Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/20 E. 2022/790 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/20 Esas
KARAR NO : 2022/790

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 12/01/2021
KARAR TARİHİ : 07/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Müvekkili olduğu Bankanın II Sanayi Sitesi/İzmir Şubesi ile … arasında genel nakdi gayrinakdi kredi sözleşmesi imzalanarak kredi kullandırıldığını, … ve ……’un müşterek müteselsil kefil sıfatı ile kredi sözleşmesini imzaladıklarını, davalı-borçlularca ödenmesi gerekirken borç bakiyesinin müvekkili bankaya ödenmediğini, bunun üzerine kredi hesabı kat edilerek; borcun ödenmesi hususunda asıl borçlu … ile kefiller … ve …’a ayrı ayrı Bornova 2. Noterliği’nin 23.07.2019 tarihli …. yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, işbu borcun ödenmemesi üzerine İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. D.İş sayılı dosyasından alınan ihtiyati haciz kararı İzmir 27.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına sunularak genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinin başlatıldığını, ihtiyati haciz kararının söz konusu icra dosyasında infaz edildiğini, borçlu-davalılara 7 örnek ödeme emri gönderildiğini, davalılar tarafından icra takibine itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu,6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinden sonra gelmek üzere kanuna eklenen 5/a maddesi düzenlemesi ile ticari davalarda dava şartı olarak getirilen Arabuluculuk müessesesinin 01.01.2019 tarihinden itibaren uygulanmaya başlamış olması sebebiyle, itirazın iptali davası açılmadan, öncesinde 24.11.2020 tarihinde taraflarınca Arabulucuya başvurulduğunu, davaya ilişkin 07.01.2021 tarihinde yapılan arabuluculuk görüşmesinde tarafların anlaşamaması sebebiyle arabuluculuk faaliyeti sona erdirilerek anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak düzenlendiğini, borçlu- davalıların itirazının, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, itiraz edilen icra takibinin, davalı-borçluların imzaladığı Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmelerinin hükümleri doğrultusunda kullandırılan ve geri ödenmeyen alacağımızın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız haciz yolu ile icra takibi olduğunu, yapılan icra takibinin, yasal düzenlemeler ve Yargıtay içtihatları karşısında haklı ve yerinde olduğunu, davalı borçlunun, kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumlu olduğunu bu nedenle davalılar tarafından İzmir 27. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe vaki itirazların iptaline ve borçluların takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı asil …’un sunduğu cevap dilekçesinde özet olarak ;
“Davacı banka tarafından İzmir 27. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile aleyhine genel haciz yolu ile takip başlatıldığını haklı itirazı üzerine işbu takibin durdurulduğunu, kredi borcunun zamanında ödenmediği için aleyhine Bornova 2.Noterliği’nin 23.07.2019 tarih ve ……yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiği ileri sürülmekte ise de, işbu dava ile birlikte öğrendiği ihtarname içeriğinde yer alan hesap özetinin mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını, yine, işbu hesap özetinde toplam olacak olarak belirtilen miktar ile, takip dosyasında istem konusu edilen miktarın da uyuşmadığını belirterek mevcudiyeti ve likiditesi muğlak alacak iddiasına dayalı, usul ve yasaya aykırı biçimde aleyhine başlatılan takibe ilişkin haklı itirazları ve cevapları doğrultusunda aleyhindeki davanın reddi ile takibin iptaline karar verilmesini talep edilmiştir.
