Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/166 E. 2022/228 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/166
KARAR NO : 2022/228

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/03/2021
KARAR TARİHİ : 10/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10/12/2020 tarihinde müvekkiline ait … plaka sayılı araca … plakalı aracın tarihinde kusurlu çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, müvekkiline ait aracın hasara uğradığını, … plaka sayılı aracın kazanın oluşumunda tam ve asli kusurlu olduğunu, … plaka sayılı aracın davalı … Sigorta A.Ş tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalı sigorta şirketinin zararı tazmin etmediğini, Davalı … Sigorta A.Ş yönünden eksik ödenen hasar tazminatı farkının (bakiye hasar tazminatı alacağının) Yargıtay kararlarına göre iskontosuz gerçek zarar fiyatları ile rakama kdv dahil hesabı ile şimdilik 10,00 TL nin 27/11/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline, davalı … Sigorta A.Ş yönünden Değer kaybı tazminat alacağının şimdilik 10,00 TL hasar kaybı tazminatı, 10,00 TL değer kaybı tazminatının 27/11/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline, diğer davalı … yönünden ise kazanç kaybı tazminatı olarak şimdilik 10,00 TL’ nin haksiz fiil tarihi 10/12/2020 den itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı taraflar cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER
Poliçe ve hasar dosyası, trafik tescil kayıtları, kaza tespit tutanağı, ekspertiz raporu, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili, müvekkiline ait, dava dışı … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracın 10/12/2020 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpışması ile maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazada davalı sigorta şirketi tarafından trafik sigortası ile sigortalanan … plakalı aracın %85 oranında asli kusurlu olarak bulunduğu, müvekkilinin aracında değer kaybı oluştuğunu belirterek davalı … Sigorta A.Ş’den şimdilik 10,00 TL değer kaybı, 10,00 TL hasar kaybı tazminatı ve davalı …’dan şimdilik 10,00 TL kazanç kaybı tazminatı olmak üzere toplam 30,00 TL’nin kaza tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraflardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş yargılama safahatında değer kaybı, hasar kaybı ve kazaç kaybı bedeline ilişkin talebini 38.023,23 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Dava, trafik kazasına bağlı araç hasarından kaynaklanan hasar ve değer kaybı ile kazanç kaybı tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce dosya rapor aldırılmak üzere mahkememizce görevlendirilen Sigorta Hesap ve Trafik Hasar Uzmanı bilirkişilerine tevdi edilmiş ve 24/08/2020 tarihli bilirkişi heyet raporu aldırılmıştır. Bilirkişi heyet raporunda; İş bu kazaya karışan … plakalı araç sürücüsünün 85 kusur oranına isabet eden mıktarda kusurlu olduğu kabul edilirse Kazanın oluşumunda sürücüsü » 85 kusurlu olan … plaka sayılı aracın, Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet ( Trafik ) Sigortasının davalı … Sigorta Şirketi tarafından, 27.11.2020-2021 tarihleri arasında geçerli … numaralı poliçe ile yapılmış olduğu ve Hazine Müsteşarlığı tarafından kaza tarihi 2020 yılı itibariyle sigorta teminatının 41.000,00 TL olarak belirlendiğini, Kasko sigortası içinde ( İhtiyari Mali Mesuliyet ) Sigortasının da, yine davalı … Sigorta A.Ş. tarafından | 1.10.2020-2021 tarihleri arasında geçerli süre için … numaralı poliçe ile yapılmış olduğu ve teminat limitinin (kaza başına) 500.000,00 TL olarak belirlendiğini, davaya konu 10.12.2020 tarihli kazanın teminat süreleri içinde meydana geldiğini, … plakalı aracın Gerek ZMM ve gerekse İHMM sigortası davalı … Sigorta AŞ tarafından yapılmış olduğunu, bu halde ZMM ile verdiği teminat 41.000 TL ve İHMMil iği teminat 500.000 TL olmakla 3. Kişilerin toplam zararı için verdiği teminat miktarı 541.000 TL’sı olduğu hususlarındaki tespitlerini belirterek oluşa, dosya içeriğine ve bilimsel verilerek uygun bulunan rapor mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınabilir kabul edilmiştir.
