Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/138 E. 2021/480 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/138 Esas
KARAR NO : 2021/480

DAVA : Şirketin İhyası (TTK’nun Geçici 7.Maddesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/03/2021
KARAR TARİHİ : 23/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, ihyası talep edilen … Taşıt Araçları ve Pazarlama Ltd Şti’nin ortağı olduğunu, yaşanan ekonomik kriz nedeniyle ticari faaliyetine devam edemediği için Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından sicilden terkin edildiğini, ancak tasfiye işlemlerinin gerektiği gibi tamamlanmadığını ve şirkete ait … ve … plakalı araçların … Trafik Tescil Şube Müdürlüğü nezdinde dosyalarının açık kaldığını, bu araçların kullanılamaz durumda olduğunu, terkinlerinin yapılabilmesi amacıyla şirketin ihya edilmesinin gerektiğini bildirmiş terkin edilen … Taşıt Araçları ve Pazarlama Ltd Şirketinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı … cevap dilekçesinde; 23/10/1992 tarihinde tescil edilen şirketin genel kuruluna ilişkin en son tescilin 06/10/1999 tarihinde yapıldığını başkaca genel kurul yapılmadığı için TTK’nun geçici 7. maddesi uyarınca çıkarılan Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim Ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine Ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ gereği 14/05/2013 tarihinde münfesih sayılarak tescilli adresine ihtarda bulunulduğunu, yasal süresi içerisinde ihtara yanıt verilmemesi nedeniyle 26/09/2013 tarihinde sicil kaydının resen silindiğini, TTK geçici 7/(15) maddesi uyarınca Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanların haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebileceklerini, dava konusu ihyası talep edilen şirketin sicil kaydının 26/09/2013 tarihinde silinmesi nedeniyle yasal süresinde açılmayan bu davanın öncelikle süre yönünden reddinin gerektiğini, terkine ilişkin işlemlerin yasaya uygun yapıldığını, silme işleminin kanun hükmünün uygulaması sonucu olması ve müdürlüğün yasal hasım konumunda olup dava açılmasına sebebiyet vermemesi sebebiyle yargılama giderlerinden sorumlu olmadıklarını bildirmiş, yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalarına karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, TTK’nun geçici 7.md hükmü uyarınca Ticaret Sicilinden resen silinen … Taşıt Araçları ve Pazarlama Ltd Şti’nin ihyası istemine ilişkindir.
Davaya konu … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil no’sunda kayıtlı … Taşıt Araçları ve Pazarlama Ltd Şti’nin TTK’nun geçici 7. maddesi uyarınca Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından sicil kaydı 26/09/2013 tarihinde resen terkin edilmiştir.
TTK’nun geçici 7 (15) maddesinde; “Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek mal varlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal eder. Hazine bu şirket ve kooperatiflerin borçlarından sorumlu tutulmaz. Tasfiye memurlarının sorumlulukları konusunda, özel kanunlardaki sorumluluğa ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun veya Kooperatifler Kanunu hükümleri uygulanır. Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmü düzenlenmiş, aynı maddenin ikinci fıkrasında davacı ve davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiştir.
TTK’nun 7 (15) maddesinde düzenlenen beş yıllık süre hak düşürücü süre niteliğindedir. Terkin işlemlerinin Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından kanunda aranan nitelikte yapılmaması, eksiklik ya da hatalı işlemler sonucunda terkinin yapılması halinde bu durumun hak düşürücü süreye etkili olup olmayacağı tartışılabilir ise de mahkememizce böylesi bir durumun hak düşürücü süreye etkili olmadığı kabul edilmiştir. İkinci fıkrada getirilen derdest davaların bulunması istisnası, ilgili maddede davacı ve davalı sıfatlarının açıkça vurgulanması karşısında bu sıfatla devam eden davalarla sınırlı olarak düşünülmeli, bunun dışında kalan şirketin mal varlığının bulunması veya şirket adına veya şirket aleyhinde bir ipoteğin bulunmuş olmasının hak düşürücü süreden sonra şirketin ihyası konusunda dava açılmasının mümkün olmadığı sonucuna ulaşılmalıdır. Zira geçici 7. maddede ön görülen terkin hali tasfiyesiz terkindir. Aksi halde aynı maddedeki silinme tarihinden on yıl sonra şirkete ait mal varlığının hazineye intikal edeceği hükmünün bir anlamı kalmayacağı gibi sonsuz bir sürede ihya davası açılabileceği sonucuna ulaşılacaktır.
Somut olayda Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen evraka göre terkin işleminin yasada düzenlenen usule göre eksiksiz yapılmadığı, TTK’nun geçici 7 (4) maddesi uyarınca şirketin temsil ve izama yetkili kişiye ihtar yollanmadığı anlaşılmış ise de davanın usulsüz terkin iddiası ile şirketin faaliyetine devam etmesi amacıyla yeniden ihyası amacına yönelik olarak açılmayıp yalnız şirket adına kayıtlı 2 adet aracın trafik tescil kaydının terkini amacına yönelik sınırlı olarak açıldığı göz önünde tutularak yasada düzenlenen hak düşürücü sürenin dava konu ve sebebi yönünden de uygulanmasının gerektiği anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ile yasal düzenleme ışığında somut olayda ihyası talep edilen şirketin 26/09/2013 tarihinde TTK’nun geçici 7. maddesi uyarınca Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından resen silindiği, davanın terkin edilen şirketin maliki olduğu 2 adet aracın trafik tescilinden terkini amacıyla sınırlı olarak açıldığı, dava tarihi olan 04/03/2021 tarihi itibariyle TTK’nun geçici 7 (15) maddesinde düzenlenen beş yıllık hak düşürücü sürenin aşılarak davanın açıldığı birlikte değerlendirildiğinde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle;
1-Davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7(15).maddesi uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken karar ve ilam harcı peşin alınmakla başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca kararın kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/06/2021

Başkan …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Katip …
e -imzalıdır