Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/113 E. 2021/371 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/113 Esas
KARAR NO : 2021/371

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2021
KARAR TARİHİ : 27/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıların, müvekkil Banka … Şubesiyle, … Yem Tarım Hayvancılık Nakliyat Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi arasında imzalanan … seri no.lu 12.03.2018 tarihli Kredi Genel Sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, Sözleşmelere istinaden … Yem Tarım Hayvancılık Nakliyat Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’ne kredi kullandırıldığı fakat borçluların ödeme taahhüdünü yerine getirmedikleri, Davalı … Yem..Ltd.Şti’nin krediyi kullanan asıl borçlu olarak, diğer davalılar … ve … müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak borç ödeme yükümlülüğü taşıdıkları, ihtarnameye rağmen borç ödenmediği, İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile; İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasından alınan ihtiyati haciz kararı uygulanarak icra takibine başlanıldığı, davalı borçluların İzmir …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasında aleyhine yapılan takipte, yapmış bulundukları tüm itirazlarının iptaline ve takibin takip talepnamelerindeki taleplerin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; takibin yetkisiz icra dairesinde açıldığı, takipte yetkili icra dairelerinin … İcra Müdürlükleri olduğu, müvekkillerin ikamet adresinin …’ta olması nedeniyle İzmir İcra Müdürlüklerinin yetkisiz olduğu, davanın yetkisiz mahkemede ikame edildiği, davaya bakmakta … Mahkemelerinin yetkili olduğu, davacının talep ettiği miktarda bir borcun bulumadığı, talep edilen faiz miktarının fahiş olduğu, likid olmayan alacak yönünden icra inkar tazminatı talep edilmesinin haksız olduğu, davanın yetki yönünden reddine, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalıların borçlu ve kefil sıfatı ile yer aldıkları ticari nitelikli genel kredi sözleşmesinden doğan borcun süresinde ödenmediği iddiası ile hesabın kat edilmesinden sonra yapılan icra takibinde davalıların icra dairesinin yetkisi ile borca ve ferilerine ilişkin yaptığı itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davalarında icra dairesinin yetkisine itiraz edildikten sonra mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi halinde İ.İ.K’nun 50. maddesi hükmü göz önünde tutularak öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığının belirlenmesi halinde icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın iptaline karar verildikten sonra mahkemenin kendi yetkisini incelemesi gerekmektedir.
Yetkili icra dairesinde takip yapılması, geçerli bir icra takibinin varlığı yönünden zorunlu olup bu durum itirazın iptali davalarında dava şartlarından biridir. İcra müdürlüğünün yetkili olduğunu resen inceleme yetkisinin bulunmaması nedeniyle, bu dava şartı mahkeme tarafından resen gözetilmek zorundadır.
Somut olayda, davalı taraflarca icra dairesinin yetkisine ve mahkememizin yetkisine itirazla ilk itirazda bulunulmuştur.
Davaya konu genel kredi sözleşmelerinin “Yetkili mahkeme, icra daireleri ve kanuni düzenlemeler” başlıklı 19. maddelerinde yetkili mahkeme ve icra dairelerine ilişkin bir bölüm ayrılmasına rağmen yetkili icra dairesi ve mahkemesi bölümü boş bırakılmış, bir yer adı yazılmamış, aynı paragrafta kredinin sonradan başka bir şubeye nakledilecek olması halinde nakdedilen şubenin bulunduğu yer mahkeme ve icra dairelerinin de yetkili kılındığı, ayrıca bu durumun müşterinin ikametgahı ve bulunduğu yerin veya müşteriye ait mal ve değerlerin veya kredinin nakdedildiği şubenin bulunduğu yerin adli mercilerine başvurulmasına engel olmayacağı kararlaştırılmıştır. Bunun yanında taraflar arasında düzenlenen kefalet sözleşmesinde başkaca bir yetki düzenlemesine yer verilmemiştir.
Sözleşmelerde yetkili kılınan bir yer belirlenmemekle birlikte yukarıda açıklanan ilave yetkili yerler belirlenmiş, kanunen yetkili mahkeme ve icra dairelerinin yetkileri saklı tutulmamıştır.
Davaya konu kredi sözleşmelerinde yer alan borçluların sözleşmedeki yazılı adresleri ile davalıların tamamının yerleşim yerleri …’tır. Bunun yanında kredi sözleşmesinin yapıldığı şube davacı bankanın … Şubesi’dir. Davalılar itiraz dilekçesinde takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığını, yetkili icra dairesinin … İcra Dairesi olduğunu bildirmişlerdir.
Kredi sözleşmelerinde taraflarca uyuşmazlığın çözümündeki yetkili yerin belirlenmediği, sözleşmede yalnız kredinin şubeler arası nakledilmesi ile müşterinin yerleşim yeri ve mal varlığının bulunduğu yerin yetkili olacağının kararlaştırıldığı, davaya konu kredinin bir başka şubeye nakdedildiğine dair bir iddiada bulunulmadığı, sözleşmedeki tarafların yerleşim yeri ve borçlu şirket merkezinin … olduğu, İzmir’de mal varlıklarının bulunduğu yönünde bir iddiada da bulunulmadığı, davaya konu kredi sözleşmelerinde yer alan borçlu ve davalı müteselsil kefillerin tamamının adreslerinin … olarak yazılı olduğu, bu duruma göre takibin İcra İflas Kanunu’nun 50. maddesi ile HMK’nun yetkiye ilişkin düzenlemelerine göre yapılabileceği, bu bağlamda alacağın para borcundan kaynaklanması nedeniyle TBK’nun 89. ve HMK’nun 10. ve 14. maddeleri ile Türk Ticaret Kanunu’nun 7. maddesinde düzenlenen teselsül karinesinin somut olayda uygulanması gerektiği, buna göre takibin sözleşmelerin düzenlendiği ve ifa edileceği yerde yapılabileceği gibi genel yetki kuralı gereğince sözleşmede taraf olan borçlular ile müteselsil kefillerin yerleşim yeri mahkemesinin yetki alanında da yapılabileceği, sözleşmelerin düzenlendiği ve ifa edileceği yerin davacı bankanın … Şubesi olup HMK’nun 6. ve 7. maddeleri uyarınca sözleşmede taraf olan bütün borçluların sözleşmedeki yazılı yerleşim yerlerinin de … olduğu göz önünde tutulduğunda … İcra Dairesi’nin yetkili olduğu, bu durumda İzmir İcra Müdürlüğü’nün yetkisiz olup icra takibinin yetkisiz icra dairesinde yapıldığı anlaşılmakla geçerli bir icra takibinin bulunmaması nedeniyle dava koşulu gerçekleşmediğinden HMK’nun 114 (2) ve 115 (2) maddeleri uyarınca özel dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK 114/2, 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Davacı bankanın … Yönetimi A.Ş’nin Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6741 sayılı Kanunun 8. maddesinin 2. fıkrasının son cümlesi ve 24/01/2017 tarih 2017/9756 kararname eki ve kararın 2. bendi gereği harçtan muaf olması nedeniyle harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı taraflar yararına A.A.Ü.T’nin 7 (2) maddesi uyarınca takdir edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığı dikkate alınarak bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.360,00-TL arabulucu ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/05/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)