Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/722 E. 2022/842 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/722 Esas
KARAR NO : 2022/842

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2020
KARAR TARİHİ : 20/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin covid-19 virüsünün ülkemizde de yayılmaya başlaması üzerine ticari faaliyetlerini devam ettirebilmek adına el temizleme jeli numunesi üreterek müvekkili olduğu şirkete gönderdiğini, müvekkili olduğu şirketin Mart 2020 tarihinde … isimli şirketten 84.864 adet … marka 100 ml el temizleme jeli satın aldığını, satın alınan ürünlerin toplam bedeli 370.516,22 TL’nin 09/03/2020 ve 18/03/2020 tarihlerinde banka havalesi yoluyla adı geçen şirketin hesabına gönderildiğini, müvekkil şirkete teslim edilen paletlerin tümünden rastgele geçilen bir kısım kutular açılarak kontrol edildiğini, ürünlerin numuneye uygun olduğunun görüldüğünü, bunun üzerine müvekkil şirket ürünlerin bir kısmını, talep üzerine, … Kozmetik Temizlik Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketine satıp gönderdiğini, satılan ürünlerin 05.09.2020 tarihinde müvekkili şirkete bozuk/ayıplı olduğu gerekçesiyle iade edildiğini, ürünlerin iade edilmesi üzerine müvekkili şirket tarafından ürünler kontrol edildiğinde, paletlerin ilk iki sırasının numuneye uygun olduğunun ancak alt ve orta sıradaki ürünlerin ise bozuk olduğunun , renklerinin kristallendiğinin anlaşıldığını 09.09.2020 tarihinde … Kozmetik San. Ve Tic. AŞ’ nin gayri resmi sahibi olduğunu şifahen beyan eden …’ya ulaşılarak durumun şirkete bildirildiğini, ürünlerdeki ayıbın kabul edilmediğini ve müvekkili şirketin ürünün geri alınması ve bedel iadesine ilişkin taleplerinin reddedildiğini, devam eden süreçte gönderilen ihtarnamelerin şirketin adreste tanınmadığı ve adresinin değiştiği gerekçeleriyle iade edildiği , elektronik tebligat adresi bulunmayan, yönetim ve üretim merkezi kapalı bulunan borçlu şirkete karşı icra takibi başlatmak mecburiyetinde kaldıklarını belirterek borçlu şirketin Menderes İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacının talebi doğrultusunda ürünleri imal ettiğini ve kendisine teslim ettiğini, teslim tarihinden 7-8 ay sonra ürünlerin bozuk olduğu iddiası ile iade talebinde bulunulduğunu, davacının istek ve talimatlarına uygun olarak üretilen ürünlerde müvekkilinden kaynaklı veya üretim hatası sayılabilecek bir ayıp olmadığı için davacının bu iddiasını kabul etmediklerini, davacı tarafından Menderes Sulh Hukuk Mahkemesi Yargıçlığının …D-İş sayılı tespit dosyası ile müvekkilin gıyabında tespit yapıldığını tek taraflı bu tespite dayalı olarak Menderes İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını ve müvekkilinden alacak talebinde bulunulduğunu, davacının tek taraflı olarak yaptırdığı tespite dayalı olarak alacak talebiyle icra takibi yapmasının kötüniyet göstergesi olduğunu müvekkilinin ürettiği ürünlerde herhangi bir hata ve usulsüz imalat olmadığını, müvekkilinin mevcut kurallar çerçevesinde imalatını yaptığını dava konusu edilen ürünlerin pandemi döneminde , tamamen karşı tarafın istediği şekilde üretildiğini, alacak likit olmadığından,varlığı veya yokluğu,miktarı vs konular yargılamayı gerektirdiğini belirterek davanın ve inkar tazminatı talebinin reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE

Dava, taraflar arasındaki el temizleme jeli satım sözleşmesi kapsamında ödenen paranın, satım sözleşmesine konu malların ayıplı olduğu iddiasıyla davalı borçludan tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Satıcının ayıptan sorumluluğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 219-231. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ayıp kavramının tanımı kanunda tam olarak bulunmamakla birlikte, ayıptan sorumluluk halleri bu maddelerde hüküm altına alınmıştır. TBK. m. 219’da sözleşmeye aykırılık halinde iki ayrı durum mevcuttur. Bunların ilki, satıcının alıcıya birtakım nitelikler bildirmesi ve bu niteliklerin söz konusu şeyde bulunmamasıdır. İkincisi ise sözleşme konusu şeyden beklenen faydayı azaltan veya ortadan kaldıran durumların mevcut olmasıdır. Buna dürüstlük kuralı çerçevesinde karar verilmektedir. Alıcının beklediği faydanın dürüstlük kuralı çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Burada objektif değer baz alınır.Satıcının ayıptan sorumluluğunun doğması için aranan şartlardan biri alıcının kanunun kendisine yüklediği külfetleri yerine getirmiş olmalıdır. Alıcıya kanunen yüklenen külfetler, satılanı gözden geçirme ve varlığı iddia edilen ayıpları satıcıya bildirme külfetleridir. Alıcı, satın aldığı malı gözden geçirmek ve herhangi bir ayıp halinde de bunu satıcıya bildirmek zorundadır . Bu zorunluluklar TBK. m. 223’te düzenlenmiştir. TBK. 223’e göre, “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.” Burada kesin bir süre belirlenmemiştir, ancak alıcı ayıbı en kısa sürede bildirmekle yükümlüdür.Tacirler arası ticari satımlarda, satılanın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli değilse, alıcı teslimden itibaren 8 gün, diğer hallerde ise 2 gün içinde satılanın gözden geçirilmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu hüküm 6102 Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. TTK. m. 23/1.c’ye göre, “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu’nun 223’üncü .maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” Bu durumda, TBK. m. 223 burada da uygulama alanı bulacaktır. TBK. m. 225’e göre, satıcının ağır kusurlu olması halinde ayıbın kendisine zamanında bildirilmediğini ileri sürerek sorumluluktan kurtulamayacaktır. Aynı hüküm, satıcılığı meslek edinmiş kişiler için de geçerlidir. Alıcı, satılanın durumunu gecikmeksizin usulüne göre tespit ettirmekle yükümlüdür. Bunu yaptırmazsa, ileri sürdüğü ayıbın, satılanın kendisine ulaştığı zamanda var olduğunu ispat yükü alıcıya düşer. Bir sözleşmede ayıbın şartları mevcut ise ve alıcı da kendisinden beklenen külfetleri yerine getirmişse, bu durumda alıcı TBK. m. 227’de kendisine tanınan haklardan birini kullanabilir. (Kaynakça: ARAL, Fahrettin, Borçlar Hukuku (Özel Borç İlişkileri), 8. Baskı, Ankara, 2009- AVUZ, Cevdet, Borçlar Hukuku Dersleri (Özel H, 9. Baskı, İstanbul, 2011)
Bu açıklamalar ışığında; dosyanın kimya mühendisi ve SMMM bilirkişisine tevdii edildiği, bilirkişi heyetinden alınan ek ve kök raporda özetle; ” el temizleme ürününün içindeki kimyasalların içeriklerinin, analiz yapılmadan fiziksel muayene ile tespit edilemeyeceği, fiziksel muayene ile çökeltinin olduğunun görülebildiğini, ancak gizli ayıp konusunun hukuki neticeleri uzmanlık alanlarına girmediğini, ürünlerin kapakları kapalı durumda olduğu; paletin üst sırasındaki Sawex Marka el temizleme ürünü berrak olduğu alt sırada bulunanların bulanık ve bir miktar çökelti oluştuğu berrak ve bulanık olduğu tespit edilen ürün miktarı ve parasal değerleri; davalı tarafından el temizleme jeli olarak üretilen ürünlerin en iyi “antimikrobiyal” etkiyi göstermiyeceğinin anlaşıldığını, üretilen ürünlerin, her birinin 100 mililitrelik olup, 84864 adet olduğunu, parasal karşılığının 370.516,22-TL olduğunu, ürünlerin % 75 bozuk olduğundan hareketle, 370.516,22-TL / 84684 adet = 4,37528-TL/adet Davacı deposunda tespit edilen ürünlerin parasal karşılığı, 81168 adet x 4,37528-TL = 355.132,73-TL Bozuk olan ürün miktarı % 75 355.132,73-TL x % 75 = 266.349,55-TL Berrak olan ürün miktarı % 25 355.132,73-TL x % 25 88.783,18-TL davalıya yapılan ödemeler ile masrafların toplamının 374.544,40-TL olduğu” görüş ve kanaatine varmışlardır.
Somut olayın incelenmesinde, tacir olan yanlar arasında el temizleme jeli alım- satımı ilişkisi bulunduğu, davacının dava dilekçesinde belirttiği üzere, dava konusu ürünlerin kendilerine 2020 yılının Nisan ayında teslim edildiği ve yine dava dilekçesinde belirtildiği üzere sadece rastgele seçilen bir kısım kutuların açılarak kontrol edildiği, bunun üzerine ürünlerin bir kısmının dava dışı … Kozmetik Temizlik Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketine satıldığı ve gönderildiği, satılan ürünlerin 05.09.2020 tarihinde davacı şirkete bozuk olduğu gerekçesiyle iade edildiği, bu kez ürünlerin iade edilmesi üzerine davacı şirket tarafından ürünler kontrol edildiğinde, paletlerin ilk iki sırasının numuneye uygun olduğunun ancak alt ve orta sıradaki ürünlerin ise bozuk olduğunun, renklerinin kristallendiğinin anlaşıldığı dolayısıyla dava konusu ürünlerin dava dışı alıcı şirket tarafından davacıya iade edilmesi üzerine incelenmesiyle ayıplı olduğunun anlaşabilmesi karşısında davacı şirketin kendisine dava konusu ürünlerin ilk teslim anında incelemesi halinde de iddia edilen ayıplı halin anlaşılmasının mümkün olduğu, bundan hareketle tacir olan davacının gözden geçirme yükümlülüğüne aykırı davrandığından bahsedileceği bunu yapmayan davacının, ileri sürdüğü ayıbın, satılanın kendisine ulaştığı zamanda var olduğunu ispat yükü altında olduğu, dosya kapsamında davacının malların kendisine teslim anında ayıplı olduğuna ilişkin iddiasını ispat edemediği yine aksinin kabulünde dahi davacı tarafından ayıp ihbarının ve yasal seçimlik tercih hakkının ayıba ilişkin ihbarın “derhal” yapılması gerektiği düzenlemesi karşısında satıma konu ürünlerin ayıplı olduğunun öğrenilmesinden itibaren davacı tarafından davalı adına yetkili olan kişiye usule uygun şekilde “derhal” ayıp ihbarında bulunulmadığının belirlendiği ve TTK 23/c ve TBK 223/2. maddesindeki şartların gerçekleşmediği kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1- Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın, peşin harç olarak alınan 4.445,96-TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 4.365,26-TL harcın davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 54.800,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
5-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davacıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
6-HMK.nun 333.maddesi uyarınca taraflarca tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen açıklandı.

Katip …
¸e-imza

Hakim …
e-imza¸