL asıl alacak bedeli üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %16,75 oranında ve değişen oranlarda yasal uygulanmak suretiyle devamına, 0,01-TL asıl alacak bedeline yönelik fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacak miktarı olan 5.381,97-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı … İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinden alınarak davacı … … Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 398,38-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 65,01-TL harcın mahsubu ile bakiye 333,37-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafın yargılama aşamasında yapmış olduğu, 59,30-TL başvurma harcı, 65,01-TL peşin harç, 600,00-TL bilirkişi ücreti, 57,00-TL tebligat gideri, 38,50-TL e-tebligat gideri, 0,60-TL kep eyp müzekkere gideri olmak üzere toplamda 820,41-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/01/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.