Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/237 E. 2022/93 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/763
KARAR NO : 2022/76

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 10/11/2021
KARAR TARİHİ : 25/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili şirket arasında ticari kredi sözleşmesi bulunduğunu, kredi sözleşmesi kapsamında müvekkili şirket aleyhine hesap hatası bulunan kat ihtarı düzenlendiğini, ihtarname içeriğinde makul olmayan bir süre tayin edildiğini, usulünce kat ihtarı tebliğ edilmeden kat ihtarına dayalı olarak İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, yasal süresi içerisinde gerekli itirazlar yapıldığın, davalının kat ihtarına itiraz edildiğini ve takibin iptaline dair dava açıldığını, İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı davası neticesinde müvekkili yönünden takibin iptaline karar verildiğini, davalının istinaf talebi üzerine halen Bölge Adliye Mahkemesinde incelenmeyi beklediğini, bu aşamada müvekkilinin davalının baskısından, üzerindeki haciz tehdidinden kurtulmak ve icra hesap bakiyesinin büyümemesi için icra dosyasındaki kapak hesabı bedelini takibin iptali davası devam ederken ödemek zorunda kaldığını, kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle asıl alacak ve takip çıkış miktarının da hatalı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00-TL’nin 30/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile kredi müşterisi davacı şirket arasında 03/03/2014 tarih ve 1.000.000,00-TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesi imzalanarak ticari kredi kullandırıldığını ve bu sözleşmeye müteselsil kefil sıfatı ile 1.000.000,00-TL limitli olarak şirket ortağı … ve …’ın imza attıklarını, kredi borcunun zamanında ödenmemesi nedeniyle borçlu ve kefiller aleyhine İzmir … Noterliğinin 21.10.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ve eki hesap özeti tebliğ edildiğini, htarnameye rağmen ödeme yapılmaması sebebiyle İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası ile 01/11/2019 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatıldığını, davacı şirket tarafından 12/11/2019 tarihinde İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasından takibin iptali davası açılmış ve 27/11/2019 tarihinde icra takibimizin durdurulmasına karar verildiğini, 26/12/2019 tarihinde ise söz konusu borcun icra takibi dışı … Anonim Şirketi tarafından ödendiğini, takibin iptali davasında verilen takibin tedbiren durdurulması kararına rağmen haciz tehdidi olmaksızın davacı şirketin kendi üzerine kayıtlı ve işbu davaya konu takipte ipotekli olan … İli, … İlçesi, … Mah., … Ada, … Parsel, … Cilt, …. Sayfada kayıtlı … ve arsası ile … İli, … İlçesi, … Mah., … Ada, … Parsel, … Cilt, … Sayfada kayıtlı … ve arsası olmak üzere 2 adet taşınmazı dava dışı … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketine ipotek yükü ile devrettiğini, … Firmasının da ipotek yükünden kurtulmak amacıyla … Firmasının bankaya olan borcunu ödediğini ve bankaca bu 2 taşınmaz üzerindeki ipotekler fek edildiğini, borcu müvekkili bankaya ödeyenin borçlu davacı şirket değil, ipotekli taşınmaz maliki ve dava dışı … firması olduğunu, takibin iptali davasının borçlu tarafından istirdat davasına konu edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası,
3-İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı kararı,
4-… Tapu Müdürlüğü kayıtları,
5-İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasına konu borca ilişkin ödeme belgeleri,
6-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, davalı banka tarafından davacı şirkete kullandırılan kredi borçlarının ödenmemesi üzerine kat edilmesi akabinde davalı banka tarafından davacı şirket aleyhinde İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine konu borcun, icra takibi devam ettiği sırada taşınmazları davacı şirketten devralan dava dışı … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından 26/12/2019 tarihinde 1.537.047,58-TL olacak şekilde davalı bankaya ödenmesine rağmen, davalı banka tarafından davacı şirket aleyhinde İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinin İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyasında davacı şirket yönünden iptal edilmesi neticesinde, davacı şirketin davalı banka tarafından kendisine kullandırılan krediden dolayı davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti ile icra dosyasında yapılan ödemelerin davalı bankadan istirdadı ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Menfi tespit ve istirdat davalarına ilişkin hususlar 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 72. maddesinde; ”Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmisinden aşağı olamaz.
Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.
Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.” şeklinde düzenlenmiştir.
İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davalı … Bankası Anonim Şirketi, borçlunun davacı … Limited Şirketi olduğu, davalı alacaklı vekilinin davacı borçlu şirket aleyhinde 1.333.031,97-TL asıl alacak, 62.214,97-TL işlemiş faiz ve 3.310,74-TL BSMV bedeli olmak üzere 1.398.357,68-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davacı borçlu şirketin itiraz etmemesi üzerine icra takibinin kesinleştiği görülmektedir.
İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı kararının incelenmesinde, davacıların … ile … Limited Şirketi olduğu, davacıların kat ihtarnamesi tebliğinin usulsüz olduğundan bahisle takibin iptali talebi ile davayı ikame ettikleri, yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile … Limited Şirketi yönünden İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin iptaline, davacı … yönünden ise davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
… Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … ili, … ilçesi, … mah., … ada, … parsel, … cilt, … sayfada kayıtlı … ve arsası ile İzmir ili, … ilçesi, … mah., … ada, … parsel, … cilt, … sayfada kayıtlı … ve arsasına ilişkin takyidatlı tapu kayıtlarının mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen tapu kayıtlarının incelenmesinde İzmir ili, … ilçesi, … mah., … ada, … parsel, … cilt, … sayfada kayıtlı … ve arsası vasfındaki taşınmazın dava dışı
… Anonim Şirketi adına kayıtlı bulunduğu, taşınmaz üzerinde dava dışı … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi aleyhinde davalı … Bankası Anonim Şirketi lehine olacak şekilde 26/12/2019 tarih ve … yevmiye numaralı 2.000.000,00-TL bedelli ve 09/12/2021 tarih ve … yevmiye numaralı 8.000.000,00-TL bedelli iki adet ipotek bulunduğu, İzmir ili, … ilçesi, … mah., … ada, … parsel, … cilt, … sayfada kayıtlı … ve arsası vasfındaki taşınmazın dava dışı …, … ve … Anonim Şirketi adına kayıtlı bulunduğu, taşınmaz üzerinde dava dışı … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi aleyhinde davalı … Bankası Anonim Şirketi lehine olacak şekilde 26/12/2019 tarih ve … yevmiye numaralı 2.000.000,00-TL bedelli ve 09/12/2021 tarih ve … yevmiye numaralı 8.000.000,00-TL bedelli iki adet ipotek bulunduğu görülmüştür.
Davalı vekili tarafından cevap dilekçesi ekinde sunulan ve davacı tarafın da kabulünde olan … Bankası Anonim Şirketi nezdinde yapılan havale işlemine ilişkin 26/12/2019 tarihli dekont suretinin açıklama kısmında ‘26.12.2019 tarih …/… sayılı ipotek fek yazısına ilişkin borç kapama ve gayrimenkul (9 ve 10)’ ibarelerinin yer aldığı, göndericinin dava dışı … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, alıcının ise … Limited Şirketi olduğu, işlem bedelinin 1.537.047,58-TL olduğu görülmektedir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 89/5. maddesinde; “…Üçüncü şahıs, kusuru olmaksızın bir mâni sebebiyle müddeti içinde haciz ihbarnamesine itiraz etmediği takdirde 65 inci madde hükmü uygulanır. Her halde, üçüncü şahsın genel hükümlere göre borçluya karşı müracaat ve tazminat hakkı saklıdır. (Değişik son cümle: 4949 – 17.7.2003 / m.22) Her halde üçüncü şahıs, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebilir…” hükmü düzenlenmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2021/1386 Esas 2021/1278 Karar sayılı ilamında aynen; ”…Takip dosyasında borçlu olmamasına rağmen haciz baskısı altında borcu ödeyen 3. şahısların durumu İİK’nın 72. maddesinde açıkça düzenlenmemiştir. Borcu ödeyen takip borçlusu değil, takiple alakası olmayan davacı firmadır. Bu durumda; davacı 3. şahsın yaptığı ödeme ile takip borçlusu borcundan kurtulmuş ve sebepsiz zenginleşmiştir fakat takip dosyasının alacaklısı da aynı şekilde alacağını takipte borçlu konumunda olmayan 3. bir şahıstan almış bulunmaktadır. Takip alacaklısının takip alacağını, borçlu olmayan bir 3. şahıstan alması da onun açısından sebepsiz zenginleşme sayılmak durumundadır. Zira 6098 sayılı TBK’nın 77/1. Maddesine göre sebepsiz zenginleşen kişi, maddenin ifadesine göre aynen ” Haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen ” olarak tanımlanmıştır. Takip alacaklısı borçların nispiliği kuralı çerçevesinde borcunu borçludan almak durumundadır. Borçlu olmayan 3. bir şahsın haciz tazyiki altında takip borcunu ödemesiyle takip alacaklısının alacağını tahsili de haklı bir sebep olmaksızın başkasının (ödemeyi yapan 3. şahsın) malvarlığından zenginleşme sayılmalıdır. (Yargıtay 19. HD’ nin 2020/2448 Esas, 2020/4038 Karar sayılı,13.10.2020 tarihli emsal ilamı, Dairemizin 2017/ 782 Esas- 2018/ 750 Karar sayılı 21.06.2018 tarihli kararı benzer mahiyettedir.)
Dosya kapsamına sunulu bilgi ve belgelerden davanın ”TBK kapsamında sebepsiz zenginleşme nedeni ile iade (istirdat) davası” olarak hukuken vasıflandırılması sonucu davacının ödemede bulunduğu alacağın iadesine dair davada sübjektif hakka ilişkin aktif husumetinin varlığı kabul edilmelidir. Davanın aktif husumet yokluğundan reddine ilişkin karar doğru olmamıştır…” gerekçelerine yer verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesinin 2021/606 Esas 2021/662 Karar sayılı ilamında aynen; ”…Dava, İİK’nun 72. maddesine dayalı menfi tespit ve istirdat davası olarak nitelendirilerek, davacının genel hükümlere göre takip borçlusuna karşı sebepsiz zenginleşme davası açması gerektiğinden bahisle, davanın husumetten reddine karar verilmiştir. Oysa, maddi olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. (HUMK.nun 76.maddesi). Davacı, yukarıda da belirtildiği gibi, aslında borçlu olmadığı parayı ödemek zorunda kaldığını iddia ederek; sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince (BK. 61 ve İİK.nun 89/5.mad.) ödediği parayı davalılardan (hem kötü niyetli olduğundan bahisle takip alacaklısından, hem de takip borçlusundan) geri istemektedir. O halde, mahkemece; davanın, genel hükümlere göre açılmış (BK.61.ve devamı maddelerine dayalı) sebepsiz zenginleşme davası olduğu kabul edilerek; davacı tarafın iddiaları araştırılmalı, sonucu dairesinde hüküm kurulmalıdır. Ayrıca dava dilekçesindeki açıklamalar ve davanın dayandırıldığı vakıalar da davacının isteminin bu yönde olduğunu gösterdiğinden, üçüncü kişi kötüniyetli olan takip alacaklısına karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı meblağı geri alabilir. Burada üçüncü kişinin, kötüniyetli takip alacaklısına karşı açtığı davanın hukuki sebebi TBK 49 ve devamında düzenlenen haksız fiil, takip borçlusuna karşı açılan davanın hukuki sebebi ise sebepsiz zenginleşmedir. Dolayısıyla somut olayda üçüncü kişi konumunda olan davacının, takip alacaklısı yönünden davacı üçüncü kişinin, takip borçlusuna borçlu olmadığını bilebilecek durumda olduğunu, üçüncü kişinin herhangi bir borcu olmadığını bilerek kötüniyetli olarak haciz ihbarnamelerini gönderdiği hususunu ispatlaması gerekir.
Dolayısıyla somut olayda üçüncü kişi konumunda olan davacının, takip alacaklısı yönünden davacı üçüncü kişinin, takip borçlusuna borçlu olmadığını bilebilecek durumda olduğunu, üçüncü kişinin herhangi bir borcu olmadığını bilerek kötüniyetli olarak haciz ihbarnamelerini gönderdiği hususunu ispatlaması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yanlış nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş olup, 6100 Sayılı HMK’nın 297. maddesine uygun şekilde olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmalıdır. Hal böyle iken, yerel mahkemece işin esasına girilip varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerekir. Bu yön gözetilmeden, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu kabul edilerek işin esasının incelenmesi gerekirken husumetten ret kararı verilmesi doğru görülmemiş…” ibarelerine yer verilerek, kendisine gönderilen haciz ihbarnameleri neticesinde takip borçlusunun borcunu ödeyen üçüncü gerçek veya tüzel kişinin, borçlu olunmayan ancak ödemek durumunda kaldığı parayı takip alacaklısı ve takip borçlusundan sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde talep edebileceğine dikkat çekilmiştir.
Yukarıda yer verilen yasa hükmü ile yargı kararları dikkate alındığında, takip dışı gerçek veya tüzel üçüncü kişinin haciz ihbarnameleri çerçevesinde borçlu olmadığı bir meblağı ödemek durumunda kalması durumunda, bu bedeli sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde hem takip alacaklısından hem de takip borçlusundan talep edebileceği dikkate alındığında, dosyamız çerçevesinde borçlunun dahi usulüne uygun şekilde kat ihtarnamesi tebliği yapılamaması çerçevesinde borçlu bulunmadığı ve iptaline karar verilen icra takibine konu borcu ödeyen dava dışı üçüncü kişi … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin ödediği bedeli takip alacaklısı ve takip borçlusundan talep etme hakkı bulunduğu, belirtilen gerekçeler dahilinde asıl borçlu davacı şirketin dava dışı … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından ödenen bedel açısından davalı bankaya istirdat talebi yöneltmek suretiyle dava açmakta aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı kanaatine varılmış ve bu doğrultuda hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı kararı, … Tapu Müdürlüğü kayıtları, İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasına konu borca ilişkin ödeme belgeleri ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu uyuşmazlığın davalı banka tarafından davacı şirkete kullandırılan kredi borçlarının ödenmemesi üzerine kat edilmesi akabinde davalı banka tarafından davacı şirket aleyhinde İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine konu borcun, icra takibi devam ettiği sırada taşınmazları davacı şirketten devralan dava dışı … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından 26/12/2019 tarihinde 1.537.047,58-TL olacak şekilde davalı bankaya ödenmesine rağmen, davalı banka tarafından davacı şirket aleyhinde İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinin İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyasında davacı şirket yönünden iptal edilmesi neticesinde, davacı şirketin davalı banka tarafından kendisine kullandırılan krediden dolayı davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti ile icra dosyasında yapılan ödemelerin davalı bankadan istirdadı ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında davalı alacaklı vekilinin davacı borçlu şirket aleyhinde 1.333.031,97-TL asıl alacak, 62.214,97-TL işlemiş faiz ve 3.310,74-TL BSMV bedeli olmak üzere 1.398.357,68-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davacı borçlu şirketin itiraz etmemesi üzerine icra takibinin kesinleştiği, İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyasında davacıların … ile … Limited Şirketi olduğu, davacıların kat ihtarnamesi tebliğinin usulsüz olduğundan bahisle takibin iptali talebi ile davayı ikame ettikleri, yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile … Limited Şirketi yönünden İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin iptaline, davacı … yönünden ise davanın reddine karar verildiği, davacının aleyhinde başlatılan ve davacı şirket yönünden icra takibine konu borcun usulüne uygun olarak yapılmış bir icra takibi bulunmamasına rağmen ödendiği iddiası kapsamında davalı bankaya ödenen bedelin istirdadı talebi ile iş bu davanın ikame edildiği, dava dilekçesi ve cevap dilekçesi ile eklerinde yer alan delillerden anlaşılacağı üzere davalı banka tarafından davacı şirkete kullandırılan kredi borçlarının, davalı bankanın davacı şirket aleyhinde başlattığı icra takibi neticesinde icra takibine dayanak taşınmazları davacı şirketten devralan dava dışı üçüncü kişi tarafından ödendiği, davacı şirket tarafından davalı bankaya yapılmış herhangi bir ödeme bulunmadığı, bu kapsamda davacı şirketin icra takibi kapsamında davalı bankaya yapmış olduğu herhangi bir ödeme olmadığından istirdat talebinde de bulunamayacağı, istirdat talebi açısından davacı şirketin aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla, açılan davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu sebebiyle reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu sebebiyle REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının, davanın açılışı sırasında yatırılan 170,78-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla alınan 90,08-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/01/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.