Davalı asil …’un sunduğu cevap dilekçesinde özet olarak ;
“Davacı banka ile … arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, kredi borcunun zamanında ödenmediğinden bahisle borçlu ve kefiller aleyhine Bornova 2.Noterliği’nin 23.07.2019 tarih ve ….yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilmiş ise de, işbu dava ile birlikte ıttıla eylediği ihtarname içeriğinde yer alan hesap özetinin mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğunu, yine, işbu hesap özetinde toplam olacak olarak belirtilen miktar ile takip dosyasında istem konusu edilen miktarın da uyuşmadığını belirterek mevcudiyeti ve likiditesi muğlak alacak iddiasına dayalı, usul ve yasaya aykırı biçimde aleyhine başlatılan takibe ilişkin haklı itirazları ve cevapları doğrultusunda aleyhindeki davanın reddi ile takibin iptaline karar verilmesini takip konusu asıl alacağın %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı asil …’un sunduğu cevap dilekçesinde özet olarak ;
Davacı banka ile … arasında kredi sözleşmesi imzalandığı, kredi borcunun zamanında ödenmediğinden bahisle kredi borçlusu ile birlikte aleyhine Bornova 2.Noterliği’nin 23.07.2019 tarih ve …yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiği ileri sürülmekte ise de işbu dava ile birlikte ıttıla eylediği ihtarname içeriğinde yer alan hesap özeti mesnetsiz ve hukuka aykırı olup gerçeği yansıtmadığını yine, işbu hesap özetinde kefaletim yönünden toplam olacak olarak belirtilen miktar ile, takip dosyasında istem konusu edilen miktarın da uyuşmadığını , ihtarname içeriğinde kredi borçlusunun kredi hesaplarının kat edildiğinin belirtildiğini, kat tarihi ile aynı tarihli ihtarnamenin hesap özeti kısmında işlemiş faizlere yer verilmesinde hukuki isabet bulunmadığını, bu halde muacceliyet tarihi itibariyle, hesap özetinde ana paraya ilişkin faiz hesaplanması, devamında işbu faizin anaparaya dahil edilmesi ile bulunan miktarın “asıl alacak” olarak belirtilerek kredi borçlusu ile birlikte aleyhine takibe girişilmesi ve üstelik bu alacak yönünden de ayrıca işlemiş temerrüt faizi olarak takibe dahil edilmesi bileşik faize sebebiyet verdiğini, davacı bankanın bu mahiyetteki uygulamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek mevcudiyeti ve likiditesi muğlak alacak iddiasına dayalı, usul ve yasaya aykırı biçimde aleyhine başlatılan takibe ilişkin haklı itirazları doğrultusunda aleyhindeki davanın reddi ile takibin iptaline karar talep etmiştir.
DELİLLER
Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi Bornova 2.Noterliği’nin 23.07.2019 tarihli ….. yevmiye numaralı ihtarnamesi, İzmir 27.İcra Müdürlüğü … Esas sayılı İcra takip dosyasındaki belgeler, anlaşmamaya dair son tutanak, Banka kayıtları, bilirkişi incelemesi ve her türlü yasal deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davalı …’un borçlu, davalılar … ve …’un müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu, davacı ve davalılar arasında düzenlenen davaya konu 07/06/2016 tarihli genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi uyarınca, sözleşmede kararlaştırılan ödeme takvimine uygun olarak ödemelerin yapılmaması gerekçesi ile davacı tarafça, hesabın kat edilerek kat ihtarnamesinde verilen süre içinde ödenmeyen kredi borcundan kaynaklanan alacağının tahsili için davacı bankanın, davalılar hakkında yaptığı icra takibinde; davalıların borca ve ferilerine itirazının iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu İzmir 27. İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyasında; davacı banka, davalılar hakkında, 06/12/2019 tarihinde, davaya konu kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için ilamsız icra yoluyla takip yapmış, davalılara ödeme emrinin tebliğinden sonra yasal süre içinde davalılar tarafından sunulan itiraz dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz edilmiş, bu nedenle davalılar hakkındaki takip durmuştur.
Dava, İİK’nun 67(1) maddesinde düzenlenen hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Yetkili icra dairesinde takip yapılması, geçerli bir icra takibinin varlığı yönünden zorunlu olup bu durum itirazın iptali davalarında dava şartlarından biridir. İcra müdürlüğünün yetkili olduğunu resen inceleme yetkisinin bulunmaması nedeniyle, bu dava şartı mahkeme tarafından resen gözetilmek zorunda olup davalı … tarafından sunulan itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilerek yetkili icra dairesinin Torbalı İcra Dairesi olarak gösterilmesi nedeniyle usulüne uygun sunulan icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazın haklı olup olmadığının incelenmesi gerekmiştir.2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 50. maddesinde para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanacağının, ayrıca takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesinin de takibe yetkili olduğunun düzenlendiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6. maddesinde genel yetkili mahkemenin davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunun, 7. maddesinde davalı birden fazla ise davanın bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceğinin, ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılacağının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceğinin belirtildiği, az önce yer verilen yasa hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirme sonucunda davalılardan …’un ve …’un yerleşim yeri adresinin Konak/İzmir olduğu, ayrıca sözleşmenin imzalandığı banka şubesinin Türkiye İş Bankası Anonim Şirketinin Sanayi İzmir Şubesi olduğu, sözleşmenin ifa edileceği yerin de İzmir olduğu göz önünde bulundurulduğunda davalı …’un icra dairesinin yetkisine yönelik yaptığı itirazın iptaline karar verilmiştir.
