Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/182 E. 2022/636 K. 24.08.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/182
KARAR NO : 2022/636

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/03/2021
KARAR TARİHİ : 23/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait … plakalı araçta meydana gelen trafik kazası neticesinde karşı taraftan şimdilik 1.000,00- TL bakiye hasar tazminatı alacağı, 750,00- TL çekici ücreti, ve 50-TL araç mahrumiyet tazminatının haksız fiilin meydana geldiği tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (sigorta şirketi bakımından avans faizi) sigorta teminat limitleri dahilinde davalılardan müştereken ve müteselsil olarak ve ayrıca … tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin kızının hafif derecede yaralandığını ve sonrasında yaşadıkları bu travmayı uzunca bir süre atlatamadığını bu nedenle davalılardan …’tan 2.000,00- TL manevi tazminatı müvekkiline ödenmesine, yargılama ve vekalet ücreti ile birlikte karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı … veikili tarafından 11/05/2021 tarihli cevap dilekçesinde; Alanında uzman bilirkişilerce düzenlenecek rapor doğrultusunda kusur oranının yeniden tayin edilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde sunulmuş olan bilgi belge ve raporların davacı tarafın manevi tazminat taleplerini ispatlar nitelikte mahiyette ve kuvvette olmadığını, ayrıca kabul etmemekle birlikte bahse konu manevi tazminat talebi fahiş olup tazminat sübuta ve hakkaniyete uygun olması ve zenginleşme aracı olarak kullanılmaması gerektiğini, izah ettiği nedenlerle yerinde bulunmayan davanın esas yönünden reddine masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş Vekili tarafından Sayın Mahkemeye Sunulan 12.04.2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu kazaya karışan … plakalı araç müvekkili olduğu şirket nezdinde …-… poliçe numaralı …/ … ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili sigorta şirketi tarafından araç hasarı için davacıya 31.500,00-TL ödemenin yapılmış olduğunu müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğu kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu bu nedenle kusur durumunun tespitinin gerektiğini, ZMMS Sigortacısı olan müvekkilin şirketin dolaylı zarar olan ikame araç bedeli ve çekici ücreti tutarından sorumlu olmadığını, bu nedenle dolaylı zarar niteliğinde olan araç mahrumiyet bedeli ve çekici ücretinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesinin …/… D.İş sayılı dosyası, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili, müvekkilinin maliki ve sürücüsü olan davalılardan … olan ve diğer davalı … Sigorta Anonim Şirketi tarafından ZMMS ile sigortalanmış olan … plakalı aracın … tarihinde müvekkili … adına kayıtlı … plakalı araca çarparak trafik kazasına sebebiyet verdiğini, kazanın meydana gelmesindeki kusur oranlarına itiraz edildiğini, davalılardan …’ın ZMMS Sigortacısı … Sigortaya ihbarda bulunulduğunu ve … no.lu hasar dosyası açılarak müvekkili aracına pert- total işlemi uygulanmak istendiğini, müvekkilinin aracının 12.10.2020 tarihinde kendisinin …’e 27.000,00-TL bedele sattığını sigorta şirketi tarafından belirlenen 42.000,00-TL tutarlı hasar tazminatının %75 i olan 31.500,00-TL’nin müvekkiline ödenmesi suretiyle aracın müvekkile terk edilmesinin teklif edildiğini, sigorta şirketince aracın rayicinin oldukça düşük tutularak hesaplanan tazminatın çok düşük olduğunu, İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesince …/… D.İş sayılı dosyası ile yaptırılan tespitte aracın kaza tarihindeki rayici 75.000,00- TL aracın hasarlı hali ile satış değerinin ise 15.000,00-TL olarak belirlendiğini, Afyonkarihisar’da gerçekleşen kaza sonrası müvekkili aracının 1.652,00-TL çekici ücreti ödeyerek aracını İzmir’e getirdiğini, ayrıca aracından da mahrum kaldığını, izah edilen nedenlerle şimdilik 1.300-TL bakiye hasar tazminatının, 750,00- TL çekici ücretinin ve 50.00-TL araç mahrumiyet tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, davalılardan …’ın 2.000,00-TL manevi tazminatın müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama safahatında, 1.000,00-TL bakiye hasar tazminatı 750,00- TL Çekici gideri, 50,00 TL Araç mahrumiyet tazminatı ve 2.000,00- TL Manevi tazminat, 12.601,80 TL’ye ıslah etmiştir.
