Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/207 E. 2022/483 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/207
KARAR NO : 2022/483

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/04/2021
KARAR TARİHİ : 07/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu aleyhine İzmir ….İcra Dairesinin …/… sayılı icra dosyası ile davalının borçlu olduğu 1 adet faturaya istinaden 7 örnek icra takibi başlatıldığı, ödeme emri borçluya 03.11.2020 günü tebliğ edildiği, 03.11.2020 günü borçlu şirket borca, faiz oranına ve işlemiş ve işleyecek faize itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, borçlu davalının iş bu itirazı haksız ve hukuka aykırı olduğundan takibin devamı için Sayın Mahkemeye başvurulması gerektiği, borçlu itiraz dilekçesinde alacaklıya hiçbir borcu olmadığı şeklinde açıklamada bulunmuş ise de bu beyanı gerçeğe uygun olmadığı, taraflar arasında uzun zamandır ticaret ilişkisi olduğu, tarafların ticari belge ve kayıtları incelendiğinde bu hususun ortaya çıkacağı,ayrıca borçlu taraf takibe konu fatura ile ilgili olarak defalarca aranarak bilgilendirildiği halde kısmi de olsa bir ödeme alınamadığı, Borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, davalının asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflarınca şirket yetkilileri olarak faturaya dayalı takipteki dayanak faturayı görmek istedikleri, ancak arabuluculuk görüşmesinde de iicra ödeme emrinin ekinde de söz konusu faturanın taraflarına iletilmediği, davacı tarafından neye binaen fatura kesildiği ve takip başlatıldığının taraflarınca bilinmediği, şirket olarak bizim davacıya herhangi bir borçlarının bulunmadığı, davacı tarafça söz konusu fatura için sürekli olarak kendileriyle iletişim kurulduğu belirtilse de bu husus gerçeğe aykırı olup kabulü mümkün olmadığı, faturayı taraflarına iletmeden icra takibi başlatan, icra takibinde ödeme emrinin ekinde ve arabuluculuk görüşmesinde faturayı tarafımıza teslim etmeyen davacının davalıya şirketi nasıl bir kötü niyet isnat ettiği anlaşılamadığı, dolayısıyla davalı şirketin davacıya herhangi bir borcu olmadığından davanın reddine karar verilmesini, davacı aleyhine takip çıkışının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Uyuşmazlığın, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı ödenmeyen fatura bedeline ilişkin İzmir ….İcra Müdürlüğünün …/… Takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplandığı görülmüştür. Tüm deliller toplanmış, İzmir ….İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı takip dosyası getirtilmiş olup, incelenmesinde; borçlu vekilinin 03/11/2020 havale tarihli dilekçesi ile takibe, borcun aslına, işlemiş ve işleyecek tüm faizlere, faiz türü ve oranına, tüm fer’ilerine itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Dava, İİK 67. madde gereğince açılan itirazın iptali davası olup, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Mahkememizin 25/11/2021 tarihli oturumunda davacı tanığı …, kendisinin şu anda … Lastik A.ş. de çalıştığını, 2018 şubatta girip 2019 şubatta ayrıldığını, o dönemde malı veren kendisi olduğu, tahsilat sürecinde de kendisinin alakadar olduğunu bir kısmıyla, bir kısmıyla da arkadaşların alakadar oldukları, irsaliyeyi kaplamaları kendisinin teslim ettiğini, malı da kendisinin verdiğini, … beyin kendisine, … beyin İsmail beyin oğlu olduğu, şirketin eşinin üzerine olduğunu bildiğini beyan etmiştir.
Aynı oturumda davacı tanığı …, … Lastik… Şirketinde 2017 yılından bu yana çalıştığını, şirketin yöneticisi olduğunu, kendisinin döneminde bu arkadaşların kendi portföylerine girdiği, satış ekindeki arkadaşlarının getirdiği müşteriyi portföylerine kattıkları, 1 yıl gibi sorun yaşamadan çalıştıkları, son 2018 yılında biz bunlarla faturalarını kestikleri, 2019 yılında hiç çalışmaları olmadığını, ödeme talepleri doğrultusunda banka havalesiyle peyder pey ödeme yaptıkları, akabinde 1078 küsür TL bir bakiye kaldığı o gün bugündür ödemedikleri, faturaları elden teslim ettiklerini, imza karşılığı yetkilisine veya firmanın çalışanına, değilse de kargo ya da posta aracılığıyla adreslerine gönderdikleri, cari bir alışverişleri olduğu, son faturadan sonra 1078 TL civarı bir bakiye olduğunu beyan etmiştir.
