Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/104 E. 2022/778 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/104
KARAR NO : 2022/778

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/02/2021
KARAR TARİHİ : 06/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait … plakalı aracın Filo Yönetim Hizmet Sözleşmesi ile … Telekominikasyon Hizmetleri Anonim Şirketine uzun dönem kiraya verildiğini, aracın … Telekominikasyon Hizmetleri Anonim Şirketinin kullanımında olduğu 28.07.2020 tarihinde …Merkezi önünde park haline iken, meydana gelen patlama sonucu hasara uğradığını, müvekkili şirkete ait … plakalı aracın meydana gelen hasar durumu ile tamir bedeli, tamir süresi, değer kaybı ve kazanç kaybı ile ilgili olarak İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş Esas sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, tespit sonucunda verilen raporda hasar bedeli (KDV dahil) 19,078,00-TL, değer kaybı 35.000,00-TL ve aracın 20 günde tamir edileceği belirtildiğini, aracın rent a car aracı olması nedeni ile 1.350,00-TL kazanç kaybı olacağı tespit edildiğini, bu bedellerin tahsili amacıyla İzmir 8. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, davalının itirazı neticesinde takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL hasar bedeli, 1.000,00-TL değer kaybı ve 200,00-TL kazanç kaybı olmak üzere 2.200,00-TL üzerinden takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait …Merkezi olarak bilinen binanın yan duvarına bitişik bulunan ve içerisinde elektrik panolarının bulunduğu tek katlı elektrik pano dairesinde 28/07/2020 tarihinde bir patlama ve yangın meydana geldiğini, davacının patlama sırasında park halinde bulunan aracının hasar, değer ve kazanç kaybı ile ilgili İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu doğrultusunda müvekkili aleyhine davaya konu icra takibini başlattığını, patlama ve yangının oluşmasında müvekkilinin kusuru olmadığı gibi davacının icra takibine konu ettiği alacak kalemlerinden de müvekkil sorumlu olmadığını, bu nedenle dava konusu icra takibine itiraz edildiğini, söz konusu patlamanın olduğu elektrik dairesinde farklı kişi ve şirketlere ait birçok pano ve birçok sayaç bulunduğunu, özellikle … Telekomünikasyonuna ait birçok pano mevcut olduğunu, bu sebeple, kabul anlamına gelmemekle birlikte, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde bile müvekkilinin zarardan tek başına sorumlu tutulmaması gerektiğini, ayrıca bölgenin elektrik dağıtımından sorumlu şirket olan… Elektrik Anonim Şirketinin de sorumluluğu olduğunu, hasarın, sayaç öncesi ve sayaca gelen kısım ve kablolarda meydana geldiği tespit edilmiş olup bu alana müvekkil şirketin müdahale imkanı bulunmadığını, bu alanın bakım ve gözetimi de müvekkilinin yükümlülüğünde olmadığını, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun “Dağıtım Faaliyeti”ni düzenleyen 9. maddesinde sayaçların mülkiyetinin dağıtım şirketlerine ait olacağı belirtildikten sonra “Dağıtım şirketi, lisansında belirlenen bölgede sayaçların okunması, bakımı ve işletilmesi hizmetlerinin yerine getirilmesinden sorumludur.” şeklinde düzenlemenin mevcut olduğunu, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 39. maddesinde ise; “2) Dağıtım lisansı el kişi, sayaçlara ilişkin olarak, Kanun kapsamında sayaçların KURULUMU, BAKIMI VE İŞLETİMİ ile 11/1/1989 tarihli ve 3516 sayılı Ölçüler ve Ayar Kanunu hükümleri doğrultusunda SAYAÇLARA İLİŞKİN GEREKLİ İŞLEMLERİ YAPMAKLA yükümlüdür” denildiğini, müvekkilinin… Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin dağıtım bölgesinde bulunmakta ve bu bölgedeki elektrik dağıtımı ile… Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi iştigal olduğunu, dolayısıyla kablolar ve sayaçların bakım ve onarımı… Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin sorumluluğunda olduğunu, davanın zararın meydana gelmesinde asıl kusuru ve sorumluluğu bulunan… Elektrik Dağıtım Anonim Şirketine ve … İletişim Hizmetleri Anonim Şirketine ihbarını talep ettiklerini belirterek husumet itirazlarının kabulü ile müvekkili bakımından davanın husumet yokluğundan reddine, talebinin kabul edilmemesi halinde ise haksız davanın esastan reddine, davacı hakkında takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya ……… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-İzmir 8. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası,
3-İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş Esas sayılı dosyası,
4-Dava konusu … plakalı araca ait trafik tescil ve ruhsat belgeleri,
5-Davacı … İnşaat Taahhüt Enerji Turizm Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi ile … Telekomünikasyon Hizmetleri Anonim Şirketi arasında imzalanan Uzun Dönem Kiralama Sözleşmesi,
6-İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı Avrupa Yakası İtfaiye Müdürlüğü tarafından 28/07/2020 tarihinde davalı … İnşaat Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketine ait …Merkezinde meydana gelen patlamaya ilişkin olarak düzenlenen 07/08/2020 tarihli Yangın Raporu ve rapora dayanak tüm evrak ve kayıtlar,
7-Şişli İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen 28/07/2020 tarihli Olay Yeri İnceleme Raporu, olay yeri fotoğraflar,
8-… Sigorta Anonim Şirketi nezdinde………….Vergi Sicil Numaralı … İnşaat Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketinin maliki bulunduğu …Merkezine ait ”İş Yeri ve Yangın Sigortası” poliçesi, 28/07/2020 tarihinde meydana gelen patlama sonucunda oluşan riziko kapsamında davacı … İnşaat Taahhüt Enerji Turizm Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi veya davalı … İnşaat Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi tarafından yapılan başvuru evrakları ile başvuru evraklarının şirkete tebliğini gösterir tebligat evrakları, başvuru sonucunda açılan hasar dosyası ve başvuruda bulunan hak sahiplerine yapılan ödemeleri gösterir evrak ve kayıtlar,
9-Bornova 5. Noterliğinin 01/10/2020 tarihli ve ……. yevmiye numaralı ihtarnamesi ve ihtarnamenin muhataba/muhataplara tebliğine ilişkin tebligat evrakları,
10-Beşiktaş 19. Noterliğinin 29/07/2020 tarihli ve ………. yevmiye numaralı ihtarnamesi ve ihtarnamenin muhataba/muhataplara tebliğine ilişkin tebligat evrakları,
11-Kadıköy 1. Noterliğinin 05/08/2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ve ihtarnamenin muhataba/muhataplara tebliğine ilişkin tebligat evrakları,
12-Tanık beyanları,
13-Keşif tutanağı
14-Bilirkişi heyetinin 18/07/2022 havale tarihli raporları,
15-Davacı vekilinin 18/07/2022 havale tarihli ıslah dilekçesi,
16-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, davacı şirkete ait … plakalı aracın aracı Filo Yönetim Hizmet Sözleşmesi kapsamında uzun süreli olarak kiralayan … Telekomünikasyon Hizmetleri Anonim Şirketinin kullanımında iken 28/07/2020 tarihinde davalı şirkete ait …Merkezi önünde park halinde olduğu sırada meydana gelen patlama sonucunda hasar görmesi sonucunda … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli, değer kaybı bedeli ve kazanç kaybı bedellerinden oluşan tazminat tutarlarının davalı şirketten tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkin olduğu ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir 8. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … İnşaat Taahhüt Enerji Turizm Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi olduğu, borçlunun davalı … İnşaat Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi olduğu, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 19.078,58-TL hasar bedeli, 35.000,00-TL değer kaybı, 1.350,00-TL kazanç kaybı, 930,30-TL tespit masrafı, 755,00-TL tespit vekalet ücreti, 517,47-TL diğer faiz, 949,32-TL diğer faiz, 36,62-TL diğer faiz, 8,72-TL diğer faiz ve 7,07-TL diğer faiz olmak üzere toplam 58.633,08-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Davalı vekilinin dava konusu haksız fiile dayanak patlama olayının meydana gelmesinde davalı … İnşaat Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketinin herhangi bir kusuru veya kasıtlı bir eylemi bulunmadığından bahisle husumet itirazında bulunulduğu anlaşılmakla; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 69. maddesinde yer alan ”Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. İntifa ve oturma hakkı sahipleri de, binanın bakımındaki eksikliklerden doğan zararlardan, malikle birlikte müteselsilen sorumludurlar. Sorumluların, bu sebeplerle kendilerine karşı sorumlu olan diğer kişilere rücu hakkı saklıdır.” hükmünün düzenlendiği, bu kapsamda bina malikinin binanın yapımındaki bozukluklar veye bakımındaki eksikliklerden sorumlu olduğu, bina malikinin bir kusuru söz konusu olmaksızın doğan zararı gidermekle yükümlü tutulduğu, bu sorumluluğun öğretide ”kusursuz sorumluluk” veya daha geniş tanımıyla ”kusura dayanmayan nesnel sebep sorumluluğu” denilildiği, burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmadığı, bina malikinin ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabileceği, sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmamasının, özen ödevini yerine getirip getirmemesinin, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmamasının, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip olmadığı, zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığının çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletmenin, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, gene çoğu zararın meydana gelmesini önlemesinin mümkün olmadığı, bu sebeple sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenlerinin, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorunda olduğu, bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğunu ortadan kaldıran, bir başka deyişle, zarar ile yapımdaki bozukluk ve özen eksikliği arasında uygun nedensellik bağını kesen nedenlerin ise mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru ve üçüncü kişinin kusuru nedenleri olduğu, bu kapsamda dava konusu patlama olayının davalı şirkete ait iş merkezinde meydana geldiği, davalı tarafça bu aşamada zarar ile yapımdaki bozukluk ve özen eksikliği arasında uygun nedensellik bağını kesen nedenleri ispatlar mahiyette herhangi bir delilin dosyaya sunulamadığı, söz konusu hususlar ile kusur durumunun mahkememizce yapılacak yargılama sırasında bilirkişi incelemeleri vasıtasıyla belirlenebileceği anlaşılmakla, davalı vekilinin husumet itirazının bu aşamada reddine karar verilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın davacı şirkete ait … plakalı aracın aracı Filo Yönetim Hizmet Sözleşmesi kapsamında uzun süreli olarak kiralayan … Telekomünikasyon Hizmetleri Anonim Şirketinin kullanımında iken 28/07/2020 tarihinde davalı şirkete ait …Merkezi önünde park halinde olduğu sırada meydana gelen patlama sonucunda hasar görmesi sonucunda … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli, değer kaybı bedeli ve kazanç kaybı bedellerinden oluşan tazminat tutarlarının davalı şirketten tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 50. maddesinde para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanacağının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 16. maddesinde haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğunun düzenlendiği, alacaklı davacı şirketin yerleşim yerinin İzmir İli, Gaziemir ilçesinde olduğu, ayrıca yetki itirazının ileri sürülmesi usulünün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 19. maddesinde; “Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.” şeklinde düzenlendiği, dava dilekçesi ve eklerini içerir ön inceleme duruşma gününü bildirir tebligatın davalı şirkete 23/02/2021 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, davalı vekilinin cevap dilekçesi sunma süresi içerisinde Mahkememize sunmuş olduğu süre uzatım dilekçesinde yetki ilk itirazında bulunduklarını belirtmediği, davalı vekilinin cevap dilekçesi sunma süresi sona erdikten ve süre uzatım dilekçesi sunduktan sonra 08/03/2021 tarihinde yetki ilk itirazını içerir dilekçesini mahkememize sunmuş olduğu, yetki ilk itirazının az önce açıklanan sebeplerle süresinde sunulmadığı, bu kapsamda mahkememizin iş bu dava açısından yetkili olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin yetki itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Uyuşmazlığın çözümlenmesi için öncelikle sorumluluk kavramının ve buna ilişkin ilkelerin açıklanmasında yarar bulunmaktadır.
Geniş anlamıyla sorumluluk kavramı; bir kişinin başka bir kişiye verdiği zararları giderme yükümlülüğü olarak açıklanmıştır. Hukuki anlamda sorumluluk ise taraflar arasındaki borç ilişkisinin zedelenmesi sonucu doğan zararların giderilmesi (tazmin edilmesi) yükümlülüğünü içerir.  
Sorumluluk hukukunun tarihsel gelişim süreci içerisinde kusur sorumluluğundan kusursuz sorumluluğa uzayan bir yol izlenmiştir. Kusur sorumluluğunda bir zararı başkasına tazmin ettirmek, ancak zarar onun kusurlu bir fiilinden doğmuş ise mümkündür (Tandoğan, H.: Türk Mes’uliyet Hukuku, Ankara 1967, s.89). Bu sorumlulukta kusur, sorumluluğun öğesi, bir diğer ifade ile kurucu unsurudur (Eren, F.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2014, s. 571).  
Sorumluluk için mutlaka kusurun aranması bazı hâllerde modern tekniğin ve makineleşmenin icaplarına yabancı düşmektedir. Bu sebeple hukukun, esas prensibi olan kusur sorumluluğu yer yer zayıflamış hatta bazı hâllerde tamamen ortadan kalkarak yerini kusursuz sorumluluğa terk etmiştir. Teknik ilerlemeler ve ona bağlı olan tehlikelerin artması karşısında, kusura dayanan sübjektif sorumluluk artık yalnız başına, zarar görenlere etkili bir koruma sağlamaya elverişsiz ve dolayısıyla adaleti gerçekleştirmek bakımından yetersiz kalmıştır. Kusur yoksa sorumluluk da ortaya çıkmaz görüşü artık geçerliliğini kaybetmiştir. Objektif ihtimam vazifesinin ihlali mülahazası gereğince; bir şeye veya şahsa karşı kendisine, kanuni bir ihtimam vazifesi yükletilen kimse, bu vazifeyi kusuru olmaksızın yerine getirmese dahi, bu yüzden doğan zarardan mesul olmalıdır. Kusura dayanmayan sorumlulukta; sorumluluğu doğuran olay, zarar ve zararla söz konusu olay arasında bir illiyet bağı bulunması sorumluluğu doğurmak için yeterlidir (Tandoğan, H.: Kusura Dayanmayan Sözleşme Dışı Sorumluluk Hukuku, Ankara 1981, s.3-10; Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 1985,Cilt I,s. 671).
Öğretide kusursuz sorumluluk hâlleri “olağan sebep sorumluluğu-tehlike sorumluluğu” gibi ikili ayırıma tabi tutulduğu gibi; “hakkaniyet sorumluluğu-nezaret ve ihtimam gösterme yükümünden doğan sorumluluk-tehlike sorumluğu” şeklinde üçlü ayrım yapanlar da vardır. 
Kusursuz sorumluluk, genellikle olumsuz bir biçimde sorumlu kişinin kusurunu gerektirmeyen bir sorumluluk olarak tanımlanır. Burada sorumluluk, kusur yerine kanunun öngördüğü belirli bir olguya bağlanmıştır. Bu tür sorumluluğun kaynağı, sorumlu kişinin ya belirli kişi veya kişiler ya da bir eşya üzerinde sahip olduğu hakimiyet ilişkisidir. Bu hâllerde kişinin objektif nitelikteki gözetim ve denetim yapma yükümlülüğünün ihlali sonucunda sorumluluk doğmaktadır.
Bu noktada “yapı malikinin sorumluluğuna ” ilişkin olarak, kusursuz sorumluluk/ağırlaştırılmış sebep/ağırlaştırılmış objektif sorumluluğa ilişkin kuralların uygulanacağında doktrinde ve uygulamada görüş birliği bulunmaktadır. Yapı malikinin sorumluluğu, bir kusur sorumluluğu olmadığı gibi tehlike sorumluluğu da değildir. Bu sorumluluk, niteliği itibariyle bir kusursuz sorumluluk türü olan özen (olağan sebep) sorumluluğudur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 69. maddesinde; ”Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. İntifa ve oturma hakkı sahipleri de, binanın bakımındaki eksikliklerden doğan zararlardan, malikle birlikte müteselsilen sorumludurlar. Sorumluların, bu sebeplerle kendilerine karşı sorumlu olan diğer kişilere rücu hakkı saklıdır.” hükmü düzenlemiştir. Burada, yasa koyucu bozuk yapılan bir yapı eserinden zarar görenlere mümkün olduğu kadar basit ve dolaysız bir tazmin imkânı sağlayarak onları korumaktadır. Bu anlamda sorumlu olabilecek malik, gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olabileceği gibi kamu hukuku tüzel kişisi de olabilir.
Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu, yapı eserinin yapımındaki bozukluğa veya bakımındaki eksikliğe dayanmaktadır. Sorumluluğun doğmasında, yapılıştaki bozukluk- bakım eksikliği ayrımının bir önemi bulunmamaktadır. Zira malikin sorumlu olması için bakım eksikliği veya yapılıştaki bozukluktan herhangi birinin varlığı yeterli görülmektedir. Her iki olasılıkta da yalnızca malikin sorumluluğu söz konusu olmaktadır.
Bir bina veya yapı eseri malikinin sorumlu tutulabilmesinin ilk şartı olan zararın, yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden doğduğu ispatlanmalıdır. Burada ispat yükü zarar görene aittir.
Bununla birlikte sorumluluğun diğer şartı; zararla yapım bozukluğu veya bakım eksikliği arasında uygun illiyet bağının bulunmasıdır. Yani zararın yapımdaki bozukluktan veya bakımdaki eksiklikten dolayı meydana gelmiş olması gerekmektedir. Kanunda, bu illiyet bağının varlığı konusunda bir karine kabul edilmemiştir. Yapım bozukluğunu veya bakım eksikliğini ispat etmesi gereken zarar görenin, bir de illiyet bağının varlığını ispat etmesi gerekir. Ancak doktrindeki baskın görüşe göre, hâkim, zarar görenin bu konudaki ispat külfetini değerlendirirken fazla katı olmamalıdır (Ataay A.: Borçlar Hukuku Genel Teorisi, İstanbul 1995, s.348; Erten A.: Türk Borçlar Hukukuna Göre Bina ve İnşa Eseri Sahiplerinin Sorumluluğu, Ankara 2000, s.203; İmre Z.: Doktrinde ve Türk Hukukunda Kusursuz Mesuliyet Halleri, 1949, s.182; Tunçomağ K.: Borçlar Hukuku, İstanbul 1972, s.357; Baş E.: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Açısından Bina ve Yapı Eserlerinden Doğan Sorumluluk, s.110; Tandoğan H.: Türk Mes’uliyet Hukuku, s:193).