Dava trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkememizce dosya rapor aldırılmak üzere mahkememizce görevlendirilen Trafik Hasar Uzmanı ve sigorta hesap bilirkişilerine tevdi edilmiş ve 27/08/2021 havale tarihli bilirkişi heyet raporu aldırılmıştır. Bilirkişi heyet raporunda; Takdiri tamamen Sayın Mahkemeye ait olmak üzere sürücü … plakalı aracın davalı sürücüsü …’ın meydana gelen trafik kazasında 1. Derecede etken hatalı davranışı sergilemiş olduğu, davacıya ait … plakalı aracın sürücüsü …’ın idaresindeki … plakalı otomobil ile karıştığı trafik kazasında 2. Derecede ve alt düzeyde hatalı davranış sergilemiş olduğu iş bu kaza nedeniyle davacıya ait … plakalı Honda marka aracın sol yan, ön ve sağ yan ve arka kısımlarında meydana gelen hasarların bahse konu trafik kazası ile uyumlu olduğu, … tarihinde meydana gelen olayda … plakalı araç sürücüsü …’ın %90 kusur oranına isabet eden miktarda kusurlu olduğunu, davacının 41.000,00- TL maddi zararının olduğunu, davalının Hazine Müsteşarlığı’nın belirlediği ZMMS poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğu, yine 21.08.2020 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile sorumlu tutulabileceği hususlarında görüş ve kanaatlerini içerir raporlarını dosyaya sunmuşlardır.
Oluşa, dosya içeriğine ve bilimsel verilere uygun bulunan raporlar mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınabilir kabul edilmiştir.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları ; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanunun 85/1 maddesine göre bir aracın işletilmesi bir kimsenin ölmesi veya yaralanması yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Aynı yasanın 91.maddesinde ise işletenlerin Kara Yolları Trafik Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu belirtilmiştir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
6098 sayılı TBK’nun 56. Maddesinde bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda hakim tarafından olayın özellikleri göz önünde tutularak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat tazminat olarak ödenmesine karar verilebileceği, ağır bedensel zarar veya ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebileceği düzenlenmiştir.
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp çözümlenmesi gerekmektedir.
Karayolları Trafik Kanunu’nda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ”Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. maddesinde:
”Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanun’un 105. maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler” hükmü ile zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış, burada örnekseme yoluna gidilmeyip tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından, sadece tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır.
Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış; böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda sigorta kapsamında olduğu benimsenmiştir.
Somut olayda yukarıda bahsi geçen yasal düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde, … tarihinde … plaka sayılı aracın davacı … isimli şahsın … plakalı aracına çarparak trafik kazasına sebebiyet verdiğini, dosyada mevcut trafik ve aktüerya hesap uzmanları tarafından düzenlenen bilirkişi heyet raporunda … plakalı araç sürücüsünün %90 kusurlu olduğunu, … tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu davacının 43.200,00 TL maddi zararının olduğu, davalının Hazine Müsteşarlığı’nın belirlediği ZMMS poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğu, bu miktar zararın 31.500- TL’sini davalı sigorta şirketi tarafından ödendiği, bakiye 11.700-TL tutarında davacının zararının bulunduğu, yine söz konusu trafik kazası nedeniyle davacının çekici ücreti nedeniyle 1.486,80-TL zararının bulunduğu, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun teminat bedeli olan 9.500-TL ile sınırlı olduğu, mahkememizce kabul edilmiştir. Davacının davalı sigorta şirketine karşı ikame araç bedeli alacağına ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Zira bu alacak kaleminden sigorta şirketinin bir sorumluluğu bulunmamaktadır ve bu itibarla bu zarar kalemi sigorta poliçesi teminatı dışındadır, Diğer yandan söz konusu trafik kazasında davacının kızı … isimli küçük yoğun derecede korku yaşamış ve kaza nedeniyle yaralanmıştır. Bu durum ise davacı açısından yoğun bir üzüntü ve acıya sebep olmuştur. Davacının yaşadığı bu üzüntü ve acıdan dolayı davacı lehine mahkememizce bir miktar manevi tazminata da hükmetmek gerekmiştir.
Mezkur nedenlerle davanın kısmen kabulüne kısmen ise reddine karar karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı tarafça davalı … Sigorta A.Ş’ye yöneltilen 1215 TL ikame araç bedeli alacağına ilişkin talebin REDDİNE,
Davalı … Sigorta A.Ş duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 1215 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta A.Ş’ye verilmesine,
2-Davanın maddi tazminat talebi yönünden KABULÜ ile,
1215 TL araç mahrumiyetine ilişkin alacağın kaza tarihi olan … temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
1.486,80 TL çekici ücreti + 11.700,00 TL hasar bedeli olmak üzere toplam 13.186,80 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen ( sigorta şirket yönünden 21/08/2020 temerrüt tarihinden itibaren ve 9.500 TL teminat ile sınırlı olmak kaydıyla) diğer davalı … yönünden ise 08/08/2020 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 5.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davanın manevi tazminat talebi yönünden KISMEN KABULÜNE,
1000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/08/2020 arihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacı taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 1.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 1.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 969,10 TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 64,90-TL harcın ve 215,21- TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 688,99- TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 68,00-TL elektronik tebligat, 19,00- TL posta ücreti, 2.000,00- TL bilirkişi ücreti, 64,90-TL peşin harç, 59,30- TL başvurma harcı, 215,21-TL tamamlama harcı, olmak üzere toplam 2.426,41- TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranı dikkate alınarak 2.098,60- TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır