Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/124 E. 2021/458 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/124
KARAR NO : 2021/458

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/02/2021
KARAR TARİHİ : 22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu … Cad. No:… … Mah. …/ İZMİR adresinde müvekkili şirket yetkililerince 23/10/2019, 30/10/2019 ve 21/11/2019 tarihlerinde yapılan kontrollerde kaçak elektrik kullanıldığının tespit edildiğini, adresteki enerji kesilecek …, … ve … seri numaralı kaçak elektrik kullanım tespit tutanakları düzenlendiğini, tutanaklara istinaden kaçak elektrik tüketimi hesaplandığını ve toplamda 1.474,80-TL kaçak elektrik faturası tahakkuk ettirildiğini, davalının … tesisat numaralı abonelik sözleşmesi yaptığını ve bu kaçak elektrik faturasından sorumlu olduğunun, davalının borcu ödememesi üzerine İzmir …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek haksız itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatı hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı şirkete borcu bulunmadığını, şantiyeyi 24/05/2019 tarihinde yapı kullanım iznini alarak kat maliklerine teslim ettiğini, söz konusu apartmanda aboneliğinin bulunmadığını, buna ilişkin davalı kurum tarafından verilen yazıyı ekte sunduğunu, taşınmazın kat maliklerine teslim edilmesi sonrasında kat malikleri tarafından yeni abonelikler açıldığını, davaya konu alacağa ilişkin kullanım …’a ait … nolu dükkanın abonelik sayacının davacı kurum tarafından hatalı olarak … nolu sayaca bağlanmasından kaynaklandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanak aslı,
2-İzmir …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası,
3-Davalıya ait ticaret sicil, esnaf sicil ve vergi sicil kayıtları,
4-… ile davalı … TC Kimlik numaralı … ile arasında imzalanan … tesis numaralı aboneliğe ilişkin Bağlantı Anlaşması, anlaşmanın yapıldığı “… Cad. No:… .. Mah. …/ İZMİR” adresinde 23/10/2019, 30/10/2019 ve 21/11/2019 tarihlerinde yapılan kontroller nedeniyle düzenlenen … seri numaralı 23/10/2019 tarihli, … seri numaralı 30/10/2019 tarihli ve … seri numaralı 21/11/2019 tarihli kaçak kullanım tespit tutanakları ve faturalar,
5-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, 23/10/2019, 30/10/2019 ve 21/11/2019 tarihlerinde “… Mahallesi, … Caddesi, No:… …/İzmir” adresinde bulunan işletmede yapılan kontroller neticesinde düzenlenen … seri numaralı Kaçak Elektrik Tespit Tutanaklarında belirtildiği üzere söz konusu adreste kaçak elektrik kullanıldığının tespiti akabinde Enerji Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin kaçak elektrik kullanımına esas hükümleri gereğince davalı adına düzenlenen fatura ile tahakkuk ettirilen kaçak elektrik kullanım bedelinin tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve … E., … K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … olduğu, borçlunun davalı … olduğu, davacı vekilinin borçlu aleyhinde 1.474,80-TL asıl alacak, 13,77-TL gecikme zammı ve 2,48-KDV olmak üzere toplam 1.491,05-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalının icra takibinin yetkisine ve borca yönelik olarak süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
İtirazın iptali davaları açısından icra takiplerinin yetkili icra dairesinde açılması hususunun dava ön şartı olduğu, icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın dava ön şartı olarak ön inceleme aşamasına geçilmeden önce incelenmesi ve karara bağlanması gerektiği, icra takibi ve davanın 23/10/2019, 30/10/2019 ve 21/11/2019 tarihlerinde “… Mahallesi, … Caddesi, No:… …./İzmir” adresinde bulunan işletmede yapılan kontroller neticesinde düzenlenen … seri numaralı Kaçak Elektrik Tespit Tutanaklarında belirtildiği üzere söz konusu adreste kaçak elektrik kullanıldığının tespiti akabinde Enerji Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin kaçak elektrik kullanımına esas hükümleri gereğince davalı adına düzenlenen fatura ile tahakkuk ettirilen kaçak elektrik kullanım bedelinin tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6. maddesinde genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 16. maddesinde haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğunun düzenlendiği, bu kapsamda her ne kadar davalının yerleşim yeri Menderes ilçesi ise de, davacı şirketin şirket merkezinin İzmir İli, Bornova ilçesinde bulunduğu, kaçak elektrik kullanımının gerçekleştiği iddia edilen taşınmazın İzmir İli, Konak ilçesinde olduğu, bu kapsamda yetkili icra dairesinin de Kınık İcra Dairesi olduğu anlaşılmakla, İzmir …. İcra Dairesinin dava konusu takip açısından yetkili olduğu anlaşılmakla, yetkili icra dairesinde ikame edilmek suretiyle başlatılan icra takibinin usulüne uygun olduğu ve dava ön şartının mevcut bulunduğu anlaşılmakla tefhimle açık yargılamaya devam olunmuştur.
İtirazın iptali davasının görülebilmesinin koşulları; hukuki yarar bulunması, kesin hüküm bulunmaması, geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması, usulüne uygun bir itirazın bulunması, davanın borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde açılması ve icra mahkemesince itirazın kaldırılmamış olması şeklinde belirtilmiştir.
Geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması yönünden ise, öncelikle geçerli bir icra takibi yapılması ve yapılan icra takibine itiraz edilmesi dava şartıdır.
İcra dosyası kapsamında yer alan icra takibinin 29/11/2020 tarihinde başlatıldığı, davalı borçlunun 30/01/2020 tarihinde icra takibine itiraz dilekçesi sunduğu, davacı alacaklı vekili adına çıkartılan itiraz ve karar tensip tutanağı evraklarını içerir tebligatın 08/02/2020 tarihi itibariyle usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, iş bu davanın ise 25/02/2021 tarihinde ikame edildiği dikkate alındığında, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67/1. maddesinde yer alan 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu, davanın hak düşürücü süre içerisinde ikame edilmediği anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, İzmir …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, davalıya ait ticaret sicil, esnaf sicil ve vergi sicil kayıtları, … ile davalı … TC Kimlik numaralı … ile arasında imzalanan … tesis numaralı aboneliğe ilişkin Bağlantı Anlaşması, anlaşmanın yapıldığı “… Cad. No:… … Mah. …/ İZMİR” adresinde 23/10/2019, 30/10/2019 ve 21/11/2019 tarihlerinde yapılan kontroller nedeniyle düzenlenen … seri numaralı 23/10/2019 tarihli, … seri numaralı 30/10/2019 tarihli ve … seri numaralı 21/11/2019 tarihli kaçak kullanım tespit tutanakları ve faturalar ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu uyuşmazlığın 23/10/2019, 30/10/2019 ve 21/11/2019 tarihlerinde “… Mahallesi, … Caddesi, No:… …./İzmir” adresinde bulunan işletmede yapılan kontroller neticesinde düzenlenen … seri numaralı Kaçak Elektrik Tespit Tutanaklarında belirtildiği üzere söz konusu adreste kaçak elektrik kullanıldığının tespiti akabinde Enerji Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin kaçak elektrik kullanımına esas hükümleri gereğince davalı adına düzenlenen fatura ile tahakkuk ettirilen kaçak elektrik kullanım bedelinin tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili taleplerine ilişkin olduğu, İzmir …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu … aleyhinde 1.474,80-TL asıl alacak, 13,77-TL gecikme zammı ve 2,48-KDV olmak üzere toplam 1.491,05-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalının icra takibinin yetkisine ve borca yönelik olarak süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, icra dosyası kapsamında yer alan icra takibinin 29/11/2020 tarihinde başlatıldığı, davalı borçlunun 30/01/2020 tarihinde icra takibine itiraz dilekçesi sunduğu, davacı alacaklı vekili adına çıkartılan itiraz ve karar tensip tutanağı evraklarını içerir tebligatın 08/02/2020 tarihi itibariyle usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, iş bu davanın ise 25/02/2021 tarihinde ikame edildiği dikkate alındığında, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67/1. maddesinde yer alan 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu, davanın hak düşürücü süre içerisinde ikame edilmediği kanaatiyle, iş bu itirazın iptali davası açısından dava ön şartının mevcut bulunmadığı anlaşılmakla, açılan davanın dava ön şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67/1. maddesi atfıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-Yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalının yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.22/06/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.