Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/711 E. 2021/240 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/711 Esas
KARAR NO : 2021/240

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2020
KARAR TARİHİ : 09/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı takip alacaklısı …. şirketi tarafından İzmir …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası üzerinden 30.09.2020 günlü … seri numaralı, 25.000- TL’ lik …. çeki ile ilgili takip başlatıldığını, takibe konu çek bedeli ve ferileri, müvekkil firma tarafından icra/iflas tehdidi altında ödendiğini, müvekkilinin icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı çekin bedelsiz olduğunu, bedelsizliğe karşı çekin lehtarına karşı açılan davada da taraflarınca ihtiyati tedbir kararı alındığını, davalı … şirketi, mezkur çeke dayalı yaptığı takipte kötüniyetli olduğunu, mezkur çekle ilgili bu çek dışında 3 adet çek için daha çekin lehtarı …. A.Ş. aleyhine, takip öncesinde, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasına üzerinden tedbir talepli Menfi Tespit Davası taraflarınca açıldığını ve mahkemece davanın yaklaşık ispatının taraflarınca sağlandığı yönünde kanaat oluştuğunu, toplam 4 adet çek için (davaya konu çek dışında 3 adet daha çek için) lehtar …. A.Ş Yönünden ihtiyati tedbir kararı verildiğini ilgili çeklerin lehtar yönünden ödemelerinin durdurulduğunu, davalı … firması davaya konu çekle ilgili kanun ve yönetmeliğe aykırı olarak temlik aldığını ve kötü niyetli olduğunu, davalı firmanın temlik aldığı mezkur çekle ilgili dayanak fatura/mal teslim belgesi diğer belgelere haiz durumda olmadığını, bu nedenle İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyasına müvekkilinin borcunun olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı 30.424,14-TL ‘nin istirdat hükümlerince, yargılama giderleri vekalet ücreti ve 08.12.2020 ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı dava dilekçesinin içeriliğinde delillerden bahsetmekte olup, iş bu deliller dava dilekçesi ekinde taraflarına gelmediğini, davacının delillerine karşı delil sunma haklarını saklı tuttuklarını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı 20.04.2016 tarih … Esas …. kararınca davacı davasını yetkili mahkemede açmaması nedeniyle davanın yetki yönünden reddine karar verilmesinin gerektiğini, İcra İflas Kanunu 72/8 maddesi Gereği “Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir” ilgili madde gereği, müvekkil şirketin de adresinin Ümraniye/İstanbul olmasından dolayı yetkili mahkeme İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde davanın gönderilmesinin gerektiğini, davacı “…’nin İstirdat Tespit davasına konu çekleri, müvekkil şirket müşteri …. A.Ş. tarafından müvekkil şirkete teslim edildiğini, dava konusu çeklerin …. Bankası …. Şubesi muhatap … hesap numaralı 30.09.2020 tarihli …. seri no’lu 25.000,00- TL bedelli çeki müvekkil …müşterisi Güzel Boya Kimya Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ile aralarındaki sözleşmeye istinaden 17.02.2020 tarih ve 208922 numaralı 07.01.2020 tarihli faturanın temlik alındığını kredinin tahsili için davaya konu çekin taraflarına teslim edildiğini, davaya konu irsaliyeli faturaların incelendiğinde irsaliyeli faturanın altında atılan imza ile davaya konu …. seri no’lu 25.000,00 TL bedelli çekteki imza incelendiğinde bile imzaların keşideciye ait olduğunun ortada olduğunu fatura altına atılan imzadan da anlaşıldığı üzere boyaların teslim alındığını, davacı da dilekçesinde 07.01.2020 tarihli ve …. nolu fatura için 25.999,02’lik mal satış ve tesliminin yapıldığını, davacı şirket ile …. arasında ki cari hesap alacağı müvekkil şirketi bağlamadığını, ekteki fatura ya ilişkin malların teslim alındığını dava dilekçesinde de ikrar ettiğini, bu nedenle müvekkil şirkete açılmış olan İstirdat davasının kötü niyetli olduğunu, çekin müvekkil şirkete 17.02.2020 tarihinde de teslim edildiğini davacı davasını yaklaşık 5 aydır bir süre sonra açıldığını çeklerin vadesine 1 ay kala davacının dava açması da kusurlu bir davranış olduğunu, taraflarına haksız ve mesnetsiz kötü niyetle açılan davanın reddi ile davacı tarafın haksız çıkması halinde %20 İcra İnkar Tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-…. Arabuluculuk Bürosu’nun …. Dosya …. Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanak aslı,
2-12.11.2019 tarihli ve …. nolu fatura,
3-(3 adet çeki için ) Tahsilat makbuzu,
4-Davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar,
5-Sair deliller.

DAVA KONUSU:
Açılan dava, davacı … Ticaret Limited Şirketinin dava dışı …. Anonim Şirketine verildiği iddia olunan ve İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına konu edilen …. Bankası Anonim Şirketine ait, keşidecisi … Ticaret Limited Şirketi, lehtarı … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi olan, …. seri numaralı, 30/09/2020 tarihli, 25.000,00-TL bedelli çek dolayısıyla çekin bedelsiz olduğundan bahisle davalı … Anonim Şirketine borçlu olmadığının tespiti ile İzmir … İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyasında davacı şirket tarafından ödenmek zorunda kalındığı belirtilen bedelin davalı … Anonim Şirketinden istirdadı taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Menfi tespit ve istirdat davalarına ilişkin hususlar 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 72. maddesinde; ”Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmisinden aşağı olamaz.
Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.
Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davaların birleştirilmesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 166. maddesinde; ”Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.
Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır.
Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir.
Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.
İstinaf incelemesi ayrı dairelerde yapılması gereken davaların da bu madde hükmüne göre birleştirilmesine karar verilebilir. Bu hâlde istinaf incelemesi, birleştirilen davalarda uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait kararı inceleyen bölge adliye mahkemesi dairesinde yapılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Yine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 168.maddesinde ise; ”Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde görülmekte olan davalar yönünden verilen birleştirme ve ayırma hususundaki ilk derece mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna; bölge adliye mahkemesi kararları hakkında ise temyiz yoluna, ancak hükümle birlikte gidilebilir. Şu kadar ki, bu husus tek başına, bölge adliye mahkemesinde hükmün kaldırılarak esastan incelenme; Yargıtayda ise bozma sebebi teşkil etmez.” hükmüne yer verilerek, birleştirme kararına karşı ancak esas hakkındaki hükümle birlikte istinaf ve temyiz yasa yollarına başvurulabileceği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı üzerinden yapılan değerlendirme sonucunda, iş bu dosya ile … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas dosyasının taraflarının ve davaya dayanak sözleşme ile dava konusunun aynı olduğu, buna göre 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 166/4. maddesinde belirtilen şekilde davaların aynı nedenlerden doğduğu ve biri hakkında verilecek hükmün diğerini de etkileyecek nitelikte bulunması nedeniyle davalar arasında fiili ve hukuki bağlantı bulunduğu, davaların birlikte görülmesinde gerek usul ekonomisi gerekse delillerin birlikte değerlendirilmesi ve birbiri ile çelişmeyen hükümlere ulaşılması yanında yargılamanın hızı ve bütünlüğü açısından yarar ve zorunluluk bulunduğu anlaşılmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 166. maddesi uyarınca Mahkememizin 2020/711 Esas sayılı dosyasının … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin 2020/711 Esas sayılı dosyasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 166. maddesi uyarınca aralarında fiili ve hukuki bağlantı bulunan …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Mahkememizin 2020/711 sayılı Esasının birleştirme nedeniyle kapatılmasına,
3-Yargılamaya … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası üzerinden devam edilmesine,
4-Yargılama harç ve giderlerinin birleştirilen dosyada hükümle birlikte değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/03/2021

Katip …
e -imza

Hakim …
e -imza

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.