Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/91 E. 2021/733 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Esas-Karar No: 2020/91 Esas – 2021/733
ESAS NO : 2020/91 Esas
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 07/02/2020
İŞLEMDEN KALDIRILMA TARİHİ : 23/06/2021
DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILDIĞI
TARİH : 24/09/2021
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) dava dosyası
üzerinde yapılan inceleme sonunda;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı borçlu kooperatif arasında kamyon ile ilaç ve kargo taşıma – teslimine ilişkin 01.01.2017 başlangıç 31.12.2019 bitiş tarihli sözleşme ve Mikro dağıtım (Panelvan araç ve motorsiklet) ile ilaç ve kargo taşıma – teslimine ilişkin 01.09.2016 başlangıç 31.12.2019 bitiş tarihli sözleşme tanzim edildiğini, müvekkili şirket tarafından davalı/borçlu ile imzalanmış olan söz konusu sözleşmeler kapsamında 5 adet kamyon ve 40 adet panelvan araç, 8 adet motorsiklet ile davalı borçlu kooperatife ait ilaç ve ürünlerin belirlenen ve talep edilen rotalarda eczanelere dağıtım hizmetlerini eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, ancak davalı kooperatif tarafından müvekkili şirkete yapılan bilgilendirme ile 05.03.2018 tarihi itibariyle sevkiyat ve dağıtım taleplerinde esaslı bir azalma meydana geldiğini, yine davalı tarafından müvekkili şirket nezdinde çalışan ve zaruri olmayanlarının izne çıkartılmasının talep edildiğini, nihayetinde 21.03.2018 tarihi itibariyle sevkiyatların ve dağıtımların durdurulmasını davalı şirket tarafından müvekkili şirketten talep edildiğini, yine davalı kooperatif tarafından 21.03.2018 itibariyle tüm sendikalı çalışanların sözleşmesinin de feshedilmiş olup müvekkili şirketin 21.03.2018 tarihinden bu yana sözleşme gereği yapacağı hiçbir dağıtım hizmetini yapamadığını, buna karşın müvekkili şirketin işçilik maliyetleri, giderleri ve masraflarının artarak devam ettiğini, bu noktada davalı kooperatif tarafından ekonomik zorluklar gerekçe gösterilerek, müvekkili şirketle olan sözleşmenin ifasının fiilen sona erdirildiğini, davalının borçlarını ödemesi için ihtarname keşide edildiğini, ancak bir ödeme yapılmadığını, yapılan icra takibine davalının haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiğini bildirmiş, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının hangi sözleşme kapsamında hangi araçların müvekkilinin yazılı onayı ile alındığını ispatlayamadığını, davacının dilekçesinde yedi adet 3-4.3 m3 araç ile dokuz adet 6 m3 ve üstü aracın yenilendiğini iddia etmekte ise de bu araçların hangi tarihte yenilendiğinin protokolde belli olmadığını, ayrıca 5 (beş) adet kamyon için … onayı ile yenilendiğine ilişkin herhangi bir yazılı belgenin de sunulmadığını, kaldı ki kabul anlamına gelmemek ve her türlü itiraz ve defi hakları saklı kalmak üzere; sözleşmenin fiilen sona ermesi nedeniyle bahse konu araçların davacı tarafından kooperatif dışında başka bir işte kullanılıp kullanılmadığı, satılıp satılmadığı hususunda davacı tarafından herhangi bir bilgi verilmediğini, oysaki amortismanın, duran varlıkların yıpranma, aşınma ve eskime payı olduğunu, işletmelerin kullanmak için aldığı maddi duran varlıklarını normal koşullar altında bir yıldan daha uzun süre kullandıklarını, ilgili varlığın ekonomik değerinin zamanla birlikte azaldığını, bu sebeple de kullanım süresinin yani ekonomik ömrünün maddi gider olarak kabul edildiğini, araçların davacı tarafından başkalarına satılması veya başka bir iş için kiralanması, kullanılması halinde; müvekkilinden amortisman bedeli talep edilmesinin haksız kazanç anlamına geldiğini, bu nedenle davacının iddia ettiği araçların satılıp satılmadığı, hangi amaçla kullanıldığı hususunun araştırılmasını talep ettiklerini, dava dilekçesinde müvekkili tarafından davacı şirkete yapılan bilgilendirme neticesinde 05.03.2018 tarihinde sevkiyat ve dağıtım taleplerinde esaslı bir azalma meydana geldiğini, 21.03.2018 tarihi itibariyle de sevkiyatların ve dağıtımların durdurulmasının talep edildiğinin belirtildiğini ancak buna ilişkin yazılı bir belge sunulmadığını, ayrıca kabul anlamına gelmemek ve bu hususta her türlü talep, itiraz ve defi hakları saklı kalmak kaydıyla; 15 Temmuz 2016 hain darbe girişimi sonrasında 21 Temmuz 2016 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından doksan gün süreyle OHAL ilan edildiğini, 19 Ekim 2016 tarihinde de bu sürenin ikinci bir doksan gün süreyle uzatıldığını, yedi kez uzatılan olağanüstü hâl uygulamasının iki yılın ardından 18.07.2018 ‘de tamamen kaldırıldığını, ancak bu dönemde bankalar tarafından davalı müvekkilinin teminat limitlerinin yeniden güncellenerek, kredi teminat limitlerinin artırıldığını, zaten kredi ile dönen kooperatifin ticari açıdan zor durumda bıraktığını, ilaç firmaları tarafından da mal alım koşullarının da bu süreçte güncellenerek ek limitler talep edilmeye başlamadıklarını, bu sürecin müvekkili ve daha bir çok işlemenin ödeme dengesini ve ekonomik yapısını ciddi anlamda zora soktuğunu, BK’nun 136. maddesinde düzenlenen ifa imkansızlığı kapsamında OHAL ilanı öncesinde imzalanan bir sözleşmeden doğan herhangi bir yükümlülüğün yerine getirilmemesi söz konusu ise mücbir sebepten söz edilmesinin mümkün olabileceğinin belirtildiğini, sözleşmelerin ” Mücbir Sebep” başlıklı 8. maddesinde mücbir sebep hallerinde tarafların sözleşmeler dolayısıyla sorumluluğunun doğmayacağının açıkça belirtildiğini bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeler çerçevesinde davalı tarafın sözleşmeye aykırı davrandığı iddiası ile oluştuğu iddia edilen ve icra takibine konu edilen alacak için davacı tarafın davalı hakkında yaptığı icra takibinde davalının borca ve ferilerine ilişkin yaptığı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yargılama devam ederken ve tahkikat aşamasında 23/06/2021 tarihli duruşmaya davacı taraf katılmamış ve mazeret bildirmemiş, davalı vekili davayı takip etmek istemediklerini bildirmiş, tarafların davayı takip etmemelerine bağlı olarak HMK’nun 150(1). maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, üç aylık süre içinde taraflarca dosya yenilenmediğinden HMK’nun 150(6). maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle;
1-HMK’nun 150(6). maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harcın peşin yatırılan 16.540,13-TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 16.480,83-TL harcın isteği halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı yararına A.A.Ü.T’nin 7(1) maddesi uyarınca takdir edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcama yapılmadığı dikkate alınarak bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (14) maddesi uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinden oluşan yargılama giderinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca kararın kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.30/09/2021

Başkan …
(e-imza)

Üye …
(e-imza)

Üye …
(e-imza)

Katip …
(e-imza)