Dosya ve taraflara ait ticari defter ve dayanakları üzerinde uyuşmazlık konularında SMMM bilirkişi aracılığıyla inceleme rapor alınmış, bilirkişinin mahkememize verdiği 11/03/2022 havale tarihli raporunda özetle; davacı tarafından davalı tarafa düzenlenmiş olan 21.428,50 TL tutarındaki faturaların davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, söz konusu 21.428,50 TL tutarındaki faturalardan; davalı tarafın ticari defterlerinde ise 17.800,00 TL. tutarındaki faturaların kayıtlı bulunduğu, 3.628,50 TL tutarındaki faturaların ise kayıtlı bulunmadığı, Davacı tarafın davalı taraftan olan 21.428,50 TL tutarındaki alacağına karşılık davalı taraftan 20.350,00 TL tutarında tahsilat yapılmış olduğuna dair davacı tarafın ticari defterlerinde kayıt bulunduğu, davalı tarafın ticari defterlerinde ise toplam 20.300,00 TL tutarında ödemelerin yapılmış olduğu ve ödemelerin 50,00 TL tutarında noksan kaydedildiği görüldüğü, bu nedenle de davacı tarafın kayıtlarındaki ödemeler dikkate alınmış olduğu, davacı tarafın ticari defterlerindeki kayıtlara göre; icra takip tarihi olan 09.10.2020 tarihi itibarıyla davacı tarafın davalı fatura alacaklarından dolayı (21.428,50-20.350,00=1.078,50-TL tutarında bakiye alacağı olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olupta, davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunmayan “01.03.2018 tarih ve … nolu 70,80 TL, 02.07.2018 tarih ve … nolu 489,70TL ve 24.07.2018 tarih ve … nolu 3.068,00 TL. tutarında olmak üzere toplam (70,80 + 489,70+3.068,00)- 3.628,50 TL. tutarındaki faturalardan, davacı/alacaklı tarafından icra takibindeki asıl alacak için, sadece 24.07.2018 tarih ve … nolu 3.068,00 TL. tutarındaki fatura alacağına dayanıldığı görülmüş olmakla, fatura içeriği ve tebliği konusundaki değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu hususları tespit edilmiş olduğunu belirtmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu esas alınarak; davacı tarafından davalı tarafa düzenlenmiş olan 21.428,50 TL. tutarındaki faturaların davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, söz konusu 21.428,50 TL. Tutarındaki faturalardan; davalı tarafın ticari defterlerinde ise 17.800,00 TL. tutarındaki faturaların kayıtlı bulunduğu, 3.628,50 TL, tutarındaki faturaların ise kayıtlı bulunmadığı, Davacı tarafın davalı taraftan olan 21.428,50 TL. tutarındaki alacağına karşılık davalı taraftan 20.350,00 TL tutarında tahsilat yapılmış olduğuna dair davacı tarafın ticari defterlerinde kayıt bulunduğu, davalı tarafın ticari defterlerinde ise toplam 20.300,00 TL. tutarında ödemelerin yapılmış olduğu ve ödemelerin 50,00 TL. tutarında noksan kaydedildiği görüldüğü, bu nedenle de davacı tarafın kayıtlarındaki ödemeler dikkate alınmış olduğu, davacı tarafın ticari defterlerindeki kayıtlara göre; icra takip tarihi olan 09.10.2020 tarihi itibarıyla davacı tarafın davalı fatura alacaklarından dolayı (21.428,50-20.350,00=1.078,50-TL tutarında bakiye alacağı olduğu, davanın kabulü ile, İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin itirazının iptali ile takibin 1.078,50- TL asıl alacak üzerinden reeskont avans faiziyle birlikte devamına, asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın KABULÜ İLE,
İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin itirazının iptali ile takibin 1.078,50- TL asıl alacak üzerinden reeskont avans faiziyle birlikte devamına,
Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
2-Harçlar Yasası gereğince hesaplanan alınması gerekli 73,67-TL harçtan mahkememiz dosyasında peşin olarak alınan 59,30-TL ile İzmir ….İcra Dairesi’nin …/… sayılı dosyasında peşin olarak alınan 5,39-TL harcın mahsubu ile bakiye 8,98-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 1.078,50-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf olunan 118,60-TL peşin ve başvurma harcı, 8 tebligat gideri 86,50-TL, bilirkişi ücreti 600,00-TL olmak üzere toplam 805,10-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK.nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili taraflara iadesine,
6-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. Maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 07/06/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)