Hukuki sorumluluğu doğuran unsurlar arasında illiyet bağı büyük bir önem taşır. İlliyet bağı, sorumluluğun asli şartı, tazminat hukukunun temel ilkesidir. Bu şart olmaksızın bir kişinin sorumluluğu düşünülemez. İnsan düşüncesinin bir kanunu olan illiyet kavramı, zararla söz konusu davranış veya olay arasında bir sebep-sonuç bağının bulunmasını gerektirir. Hukukta, gerçekleşen zararla sorumluluğun bağlandığı olay veya davranış arasındaki sebep- sonuç ilişkisine, genel anlamda illiyet bağı denir (Eren F.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, s.558).
İlliyet bağı, temel ve niteliği ne olursa olsun, her türlü sorumlulukta büyük bir önem taşır. Bu yönden illiyet bağı, hukuki sorumluluğun olduğu kadar cezai sorumluluğun da temel şartlarından birini oluşturur. Hukuki sorumlulukta sorumluluk; ister sözleşme dışı sorumluluğa, ister sözleşme sorumluluğuna, ister kusur sorumluluğuna, ister kusursuz sorumluluğa, hatta tehlike sorumluluğuna dayansın, illiyet bağının varlığı mutlaka aranır. Bunlardan sadece kusursuz sorumlulukta illiyet bağı, kusur sorumluluğuna oranla daha fazla önem taşımaktadır. Zira burada illiyet bağı öne geçmekte, sorumluluk kusura değil, belirli bir olay veya tehlike ile gerçekleşen zarar arasındaki sebep-sonuç bağına dayanmaktadır (Eren,s.559).
Sözü edilen illiyet bağı, uygun illiyet bağıdır. Uygun illiyet bağı, olayların olağan akışına ve hayat tecrübesine göre sebebin, meydana gelen sonucu yaratmaya elverişli olmasıdır. Ancak bazı durumlarda, sebep, niteliği itibariyle gerçekleşen türde bir sonucu doğurmaya elverişli olmakla birlikte, ortaya çıkan ikinci bir sebep ilkini arkaya atmakta ve onu gerçekleşen olayda elverişsiz hâle getirmektedir. İlliyet bağının kesildiği bu gibi durumlardan birinin varlığı hâlinde yapı malikinin sorumluluğuna gidilemez.
İlliyet bağını kesen bu sebepler ise mücbir sebep, zarar görenin kusuru ve üçüncü kişinin kusurudur. Zarar, aradaki illiyet bağını kesecek derecede bir mücbir sebepten, zarar görenin ya da üçüncü bir kişinin kusurundan doğmuş ise yapı malikinin sorumluluğu düşünülemez. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 69. maddesi kapsamında sorumluluğun doğabilmesi için illiyet bağının kesilmemiş olması gerekir.
Eldeki davada illiyet bağını kesen bu sebeplerden üçüncü kişinin kusuru tartışma konusudur.
Belirtmek gerekir ki üçüncü kişinin kusuru, gerekli objektif yoğunluğa, başka deyişle gerekli ağırlığa ulaşmadıkça illiyet bağını kesmeye yetmeyecektir. Diğer bir anlatımla, üçüncü kişinin kusur yoğunluğu ilk sebebin arzettiği yoğunluktan daha ağır olup, illiyet bağını kesmedikçe sonuç doğurmayacaktır.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak; dava konusu haksız fiilin meydana geldiği mahal olan davalı … İnşaat Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketine ait …Merkezinin bulunduğu ‘… Mahallesi, Büyükdere Caddesi, …Merkezi, No:….., Şişli/İstanbul’ adresinde refakate bir yangın alanında uzman, bir inşaat alanında uzman, bir elektrik alanında uzman bilirkişi alınmak suretiyle keşif icrası akabinde dosyanın keşif sırasında refakate alınan yangın alanında uzman, inşaat alanında uzman ve elektrik alanında uzman bilirkişi ile heyete sonradan dahil edilecek bir otomotiv alanında uzman bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir 8. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası, İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş Esas sayılı dosyası, dava konusu … plakalı araca ait trafik tescil ve ruhsat belgeleri, davacı … İnşaat Taahhüt Enerji Turizm Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi ile … Telekomünikasyon Hizmetleri Anonim Şirketi arasında imzalanan Uzun Dönem Kiralama Sözleşmesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı Avrupa Yakası İtfaiye Müdürlüğü tarafından 28/07/2020 tarihinde davalı … İnşaat Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketine ait …Merkezinde meydana gelen patlamaya ilişkin olarak düzenlenen 07/08/2020 tarihli Yangın Raporu ve rapora dayanak tüm evrak ve kayıtlar, Şişli İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen 28/07/2020 tarihli Olay Yeri İnceleme Raporu, olay yeri fotoğraflar, … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde …….Vergi Sicil Numaralı … İnşaat Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketinin maliki bulunduğu …Merkezine ait ”İş Yeri ve Yangın Sigortası” poliçesi, 28/07/2020 tarihinde meydana gelen patlama sonucunda oluşan riziko kapsamında davacı … İnşaat Taahhüt Enerji Turizm Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi veya davalı … İnşaat Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi tarafından yapılan başvuru evrakları ile başvuru evraklarının şirkete tebliğini gösterir tebligat evrakları, başvuru sonucunda açılan hasar dosyası ve başvuruda bulunan hak sahiplerine yapılan ödemeleri gösterir evrak ve kayıtlar, Bornova 5. Noterliğinin 01/10/2020 tarihli ve 22064 yevmiye numaralı ihtarnamesi ve ihtarnamenin muhataba/muhataplara tebliğine ilişkin tebligat evrakları, Beşiktaş 19. Noterliğinin 29/07/2020 tarihli ve 14741 yevmiye numaralı ihtarnamesi ve ihtarnamenin muhataba/muhataplara tebliğine ilişkin tebligat evrakları, Kadıköy 1. Noterliğinin 05/08/2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ve ihtarnamenin muhataba/muhataplara tebliğine ilişkin tebligat evrakları, tanık beyanları, keşif tutanağı ve sair deliller birlikte değerlendirilerek; dava konusu rizikonun hangi sebepten ötürü vuku bulduğu, meydana gelmesinde kim veya kimlerin kusurlu olduğu, kusurlu kişi veya kişilerin hangi oranda kusurları neticesinde dava konusu patlama hadisesinin meydana geldiği, patlama olayının gerçekleşmesinde davalı … İnşaat Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketinin kusuru bulunup bulunmadığı, patlamanın davalı şirkete ait …Merkezine ait binanın yapımındaki bozukluklar veya bakımındaki eksikliklerden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, binanın yapımında bozukluk veya bakımında eksiklik var ise patlamanın meydana gelmesi açısından zarar ile yapımdaki bozukluk ve özen eksikliği arasında illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi) var olup olmadığı, var ise illiyet bağını kesen sebebin ne olduğu ve kimden kaynaklandığı hususları ile patlama olayı sonucunda davacı şirkete ait dava konusu … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli miktarının ne kadar olduğu, dava konusu aracın makul tamirat süresinin ne kadar olacağı, aracın tamiratı süresince davacı şirketin aracı kiralayamamasından kaynaklanan zararının ne kadar olduğu, oluşan hasar sebebiyle araçta oluşan değer kaybı bedelinin yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda aracın dava konusu kazadan önceki hasarsız ikinci el bedeli ile kazadan sonraki hasarlı ikinci el bedeli arasındaki fark esas alınmak suretiyle haksız fiil tarihi itibariyle belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişi heyeti 18/07/2022 havale tarihli raporlarında sonuç olarak, yangının …Merkezine ait panolardan önce bulunan elektrik kablosunda başladığını, panoların içine elektrik sayaçlarının bulunduğu, yangına sebep veren elektrik kablosunun dağıtım şirketinin yükümlülüğünde olduğunu, yangına sebebiyet veren elektrik kablosunun enerjisinin ancak trafodan kesilebileceğini, …Merkezindeki yetkililerin elektrik kablosundaki elektrik enerjisini kesme ya da müdahalede bulunma yetkileri ve imkanları olmadığı tespitinin yapıldığını, elektrik kablosunun periyodik bakım ve kontrolünün ancak BEDAŞ tarafından yapılacağını ve bundan dolayı hasarın meydana gelmesinde bina yapımının herhangi bir etkisi olmadığını, davacıya ait … plakalı otomobilin özel serviste fen ve teknik kaidelerine uygun olarak onarım için gereken 20 gün onarım süresi için 3.400,00-TL ikame araç bedeli zararının olacağını, davacıya ait … plakalı otomobilin özel serviste orijinal parçalar fen ve teknik kaidelerine uygun olarak onarımı halinde hasar onarım bedelinin iskontosuz KDV dahil 34.076,72-TL, değer kaybının ise 43.000,00-TL olduğunu mütalaa etmişlerdir.
Davacı vekili 04/08/2022 havale tarihli ıslah dilekçesi ile 14.07.2022 tarihli bilirkişi raporunda kusurun ihbar olunan… Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinde olduğu belirtildiğinden ve kusuruna istinaden iş bu şirkete karşı alacak davası açılarak mahkememiz dosyası ile birleştirme talep edileceğinden, davalarını alacak davası olarak devamı yönünde ıslah ettiklerini beyan ettiği ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00-TL hasar bedeli, 1.000,00-TL değer kaybı, 200,00-TL kazanç kaybı olmak üzere 2.200,00 TL’nin hasar tarihi olan 28/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini beyan ettiği görülmektedir.
Davacı vekili tarafından bilirkişi heyeti 18/07/2022 havale tarihli raporlarına karşı itiraz dilekçesi sunulmadığı gibi ıslah dilekçesi mahkememize sunulmuştur.
