Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/681 E. 2021/1017 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/681 Esas
KARAR NO : 2021/1017

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/12/2020
KARAR TARİHİ : 11/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı aralarında hizmet sözleşmesi akdettiklerini, müvekkili şirketin sözleşmeden kaynaklanan bütün edimlerini yerine getirdiğini, davalının takip dayanağı 5 adet faturadan kaynaklanan edimlerini yerine getirmediğini, taraflarınca müvekkili şirketin alacağı uğrunda merkezi takip sisteminin (İzmir … İcra Dairesi’nin) …/… E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığnı, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini belirterek davanın kabulü ile merkezi takip sisteminin …/… E. Sayılı dosyasındaki itirazın iptaline, davalının kötü niyetli olması sebebi ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalının taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın MTS İzmir … İcra Dairesinin …/… E. Sayılı dosyayı takibe koyduğunu, takibin bedeli ödenmemiş internet hizmeti faturalarına dayandırdığını, davacı taraf ile müvekkili şirket arasındaki ilişkinin tüketici ilişkisi olduğunu, müvekkili şirketin restorantı olduğunu, müvekkili şirketin işletmesinde bizzat kullanmak üzere davacı tarafla internet hizmeti abonelik sözleşmesi yaptığını, söz konusu internet hizmetinden kar amacı gütmediğini, müvekkil şirketin internet hizmetini nihai tüketici olarak satın aldığını, müvekkilinin bir internet cafe ya da internet hizmetini insanlara pazarlayıp kâr elde eden bir şirket olmadığını, müvekkilinin bu sebepten ötürü işbu abonelik sözleşmesinde tüketici sıfatına haiz olduğunu, 20.06.2019 tarihinde müvekkili ile davacı arasında abonelik sözleşmesi yapıldığını, davacının işbu sözleşmeyi 01.07.2019 tarihinde alt yapı bulunmadığı gerekçesiyle tek taraflı olarak feshettiğini belirterek itirazın iptali davasının reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklının takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatını ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Uyuşmazlığın, taraflar arasında yapılan abonelik hizmet sözleşmesi gereği ödenmeyen fatura bedelinin tahsili yönünde İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… merkezi takip sistemi sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… MTS takip dosyası UYAP üzerinden getirtilmiş olup incelenmesinde; alacaklısının … Anonim Şirketi olduğu, borçlusunun … Ltd.Şti. olduğu, borçlu vekilinin 27/02/2020 havale tarihli dilekçesi ile takibe, alacak kalemlerine, faizlerine ve ferilerine itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Dava, İİK 67. madde gereğince açılan itirazın iptali davası olup, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Kanunda aksi bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. (TMK.’nun 6. m.) 6100 sayılı HMK’nın 25. maddesinin ikinci fıkrasında kural olarak hâkimin kendiliğinden delil toplayamayacağı kabul edilmiştir (Umar, B.: Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Ankara 2014, s. 114 vd.). Taraflarca getirilme ilkesi olarak kabul edilen bu düzenleme ile özel hukuk uyuşmazlıklarında kural olarak, tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin vakıaların ve bu vakıaların delillerinin bizzat taraflarca getirilmesi ve yargılamada ileri sürülmesi düzenlenmiştir. Böylelikle dava malzemelerinin toplanmasında ve bunların ileri sürülmesinde hâkimin pasif olması kabul edilmiştir (Üstündağ, S.: Medeni Yargılama Hukuku, İstanbul 2000, s. 238).
Dava konusu olan hakkın, gerçekten mevcut olup olmadığının anlaşılması, maddi hukukun o hakkın doğumu ve ortadan kalkmasını kendisine bağladığı olayların doğru olup olmadığının saptanması sonucunda mümkün olur. İşte dava konunu hakkın ve buna karşı yapılan savunmanın dayandığı olayların mevcut olup olmadıkları hakkında mahkemeye kanaat verilmesi ameliyesine ispat denir.
Bir taraf, ancak dayandığı olayların doğru olduğunu veya diğer tarafın dayandığı olayların doğru olmadığını ispat etmek suretiyle davayı kazanır veya onun reddini sağlar. Davacı, davasında ne kadar haklı olursa olsun, davanın dayandığı olayları ispat edemez veya eder de davalı bunların aksini ispat ederse, davayı yitirmeye mahkumdur.
Mahkememizce davacı şirkete müzekkere yazılarak taraflar arasında imzalanan abonelik dosyasının, ne kadar internet kullanımı yapıldığının ve internet trafik bilgilerinin ve tüm dosyanın mahkememize gönderilmesi istenilmiş, gelen yazı cevabında; şirket kayıtlarında yapılan incelemede ilgili abonelik dosyasına fiziksel ve dijital arşivlerinde ulaşılamadığının, aboneliğin iptali edilmesi nedeniyle internet trafik bilgilerine ulaşılmasının mümkün olmadığının, kurulum işlemi yapılamadığının, aktif olmadığının, internet kullanımı bulunmadığından sunulamadığının bildirildiği görüldü.
Toplanan deliller, gelen yazı cevapları ve tüm dosya kapsamı somut olay değerlendirildiğinde; eldeki davanın abonelik hizmet sözleşmesine dayandığı, tahakkuk ettirilen fatura bedeli nedeniyle takip dosyasına itiraz edilmesinden kaynaklı ihtilaf bulunduğu, davacı şirketçe müzekkereye verilen cevapta, abonelik arşivi ve internet trafik bilgilerine ulaşılamadığı, kurulum işleminin yapılmadığı, internet hizmetinin aktif olmadığı gibi beyanların kendi iddiaları ile çeliştiği, çözümü teknik ve uzmanlık gerektirecek alanda incelemeye esas teşkil etmek üzere abonelik dosyasının ve kullanım miktarlarının delil olarak sunulmasının zaruri olduğu, iddiaların haklılığı bakımından davacının üzerine düşen ispat yükünü yerine getirmediği, dosyanın bu haliyle tespit yapmayı gerektirir olgunluğa ulaşmadığı anlaşılmakla ispat edilemeyen davanın reddine, kötü niyet tazminatı koşulları oluştuğunu gösterir emareler bulunmadığından tazminat talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harcın peşin harç olarak alınan 104,92-TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 45,62-TL harcın isteği halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davacıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
5-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2.maddesi gereğince hesap ve takdir edilen 4.080,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-27/05/2021 tarihli ihtiyati haciz ara kararının kaldırılmasına,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.11/11/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)