Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/742 E. 2022/771 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/742 Esas
KARAR NO : 2022/771

DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ : 05/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacı ile dava dışı …….Şirketi arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalıların sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, dava dışı şirkete kullandırılan kredinin geri ödemelerinin yapılmaması üzerine, 13/03/2019 tarihli ihtarnamenin keşide edildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine davaya konu icra takibinin yapıldığını, davalıların, borca ve ferilerine itiraz etmeleri nedeniyle takibin durduğunu, zorunlu arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını, sözleşmenin 13 ve devamı maddelerinde ihtilaf halinde bankanın defter ve kayıtlarının delil olacağının kararlaştırıldığını, davalıların itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu bildirmiş, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 707.602,83-TL asıl alacak, 76.576,00-TL işlemiş temerrüt faizi, 319,16-TL masraf olmak üzere toplam 784.497,99-TL üzerinden davalıların itirazlarının iptali ile takibin devamına, alacağın %20 den aşağı olmamak kaydı ile davalıların tazminat ile sorumlu tutulamalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın hak süre içerisinde açılmadığını, asıl borçlu …….Şirketi hakkında, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi …/… esas sayılı dosyasında, 02.07. 2020 tarihinde konkordatonun tasdiki kararı verildiğini, kararın Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi tarafından kaldırıldığını, yargılamaya devam edildiğini, davacı bankanın konkordato dosyasına asli müdahil olarak katılıp alacağını bildirdiğini, müvekkillerinin asıl borçlu şirketin yönetim kurulu üyeleri olduklarını, 668.295,00-TL alacağın kabul edilerek konkordato projesine göre % 70 inin 13 eşit taksitte, kalan % 30′ unun 4 eşit taksitte ödeneceğini, ödemelerin yapılmaya başlandığını, şuana kadar toplam 179 .925,60-TL ödeme yapıldığını, davacının, davaya konu icra dosyası ve dava ile mükerrer alacak isteminde bulunduğunu, İİK.’nun 61.maddesi uyarınca ödeme emrine, takibin dayandığı belgenin tasdikli bir örneğinin bağlanması gerektiğini, bu hükme aykırılık nedeniyle müvekkillerinin imza ve kefalet limitinin tetkik etme imkanlarının bulunmadığını, borç miktarı ile ilgili bir mutabakat bulunmadığı da dikkate alınarak, müvekkillerinin borca ve takibe itirazlarının haklı ve yasal olduğunu, kat ihtarının usul ve yasaya aykırı olup, ihtarname ekinde hesap özetinin gönderilmediğini, alacağın hangi kat ihtarına ve hesap özetine dayandırıldığı konusunda, hiçbir bilgi ve açıklamada bulunmadığını, talep edilen temerrüt faizi, meblağı ve oranı fahiş ve geçersiz olup, bu konudaki teamüllere, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullara, hükümet programına, halen geçerli ve uygulanmakta olan faiz oranlarına aykırı olduğunu, ödeme emrinde talep edilen BSMV’ni ödeme yükümlüsünün davacı olup, davalılardan talep edilemeyeceğini, takipte ve kredi sözleşmelerinde kefillerin sorumluluğunun gösterilmediğini, sözleşmelerde kefalet miktarlarının yazılı olmadığını, alacağın likit olmaması ve yargılamayı gerektirmesi nedeniyle tazminat talebinin haklı olmadığını bildirmiş, davanın reddine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; dava dışı ……Şirketinin borçlu, davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla taraf oldukları, 11/04/2018 tarihli davacı ile dava dışı şirket ve davalılar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesi nedeni ile dava dışı borçlu şirket ve davalıların süresinde ödeme yükümlülüklerini yerine getirmedikleri gerekçesi ile hesabın kat edilerek ihtarname tebliğ edilmesine rağmen ödenmeyen kredi borcundan kaynaklanan alacağı için davacı bankanın, davalılar hakkında alacağın tahsili amacıyla yaptığı ilamsız icra takibinde; davalıların borca ve ferilerine ilişkin yaptıkları itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu icra dosyasında; davacı banka, 30/05/2019 tarihinde davalılar hakkında, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için ilamsız icra yoluyla takip yapmış, ödeme emirlerinin tebliğinden sonra yasal süre içinde davalılar vekili tarafından sunulan itiraz dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz edilmesi nedeniyle davalılar hakkındaki takip durmuştur.
Cevap dilekçesinde davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı iddia edilmiş ise de, İİK’nun 67(1) maddesi uyarınca, davanın ödeme emrinin alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerektiği, hak düşürücü sürenin öğrenme ile değil tebliği ile başlayacağı, somut olayda itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmemesi nedeni ile hak düşürücü sürenin dava tarihi itibari ile işlemeye başlamadığı gözönünde tutulduğunda davalılar tarafından aksine iddiada haklılık görülmemiştir.
Cevap dilekçesinde, asıl borçlu ……Şirketi hakkında verilen konkordato kararları uyarınca, davacının bildirdiği alacağın ödeme projesinde yer alıp, taksitlendirildiği, bir bölüm taksitin ödendiği, davacı tarafça, buna rağmen alacak talebinde bulunamayacağı iddia edilmiş ise de, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde …/… (…/…) esas sayılı dosyasında, davalılar hakkında verilmiş geçici ve kesin mühlet kararının bulunmadığı, buna ilişkin kararların dava dışı şirket hakkında verildiği, davalıların, davaya konu kredi sözleşmesinin müşterek borçlu ve müteselsil kefilleri olması nedeniyle, davalıların sorumluluğunun kefaletten kaynaklanmasına bağlı olarak asıl borçludan bağımsız olup, dava dışı asıl borçlu şirket hakkında verilen geçici ve kesin mühlet kararlarının davacı tarafın, davalılar hakkında takip yapmasına sözleşme gereği akdi ve temerrüt faizi talep etmesine engel bulunmadığı, yalnız ister ödeme projesi kapsamında olsun, ister rızai ödeme veya tahsilat yoluyla yapılmış ödemeler olsun, ödeme miktarınca davalıların da sorumluluktan kurtulmalarının mümkün olduğu gözönünde tutularak, ödeme dışında konkordato davasının, mahkememizde görülen davaya bir etkisinin bulunmadığı kabul edilerek yargılama yapılmıştır.
Davacı tarafın, dava dilekçesinde, ödeme emrinde talep edilen miktardan daha az alacak için itirazın iptalini talep etmesine rağmen, talepteki azlığın hangi nedenden kaynaklandığının açıklanmamış olması nedeniyle davacı vekiline bu konuda süre verilmiş, ancak davacı vekili tarafından açıklamaları içerir dilekçe sunulmamış, davacı vekilinin 15/11/2021 tarihli dilekçesinde, dava tarihinden önce konkordato projesi karşısında toplam 143.940,48-TL ödeme yapıldığına ilişkin açıklamasına göre, takip talebi ile dava dilekçesi arasındaki alacak miktarı farkının 17.783,05‬-TL olduğu gözönünde tutulduğunda davacı tarafın, ödeme nedeni ile değil, takip talebinde talep ettiği alacak miktarları için dava dilekçesinde gösterilen miktarlarda ve daha az miktarda itirazın iptalini talep ettiği kabul edilerek, yargılama yapılmıştır.
Cevap dilekçesinde, kat ihtarının usule aykırı olduğu, hesap özeti gönderilmediği iddia edilerek, alacağın muaccel hale gelmediği ve temerrütün oluşmadığı iddiasında bulunulmuş ise de, asıl borçlu şirketin tacir olup, davalıların şirketin ortak ve yetkilileri olduğu, hesap sahibi olarak bankadaki bilgi ve belgelere her zaman ulaşmalarının mümkün olması yanında, borçlu şirketin de defter tutmakla yükümlü olup, bütün kayıtları doğru ve zamanında tutması yükümlülüğü olması ile birlikte, kat ihtarnamesinin borcun hangi sözleşmeden ve hangi alacak kalemlerinden kaynaklandığının açık ve anlaşılır şekilde gösterildiği, hesap özetinin eklenmesinin zorunlu bulunmadığı, ihtarnamenin usulüne uygun düzenlenmiş olduğu dikkate alındığında, aksine yönelik iddiada haklılık görülmemiştir.
Cevap dilekçesinde, ödeme emrinde tefhimlerin sorumlu olduğu miktarın gösterilmediği, kredi sözleşmesinde de kefalet miktarının yazılı olmadığı, bu nedenle sözleşmenin geçersiz olduğu iddia edilmiş ise de, bilirkişi rapor ve ek raporlarında da yapılan tespit ve dosyaya örneği sunulan sözleşmede, iddia edilen eksiklerin bulunmadığı, sözleşmenin şeklen usulüne uygun düzenlendiği ve TBK’nun 583.maddesindeki aranan yasal koşulların varlığının bulunduğu anlaşılmakla, aksi yöndeki iddiada haklılık görülmemiştir.
Taraflarca sunulan ve bildirilip mahkememizce toplanan delillerden sonra, her ne kadar sözleşmede, davacı bankanın defter ve kayıtlarının münhasır delil olarak kabul edildiği kararlaştırılmış ise de, bu konudaki sözleşme maddesinin geçerli olmadığı, ancak davacı bankaya ait defter ve kayıtlar ile dosyada toplanan deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması suretiyle uyuşmazlığın çözümünün mümkün olup, dava dışı borçlu şirketin defter ve kayıtlarının incelenmesinin gerekmediği dikkate alınarak, toplanan deliller ve davacı bankadan bilirkişi tarafından temin edilen kayıt ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak uyuşmazlık çözülmüştür.
Toplanan tüm deliller, davaya konu icra dosyası ve mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen, gerekçeli ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi rapor ve ek raporu ile; taraflar ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında davaya konu 11/04/2018 tarihli ve 900.000,00-TL limitli genel kredi sözleşmesinin düzenlendiği, asıl borçlunun dava dışı şirket olup, davalıların sözleşmede müteselsil kefil ve borçlu sıfatıyla taraf oldukları, taraflar arasındaki kredi ve kefalet sözleşmesinin varlığının ve içeriğinin uyuşmazlık konusu olmadığı, kefalete ilişkin tüm şekil şartlarının yerine getirildiği, TBK’nun 583.maddesinde aranan şekil şartlarının tamamının mevcut olduğu, davalıların şirket ortakları olmaları nedeniyle TBK’nun 584(son)maddesi uyarınca eşlerinin rızasının alınmasının gerekmediği, sözleşmenin 10.5 maddesinde, temerrüt faiz oranının davacı banka tarafından muacceliyet tarihinde uygulanan faiz oranının iki katı oran olarak belirlendiği, davacı borçlu şirkete sözleşmeden kaynaklanan taksitli ticari kredi kullandırıldığı, 11/11/2018 vadeli 7.taksitin süresinden sonra 08/02/2019 tarihinde ödenip, 11/12/2018 ve bu taksiti izleyen taksitlerin ödenmemesi üzerine, davacı banka tarafından hesabın 11/03/2019 tarihinde kat edilerek, davaya konu alacağın muaccel hale geldiği, aynı tarihli ihtarnamenin keşide edilerek, kredi borcunun yedi gün içinde ödenmesinin ihtar edildiği, kat ihtarnamesinin dava dışı borçlu şirkete ve davalı …’na 15/03/2019, davalı …’na 19/03/2019 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, verilen süre içinde ödememe yapılmaması üzerine, davalı … yönünden 27/03/2019, davalı … ile dava dışı borçlu şirketi yönünden 23/04/2019 tarihinde temerrütün oluştuğu, davalılar ve dava dışı borçlu şirket tarafından kat ihtarnamesine itiraz edilmediği, davacı tarafça, davaya konu icra takibinin yapıldığı, dava dışı asıl borçlu …….Şirketi hakkında, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi …/… esas sayılı dosyasında, 02.07.2020 tarihinde konkordatonun tasdiki kararı verildiği, kararın Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi tarafından kaldırıldığı, yargılamaya devam edildiği, davacı bankanın bildirdiği alacağın 668.295,00-TL olarak kabul edilip konkordato projesine dahil edildiği, ödeme projesi çerçevesinde davacı bankaya, davaya konu kredi borcuna ilişkin olarak dava tarihine kadar toplam 143.940,48-TL ödeme yapıldığı, asıl borçlu şirket hakkında konkordato davasının varlığının ve bu dava kapsamında asıl borçlu şirkete sağlanan faize ilişkin avantajlardan, müteselsil kefil sıfatıyla davalıların yararlanmasının mümkün bulunmadığı, buna göre sözleşme hükümleri uyarınca ve belirtilen faiz oranları üzerinden davacı tarafın, işlemiş ve işleyecek faiz talebinde bulunmasında yasal bir engel bulunmadığı, davalıların asıl alacak ile akdi faiz ve temerrüt faizinden sorumluluklarının bulunduğu, sözleşmede somut temerrüt faiz oranının kararlaştırılmamış olması nedeniyle, davacı bankanın, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasına bildirdiği faiz oranlarını geçmemek üzere, diğer müşterilerine fiilen uyguladığı faiz oranlarını talep edebileceği, buna göre davacı bankadan alınan yazı ve bilirkişi tarafından yapılan inceleme ve hesaplamaya göre, davacı tarafın %16,92 oranında akdi faiz oranında %33,84 oranında yıllık temerrüt faizi talep edebileceği, TBK’nun 100.maddesi uyarınca dava tarihine kadar yapılan ödemelerin, öncelikle borcun faiz ve ferilerinden mahsubunun yapılarak dava tarihi itibari ile davacı tarafın alacağının hesaplanması gerektiği, davacı tarafça konkardato projesi uyarınca icra takibinden sonra ve dava tarihinden önce yapılan taksit ödemelerinin mahsup edilerek, kalan miktar üzerinden itirazın iptalinin talep edilmesi gerekmesine rağmen, bu mahsup yapılmaksızın yapılan ödemeler içinde itirazın kaldırılmasının talep edilmesinde, hukuki yarar bulunmadığı gözönünde tutularak davacı tarafın icra takip tarihi ile dava tarihi arasında yapılan toplam 143.940,48-TL tutarındaki ödemeye ilişkin açtığı davanın hukuki yararı yokluğuna bağlı olarak, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesi gerektiği, raporda da açıklandığı üzere, takip talebinde ve buna bağlı olarak düzenlenen ödeme emrinde davacının, asıl alacak yönünden masraf ve yalnız işlemiş temerrüt faizi talep ettiği, buna göre açıkca akdi faizi ve BSMV talep etmemesi nedeniyle, hesaplamanın yalnız taleple bağlılık ilkesi gereği ödeme emrinde belirtilen alacak kalemleri için yapılabileceği, bu çerçevede akdi faiz ve BSMV dahil edilmeksizin, bilirkişi tarafından yapılan ve dosya kapsamına uygun görülen hesaplamalara göre, davacı tarafın 3.621,18-TL işlemiş faiz alacağını fazla olarak talep ettiği, dava tarihi itibari ile davacı tarafın, 143.940,48-TL dava öncesi yapılan ödemelerin mahsup edilmesi ile birlikte, temerrüt tarihlerinin farklı olmalarına bağlı olarak ve ödemelerin işlemiş faiz ve masrafdan öncelikle indirilmesi, geriye kalan bölümünün asıl alacaktan indirilmesi suretiyle, davalı …’ndan 636.936,33-TL, davalı …’ndan 640.557,51-TL asıl alacak talebinde bulunabileceği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulü ile, davalıların itirazlarının kısmen iptali ile takibin, davalı … yönünden; 636.936,33 TL asıl alacak, davalı … yönünden; 640.557,51 TL asıl alacak ile, her iki davalı için, işleyecek faiz yönünden; … yönünden 636.936,33 TL, … yönünden 640.557,51 TL asıl alacağın takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık %58,80 oranında TCMB faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişken oranlarda temerrüt faizi ve faizin %5’i oranındaki gider vergisi üzerinden devamına, davanın kısmen reddi ile, davacı tarafın icra takibinden sonra dava tarihine kadar tahsil edilen 143.940,48 TL alacak yönünden açtığı davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle HMK’nun 114(1-h) maddesinin yollaması ile HMK’nun 115(2) maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davacı tarafın, davalı … yönünden 3.621,18 TL işlemiş faizden oluşan fazlaya ilişkin isteminin reddine, alacağın likit olduğu ve kabulüne karar verilen alacak miktarı yönünden itirazın haksız olduğu gözönünde tutularak davalıların, kabul edilen alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmalarına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalıların davaya konu İzmir 27. İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyasında borca ve ferilerine ilişkin itirazlarının kısmen iptali ile takibin,
Davalı … yönünden; 636.936,33-TL asıl alacak,
Davalı … yönünden; 640.557,51- TL asıl alacak ile,
Her iki davalı için, işleyecek faiz yönünden; … yönünden 636.936,33-TL, … yönünden 640.557,51-TL asıl alacağın takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık %58,80 oranında TCMB faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişken oranlarda temerrüt faizi ve faizin %5’i oranındaki gider vergisi üzerinden devamına,
2-Davanın KISMEN REDDİ ile;
a-Davacı tarafın icra takibinden sonra dava tarihine kadar tahsil edilen 143.940,48-TL alacak yönünden açtığı davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle HMK’nun 114(1-h) maddesinin yollaması ile HMK’nun 115(2) maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
b-Davacı tarafın, davalı … yönünden 3.621,18 TL işlemiş faizden oluşan fazlaya ilişkin isteminin reddine,
3-Hükmedilen asıl alacakların %20’si oranındaki 128.111,50-TL icra inkar tazminatının, 127.387,26-TL’lik bölümünden davalı …’nun sorumlu olması kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 43.756.48-TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 9.386,99-TL harcın indirilmesiyle geriye kalan 34.369,49‬-TL harcın 34.122,13‬-TL’lik bölümünden davalı …’nun sorumlu tutulması kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 9.386,99-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Kabul edilen alacak bölümü için davacı yararına A.A.Ü.T.’nin 13 (1) mad. uyarınca takdir edilen 88.461,33-TL nispi vekalet ücretinin, 88.063,00-TL’sinden davalı …’nun sorumlu olması kaydı ile, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Reddedilen alacak bölümü için davalı … yararına A.A.Ü.T.’nin 13 (1-2) mad. uyarınca takdir edilen 3.621,18-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalı …’na verilmesine,
9-Hukuki yarar yokluğu nedeni ile, reddine karar verilen alacak bölümü yönünden davalılar yararına A.A.Ü.T’nin 7(2)maddesini yollamasıyla 1.kısım 2.bölümü uyarınca taktir edilen 9.200-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine,
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (14) maddesi uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden oluşan yargılama giderinin, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması nedeni ile 4/5’inin karşılığı olan 1.056,00-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 1/5’inun karşığı olan 264,00-TL’sinin davacı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
11-Davanın kısmen kabulüne karar verilmesi nedeniyle davacı tarafça yapılan 54,40- TL başvurma harcı, 50,00-TL iki adet tebligat gideri, 85,50-TL on beş adet elektronik tebligat gideri, 21,00-TL posta ücreti, 0,75-TL bir adet kep reddiyatı ile 1.050,00-TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.207,25-TL yargılama giderinden 4/5’inin karşılığı olan 965,80-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 1/5’inin karşılığı olan 241,45-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
12-Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekilinin yokluğunda HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/10/2022

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip…
e-imza