Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/206 E. 2021/462 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/206
KARAR NO : 2021/462

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/03/2021
KARAR TARİHİ : 22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kooperatif genel kurulunda 23/06/2013 tarihinde kararlaştırılan ve ana sözleşmenin 21. maddesinde ortakların parasal yükümlülüklerinin düzenlendiğini ve arsa sahiplerinin aidat ödemesine karar verildiğini, buna ilişkin İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararının mevcut olduğunu, davalının müvekkili kooperatife aidat borcu bulunduğunu, ödememesi nedeniyle İzmir …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığının, davalının itirazı neticesinde takibin durduğunu belirterek haksız itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER :
1-İzmir …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası,
2-İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası,
3-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, davacı … İşletme Kooperatifinde davalı …’nün arsa sahibi olarak ödemesi gereken birikmiş aidat borcundan dolayı davacı … İşletme Kooperatifi tarafından davalı … aleyhine başlatılan icra takibine süresinde itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67.maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
İzmir …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesi neticesinde, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu … aleyhinde kooperatif üyelik aidatı borçlarının tahsili amacıyla toplamda 11.856,00-TL asıl alacak ve 1.067,04-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.923,04-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalının süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Kooperatiflerin üyeleri ile aralarında bulunan hukuki ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıkların 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda kooperatiflere ilişkin olarak düzenlenen hükümler çerçevesinde çözümleneceği, bu kapsamda kooperatif ile üyeleri arasında kooperatife ait ilişki çerçevesinde doğan uyuşmazlıkların 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hükümler çerçevesinde ticari dava niteliğinde olduğu, ticari davaların ise 06/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A. maddesi ve 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23. maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulucuk Kanunu’na eklenen 18/A-2. maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi olduğu izahtan varestedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A. maddesinde; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü düzenlenmiş, arabulucuya başvuru dava şartı olarak nitelendirilmiştir.
6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 3/1.maddesinde ise; ”Taraflar, arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda serbesttirler. (Ek cümle:…/12/2018-7155/22 md.) Şu kadar ki dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin 18/A maddesi hükmü saklıdır.” hükmüne yer verilmiş, bu madde kapsamında dava şartı olan arabuluculuğa ilişkin hükümleri düzenleyen aynı Kanun’un 18/A. maddesine atıf yapılmıştır.
6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesinde de; ”Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklindeki hükümler ile arabulucuğa başvurma dava şartının içeriği düzenlenmiştir.
Az önce yer verilen madde hükmünden de anlaşılacağı üzere ticari mahiyette bulunan ve zorunlu arabuluculuk dava şartı yoluna tabi davalarda dava açılmadan önce başvurulan arabuluculuk yolunda düzenlenen arabuluculuk son anlaşamama tutanağı aslı ya da arabulucu tarafından onaylanmış suretinin mahkemeye sunulması gerekmektedir.
İşbu davanın ikame edilmesinden önce davacı tarafça zorunlu arabuluculuk dava şartı yoluna başvurulmadığı, bu kapsamda dava açılırken zorunlu dava şartının yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
Niteliği itibariyle zorunlu arabuluculuk dava şartı yoluna tabi olan talep bakımından dosyanın tevzi edildiği mahkemece zorunlu arabuluculuk dava şartının ikmaline yönelik olarak herhangi bir ara karar kurulması ve davacıya süre verilmesi ilgili usul ve Yasa hükümleri gereğince mümkün değildir. Zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi talep açısından dava açılmadan önce bahsi geçen dava şartının yerine getirilmesi ilgili tarafın sorumluluğundadır.
Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan haller, dava (yargılama) şartlarıdır. Davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi için varlığı gerekli hallere, olumlu dava şartları (görev, hukuki yarar gibi); yokluğu gerekli hallere ise olumsuz dava şartları denilmektedir (kesin hüküm gibi). Dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi (davanın esasına girebilmesi) için gerekli olan da denir.
Dava şartlarından biri olmadan açılan dava da açılmış (var) sayılır, yani derdesttir. Ancak mahkeme, dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince, davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hakim tarafından kendiliğinden (re’sen) gözetilir; taraflar bir dava şartının noksan olduğu davanın görülmesine (esastan karara bağlanmasına) muvafakat etseler bile, hakim davayı usulden reddetmekle yükümlüdür.
Esasa ilişkin nihai karar ile taraflar arasındaki uyuşmazlık (esastan) sona erer ve hüküm kesinleşince (kesin hüküm ortaya çıkınca), artık o uyuşmazlık (dava konusu) hakkında, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak yeni bir dava açılamaz; açılırsa, kesin hükümden dolayı reddedilir (HMK m.303) (Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, Cilt:3, s.3005).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/2. maddesinde; ”Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmüne yer verilmiş olup, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A. maddesinde düzenlenen arabulucuya başvuru dava şartı bu madde kapsamına girmektedir.
Yine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. maddesinde ise; ”Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” hükmü yer almaktadır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu uyuşmazlığın davacı … İşletme Kooperatifinde davalı …’nün arsa sahibi olarak ödemesi gereken birikmiş aidat borcundan dolayı davacı … İşletme Kooperatifi tarafından davalı … aleyhine başlatılan icra takibine süresinde itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsili taleplerine ilişkin olduğu, dava dilekçesine konu edilen talep dikkate alındığında davanın ticari dava niteliğinde olduğu ve zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi olduğu, İzmir …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu … aleyhinde kooperatif üyelik aidatı borçlarının tahsili amacıyla toplamda 11.856,00-TL asıl alacak ve 1.067,04-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.923,04-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalının süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, işbu davanın ikame edilmesinden önce davacı tarafça zorunlu arabuluculuk dava şartı yoluna başvurulmadığı, bu kapsamda dava açılırken zorunlu dava şartının yerine getirilmediği, dava şartlarının bulunup bulunmadığının yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetileceği, dava şartı noksanlığını belirleyen hakimin davayı usulden reddetmekle yükümlü olduğu, arabuluculuk dava şartının sonradan tamamlanabilecek dava şartlarından olmadığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A. maddesi ile 6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 3/1. ve 18/A. maddeleri gereğince dava tarihi itibariyle zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmasının dava şartı olmasına rağmen davacı vekilince görevsiz mahkemede dava açılırken niteliği itibariyle zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi talep açısından zorunlu arabuluculuk dava şartına başvurulmadığı göz önünde bulundurulduğunda, açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A. maddesi ve 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23. maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulucuk Kanunu’na eklenen 18/A-2. maddesi uyarınca arabuluculuğa başvurulmadan dava açılması nedeniyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A. ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2. maddeleri atfıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 22. maddesi gereğince alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 156,08-TL harçtan mahsubu ile bakiye 96,78-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluklarında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/06/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.