Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/238 E. 2023/56 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/238 Esas
KARAR NO : 2023/56

DAVA : Menfi Tespit (Araç Satış Sözleşmesinden Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 13/04/2021
KARAR TARİHİ : 09/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkil şirket aleyhinde, davalı firma tarafından İzmir 7.İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyası üzerinden ödeme emri ekindeki faturalar dayanak yapılmak suretiyle icra takibi başlatıldığı, davalı firma yetkilisi 10.12.2020 tarihli araç satışına konu Cıtroen marka … Şase nolu aracın ayıplı olduğunu, bu sebeple aracın onarımını yaptırdıklarını ve takibe konu faturaların dayanağının mezkur aracın onarımından kaynaklandığını ileri sürdüğü, davacı müvekkil araçta ayıbın var olup olmadığının bilinmediği, ayıp var ise bile kendisinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının belli olmadığını, satış sözleşmesinin üzerinden 2 ay geçtikten sonra böyle bir durumun ortaya çıkması ve durumu icra takibi ile öğrenmesinin ticari teamüllere aykırı olduğunu, kendisine kanuna uygun olarak ayıpla ilgili bildirimin yapılmadığını beyan etmesine rağmen davalı taraf haksız ve dayanaksız icra takibinden vazgeçmediği, müvekkil şirketin satışa konu aracın ayıplı olduğu iddiasına istinaden onarımı yapıldığı hususunu icra takibi ile öğrendiği, müvekkil şirkete ayıp bildiriminde bulunulmadığı, davalı taraf ayıp iddiasına dayanak olarak ne bir delil tespiti yaptırdığı, ne de bir uzman raporu tanzim ettirdiği, öncelikle İcra İflas Kanununun 72/3.maddesi uyarınca davaya konu icra takibi hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, borçlu göründükleri 7.İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasından borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini, İcra İflas Kanunu 72/5.maddesi uyarınca davalı taraf aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkil ile davacı yan arasında 10/12/2020 tarihinde satış sözleşmesine istinaden Citroen marka araç satışı gerçekleştiği, davalı müvekkilin satışın gerçekleştiği tarihin ertesi günü aracı servise götürdüğü, serviste yapılan incelemeler neticesinde araçta hararet sorunu olduğu, araç motorunun devamlı olarak hararet yaptığının belirtildiği, servis tarafından motorda sorun olduğu, silindir kapak contası üzerinden sorunu çözmeye çalışacaklarını ancak bu mümkün olmazsa sorunun motor dahilinde çözülmesi gerekeceği bilgisinin müvekkile verildiği, devamında yapılan incelemelerde silindir kapak contasının daha öncesinde üstün körü ve özensiz bir şekilde yapıldığı dolayısıyla sorunun oradan çözülmesinin mümkün olmadığının tespit edildiği, bunun üzerine davalı müvekkil davacı yanı arayarak araçtaki sorunları ( gizli ayıpları) bildirildiği, davacı yan tarafından davalı müvekkile 1500-2000 TL teklif edildiği, davalı müvekkil bu teklifi masrafları karşılamadığı için kabul etmediği, devamında davalı müvekkil araçtaki ayıptan dolayı katlanmak zorunda kaldığı masraflar için icra takibi başlattığı, icra takibinin açılmasının akabininde davacı yan tekrar davalı müvekkille iletişime geçerek 5.000,00 TL teklif ettiği, davalı müvekkil masraflarının karşılanmadığını belirterek teklifi reddettiği, bu sefer 10.000 TL teklif etmişse de davalı müvekkil tarafından masrafların karşılanmaması sebebi ile bu teklif de kabul edilmediği, satışa konu araçta gizli ayıp bulunduğu, haksız ve yasal dayanaktan yoksun olarak ikame edilen işbu davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Uyuşmazlığın, taraflar arasında Citroen marka aracın 10/12/2020 tarihinde noter satışından sonra silindir kapak contasından kaynaklı ayıp ortaya çıktığı ve bunun onarıldığı, davacı satıcının ayıbı bildirmediği ya da gizlediği dolayısıyla ayıptan ve onarım masraflarından sorumlu olduğu ve faturaların tahsili iddiasıyla davalı tarafından yürütülen İzmir 7.İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasında davacının bu faturalardan dolayı borçlu olunmadığı yönünde menfi tespite ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
Menfi tespit ve istirdat davalarına ilişkin hususlar 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 72. maddesinde; ”Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmisinden aşağı olamaz.
Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.
Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki yararın bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır.
Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen, borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması hâlinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür.
Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu hâlde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Pekcanıtez, H./ Atalay, O./ Sungurtekin Özkan, M./ Özekes, M.: İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164).
Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında icra mahkemesinde (m. 68-68a) ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def’ilerini menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 17.03.2010 tarihli ve 2010/19-123 E. 2010/154 K; 07.12.2011 tarihli ve 2011/13-576 E., 2011/747 K. sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 190. maddesinin 1. fıkrasında yukarıdaki düzenlemeye paralel olarak ispat yükünün kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olacağı belirtilmiştir. Her somut olaydaki maddi vakıaya göre lehine hak çıkaran taraf ve ispat yükü şekilleneceğinden, maddî hukuk kuralına ilişkin bu vakıaların doğru ve net bir şekilde belirlenerek ortaya konulması gerekmektedir. Alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer (Kuru-El Kitabı, s.370 ilâ 372).
İzmir 7. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası UYAP üzerinden ve taraflar arasında imzalanan araç satış sözleşmesi örneği getirtilerek incelenmiştir.
Mahkememizin 15/04/2021 tarihli tensip tutanağı 14 no’lu bent ara karar ile, davacı vekilinin İzmir 7.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibi neticesinde icra veznesine yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi yönündeki ihtiyati tedbir talebinin icra takibi miktarı ve dava değeri olan 16.531,81-TL’nin %15’i oranında hesaplanan 2.479,77-TL nakit bedelin mahkememiz veznesine yatırılması veya müddetsiz bir banka teminat mektubunun mahkememize ibrazı koşuluyla kabulü ile, teminat bedeli mahkememiz veznesine yatırıldığı veya teminat bedelini içeren müddetsiz bir banka teminat mektubu mahkememize ibraz edildiği takdirde İzmir 7.İcra Dairesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosyada icra veznesine yatırılan para varsa bu paranın dava değeri olan 16.531,81-TL’nin alacaklıya ödenmemesinin istenilmesine karar verilmiş, teminat bedeli süresinde yatırılmıştır.
Mahkememizin 17/03/2022 tarihli oturumunda davalı tanığı …, davalı şirkette çalıştığını, muhasebe, üretim sorumlusu olarak çalıştığı, ….com da bu aracı bulduklarını, iletişim numarasında aradıkları kişinin araçta hiç bir sorun olmadığını söylediği, patrona ilettiklerini, Bursa’dan aracı noter satışı ile alıp geldiğini, geldiğinden bir gün sonra aracı yeni aldıkları için bakım yapmak üzere … Servisi aradıklarını gelip aldıkları, kendilerine bu araçta motorda üfleme olduğunu ve hararet yaptığını, silindir kapağının açılmasını gerektiğini söyledikleri, tekrar galerideki bu şahısla iletişime geçtiğini, araçtaki problemleri anlattığını, telefondaki kişinin çok lakayt bir şekilde araçta bir sorun olmadığını götürürken hararet yaptırılmış olabileceğini söylediği, kendisinin de 400 km yol yaparak aracın bu hale gelmez diyerek tamircileri ile görüşmesini istediğini, görüştüğünde de tamircilerine siz yalan söylüyorsunuz gibi… bir şeyler söylediğini, aradan zaman geçtikten sonra kendilerini aradıklarını, ne gerekiyorsa silindir kapağını açtırın masrafların kendilerine ait olduklarını söyledikleri, sonradan ….comdaki konuştukları bu kişinin … Grubun yeğeni olduğunu öğrendiklerini, tamircilerinin silindir kapağını açtığında araçta bu aracı satmak için kısa süreli bir işlem yapıldığını şuanda da motorun gerekli olduğunu söylediği, parçalar ve silindir kapağı, motor malzemesi komple değiştiğini, durumu tekrar telefondaki konuştukları kişiye söylediklerinde daha da lakayt ve ödeme yapmayacağı ile ilgili bitirdiği, dava açıldıktan sonra … Grubun sahibi olduğunu söyleyen bir kişinin kendilerini arayarak 5 bin lira teklif ettiği, kendilerinin kabul etmediklerini, bir süre sonra yeniden aradığı, 10 bin lira teklif ettiği, kendilerinin yine yaptıkları masraflar 20 bini bulduğu için kabul etmediklerini, sürecin böyle olduğunu beyan etmiştir.