Davalı vekilinin bilirkişi heyetinin 18/07/2022 havale tarihli raporlarına karşı beyan ve itirazlarını, feri müdahil … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin bilirkişi heyetinin 18/07/2022 havale tarihli raporlarına karşı beyanlarını, ihbar olunan … Net İletişim Hizmetleri Anonim Şirketi vekilinin bilirkişi heyetinin 18/07/2022 havale tarihli raporlarına karşı beyanlarını ve ihbar olunan… Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi vekilinin bilirkişi heyetinin 18/07/2022 havale tarihli raporlarına karşı itirazlarını ve esas hakkındaki beyanlarını içerir dilekçelerini mahkememize sunmuş oldukları görülmekle birlikte, davalı vekilinin beyan ve itiraz dilekçesinde kusur durumu yönünden denetime elverişli, dosya kapsamındaki diğer bilirkişi raporu ve yangın raporunda yer alan tespitlerle uyumlu 14.07.2022 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınmasını ve davalı … İnşaat A.Ş. yönünden davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, itirazının ise zarar bedeline yönelik olduğu, feri müdahil … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin ise beyan dilekçesinde dava konusu yangının tamamen dağıtım firmasına ait bağlantı kablosundan ileri geldiği dikkate alındığında sigortalı ve müvekkil sigorta şirketinin dava konusu taleplerden sorumlu tutulması mümkün olmadığını beyan ettiği, itirazının ise zarar bedeline yönelik olduğu, ihbar olunan … Net İletişim Hizmetleri Anonim Şirketi vekilinin beyan dilekçesinde müvekkili şirketin zarardan ve olaydan herhangi bir kusuru olmadığının bilirkişi raporu ile de belirtilmiş olup, sair aleyhe hususları kabul etmediklerini beyan ettiği dikkate alındığında; davalı vekili, feri müdahil vekili ve ihbar olunan … Net İletişim Hizmetleri Anonim Şirketi vekilinin de davacı vekili gibi kusur belirlemesi açısından bilirkişi raporuna karşı itirazda bulunmadıkları izahtan vareste olup, ihbar olunan… Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi vekilinin bilirkişi heyetinin 18/07/2022 havale tarihli raporlarına karşı itirazlarını ve esas hakkındaki beyanlarını içerir dilekçesinde kusur ve hasar yönünden rapora itiraz edilmiş ise de, bilirkişi heyetinin 18/07/2022 havale tarihli raporlarının gerekçeli, bilimsel ve taraflar, mahkememiz ve Bölge Adliye Mahkemesi ile Yargıtay’ın denetimine uygun ve elverişli olarak düzenlendiği, raporda yangının …Merkezine ait panolardan önce bulunan elektrik kablosunda başladığı ve hasarın meydana gelmesinde bina yapımının herhangi bir etkisi olmadığının net bir şekilde ortaya konulduğu dikkate alındığında ihbar olunan… Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi vekilinin bilirkişi heyetinin 18/07/2022 havale tarihli raporlarına karşı itirazları dikkate alınmamıştır.
Her ne kadar davacı vekilince ihbar olunan… Elektrik Dağıtım Anonim Şirketine karşı işbu dava ile birleştirilmek üzere İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin ……….Esas sayılı dosyasında dava açtıkları, birleştirme konusunda henüz karar verildiği, bu mahkemenin kararının beklenilmesini talep ettikleri beyan edilmiş ise de, bilirkişi heyetinin 18/07/2022 havale tarihli raporlarında yapılan tespit ve belirlemelerin mahkememizce kabul gördüğü, davacı vekilinin bilirkişi heyetinin 18/07/2022 havale tarihli raporlarına karşı herhangi bir itiraz da bulunmadığı, davacı vekilinin işbu dava ile birleştirilmek üzere İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin …………Esas sayılı dosyasında dava açtıklarını beyan ettiği, bilirkişi heyetinin 18/07/2022 havale tarihli raporlarında yapılan tespit ve belirlemelerin mahkememizce kabulü doğrultusunda davalı şirket ile feri müdahil şirket ve ihbar olunan … Net İletişim Hizmetleri Anonim Şirketinin dava konusu tazminat talepleri açısından herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığının da kabul edildiği, birleştirme talebi ile ikame edildiği ve birleştirme kararının beklenilmesi talep edilen dosyanın taraflarının davacı şirket ile… Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi olduğu ve bu tarafların mahkememiz dosyasında davacı ile ihbar olunan sıfatı ile yer alıp, bu çerçevede bilirkişi heyeti raporundan haberdar oldukları, ………. Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi vekilinin itirazlarının İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin ………. Esas sayılı dosyasında yapılacak yargılama sırasında da değerlendirilebileceği, ayrıca iş bu dosyanın tevzi formunda belirlenen tahmini bitiş süresinin 450 gün olduğunun belirtilmesi karşısında usul ekonomisi ilkesi ve yargıda hedef süre uygulaması dikkate alınarak, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasının mahkememiz dosyası ile birleştirilmesinin beklenilmesine gerek görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir 8. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası, İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş Esas sayılı dosyası, dava konusu … plakalı araca ait trafik tescil ve ruhsat belgeleri, davacı … İnşaat Taahhüt Enerji Turizm Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi ile … Telekomünikasyon Hizmetleri Anonim Şirketi arasında imzalanan Uzun Dönem Kiralama Sözleşmesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı Avrupa Yakası İtfaiye Müdürlüğü tarafından 28/07/2020 tarihinde davalı … İnşaat Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketine ait …Merkezinde meydana gelen patlamaya ilişkin olarak düzenlenen 07/08/2020 tarihli Yangın Raporu ve rapora dayanak tüm evrak ve kayıtlar, Şişli İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen 28/07/2020 tarihli Olay Yeri İnceleme Raporu, olay yeri fotoğraflar, … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde ………… Vergi Sicil Numaralı … İnşaat Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketinin maliki bulunduğu …Merkezine ait ”İş Yeri ve Yangın Sigortası” poliçesi, 28/07/2020 tarihinde meydana gelen patlama sonucunda oluşan riziko kapsamında davacı … İnşaat Taahhüt Enerji Turizm Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi veya davalı … İnşaat Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi tarafından yapılan başvuru evrakları ile başvuru evraklarının şirkete tebliğini gösterir tebligat evrakları, başvuru sonucunda açılan hasar dosyası ve başvuruda bulunan hak sahiplerine yapılan ödemeleri gösterir evrak ve kayıtlar, Bornova 5. Noterliğinin 01/10/2020 tarihli ve………..yevmiye numaralı ihtarnamesi ve ihtarnamenin muhataba/muhataplara tebliğine ilişkin tebligat evrakları, Beşiktaş 19. Noterliğinin 29/07/2020 tarihli ve ……… yevmiye numaralı ihtarnamesi ve ihtarnamenin muhataba/muhataplara tebliğine ilişkin tebligat evrakları, Kadıköy 1. Noterliğinin 05/08/2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ve ihtarnamenin muhataba/muhataplara tebliğine ilişkin tebligat evrakları, tanık beyanları, keşif tutanağı, bilirkişi heyetinin 18/07/2022 havale tarihli raporları, davacı vekilinin 18/07/2022 havale tarihli ıslah dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın davacı şirkete ait … plakalı aracın aracı Filo Yönetim Hizmet Sözleşmesi kapsamında uzun süreli olarak kiralayan … Telekomünikasyon Hizmetleri Anonim Şirketinin kullanımında iken 28/07/2020 tarihinde davalı şirkete ait …Merkezi önünde park halinde olduğu sırada meydana gelen patlama sonucunda hasar görmesi sonucunda … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli, değer kaybı bedeli ve kazanç kaybı bedellerinden oluşan tazminat tutarlarının davalı şirketten tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, davacı şirkete ait … plakalı aracın aracı Filo Yönetim Hizmet Sözleşmesi kapsamında uzun süreli olarak kiralayan … Telekomünikasyon Hizmetleri Anonim Şirketinin kullanımında iken 28/07/2020 tarihinde davalı şirkete ait …Merkezi önünde park halinde olduğu sırada meydana gelen patlama sonucunda hasar gördüğü, oluşan hasar çerçevesinde hasarın onarım bedeli, değer kaybı bedeli ve ikame araç bedelinin tazmini amacıyla iş bu davanın ikame edildiği, davanın yapı malikinin kusursuz sorumluluğu çerçevesinde davalı şirkete husumet yöneltilerek açıldığı, bilirkişi heyetinin 18/07/2022 havale tarihli raporlarının gerekçeli, bilimsel ve taraflar, mahkememiz ve Bölge Adliye Mahkemesi ile Yargıtay’ın denetimine uygun ve elverişli olarak düzenlendiği, raporda yangının …Merkezine ait panolardan önce bulunan elektrik kablosunda başladığı ve hasarın meydana gelmesinde bina yapımının herhangi bir etkisi olmadığının net bir şekilde ortaya konulduğu, hasarın üçüncü kişi konumundaki… Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin kusuru neticesinde meydana geldiğinin belirlendiği, bu durumun yapı malikinin kusursuz sorumluluğunu ve illiyet bağını kesen sebeplerden olduğu, üçüncü kişinin tespit edilen ve var olan kusuru sebebiyle davacıya ait araçta oluşan hasar ve zarardan davalı şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı anlaşılmakla, açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının, davanın açılışı sırasında yatırılan 59,30-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 21,40-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 2.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.06/10/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
e-imza