Cevap dilekçesinde; davalı … dava konusu kredi sözleşmesinin kendisine imzalatıldığını hatırlamadığını kendisinin sadece eşi …’un, kredi borçlusu olan oğlu …’a kefaletine dair eş muvafakatnamesinin alındığını ileri sürmüş ise de icra dosyasındaki borca itiraz dilekçesi incelendiğinde davalı borçlunun icra takibine dayanak kredi sözleşmesindeki adına atılı imzaya açıkça itiraz etmediği, imza inkarının açıkça yapılması gerektiği yine cevap dilekçesinde de açık bir imza inkarının olmadığı, kaldı ki borca itiraz dilekçesinde imza itirazı ileri sürülmediğinden eldeki davada da borçlunun imza inkarında bulunamayacağı birlikte değerlendirildiğinde, davalı …’un aksi yönündeki iddiası haklı görülmemiştir.
Toplanan tüm deliller ve mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen, gerekçeli ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi raporu ve ek raporu ile; taraflar arasında 07/06/2016 tarihli genel kredi sözleşmesi ile 29/03//2017 tarihli sözleşme limitinin artırılması sözleşmelerinin düzenlendiği, genel kredi sözleşmesinde davalı …’un asıl borçlu, davalılar … ve …’un müteselsil kefil ve borçlu sıfatıyla taraf oldukları, limit artırım sözleşmesinde …’un kefaletinin bulunmadığı, genel kredi sözleşmesinde ve limit artırım sözleşmesindeki TBK’nun 583. maddesi yönünden kefalete ilişkin tüm şekil şartlarının yerine getirildiği, taraflar arasındaki kredi sözleşmelerinin varlığının ve içeriğinin uyuşmazlık konusu olmadığı, genel kredi sözleşmesinde dönem faizlerinin ödenmesinin temerrüde düşülmesi halinde de bunların muaccel oldukları tarihten itibaren, ödeme tarihine kadar geçecek günler için temerrüt tarihinde bankaca borçlu cari hesap şeklinde çalıştırılan kredilere uygulanan en yüksek cari faiz oranının 2 katı oranında gecikme faizi uygulanacağının kararlaştırıldığı, sözleşme kapsamında davalı asıl borçluya bilirkişi raporunda ayrıntıları gösterildiği üzere 21/06/2019 tarihinde 30000,00 TL tutarında yıllık %29,40 faiz oranıyla borçlu cari hesap kredisi kullandırıldığı, kullanım tarihinden hesap kat tarihine kadar 784,00 TL faiz işlediği ve 39,20 TL olmak üzere toplam 30.823,20 TL borçlu cari hesap alacağı oluştuğu, sözleşme hükümleri uyarınca akdi faiz oranının %29,40 olduğu ve ödeme emrinde talep edilen %48,00 oranındaki faizin uygun olduğu, bu konudaki belge örnekleri alınarak bilirkişi tarafından hazırlanan raporda ayrıntıları gösterildiği şekilde takip tarihi itibariyle davacı tarafın 30.823,00 TL asıl alacak, 5.379,68TL işlemiş temerrüt faizi,268,98 TL BSMV ve 1250,69 TL masraf olmak üzere toplam 37.722,55 TL alacak talebinde bulunabileceği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile bilirkişi raporunda belirlenen alacak kalemleri ve toplamı üzerinden takibin devamına, davacı tarafın fazlaya ilişkin isteminin reddine, davaya konu alacağın likit olup, davalıların haksız itirazı nedeniyle kabul edilen alacak miktarı yönünden icra inkar tazminatına ilişkin yasal koşulların oluştuğu göz önünde tutularak davalıların alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmalarına karar verilmiş olup davalı taraflarca kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de, davacı tarafın reddedilen alacak bölümü yönünden kötü niyetli olmadığı ve davalı tarafın kötü niyet iddiasını kanıtlayamadığı dikkate alınarak, davalı tarafça talep edilen kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE,
-Davalılar …, … ve …’un İzmir 27. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZLARININ 30.823,20 -TL asıl alacak, 5375,68-TL işlemiş faiz ve 268,98-TL BSMV, 250,69 TL masraf olmak üzere toplamda 37722,55-TL yönünden KISMEN İPTALİNE, İzmir 27. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 30.823,20TL asıl alacak, 5.375,68TL işlemiş faiz, 268,98-TL BSMV bedeli ve 250,69 TL masraf olmak üzere toplamda 37.722,55-TL üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %48,00 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacak miktarı olan 30.823,20-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılar …, … ve ……dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 2.576,83- TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 469,08- TL hartan mahsubu ile bakiye 2.107,75- TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 29,50- TL elektronik tebligat, 114,00- TL tebligat, 750,00- TL bilirkişi ücreti, 187,00- TL posta masrafı, 469,08- TL peşin harç, 59,30- TL başvurma harcı, olmak üzere toplam 1.608,88- TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranı dikkate alınarak 1.562,63- TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.06/10/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
e-imza