Aynı oturumda davalı tanığı …, … servis çalışanı olduğunu, Aralık ayında aracın kendisine geldiğini, aracın check-up ını yaptıklarını, antifirizini kontrol edecekleri sırada yedek su hazne kapağını açtıklarında içinin basınçlı olduğundan dolayı arabaya conta yanık testi yaptığını, arabanın contasının yanık olduğunu görünce videosunu çekip araç sahibine gönderdiğini, araç sahibinin karşı tarafla konuştuğunu, araç sökülsün bakılsın, dendiğini, sökünce arabaya bir işlem yapıldığını gördüğünü, silindir kapağına zımpara yapıp tek bir conta ile kapattıklarını, silindir kapağının yüzeyi bozuk olduğu için, motor bloğunun yüzeyi eğri olduğu için zımpara yapıp sadece tek bir conta taktıklarını onun da eski bir conta olduğu, arabanın termostatını basınç yapmasın diye iptal ettiklerini, karşı tarafla telefonla görüştüklerinde yalancısınız, para kopartmak için böyle işler yapıyorsunuz gibi laflar kullandığı, arabaya yapılan ekspertiz raporunu zaten satan kişinin yaptırdığı, o yüzden bu durum ortaya çıkmamış olabileceği, alıcının o rapora güvenerek gidip aldığı, … …’ün bu sonuçları görmeyebileceği çünkü onların araç alt takımını kontrol ettikleri, muayene bitince yalnızca muayeneyi yaptıkları yani ekspertiz gibi bu kısımları incelemediklerini beyan etmiştir.
Dosyanın bir otomotiv alanında uzman bilirkişi ile bir SMMM bilirkişi heyetine tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, dava dilekçesine ekli bilgi ve belgeler, tanık beyanları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek, dava konusu aracın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise araçta bulunan ayıbın açık ayıp ya da gizli ayıp mahiyetinde olup olmadığı, ayıbın hangi sebepten kaynaklandığı, araçta oluşan hasarın satış anında mı yoksa satıştan sonraki kullanımdan mı kaynaklandığı, araçtaki ayıbın tamir suretiyle giderilip giderilemeyeceği, araçta yapılan onarım işlemlerinin araçta bulunan ayıpla doğru orantılı ve ayıbı gidermeye yönelik olup olmadığı, araçtaki ayıbın aracın kullanımını önemli ölçüde etkiler mahiyette bulunup bulunmadığı, araçta bulunan ayıbın onarım maliyetinin ne kadar olduğu, aracın satış ve dava tarihi itibariyle ne kadar olduğu, davalı şirketin takip talebi, asıl alacak ve ferilerinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı hususlarında rapor aldırılmış, makine mühendisi bilirkişinin mahkememize verdiği 11/04/2022 tarihli ön raporunda, bu hali ile aracın ayıplı olduğunu, bu ayıbın haricen bilinmesi veya önlem almak suretiyle bertaraf edilmesinin mümkün olmadığını ancak onarılmak suretiyle giderilmesinin mümkün olduğunu, dolayısıyla araçtaki ayıbın gizli ayıp olduğunu, araç kullanımı sırasında meydana geldiği, çeşitli etkenlere dayandığı, hor kullanma, yağına, suyuna dikkat etmeme sonunda zaman içinde meydana gelen bir ayıp olduğunun bilindiği dolayısıyla aracın bir-iki aylık kullanma ile oluşacak bir ayıp olmadığının anlaşıldığı, araçtaki ayıbın tamir yolu ile giderilebileceği kanaatine varıldığını, ancak aracın tamirine ilişkin olduğu belirtilen ve dosyaya konulan faturalardan okunmayanların mevcut olduğu, 11.02.2021 tarihli fatura; 4 adet motor yağı, 3 adet şanzıman yağı, 1 adet antifriz 3 lt, sıvı conta 1 adet, 3 adet balata spreyi, 1 adet direksiyon yağı değişimine ve torna işçiliği, klima gazı, elektrik işçiliği, turbo revizyon işçiliği, motor nakliye ve mekanik tamir işçiliğine ait 6.000 TL bedelli olduğu, 02.02.2021 tarihli fatura( muhtelif motor parçası) 7.000 TL olduğu, ancak böyle yuvarlak ifadeler değil de parçaların tek tek adının ve fiyatının yazılması gerektiği, ya faturanın ayrıntılı hale getirilmesi bu mümkün olmuyorsa muhtelif motor parçalarının ek bir belge halinde düzenlenmesi gerektiği, bu şekilde bu faturanın değerlendirilmeye alınmasının mümkün olmadığı, … Otomotiv Oto Yedek Parça San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından düzenlenen … no.lu fatura hiç okunmadığı, okunamayan faturaya göre değerlendirme yapamayacaklarını, bu belgelerin tamamlanması gerektiğini bildirmiştir.
Ön rapor sonrasında davalı vekilince istenilen belgelerin sunulduğu anlaşılmakla, bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış, bilirkişi heyetinin mahkememize verdiği 01/06/2022 havale tarihli raporlarında, aracın ayıplı olduğunu, bu ayıbın haricen bilinmesi veya önlem almak suretiyle bertaraf edilmesinin mümkün olmadığını ancak onarılmak suretiyle giderilmesinin mümkün olduğunu, araçtaki ayıbın gizli ayıp olduğunu, araç kullanımı sırasında meydana geldiği, çeşitli etkenlere dayandığı, hor kullanma, yağına, suyuna dikkat etmeme sonunda zaman içinde meydana gelen bir ayıp olduğunun bilindiğini, dolayısıyla aracın bir-iki aylık kullanma ile oluşacak bir ayıp olmadığını, araçta meydana gelen bu arızaların aracın uzun süre kullanılması sonucu oluşabileceği kanaatine varıldığını, kısa sürede oluşacak hasarlar olmadığını, dava konusu … (yeni plaka …) plakalı aracın ayıplı olduğu, bu ayıbın haricen bilinmesi, görülmesi veya önlem alınmak suretiyle bertaraf edilmesinin mümkün olmadığını, ayıbın akşamdan sabaha veya bir ay iki ay gibi süre içerisinde oluşmuş hasar olmadığı, araçtaki ayıbın tamir edilmek suretiyle giderilebileceği, tamire ilişkin dökümü yapılan faturaların ayıpla ilgili olduğu, aracın revizyondan geçirilerek kullanılabilir hale getirilebilmesi için 16.500 TL(KDV dahil) masraf gerekeceğini belirtmişlerdir.
Toplanan deliller, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, hükme elverişli bilirkişi raporları, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, aracın motor silindir kapağının daha evvel işlem gördüğü ve gelişigüzel kapatıldığı, silindir contasının özensiz bir şekilde yapıldığı, bu hali ile aracın ayıplı olduğu, bu ayıbın haricen bilinmesi veya önlem almak suretiyle bertaraf edilmesinin mümkün olmadığı ancak onarılmak suretiyle giderilmesinin mümkün olduğu, dolayısıyla araçtaki ayıbın gizli ayıp olduğu, araç kullanımı sırasında meydana geldiği, çeşitli etkenlere dayandığı, hor kullanma, yağına, suyuna dikkat etmeme sonunda zaman içinde meydana gelen bir ayıp olduğunun bilindiği dolayısıyla aracın bir-iki aylık kullanma ile oluşacak bir ayıp olmadığı, araçtaki ayıbın tamir yolu ile giderilebileceği, dava konusu … (yeni plaka …) plakalı aracın ayıplı olduğu, ayıbın akşamdan sabaha veya bir ay iki ay gibi süre içerisinde oluşmuş hasar olmadığı, tamire ilişkin dökümü yapılan faturaların ayıpla ilgili olduğu, aracın revizyondan geçirilerek tamir edilebilmesi için gerekli masrafların aracın uzun süre kullanılmasından dolayı oluşabileceği, kısa sürede oluşacak hasarlar olmadığı, davalı tarafça dosyaya sunulu whatsapp yazışma suretinde de 14/12/2020 tarihli görüşme ile video kaydının gönderildiği, bu kaydın da araç satışından çok kısa bir süre sonrasına ait olduğu ve araç satıcısı davacının oluşan hasardan dolayı sorumlu olduğu anlaşılmakla davanın reddine, hangi tarafın iddialarının yerinde olduğunun anlaşılması bakımından yargılama yapılarak sonuca ulaşılabileceği, davacının kötü niyet tazminatı koşullarının somut olayda oluşmadığı kanaatiyle reddine, dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın REDDİNE,
2-Kötü niyet tazminatı oluşmadığından reddine,
3-15/04/2021 tarihli tutanak 14 nolu ara karar gereği verilen tedbirin kaldırılmasına,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın peşin harç olarak alınan 282,33-TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 102,43-TL harcın isteği halinde davacı tarafa iadesine,
5-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-HMK.nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili taraflara iadesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2.maddesi gereğince hesap ve takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan teminatın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. Maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 09/02/2023

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)