Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/744 E. 2021/241 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/298
KARAR NO : 2021/229

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 08/07/2020
KARAR TARİHİ : 04/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait …. plakalı aracın davalı … şirketine …. Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, davaya konu araç kasko sigortalı iken 23/12/2019 tarihinde hasara uğradığını, açılan hasar dosyasında araca pert-total işlemi uygulandığını, aracın rayiç değerinin 51.500,00-TL belirlenerek pert işlemi yapıldığını, aracın sovtajının 38.700,00 olduğunu ve poliçe üzerinden %4 muafiyetle 2.060-TL kararlaştırıldığını, araç rayiç değerinden sovtaj bedeli ve muafiyet tutarı düşüldüğünde pert işleminin 10.740,00-TL üzerinden sonuçlandırıldığının belirtildiğini, itirazları neticesinde rayiçte bir değişiklik yapılmadığını ve ekspertiz raporunun da tarafları ile paylaşılmadığını, aracın rayicinin bilirkişi raporu ile tespiti gerektiğini ve aracın kilometresinin 100.000 km civarında olduğunu, hasar kaydı ve kazası olmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 7.000,00-TL’nin davalı şirketin kısmi ödeme tarihi olan 28/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davaya konu aracın kasko sigortacısı olup hasar tarihinde …. Sigorta Poliçesi ile sorumlu olduğunu, aracın kaza tarihindeki rayiç değerinin 51.000,00-TL olarak tespit edildiğini, tarafların bu konuda mutabakat sağladıklarını, muafiyet ile birlikte 10.740,00-TL ödeme yapıldığını, davacının mutabakatında fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu, rayicin genel şartlara göre belirlendiğini, temerrüt tarihi olarak 28/02/2020 tarihini kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-…. Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanak aslı,
2-… nezdinde …. plakalı araçlara ilişkin olarak düzenlenen …. numaralı …. Kasko Sigortası poliçesi, başvuru dilekçesi ve başvurunun davalı … şirketine tebliğine ilişkin tebligat evrakları, ödeme evrakları,
3-Hasar dosyası,
4-08/05/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı,
5-…. plakalı araca ait trafik tescil kayıtları,
6-…. plakalı araca ait tramer kaydı,
7-Otomotiv alanında uzman, sigorta alanında uzman ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinin 25/12/2020 havale tarihli raporları,
8-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, 23/12/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davalı … tarafından düzenlenen …. Kasko Sigortası poliçesi ile sigortalı bulunan ve davacı …’ne ait … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenecek hasar bedelinden davalı … tarafından düzenlenen …. Kasko Sigortası tarafından yapılan kısmi ödemenin mahsubu ile bakiye bedelin davalı …’nden tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesi’ne müzekkere yazılarak kazaya karışan araca ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Davalı … şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Gerekli evrak ve belgelerin temini akabinde dosyanın bir otomotiv alanında uzman bilirkişi, bir sigorta alanında uzman bilirkişi, bir Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı …’ne ait … plakalı araca ait ruhsat fotokopisi, … Sigorta Kooperatifi tarafından düzenlenen …. Sigortası poliçesi, hasar dosyası, …. plakalı araca ait tramer kayıtları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek, 23/12/2019 tarihinde meydana gelen riziko sonucunda davacı …’ne ait … plakalı araçta meydana gelen hasar neticesinde araca pert total işlenip uygulanması gerekip gerekmediği, zarar miktarının belirlenmesi sırasında uygulanan muafiyet oranının taraflar arasında imzalanan …. Sigortası poliçesi sözleşmesine ve ilgili mevzuata uygun olup olmadığı, aracın kaza tarihi olan 23/12/2019 tarihindeki rayiç bedelinin ne kadar olduğu, aracın sovtaj bedelinin ne kadar olduğu, aracın kaza tarihi olan 23/12/2019 tarihindeki rayiç bedelinden sovtaj bedelinin düşülmesi ile gerçek zarar miktarının ne kadar olduğu ve davalı … tarafından dava açılmadan önce yapılan ödemenin davacı …’nin zararını karşılayıp karşılamadığı, karşılamıyor ise sonuç tazminat bedelinin davalı … tarafından dava açılmadan önce davacı …’ne yapılan ödemenin ödeme tarihinden rapor tarihine karar işleyecek faizi ile birlikte tazminat bedelinden mahsubu neticesinde belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, otomotiv alanında uzman, sigorta alanında uzman ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi heyeti 25/12/2020 havale tarihli raporlarında, davaya konu aracın rayiç değerinin kaza tarihinde 54.000,00-TL olduğunu, aracın onarım bedelinin ise 33.574,39-TL olduğunu, onarım bedelinin rayiç değerin %50’sini aşması nedeniyle onarımın ekonomik olmayacağını, bu nedenle aracın pert-total işlemine tabi tutulması gerektiğini, gerçek zararın rayiç değeri 54.000,00-TL ile sovtaj değeri 38.700,00-TL arasındaki fark olan 15.300,00-TL olduğunu, poliçede belirtilen muafiyet oranının %4 olduğunu ve muafiyet gereğince tenzil edilmesi gereken tutarın 2.160,00-TL olduğunu, fark miktarından muafiyet çıktığında ödenmesi gereken bakiyenin 13.140,00-TL olması gerektiğini, dava açılmadan önce sigortalıya ödenen 10.740,00-TL düşüldükten sonra davacı tarafından tazminat olarak talep edilebilecek kalan bakiyenin 2.400,00-TL olduğunu mütalaa etmişlerdir.
Her ne kadar bilirkişi heyeti tarafından raporlarında hasar bedeli 15.300,00-TL olarak belirtilmiş, poliçede yer alan %4 oranındaki muafiyet oranı karşılığı 2.160,00-TL mahsup edildikten sonra sonuç tazminat bedeli 13.140,00-TL olarak belirlenmiş, davalı … şirketi tarafından dava açılmadan önce 28/02/2020 tarihinde yapılan 10.740,00-TL bedelli ödemenin mahsubu neticesinde sonuç tazminat miktarı 2.400,00-TL olarak hesaplanmış ise de, yerleşik Yargıtay içtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları gereğince dava açılmadan önce sigorta şirketine yapılan başvuru sonucunda sigorta şirketi tarafından yine dava açılmadan önce yapılan ödemenin ödeme tarihinden rapor tarihine kadar işleyecek yasal faizinin belirlenen tazminat bedelinden mahsubu ile sonuç tazminat bedelinin belirlenmesi gerektiği göz önünde bulundurularak, hasar bedeline yönelik olarak yapılan ödeme tarihinin 28/02/2020, rapor tarihinin 25/12/2020 olduğu, ödeme tarihi ile rapor tarihi arasında geçen gün sayısının 302 gün olduğu, bu doğrultuda Mahkememizce re’sen yapılan hesaplama sonucunda davacının hasar bedeli yönünden talep edebileceği gerçek zararının, hasar bedeli olan 15.300,00-TL’den sigorta poliçesinde yer alan muafiyet bedeli 2.160,00-TL ile dava açılmadan önce davalı … şirketi tarafından yapılan ödeme miktarı 10.740,00-TL ve yapılan ödemenin ödeme tarihinden rapor tarihine kadar işlemiş faizi (10.740,00*9*302/100/365) 1.488,45-TL’nin mahsubu neticesinde 911,55-TL olduğu belirlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, …. Arabuluculuk Bürosunun …. Dosya …. Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanak aslı, … nezdinde…. plakalı araçlara ilişkin olarak düzenlenen … numaralı …. Sigortası poliçesi, başvuru dilekçesi ve başvurunun davalı … şirketine tebliğine ilişkin tebligat evrakları, ödeme evrakları, hasar dosyası, 08/05/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, …. plakalı araca ait trafik tescil kayıtları, …. plakalı araca ait tramer kaydı, otomotiv alanında uzman, sigorta alanında uzman ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinin 25/12/2020 havale tarihli raporları ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 23/12/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davalı … tarafından düzenlenen … Sigortası poliçesi ile sigortalı bulunan ve davacı …’ne ait …. plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenecek hasar bedelinden davalı … tarafından düzenlenen … Sigortası tarafından yapılan kısmi ödemenin mahsubu ile bakiye bedelin davalı …’nden tahsili taleplerine ilişkin olduğu, otomotiv alanında uzman, sigorta alanında uzman ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi heyetinin 25/12/2020 havale tarihli raporlarında davaya konu aracın rayiç değerinin kaza tarihinde 54.000,00-TL olduğunu, aracın onarım bedelinin ise 33.574,39-TL olduğunu, onarım bedelinin rayiç değerin %50’sini aşması nedeniyle onarımın ekonomik olmayacağını, bu nedenle aracın pert-total işlemine tabi tutulması gerektiğini, gerçek zararın rayiç değeri 54.000,00-TL ile sovtaj değeri 38.700,00-TL arasındaki fark olan 15.300,00-TL olduğunu, poliçede belirtilen muafiyet oranının %4 olduğunu ve muafiyet gereğince tenzil edilmesi gereken tutarın 2.160,00-TL olduğunu, fark miktarından muafiyet çıktığında ödenmesi gereken bakiyenin 13.140,00-TL olması gerektiğini, dava açılmadan önce sigortalıya ödenen 10.740,00-TL düşüldükten sonra davacı tarafından tazminat olarak talep edilebilecek kalan bakiyenin 2.400,00-TL olduğunu mütalaa ettikleri, her ne kadar bilirkişi heyeti tarafından raporlarında hasar bedeli 15.300,00-TL olarak belirtilmiş, poliçede yer alan %4 oranındaki muafiyet oranı karşılığı 2.160,00-TL mahsup edildikten sonra sonuç tazminat bedeli 13.140,00-TL olarak belirlenmiş, davalı … şirketi tarafından dava açılmadan önce 28/02/2020 tarihinde yapılan 10.740,00-TL bedelli ödemenin mahsubu neticesinde sonuç tazminat miktarı 2.400,00-TL olarak hesaplanmış ise de, yerleşik Yargıtay içtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları gereğince Mahkememizce re’sen yapılan hesaplama sonucunda davacının hasar bedeli yönünden talep edebileceği gerçek zararının 911,55-TL olarak belirlendiği, taraflar, Mahkememiz ve Bölge Adliye Mahkemesi denetimine uygun ve elverişli bilirkişi heyeti raporu ile Mahkememizce resen yapılan hesaplama doğrultusunda açılan davanın kısmen kabulü kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Hasar bedeli tazminatı talebinin KISMEN KABULÜNE, 911,55-TL maddi tazminatın rizikonun sigorta şirketine ihbarı akabinde davalı … şirketi tarafından yapılan kısmi ödeme tarihi olan 28/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalı … Kooperatifinden tahsili ile davacı …ne verilmesine, fazlaya ilişkin 6.088,45-TL hasar bedeline yönelik talebin REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 62,27-TL karar ve ilam harcının, davanın açılışı sırasında peşin olarak alınan 119,55-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 57,28-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 16,50-TL elektronik tebligat, 26,50-TL tebligat, 131,50-TL posta masrafı, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti, 62,27-TL peşin harç ve 54,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.791,17-TL yargılama giderinden davanın kabul ret oranı dikkate alınarak 233,25-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 911,55-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/03/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.