2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanunun 85/1 maddesine göre bir aracın işletilmesi bir kimsenin ölmesi veya yaralanması yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Aynı yasanın 91.maddesinde ise işletenlerin Kara Yolları Trafik Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu belirtilmiştir. Yine 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinde kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle hükümlü olduğu, aynı yasanın 51.maddesinde ise tazminatın kapsamı ve ödeme biçiminin, durumun gereği ve özellikle kusurun ağırlığı göz önüne alınarak hakim tarafından belirleneceği hususları düzenlenmiştir.
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları ; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp çözümlenmesi gerekmektedir.
Karayolları Trafik Kanunu’nda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ”Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. maddesinde:
”Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanun’un 105. maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler” hükmü ile zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış, burada örnekseme yoluna gidilmeyip tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92/b. maddesinde yer alan “İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna” ilişkin hükümdür.
Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından, sadece tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır.
Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış; böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda sigorta kapsamında olduğu benimsenmiştir.
Somut olayda, davacıya ait … plaka sayılı araç ile davalı sigorta şirketi tarafından ZMM ve İMM poliçesi ile sigortalı ve davalı …’ın maliki bulunduğu … plaka sayılı aracın 10/12/2020 tarihinde karıştıkları trafik kazasında davacıya ait araçta hasar meydana geldiği, tüm dosya kapsamından kazanın meydana gelmesine davalı tarafa ait araç sürücüsünün %85 oranında ve asli kusurunun neden olduğu, davacıya ait araçta 65.000,53 TL tutarında hasar meydana geldiği, davalı tarafın kusuruna isabet eden hasar tutarının 55.250,45 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından davadan önce davacıya 30.508,47 TL ödeme yapılmış olduğu, bu tutarın düşülmesi ile davacının aracında meydana gelen ve davalının kusuruna isabet eden hasar tutarının 24.741,98 TL olduğu, yine kaza nedeniyle davacının aracında değer kaybı oluştuğu, kusur durumları gözetilerek yaptırılan hesaplamada değer kaybı tutarının 8500 TL olduğu, yine davacıya ait aracın ticari taksi olarak kullanıldığı, aracın tamirat süresinin 15 gün olarak kabulünün makul olduğu, bu süre içinde davacı tarafça ortalama günlük 375 TL kazanç elde edilebilecek iken tamirat süreci nedeniyle davacının bu kazançtan mahrum kaldığı, bu şekilde davacının elde etmekten yoksun kaldığı kazanç tutarının toplamda 5625 TL olduğu, davalı tarafa ait araç sürücüsünün kusuruna isabet eden miktar gözetildiğinde bu zarar tutarının 4781,25 TL’lik kısmı kadar davacının zararının bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacıya ait araçta meydana gelen hasar ve değer kaybı alacaklarından davalı araç maliki ve davalı sigorta şirketi sorumlu bulunmaktadır. Ancak bu zarar kalemlerine ilişkin davacı sadece davalı sigorta şirketinden talepte bulunmuştur. Bu itibarla hasar ve değer kaybına ilişkin 33.241,98 TL tazminattan davalı … Sigorta A.Ş’nin sorumlu tutulmasına mahkememizce karar verilmiştir. Diğer yandan 4781,25 TL tutarındaki kazanç kaybına ilişkin alacaktan ise sigorta poliçesi ve yukarıda değinilen yasal düzenlemeler gereğince sadece araç maliki davalı …’ın sorumluluğu bulunmaktadır. Zaten davacı taraf bu alacak kalemine ilişkin talebini sadece davalı malike yöneltmiştir. Bu itibarla mahkememizce bu alacak kaleminin araç maliki davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
Mezkur nedenlerle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile,
4.781,25 TL kazanç kaybına ilişkin tazminatın 10/12/2020 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
33.241,98 TL hasar ve değer kaybı tazminatının 10.491,53 TL’lik kısmının 24/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile 22.750,45 TL’lik kısmına ise 26/01/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 5.703,48 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar yasası gereğince alınması gereken 2597,36 TL harç olmak üzere 59,30 TL peşin harç ve 649 TL ıslah harcının mahsubu ile 1889,06 TL eksik harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
7155 Sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14 maddesi gereğince ilerde haksız çıkacak taraftan tahsil edilmek üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320.00 TL zorunlu Arabuluculuk yargılama giderinin davalı … Sigorta A.Ş’den alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı tarafından yapılan 5,50 TL elektronik tebligat, 38,00 TL tebligat, 224 TL posta masrafı, 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 649 TL ıslah harcı, 375 TL ekspertiz ücreti ve 1.500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplamda 2910,10 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafların yokluğunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/03/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza