Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/224 E. 2021/339 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/380
KARAR NO : 2021/530

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 23/09/2019
KARAR TARİHİ : 01/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 01/03/2019 tarihinde müvekkili …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araca davalılardan …ne ait davalı …’nin iadesindeki … plakalı aracın arkadan çarpması neticesinde maddi hasarlı trafık kazası meydana geldiğini, müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını, karşı tarafın kusurlu olduğunu, müvekkilinin aracında değer kaybı meydana geldiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00-TL değer kaybı tazminatı ile 500,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; kasko priminin yükselmesi nedeniyle doğduğu iddia edilen zarardan sorumluluklarının olmadığını, bu zararın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanak aslı,
2-… Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası ve ödeme evrakları,
3-Hasar dosyası,
4-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri,
5-01/03/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı,
6-… ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
7-… plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı,
8-Trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 14/06/2020 havale tarihli raporu,
9-Davacı vekilinin 31/05/2021 tarihli bedel arttırım dilekçesi,
10-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, 01/03/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’a ait … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli ve hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedeli miktarlarının belirlenmesi ile belirlenen hasar ve değer kaybı bedellerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talebine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesi’ne müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Davalı … şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Gerekli evrak ve belgelerin temini akabinde dosyanın trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 01/03/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtlarında yer alan davacıya ait … plakalı araca ait tramer kaydı ve sair hususlar göz önünde bulundurularak, 01/03/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsü … ile … plakalı araç sürücüsü …’in kusur oranları ile trafik kazası sonucunda davacı …’e ait … plakalı araçta meydana gelen hasar miktarı ve hasar nedeniyle araçta oluşan değer kaybı bedelinin Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda aracın kazadan önceki hasarsız ikinci el piyasa değeri ile kazadan sonraki hasarlı ikinci el piyasa değeri arasındaki fark esas alınmak suretiyle belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 14/06/2020 havale tarihli raporunda sonuç olarak, meydana gelen kazada davacı araç sürücüsü …’in %50 oranında ve davalı …’nin %50 oranında kusurlu olduklarını, … plakalı araçta meydana gelen değer kaybının aracın piyasa koşulları dikkate alındığında 15.000,00-TL olduğunu ve kusur oranı dikkate alındığında değer kaybı bedelinin 7.500,00-TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Davacılar vekilinin itirazları üzerine dosyanın 14/06/2020 havale tarihli raporu tanzim eden trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişiye tevdi ile davacılar vekilinin itirazları karşılanmak suretiyle düzenlenecek ek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 31/03/2021 havale tarihli ek raporunda sonuç olarak, kök raporunda yaptığı tespitlerde herhangi bir değişiklik olmadığını mütalaa etmiştir.
Davacılar vekilinin ek rapora karşı itirazlarının, dava konusu aracın dava tarihi itibariyle rayiç değerinin serbest piyasa araştırması yapılmak suretiyle ve yapılan araştırmaya ilişkin verilere raporda yer verilmek suretiyle belirlendiği, araç değerinin 2019 ‘Kasko Değer Listesi’ verilerinde yer alan bedelden düşük olarak belirlenmesinin hayatın olağan akışına uygun olduğu anlaşılmakla, kusur oranlarına yönelik itirazlarının ise kusur belirlemesinin taraflarca tutulan trafik kazası tespit tutanağında yer alan veriler doğrultusunda olayın oluş şekline uygun şekilde yapıldığı kanaatiyle reddine karar verilmiştir.
Taraflarca tutulan trafik kazası tespit tutanağı ve trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 14/06/2020 havale tarihli raporu ile trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 31/03/2021 havale tarihli ek raporunda yapılan tespit ve belirlemeler çerçevesinde dava konusu trafik kazasının … plakalı araç sürücüsü …’nin %50 oranında, … plakalı araç sürücüsü …’in %50 oranında kusuru neticesinde meydana geldiğinin kabulü ile yargılamaya kabul edilen bu kusur oranları esas alınarak devam olunması gerektiği düşünülmüştür.
Bilirkişi raporları çerçevesinde dava konusu araç üzerinde dava konusu sebebiyle uğradığı zarar sebebiyle 15.000,00-TL değer kaybı oluştuğu, tarafların kusur oranları göz önünde bulundurulduğunda, davacı tarafça talep edilebilecek değer kaybı tazminatı miktarının 7.500,00-TL olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacılar vekilinin 31/05/2021 havale tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde 500,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 7.000,00-TL arttırmak suretiyle 7.500,00-TL değer kaybı bedelinin davalılardan tahsilini talep ettiklerini beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırmış olduğu görülmektedir.
Davacılar vekilince her ne kadar dava konusu trafik kazası sebebiyle davacılar tarafından mahrum kalınan hasarsızlık indirim bedellerinin davalılardan tahsili talep edilmiş ise de, her davanın dava tarihinde mevcut olan durum ve koşullara göre değerlendirilmesi gerektiği, dava tarihi itibariyle sigorta hasarsızlık indiriminden mahrumiyet durumunun mevcut olmadığı, ileride uğranılması muhtemel olduğu iddiası ile bu alacak kalemine yönelik olarak dava konusu edilen talebin yerinde olmadığı, kaldı ki trafiğe çıkan her aracın kaza geçirme ihtimalinin bulunduğu, her sürücünün bu ihtimalin farkında olmak suretiyle trafiğe çıktığı, davacılara ait aracın sigorta poliçesi süresi dahilinde dava konusu trafik kazasından başkaca bir trafik kazasına karışma ihtimalinin de bulunduğu, dava konusu aracın dava konusu kazadan başkaca bir trafik kazasına karışmayacağının kati surette düşünülemeyeceği, ihtimaller dahilinde gerçekleşen trafik kazası sebebiyle sigorta poliçesinin hasarsızlık indiriminden mahrum kalındığı gerekçesiyle bu bedelin davalılardan tahsilinin talep edilmesi hakkaniyete uygun düşmemekte olup, bu yöndeki talep mahkememiz nezdinde kabul görmemiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanak aslı, … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası ve ödeme evrakları, hasar dosyası, ödeme evrakları, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri, 01/03/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, … ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları, … plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 14/06/2020 havale tarihli raporu, davacı vekilinin 31/05/2021 tarihli bedel arttırım dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 01/03/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde …’a ait … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli ve hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedeli miktarlarının belirlenmesi ile belirlenen hasar ve değer kaybı bedelleri ile eksper ücretlerinin davalı … şirketinden tahsili talebine ilişkin olduğu, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 14/06/2020 havale tarihli raporunda ve 31/03/2021 havale tarihli ek raporunda sonuç olarak, meydana gelen kazada davacı araç sürücüsü …’in %50 oranında ve davalı …’nin %50 oranında kusurlu olduklarını, … plakalı araçta meydana gelen değer kaybının aracın piyasa koşulları dikkate alındığında 15.000,00-TL olduğunu ve kusur oranı dikkate alındığında değer kaybı bedelinin 7.500,00-TL olduğunu mütalaa ettiği, taraflarca tutulan trafik kazası tespit tutanağı ve trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 14/06/2020 havale tarihli raporu ile trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 31/03/2021 havale tarihli ek raporunda yapılan tespit ve belirlemeler çerçevesinde dava konusu trafik kazasının … plakalı araç sürücüsü …’nin %50 oranında, … plakalı araç sürücüsü …’in %50 oranında kusuru neticesinde meydana geldiği, bilirkişi raporları çerçevesinde dava konusu araç üzerinde dava konusu sebebiyle uğradığı zarar sebebiyle 15.000,00-TL değer kaybı oluştuğu, tarafların kusur oranları göz önünde bulundurulduğunda, davacı tarafça talep edilebilecek değer kaybı tazminatı miktarının 7.500,00-TL olduğu, davacılar vekilinin 31/05/2021 havale tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde 500,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 7.000,00-TL arttırmak suretiyle 7.500,00-TL değer kaybı bedelinin davalılardan tahsilini talep ettiklerini beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırmış olduğu anlaşılmakla, değer kaybı tazminatı yönünden davanın kabulüne, dava konusu trafik kazası sebebiyle davacılar tarafından mahrum kalınan hasarsızlık indirim bedellerine yönelik tazminat talebi yönünden ise davanın reddine ilişkin olarak neticeten, açılan davanın kısmen kabulü kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-a)Değer kaybı tazminatı talebinin KABULÜNE, 7.500,00-TL değer kaybı tazminatının davalı … ve davalı … yönünden haksız fiilin gerçekleştiği 01/03/2019 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden ise poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla rizikonun sigorta şirketine ihbarından akabinde sigorta şirketinin ret cevabı tarihi olan 03/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … ve davacı …’e verilmesine,
b)Davacılar vekilinin dava konusu trafik kazası sebebiyle davacılar tarafından mahrum kalınan hasarsızlık indirim bedellerine yönelik talebinin REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 512,33-TL karar ve ilam harcından, 44,40-TL peşin harç, 120,47-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 347,46-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 22,00-TL elektronik tebligat, 404,00-TL tebligat, 97,80-TL posta masrafı, 400,00-TL bilirkişi ücreti, 44,40-TL peşin harç, 120,47-TL tamamlama harcı ve 44,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.133,07-TL yargılama giderinden davanın kabul ret oranı dikkate alınarak 1.062,25-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacıların kendilerini vekille temsil ettirdikleri göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
5-Davalı … Sigorta Anonim Şirketinin kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 500,00-TL nispi vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı … Sigorta Anonim Şirketine verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı …’in yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/07/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır