Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/7 E. 2021/292 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/7 Esas
KARAR NO : 2021/292

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/01/2020
KARAR TARİHİ : 25/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11.06.2018 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde doğan alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine İzmir …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasıyla takibe geçildiğini, davalı/borçlu olan …. Anonim Şirketinin borçlu olmadığını, iddia ederek süresi içinde borca itiraz ettiğini, takibin durduğunu, bu nedenle 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun “dava şartı olarak arabuluculuk’ başlıklı 5A Maddesinde düzenlenen ‘Bu Kanunun 4. Maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” hükmü gereğince arabulucuya başvurulduğunu, davalı/borçlu … Anonim Şirketi tarafından poliçesi düzenlenen … plakalı araç ile idaremize ait … plakalı otobüs arasında 11.06.2018 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, trafik kazası tespit tutanağında kazanın oluşumunda …plakalı aracın maliki ve sürücüsü olan…’ın Karayolları Trafik Kaunu’nun 46/2-c maddesinde düzenlenen ‘Trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirmek’ kuralını ihlal ettiğinden Asli kusurlu olduğunu kaza sonucunda müvekkilinin aracında 8.188,47 TL’lik maddi hasar meydana geldiğini, takip başlamadan önce müvekkili tarafından davalı/borçlu Aksigorta anonim şirketine ihtar gönderildiğini meydana gelen trafik kazasında …plakalı karşı taraın araç sürücüsünün asli kusurlu olması sebebiyle kusur oranının (%75) karşılığı olan 6.141,36 TL hasar bedelinin tazmini talep ettiğini davalı /borçlu … Anonim Şirketi tarafından ise hasar bedelinin sadece 3.070,68 TL’lik kısmını ödediğini, araçlarınındaki hasar bedeli ve ferilerinden … Anonim Şirketi ve dava dışı…’ın müştereken ve müteselsilen sorumluluğu bulunduğundan, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile … ve … Anonim Şirketi hakkında ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığını, davalı /borçlunun itirazının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu haksız itirazın iptali ile takibin devamına davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen … plaka sayılı aracın müvekkil şirket nezdinde …. No’lu KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile 12.12.2017-12.12.2018 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde doğacak rizikolara karşı teminat altına alındığını, maddi zararlardan ötürü sigortacı, poliçede gösterilen limit meblağının tamamından değil, üçüncü kişinin maruz kaldığı gerçek zarar miktarının araştırılıp saptanması neticesinde bulunacak meblağdan sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davaya konu hiçbir meblağı kabul teşkil etmemek kaydıyla, poliçeden dolayı müvekkil şirketin sorumluluğu sigortalının kusuru oranında maddi zararlarda araç başına 36.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, kusura yönelik tespitlerin kabul edilemez olduğunu, davacı yanın taleplerine konu hasar bedelinin huzurdaki davadan evvel ödendiğini, davacı yana ait araçta meydana gelen değer kaybının zararının müvekkil şirket tarafından tamamı ile karşılandığından huzurdaki davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanak aslı,
2-…. Şirketi nezdinde …plakalı araca ait olarak düzenlenen …. No’lu numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi,
3-Hasar dosyası,
4-Başvuru dilekçesi ve başvurunun davalı … şirketine tebliğini gösterir tebligat evrakı,
5-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri,
6-11/06/2018 tarihli trafik kazası tespit tutanağı,
7-… ve …plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
8-… plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı,
9-Trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 08/01/2021 havale tarihli raporu,
10-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 15/02/2021 havale tarihli raporu,
11-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, 11/06/2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan hasar bedelinin belirlenmesi ve hasar bedelinin davalı … şirketinden tahsili ile davacıya ödenmesi amacıyla davalı aleyhinde başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67.maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesi neticesinde, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu … ile dava dışı borçlu… aleyhinde 3.070,68-TL asıl alacak, 201,40-TL işlemiş faiz ve 6,50-TL posta gideri masrafı olmak üzere toplamda 3.278,58-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalının süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesine müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Davalı … şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Her ne kadar davalı vekilince yetki ilk itirazında bulunulmuş ise de, davaya konu uyuşmazlığın, 11/06/2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan hasar bedelinin belirlenmesi ve hasar bedelinin davalı … şirketinden tahsili talebine ilişkin olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 16. maddesinde haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğunun düzenlendiği, bu kapsamda yapılan inceleme sonucunda dava konusu 11/06/2018 tarihli trafik kazasının İzmir İli, … ilçesinde meydana geldiği, bununla beraber zarar gören sıfatını haiz davacı …’nün yerleşim yeri adresinin ‘… Bulvarı, No:…, …/İzmir’ olduğu göz önünde bulundurulduğunda mahkememizin iş bu davaya bakmaya yetkili olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin yetki ilk itirazının reddine karar verilerek tefhimle açık yargılamaya devam olunmuştur.
Gerekli evrak ve belgelerin temini akabinde dosyanın trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 11/062018 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtlarında yer alan … plakalı araca ait tramer kaydı, sigorta poliçesi, hasar dosyası ile sair deliller göz önünde bulundurularak, 11/06/2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda …plakalı araç sürücüsü… ile … plakalı araç sürücüsü …’ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle dava konusu trafik kazasına sebebiyet verdikleri hususu ile trafik kazası sonucunda … plakalı araçta meydana gelen hasar miktarı ve bedelinin belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişi 09/01/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak dava konusu trafik kazasının oluşumunda …plakalı araç sürücüsünün ‘Trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirmek’ kuralını ihlal etmesi sebebiyle kusurlu, … plakalı araç sürücüsünün ‘Sürücüler hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak” kuralını ihlal etmesi sebebiyle kusurlu olduğunu, dava dışı …. plakalı araç sürücüsünün ise kusursuz olduğunu, … plakalı araçta meydana hasar bedelinin 8.188,47-TL olduğunu, kusur oranının gözetilmesi ile davalı … tarafından 30/10/2018 tarihinde yapılan ödemenin mahsubu neticesinde ulaşılacak bedelin davacı tarafça talep edilebilecek tazminat bedeli olduğunu mütalaa etmiştir.
Trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 08/01/2021 havale tarihli raporu ve dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak düzenlenen 29/11/2019 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı göz önünde bulundurulduğunda, …plakalı araç sürücüsünün %75 oranında, … plakalı araç sürücüsünün ise %25 oranında kusurlu olarak dava konusu trafik kazasına sebebiyet verdiklerinin kabulüne karar verilerek, yargılamaya kabul edilen kusur oranları doğrultusunda devam olunmuştur.
Hasar bedeli ile kusur oranlarının belirlenmesi akabinde dosyanın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 11/062018 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtlarında yer alan … plakalı araca ait tramer kaydı, sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 08/01/2021 havale tarihli raporu ile sair deliller göz önünde bulundurularak, davalı … tarafından dava açılmadan önce 30/10/2018 tarihinde yapılan 3.070,68-TL bedelli ödemenin ödeme tarihinden rapor tarihine kadar işleyecek faizi ile birlikte trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişi tarafından belirlenen 8.188,47-TL hasar bedeli tazminatından mahsubu neticesinde davacı tarafça davalı … şirketinden talep edilebilecek sonuç tazminat miktarının ve zararın tazmini amacıyla davacı kurum tarafından davalı şirket aleyhine yapılan icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun Mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 15/02/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak davalı … tarafından 30/10/2018 tarihinde yapılan ödemenin ödeme tarihinden rapor tarihine kadar işleyecek yasal faizinin 633,33-TL olduğunu, davacı şirketin icra takibi kapsamında davalı … şirketinden talep edebileceği sonuç tazminat bedelinin 4.484,46-TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Davacı tarafça dava açılmadan önce davalı … şirketine başvuru yapıldığı, rizikoyu bildirir başvuru dilekçesinin davalı … şirketine 12/10/2018 tarihi itibariyle usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, bu kapsamda sigorta şirketinin başvuru tarihinden itibaren 8 iş gününün sona erdiği 25/10/2018 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü belirlenmiştir.
Davacı tarafça icra takibinde talep edilen işlemiş faizin başlangıç tarihi kaza tarihi olan 11/06/2018 tarihi olarak belirlenmiş ve bu tarihten itibaren hesaplanan işlemiş faiz bedeli takibe konu edilmiş ise de, davalı … şirketinin 25/10/2018 tarihinde temerrüte düştüğü dikkate alındığında, işlemiş faiz bedelinin davalı … şirketinin temerrüte düştüğü 25/10/2018 tarihi ile icra takip tarihi olan 04/03/2019 tarihi arasındaki süre baz alınarak hesaplanması gerekmektedir.
Her ne kadar Mahkememizce sehven davalı … tarafından dava açılmadan önce 30/10/2018 tarihinde yapılan 3.070,68-TL bedelli ödemenin ödeme tarihinden rapor tarihine kadar işleyecek faizi ile birlikte trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişi tarafından belirlenen 8.188,47-TL hasar bedeli tazminatından mahsubu neticesinde davacı tarafça davalı sigorta şirketinden talep edilebilecek sonuç tazminat miktarının belirlenmesi istenilmiş ve bilirkişi tarafından bu doğrultuda inceleme yapılmış ise de, bilirkişiye verilen talimatın sehven verildiği ve raporun sehven verilen talimat doğrultusunda hatalı olarak düzenlendiği anlaşılmakla, yargılamanın uzamasına sebebiyet vermemek açısından Mahkememizce resen hesaplama yoluna gidilmiş olup, tarafların kusur oranları dikkate alındığında davalı sigorta şirketinin sigortalısı … plakalı araç sürücüsünün %75 oranında sorumluluğu bulunacağı, bu bedelin (8.188,47*75/100) 6.141,35-TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından 30/10/2018 tarihinde yapılan 3.070,68-TL tutarındaki ödeme mahsup edildiğinde davacı tarafça davalı sigorta şirketinden talep edilebilecek asıl alacak miktarının 3.070,67-TL olduğu, davalı sigorta şirketinin 25/10/2018 tarihinde temerrüte düştüğü, bu kapsamda işlemiş faiz bedelinin 25/10/2018 tarihi ile icra takip tarihi olan 03/04/2019 tarihi arasındaki 131 gün üzerinden hesaplanması gerektiği, bu doğrultuda yapılan hesaplama sonucunda davacı tarafça talep edilebilecek işlemiş faiz bedelinin (3.070,67-TL*9*131/36500) 99,19-TL olduğu, neticeten davacı tarafça davalı sigorta şirketi aleyhinde başlatılan icra takibinde talep edilebilecek asıl alacak bedelinin 3.070,67-TL, işlemiş faiz bedelinin 99,19-TL ve posta gideri masrafı 6,50-TL olarak belirlenmiş ve icra takibinin toplamda 3.176,36-TL üzerinden devamına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatının davalı sigorta şirketinden tahsili talep edilmiş ise de, dava konusu alacağın davanın açılışı sırasında belirli ve belirlenebilir olmadığı, tazminat bedelinin Mahkememizce yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları ve Mahkememizce resen yapılan hesaplama sonucunda belirlendiği, bu itibarla davanın açılışı sırasında likit bir alacağın bulunduğundan bahsetmenin mümkün olmadığı anlaşılmakla, yasal şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanak aslı, … Şirketi nezdinde …plakalı araca ait olarak düzenlenen … No’lu numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası, başvuru dilekçesi ve başvurunun davalı sigorta şirketine tebliğini gösterir tebligat evrakı, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri, 11/06/2018 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, … ve …plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları, … plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 08/01/2021 havale tarihli raporu, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 15/02/2021 havale tarihli raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 11/06/2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan hasar bedelinin belirlenmesi ve hasar bedelinin davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacıya ödenmesi amacıyla davalı aleyhinde başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili talebine ilişkin olduğu, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 09/01/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak dava konusu trafik kazasının oluşumunda …plakalı araç sürücüsünün ‘Trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirmek’ kuralını ihlal etmesi sebebiyle kusurlu, … plakalı araç sürücüsünün ‘Sürücüler hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak” kuralını ihlal etmesi sebebiyle kusurlu olduğunu, dava dışı … plakalı araç sürücüsünün ise kusursuz olduğunu, … plakalı araçta meydana hasar bedelinin 8.188,47-TL olduğunu, kusur oranının gözetilmesi ile davalı sigorta şirketi tarafından 30/10/2018 tarihinde yapılan ödemenin mahsubu neticesinde ulaşılacak bedelin davacı tarafça talep edilebilecek tazminat bedeli olduğunu mütalaa ettiği, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 08/01/2021 havale tarihli raporu ve dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak düzenlenen 29/11/2019 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı göz önünde bulundurulduğunda, …plakalı araç sürücüsünün %75 oranında, … plakalı araç sürücüsünün ise %25 oranında kusurlu olarak dava konusu trafik kazasına sebebiyet verdiklerinin kabul edildiği, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 15/02/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak davalı sigorta şirketi tarafından 30/10/2018 tarihinde yapılan ödemenin ödeme tarihinden rapor tarihine kadar işleyecek yasal faizinin 633,33-TL olduğunu, davacı şirketin icra takibi kapsamında davalı sigorta şirketinden talep edebileceği sonuç tazminat bedelinin 4.484,46-TL olduğunu mütalaa ettiği, davacı tarafça dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, rizikoyu bildirir başvuru dilekçesinin davalı sigorta şirketine 12/10/2018 tarihi itibariyle usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, bu kapsamda sigorta şirketinin başvuru tarihinden itibaren 8 iş gününün sona erdiği 25/10/2018 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü, tarafların kusur oranları dikkate alındığında davalı sigorta şirketinin sigortalısı … plakalı araç sürücüsünün %75 oranında kusuru dahilinde sorumluluğu bulunduğu, bu bedelin (8.188,47*75/100) 6.141,35-TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından 30/10/2018 tarihinde yapılan 3.070,68-TL tutarındaki ödeme mahsup edildiğinde davacı tarafça davalı sigorta şirketinden talep edilebilecek asıl alacak miktarının 3.070,67-TL olduğu, davalı sigorta şirketinin 25/10/2018 tarihinde temerrüte düştüğü, bu kapsamda işlemiş faiz bedelinin 25/10/2018 tarihi ile icra takip tarihi olan 03/04/2019 tarihi arasındaki 131 gün üzerinden hesaplanması gerektiği, belirtilen çerçevede yapılan hesaplama sonucunda davacı tarafça talep edilebilecek işlemiş faiz bedelinin (3.070,67-TL*9*131/100/365) 99,19-TL olduğu, neticeten davacı tarafça davalı sigorta şirketi aleyhinde başlatılan icra takibinde talep edilebilecek asıl alacak bedelinin 3.070,67-TL, işlemiş faiz bedelinin 99,19-TL ve posta gideri masrafı 6,50-TL olarak belirlendiği anlaşılmakla, açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Davalı … Anonim Şirketinin İzmir .. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibine İTİRAZININ 3.070,67-TL asıl alacak, 99,19-TL işlemiş faiz ve 6,50-TL posta gideri masraf bedelleri yönünden İPTALİNE, İzmir …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 3.070,67-TL asıl alacak, 99,19-TL işlemiş faiz ve 6,50-TL posta gideri masraf bedeli olmak üzere toplamda 3.176,36-TL üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %9 yasal faizi uygulanmak suretiyle devamına, 0,01-TL asıl alacak, 102,21-TL işlemiş faiz bedeline yönelik toplamda 102,22-TL tutarındaki fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alacak miktarı Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda belirlendiğinden, likit olmayan alacak açısından talep edilen icra inkar tazminatı talebinin yasal koşulları oluşmaması sebebiyle REDDİNE,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 216,97-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 165,57-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 22,00-TL elektronik tebligat, 190,00-TL tebligat, 164,80-TL posta masrafı, 900,00-TL bilirkişi ücreti, 54,40-TL peşin harç ve 54,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.385,60-TL yargılama giderinden davanın kabul ret oranı dikkate alınarak 1.342,39-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 3.176,36-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalının kendilerini vekille temsil ettirdikleri göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 102,22-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
8-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/03/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.